resim
Wesley Sneijder
Görev:Stratejik Danışman
Takım:-
Yaş:40
Uyruk:Hollanda
  • 11101
    wesley sneijder hiç eğip bükmemiştir. bizde sıkça başvurulan ne şiş yansın ne kebap minvalinde politik konuşmamıştır. mustafa denizli'ye kefil olanlar bu işten hiç anlamıyorlar bu nedenle bunun faturasını ödemelidir demiştir. takım yeterli taktik antreman yapmadığı gibi sezon başında da iyi çalışmamış, iyi kondisyon yüklenmemiştir diyerek h. hamzaoğlu ve m. denizli'nin çağdışı zihin yapılarını açık etmiştir.

    takım fizik olarak ta taktik olarak ta jan olde riekerink döneminde yükselişe geçmiş ve sezonu bir kupa ile kurtarabilmiştir demiştir. bunun alt metni çok açıktır. türkiye'de jan olde riekerink'ten iyi teknik direktör yoktur. dolayısıyla ya 5-6 m € vererek yurtdışından birinci sınıf bir td. getirirsiniz ya da jan olde riekerink ile devam edersiniz demiştir. aksi halde, yani vizyonsuz bir td. getirirseniz ve yerinde transferler yapmazsanız ben de geleceğimi düşünürüm ve sizin akıl dışı aptalca işlerinize alet olmam demiştir.

    daha ne söyleyebilir ki. bu kadar açık, bu kadar net konuşmuş aslan parçası. galatasaray'ı küçük düşüremezsiniz demiştir. düşürürseniz de beni buna alet edemezsiniz demiştir.

    taner aşkın gibi zerzevatlar, taraftara fan diyecek kadar şuursuzlar, podolski gibi yıldızlara laf çakarak adını duyurmaya çalışan zavallılar wesley sneijder'i yiyemezler, yiyemeyecekler.

    hodri meydan, görelim bakalım taraftarla s.... yarışına girmeye cesaretleri var mı?

    not:galatasaray'ın en büyük düşmanları, kendilerini bir şey zanneden bu egoist zerzevattır. bunların konuşmaları sadece divanlarda olur. stada gelince nefesleri yetmez.
  • 11104
    hepimizin söylemek istediklerini, haddini aşarak söylemiş oyuncumuz. kendi her ne kadar çarpıtıldığını söylese de, ben bu açıklamaları yaptığını düşünüyorum. had aşma, sınırı aşma gibi kavramları sadece romantik kavramlarmış gibi yok saymak isteyen arkadaşlarımız yanılgı içerisindeler. sneijder'in yaptığı açıklama öncelikle eşyanın tabiatına aykırı. maaşlı bir oyuncu olarak, kendi yetki ve sınırlarını aşarak yönetimi eleştirmesi, şahıs ve olay detayında bunu yapması doğru değil. yönetim ve başkanın yetersizlikleri ve sneijder'in haklılığı yaptığını doğru kılmıyor. bu tarz açıklamaları zlatan gibi birkaç istisna hariç, dünyanın hiçbir kulübünde hiçbir yıldız futbolcunun yapmasına izin verilmez. ha çoğunda zaten futbolcu buna cesaret dahi edemez de, bizdeki yönetim boşluğu bu cesareti sneijder'e vermiş görünüyor. benzer bir durumu aysal-terim olayında da görmüştük. adın ne olursa olsun, taraftar seni ne kadar severse sevsin, bu kulüpte seçilmiş bir yönetimden maaş alarak çalışıyorsan, o yönetime saygı göstermek, gösteremediğin durumda görevini bırakmak durumundasın. basına başkanın ya da yönetimin hakkında atıp tutmaya başlarsan, geri dönüşü olmayan bir yola girmişsin demektir.

    konuya sneijder haklı veya ne sınırı ne çizgisi, hak edene gerekeni söylemiş diye yaklaşanlara tavsiyem, konuya empati yaparak,kendilerini patronları hakkında atıp tutarken, yada çalışanları kendisi hakkında atıp tutarken düşünmeleri olur.
  • 11105
    sistemin kölesi olmayı kendilerince doğru olduğunu kabul etmiş olanların, yaptığı açıklamaların haddini aştığını düşünmeleri çok normal.

    bakın abicim bu ülkede koltuk sahiplerinin, işleri koltuklarından olmamak adına ne kadar batırdığını her gün bu ülkede yaşayarak tanık oluyoruz. yanlış yapanların statüleri, makamları, mevkileri, patron ya da başkan olup olmamaları beni zerre ilgilendirmiyor. bu açıklamayı sneijder yaptıysa ağzına sağlık. bu açıklamayı tarık çamdal veya florya'nın güvenlik görevlisi yaptıysa bile ağzına sağlık. buraya kadar tamam mı?

    şimdi gelelim asıl meseleye. ilk cümlede de ve yukarıda da belirttiğim gibi makamların mevkilerin umrumda olmadığı, tek gerçeğin doğrular olması gerektiğini düşündüğüm bu dünyada "sneijder'in sıylıdıklırı dığrı ımı empati yapıp patron olduğunuzu düşünün" diyerek söz konusu açıklamanın yapılmasının yanlış olduğunu savunmak amiyane tabirle piyon olmayı kabul etmektir.

    hak etmeyen kişilerin işgal ettiği koltukların sahiplerini eleştirmek herkesin hakkıdır. senin de benim de 10'un da.

    makamın mevkiinin değil karakterlerinizin ve bileğinizin hakkıyla kazandıklarınızın saygı gördüğü bir dünyada yaşamak dileğiyle.

    maaş veriyor diye saygı duymak veya susmak zorunda olmadığımızın farkına varılması dileğiyle...

    edit:

    yeni girdilerle başlıkta uzun trafikler yaratmak istemediğimden editliyorum. öncelikle benim duymaktan sizin de argüman olarak sunmaktan bıkıp usanmadığınız, lise çağlarından beri değişmeyen düşünce kalıplarına "bışkılırının ığzındın" yazma efekti(!) ile karşı çıkmam pek sevgili erginleri rahatsız etmiş, uzun uzadıya cevap girdileri gelmiş. başkalarının ağzından yazma efektini ve bu gibi şeylerle muhattap olma konusunda utanarak girdi girmeniz beni gerçekten rahatsız etmiyor. sonuç olarak insanların nerede ne şekilde fikirlerini beyan etmeleri gerektiğini belirli kalıplara sığdırıp had bilmekten bahsetmek benim alanım değil. sizin anlayacağınız şekilde yazarsam haddim değil. aa, aksi gibi kimsenin haddi değil. asıl vurgulanmak isteneni görmezlikten gelerek yazdığınız pek ergince fikirlerinize yanıt olarak söylemek istediğim anlaşılır umarım bu sefer. insanların ne söyleyecekleri ne de nasıl söyleyecekleri konusunda kimse kimseye karışamaz. adam isterse instagramdan fikirlerini fotoğraf altına yazarak beyan eder, isterse başkana çıkar öyle söyler ki ilgili röportajı okursanız bunu denediğini fakat sonuç gelmediğini 10 kendi söylemiş. milletin ağzına kulübü, berbat bir şekilde yöneterek, meze yapan utanılması gereken yönetim performansını sergileyen kişilerin yerine de kendimizi koyamadığımız için kusura bakmayın hayat tecrübesi benim yaşımın iki katı olan ergin beyefendiler. ama söylediğim gibi ne yaşınız ne de sizin belirlediğiniz kriterler benim zerre umrumda değil.

    öncelikle bey edalarıyla insanların hareketlerini yargılamaktan vazgeçmeniz ve eğer utanıyorsanız kendinizle çelişip uzun uzadıya cevap girdileri girmemeniz dileğiyle...
    (bu arada insanların neyi nasıl söylemesi gerektiğini, kesin olan budur şeklinde belirleyip başka fikirlere saygı duymaktan bahsetmeniz dikkat çekici.)

    ha bu arada fidel castro'nun "sılımı vır".
  • 11107
    eğriyi doğruyu oturup açık açık söyleyen futbolcu. fakat,ama ve lakin kendisinin aklının saha içine geri çekilmesi lazım. futbolunda büyük düşüş oldu bu sene, düşüşünün nedenlerinden biri de aklını saha dışına yorması. florya'nın tekrar toparlanıp iplerin ele alınması lazım. kulüpte bunca çalkantı olunca futbolcuların aklını futbola vermesi zor oluyor.
  • 11108
    yaptığı açıklamaların maaşlı çalışan - patron ilişkisi çerçevesinde eleştirilmesini yanlış bulduğum oyuncumuz. bir kere galatasaray gibi, arkasında hiç bir maddi çıkarı olmadan destekleyen milyonlar olan bir kurum herhangi bir şirket ile bir tutulamaz. çünkü maddi beklentisi olmayan, galatasarayı gönül vermiş bireylerin takımınlarının iyiliğini istemesinden daha doğal bir şey olmadığı gibi, şirketlerde bu sadece aidiyet duygusuna önem veren çok kurumsal yerlerde çalışan maaşlı insanlarla sınırlıdır.

    belki de tek ortak nokta ise; şirket veya takım, maaşlı veya sevdalı insanların yanlış gördükleri noktada bunu dile getirmeleri gerektiğidir. günümüz üyopyasında bu mümkün olmadığından ve direk işten çıkarmayla sonuçlanacağından insanlar bunu had aşma olarak görebilir.

    burda sormak istediğim tek soru var;

    aidiyet duygusunu benimsetmiş bir şirkette çalışıyor olsanız ve şirketin gidişatı hakkında endişeleniyorsanız, hissettiğiniz aidiyet neticesinde bunu dile getirmez misiniz? getirmelisiniz. hele ki şirketin sahibi (galatasaray taraftarı) arkanızdayken, hangi müdür (dursun özbek) sizi işten çıkarabilir ki?

    bizlerin dile getirmeye çalışıp sesini duyuramadığımız şeylerin sesi olmuş, bu cesareti gösterebilmiş futbolcudur. aslanın önde gidenidir.
  • 11109
    bazıları kendisinin haddini aştığını söylüyor. dursun özbek'te hesabını soracağız falan demiş. eminim ki sneijder o yönetimdekilerin hepsinden daha fazla galatasaraylıdır. söylediklerinin hepsinin altına da imzamı atarım.

    dursun özbek öyle aciz bir adam ki daha transfer yapmasını beceremiyor. bir sürü rezaletine şahit olduk ama hala o koltukta oturabiliyor. başkan önce kendisi hesap versin.
  • 11110
    arkadaş bu adamın tek isteği saha içiyle dışıyla iyi bir organizasyon. saha dışında yapılan saçma işler bitmiyor. bunlar saha içine de yansıyor. bu saçmalıklar sonucu etrafında drogba'lar, melo'lar, eboue'ler varken yasin'ler, umut'lar, sabri'ler doluştu. elbette çıkıp "siz ne yapıyorsunuz" diyecek.

    hep söylüyorum. sneijder first class bir futbolcu. nasıl oldu nasıl bitti bilemem. ama bu adam bize transfer oldu. bildiğin bizde oynuyor. ve bizi çok seviyor, sahipleniyor. "etmeyin, eylemeyin." diyor. "saçmalıyorsunuz, burası galatasaray." diyor. adam potansiyelimizin farkında ve bu potansiyelini çarçur edilmesine hayret ve isyan ediyor. iyi yapıyor.

    kalbimizden geçenleri ifade ettiği için kendisine çok teşekkür ediyorum. ayrıca dünyalar tatlısı oğlu ve değerli eşiyle beraber kendisine uzun ve mutlu bir ömür diliyorum.

    konuş wesley, konuş ki ibret alsınlar...
  • 11111
    açıklaması ile, ağız burun eğerek, başkasının ağzından yazma efektini başarı ile kullanan ergenleri ortaya çıkaran on numaramız. "sistemin kölesi olmak"mış, "piyonluk"muş pek beylik, pek romantik argümanlar da kullanılmış. sanırsınız ki fidel castro klavye başına geçmiş. bakın tekrar anlatıyorum. sana kimse doğruları söyleyemezsin, patronunu eleştiremezsin, futbolcusu olduğun kulübün başkanını eleştiremezsin demiyor. bunların hepsini pekala yapabilirsin. ama bunun bir yolu yordamı var. kulübün başkanına, yönetimine bir diyeceğin var ise çıkarsın huzura söylersin. patronuna da bir söyleyeceğin var ise keza öyle. huzura çıkacak kadar saygı duymuyorsan, alırsın ceketini çıkarsın. o zaman ne istersen, nereye istersen konuşabilirsin. öyle ne yardan ne serden deyip, kulübün iç meselelerini milletin ağzına sakız, masasına meze yapamazsın. doğruların söylenmesinin önemli olduğu, kimin söylediğinin önemli olmadığı görüşünün de samimiyetine inanmıyorum. bence sneijder'in yaptığı bu hatanın hoş görülmesinin yegane sebebi bu. aynı röportajı sabri, hamit, tarık veya nispeten daha az sevilen x bir futbolcumuz verse, burada yazılanların ekseni bambaşka olurdu.

    özetle; bence sneijder'in yaptığı bir hata. günün sonunda en çok yine sneijder'i seven taraftarın üzüleceği sonuçlar yaratması kuvvetle muhtemel olan bir hata. futbolda bunun örnekleri çok. lekesizlerin özgürlüğünü ilan etmesi, sahiplere başkaldırması, ejderha üzerinde nutuklar falan ancak dizilerde olabiliyor. ayrıca çok rica ediyorum, ağız burun eğme efekti ile yazan arkadaşların kendisinden başka kimsenin görüşüne önem vermeyen yazıları da azalarak yok olsun artık sözlükte. ben sizinle muhatap olurken utanıyorum, siz şu tavırlardan utanmıyorsunuz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın