• 1
    hayvansal gıdaları beslenme düzeninden çıkarmış, bitkisel proteinlere yönelmiş sporcular. vegan sporcuların ise bu kararı verdikten sonra performanslarının düşüp düşmediği baya tartışma konusu.

    (bkz: hector bellerin)
    2018 yılında vegan beslenmeye geçtiğini açıklamıştı. kendisi bu kararı verdikten sonra performansının tam potansiyeline ulaşmasını sağladığını söylese de arsenal taraftarları vegan olduktan sonra performansının geriye gittiğini düşünüyor. bana kalırsa bence de 2018 yılından sonra performansı geriye gitti ancak ne kadar vegan olmasıyla bağlantılıdır bilemiyorum.

    bildiğim kadarıyla kyrie irving de bir ara vegan olduğunu açıklamıştı ama onu bu başlık altında kesin olarak yazamayacağım. zira kendisinde hafif meczupluk olduğu için çok da emin olamıyorum, kafasına estiği bir anda vegan olduğunu açıklamış olabilir.
  • 3
    chris smalling vegan olduğunu açıklamıştı. agüero ise bilindiği kadarıyla vejetaryen.

    olaya "ceset yiyorsunuz abi" iğrençliğinde ya da tam tersi "abi genlerimizde var, etsiz sofra mı olur" sığlığında bakmaya gerek yok. şahsen vejetaryen ya da vegan değilim ancak kırmızı etteki fiyatlar, balığın zahmeti ve tavuk etinin verdiği bıkkınlıktan dolayı bir süredir neredeyse vejetaryen besleniyorum diyebilirim. bilimsel açıdan baktığınızda hayvansal gıdalardan aldığınız proteini ve diğer besin değerlerini bitkisel gıdalarla da ikame edebilirsiniz. 100 gram süzme beyaz peynirle 100 gram pişmiş kırmızı etin protein miktarı neredeyse aynı. bir sporcunun alması gereken proteini tam olarak bilmiyorum ancak standart bir insanın alması gereken miktar aşağı yukarı kilosu x 0,001. yani 80 kg birinin 80 gram protein alması gerekiyor. doğal olarak ikame etmek zor değil fakat et tüketmek kadar da pratik olmadığı için iyi bir beslenme diyeti ve ortalama üstü gastronomi bilgisi gerektiriyor.

    ancak her işin en önemli aşaması sebebidir. neden vejetaryen/vegan besleniyorsunuz? felsefesi için olabilir, sağlıksal olabilir (örneğin gut hastasısınızdır) veya et tadını sevmiyorsunuzdur. ama sebebini bilip ona göre ön hazırlık yapmak gerekiyor bence. bu gözler sabah ben vejetaryen oldum diyip akşamına açlıktan bayılırken tavuk döner yiyenleri de gördü. eğer felsefesinden kaynaklı değilse tercihiniz bu tarz beslenmeyi detoks tadında belirli bir zaman için de uygulayabilirsiniz zira hayvansal beslenmeyi abartmak başka başka sağlıksal sorunlara yol açabiliyor.

    ekleme: sporcu arkadaşlardan gelen eklemeler sonrası profesyonel düzeyde spor yapan birisinin alması gereken protein miktarı sanırım benim belirttiğim seviyenin 1.5 - 2.5 katı arası imiş.
  • 4
    yumurta hariç hayvansal gıda tüketmiyorum, ki ara sıra balık yiyordum onu da bıraktım uzun süredir, oldukça rahatladım. hemen her kış, en az 5 kez yorgan döşek olan ben, beslenme değişikliği sonrası 1 gün bile yatmadım. belki şans, belki bir açıklaması var. ben danışmadım lakin yine de doktor kontrolünde bu değişikliği yapmakta fayda var sanki.
    oldukça rahatladığımı, ara öğün dahil günde 4 öğün yerken 2 öğüne düştüğümü de ekleyeyim. şu sıralar biraz yağ bağladım, sebebi pandemi ve ailemde peşi sıra gelen ölümler sonrası bir düzen oturtamamam
  • 6
    ozellikle batida gittikce sayilari yukselen sporculardir.

    bunun da zaten genel olarak gelismis ulkelerdeki et tuketimi ve hayvan urunleri tuketiminin dusmesiyle alakasi var. sosyo ekonomik durumla ilgili oldugunu gormemiz gereken acik bir fark var turkiye gibi gelisen ulkeler ve gelismis ulkeler arasinda.

    ozellikle bati avrupa, karbon emisyonu, cevre, hayvan haklari ve saglikli beslenme konusunda cok ciddi bir atilim icerisinde. ciddi sekilde et yerine sebze ve protein bazli tuketilen fabrikasyon urunler de mevcut. hamburger etinin tadini artik zor ayirt ediyorsunuz. artik, neredeyse et yiyen insanlar artik azinliga dusecek. bu durumda, vejeteryanligin yukselisi de pay sahibi tabii.

    turkiye gibi ulkelerde ise et fiyatindan oturu bir luks ve artik sadece toplumu bir kisminin erisimi var. ben aslinda, sebze ve bakliyat acisindan zengin oldugunu dusundugum turkiye'nin cok rahat vejeteryan ve vegan bir topluma ev sahipligi yapabilecegini dusunuyorum. fakat, henuz boyle bir restoran segmenti gerek istanbul'da gerekse anadolu'da gelismemistir diye tahmin ediyorum. yemek aliskanliklari da baska bir konu tabii. insanlarin yedigi seyi sorgulamadan yemesi gibi bir durum var.

    vegan sporculara donersek, futbol ve diger dallarda aklima gelen isimler mevcut. hem kas yapilari hem de yenileme surecleri icin ozel sefleri tarafindan vegan olarak yeterli besleniyorlar. hatta, performanslarinin arttigi uzerine de makaleler mevcut.

    (bkz: lewis hamilton)
    (bkz: tom brady)
    (bkz: kyrie irving)
    (bkz: hector bellerin)
    (bkz: fabian delph)
    (bkz: chris smalling)
  • 7
    the game changers belgeseli ile benimde bir süre ilgi beslediğim beslenme türü. fakat belgeselin belli vegan şirketlerin destekleriyle çekildiği, objektif olmadığı ve hakkında yapılan bazı eleştirileri okuyunca bir parça soğudum diyebilirim. vegan beslenmeyi hayatının odak noktası haline getirmiş herkese saygı duymakla beraber, bence en güzeli hepçil beslenme türü. zira her iki gıdaya da insan vücudunun ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. kaldı ki doğada da bu durum söz konusu. örneğin otçul olarak bilinen sincap, inek, at gibi hayvanların bile yer yer et yedikleri incelemelerle sabit.

    bu arada belgeseli izlemenizi tavsiye ederim, akabinde bu belgeseli eleştiren makalelere ve profesyonel sporcu videolarına da bir göz atın derim ben.
  • 11
    temel hareketlerin hepsinde kaldırdığı ağırlık intermediate veya biraz üzerinde olan bir amatör sporcu olarak olamayacağım sporcu çeşididir.

    170 boyunda, 80 kilo biriyim. pandemi öncesinde kendi en iyi halimdeydim, 77 kiloydum. şimdi benim almam gereken protein minimum 100, 115gr arasında değişiyor. oturup "soya sütünden 10 gelse, falafelden 20 çaksam" diye hesaplayamam. uğraşmam yani. çok barzoca olacak da ekosistemin bozulmasının veya sera gazı salınımının senin-benim hayvan yememle alakası olmadığını düşünüyorum. ha yarın hepiniz araba kullanmayı, kömür yakmayı falan bırakırsanız bir düşünürüm. ama ben elimde havuçla deadlift yaparken yan komşum ford ranger'dan duman ata ata otoparka girerse olmaz o iş.

    bir de 100 gram mercimekte 9 gram protein bulunurmuş az evvel baktım. harika bir destekleyici benim ana öğünüm için. 9 gram proteini kim kime veriyor destekleyici gıdada. ama sen bana vegan ol dersen benim buralardan bir ana yemek çıkartmam lazım.

    dünyamızın geleceği falan olaylarına da çok giremiyorum ne yalan söyleyeyim. çok şanslıysam 50 yıl sonra ben yokum. yere çöp atmam, bol bol ağaçlandırma çalışmasına katılır fidan ekerim, iskender yerim. devam.
  • 14
    vegan olmaları sporcu kimliklerinden geliyorsa bir şey diyemem ama dünya'nın ekolojik sistemi dolayısıyla bu yolu tercih etmişlerse yanlış yoldalar. hayvansal gıdalara olan talep hiçbir zaman bitmeyecek hatta azalmayacak bile. ürün talebi her geçen gün daha fazla artıyor, artmak da zorunda. artan nüfus bizi buna itiyor. ileride yapay hayvansal gıdalar çıkacak, o zaman bu ürünleri tüketebilirler sanırım.
    1 kg koyun eti için gereken ortalama su miktarı : 6100 litre
    1 kg keçi eti için gereken ortalama su miktarı : 4000 litre
    1 kg tavuk eti için gereken ortalama su miktarı : 3900 litre
    içinde 150 gr. biftek olan bir hamburger için : 2325 litre
    1 kg biftek için gereken su miktarı : 15.500 litre

    tamam hayvansal gıdalara baktık, şimdi de farklı tüketim ürünlerine bakalım.
    1 kg buğday için gereken su miktarı : 1300 litre
    1 kg şeker için gereken ortalama su miktarı : 1500 litre
    şimdi et ürünleri yerine genelde beslenmeyi tercih ettikleri soyaya bakalım.
    1 kg soya için gereken ortalama su miktarı : 1800 litre (tavuk etinin yaklaşık yarısı)
    1 kg pirinç için gereken su miktarı : 3400 litre
    patates gibi taşa bıraksan üreyen bir sebze için bile 900 litre su gerekiyor(1 kg için).
    bu sporcular kahve içmiyorlar mı? içiyorlarsa boşa veganlar.
    1 kg kahve için gereken ortalama su miktarı : 21.000 litre!
    giyim alışkanlıklarına bakalım. bu sporcularımızın çoğu her gün başka kıyafet giyerler. çoğu bir giydiğini bir daha giymez.
    bu ölçüde durumun vahametini açıklayalım.
    kot pantolon(1 kg pamuk) için gereken su miktarı : 10.800 litre
    ayakkabı (1 kg deri) için gereken su miktarı : 16.600 litre
    ki bu saydıklarım ham maddelerinden yola çıkarak harcanan su miktarı. kalite farkı dolayısıyla, futbolcuların giyim ihtiyacı için kullandıkları giyim ürünlerine çok çok daha fazla su harcanıyor.
    daha 500 m^3'lük su harcanan son model arabalarını, villalarını ve içindeki kocaman havuzlarını yazmadım bile.

    e kardeşim bu işin sadece su ile alakası yok, sera gazları falan?
    amerika birleşik devletleri çevre koruma ajansı istatistiklerine göre hayvansal üretimin getirdiği sera gazı emisyonunun %4-%9 arasında bir etkisi olduğu gösteriliyor. elbette buna karşı çıkanlar da var ama doğru olan oranın bu olması, +%50 gibi büyük bir oranın olduğunu iddia edenlerden daha gerçekçi. tarım ürünleri için ise %9 gibi bir oran gösteriliyor. geri kalan ulaşım, elektrik ve sanayiden her biri için oran +%20.

    bir diğer konu da atıklar ile ilgili ama bugün hayvansal atıkların çok büyük bir kısmı geri dönüşümde kullanılıyor. şunu da unutmamak gerekir ki hayvancılık olmadan tarım, günümüz itibarıyla imkansızdır. bu da vegancılık anlayışın en büyük eksik ve tutarsız noktalarından bir tanesi. öncelikle vegan olan sporcular/insanların büyük bir çoğunluğu buğday gibi, yulaf gibi ürünlere ilgi gösterirler ama bu ürünlerin üretiminin çok büyük bir kısmı hayvanlar için kullanılır ve onlar için üretilir. aslında istemeden bu ürünlerin üretimine ve hayvan pazarına katkıda bulunuyorlar. daha konuşulacak çok fazla şey var ama bu kadarı yeterli diye düşünüyorum.

    vegan sporcular, sporcu aktiviteleri için vegancılığı tercih ediyorlarsa ve yararı varsa bu görüşe katılmamama rağmen anlayışla karşılarım(et ürünleri tüketmemenin sağlıklı olmadığına dair bir ton makale var ama uzatmamak için bu konuya da girmeyeceğim) ama eğer ekolojik denge için bu görüşe uyuyorlarsa yanlış yoldalar. hayvan pazarındaki vahşet ile ilgili çekinceleri varsa, bunu da çok samimi bulmuyorum. orta doğuda, afrikada ve bazı asya ülkelerinde savaştan ve açlıktan ölen insan sayısına baksınlar. durumun ne kadar kötü olduğuna görürler. henüz bilinci bile oluşmamış zombi civcivlerin ve duygusuz laboratuvar ineklerinin öldürülmesinden çok daha vahşice şeyler var dünyada.
  • 15
    saygı duyduğum sporculardır. en nihayetinde bir tercih ve yaşam biçimi bu durum. ama hepçil insanlara öcü gibi bakmaları hiç hoş olmuyor. ayrıca lütfen vegan referansı olarak the game changers'ı referans göstermeyin dostlar.

    the game changers belgeselinde anlatılan şeylerin bir çoğu şişirme ve uydurma. bu belgeseli inceleyen yerli ve yabancı bir sürü sporcu ve beslenme uzmanı çok sert eleştirdiler. hem de detaylı anlatımlarıyla birlikte. kaldı ki orada vegan olarak gösterilen ve belgeselin destekleyicilerinden biri olan vücut geliştirmeci siyahi arkadaş, bir restoranda daha yeni et yerken görüntüleri ortaya çıktı. sosyal medya heabından özür vs diledi.

    demem o ki güzel belgeseldir the game changers, bana da bitkisel protein alımı konusunda bir çok fikir kazandırdı. ama bu belgeselle birlikte uzman eleşitirilerini de okuyun ve izleyin derim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın