tarzını sevmiyorum, kulübe yaklaşımını sevmiyorum, yönetim anlayışını sevmiyorum. amacım kendisini kötülemek değil, bugüne kadar yönetim kurulu ve kendisi hakkında bir sürü şey yazdım, açın okuyun. sadece kendisini sevmeme hakkımı kullanmak istiyorum hepsi bu.
polat'ı camianın liseli kesimi devirdiğinde tamamen toplama ve uyumsuz bir yönetim kurulu oluşturmasından tut,
bülent tulun gibi kendi başkanını mahkemelere düşüren birini danışman olarak yanında tutmasına kadar hiçbirşeyini sevmiyorum. şike sürecindeki manasız çıkışlarını, demirören'in fedarasyon başkanı olmasını engellemeyi bırak karşısına adam akıllı bir tane başkan adayı çıkartamamasını sevmiyorum. kulübün borcunu hisse satarak tek haneli rakamlara düşürme yöntemini sevmiyorum.
evet sempatik biri, karizmatik biri de sırf bu sebeplerle birini sevmek nasıl bir yaklaşımdır anlamıyorum.
kendisini bir senede büyük başkan ilan edenler, onu başarılı bulanlar, sadece geçen sene şampiyon olduğumuz için destek veriyorlar. bu kişiler acaba
12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçında eğer kupayı kadıköyde kaybetseydik, aynı desteği verirler miydi merak ediyorum. ya da tukaka yapılarak adeta kulüpten kovulan, bir zamanlar taraftarın "adnan polat, adnan polat bulunmaz eşin" diye hakkında besteler yapıp naralar attıkları polatgiller, takımın başına
fatih terim'i getirmek istediğinde bunu başarabilselerdi şu an
ünal aysal başkan olabilir miydi, pek sanmıyorum.
kendisini başarılı bulanlar neye göre başarılı buluyorlar merak ediyorum. herkesin dilinde bir finasal başarıdır dönüp duruyor ama hangi finansal başarı biri bana da bir açıklasa göt olup kalmaya razıyım. kulübün elinde %55 hisse kalmış hala borçlar kapanıyor ama diyenler var. bu finansal kirizin sebebi kendisi değildir tabii ama şuan ürettiği çözümlerde sadece günü kurtarmaya yönelik.
tek kurtuluşları futboldan gelicek başarıya bağlı olan gelirler. satılan 40bin kombine, alınan yüzbinlerce forma da taraftarın üzerine düşen görevi yapmasından başka birşey değildir. hangimiz aldığımız kombineyi büyük başkan
ünal aysal için aldık? hepimiz
fatih terim'in aslanlarını seyretmek istediğimiz için bu paraları veriyoruz.
şimdi çıkıpta geçen seneki kadroyu sen mi kurdun demesin kimse. adam gibi bir hocan, futbolu bilen bir teknik kadron varsa bütçesi dahilinde her takım şampiyonluğa oynayan bir kadro kurar. polat zamanında hagi
stancu'ya 5 milyon euro verip takımı 8., aysal döneminde terim aynı parayı
melo'ya verip takımı şampiyon yapar.
hamit'in
galatasaray'a gelmesi de keza ne yönetimin, ne de başkanın başarısıdır. hamit, tamamen
fatih terim'le
aykut kocaman arasında yaptığı tercihi terim'den yana kullanmıştır.
galatarsaray'ın son 16 senedeki bütün yol haritası
fatih terim'den geçer. önceki iki döneminde eski başkanlardan
faruk süren ki kendisi avrupadan kupa getirmiş biri olarak efsaneleşmesi gerekirken, terim gittikten sonra adeta kulüpten kovulmuştur. rahmetli özhan ağabey
* ise, sonu
faruk süren gibi olmasın diye tüm ipleri hocaya vermediği için başarıyı yakalayamamış dolayısıyla eleştirilmekten kurtulamadığı için yaşadığı yoğun stresle birlikte sağlığını kaybetmiştir. keza az önce dediğim gibi terim, polat'la çalışmayı kabul etmeyerek tarihimizdeki ilk
* kansız darbenin yapılmasındaki son adımı atarak
ünal aysal'ın başkanlığını ilan etmesinin önündeki son engeli ortadan kaldırmıştır.
fakat aynı şey şimdi
ünal aysal için de geçerlidir. bugün
fatih terim şu dakika istifa etse sonuçları nereye gider kestirmek güç değil.
bu yüzden
fatih terim'li dönemlerde yönetimde hep karşı cepheden insanlar olur. aysal'ın yaptığı tek akllıca şey
fatih terim'e özgürlük sağlamak dediğim bir dönemde
melo konusunda yaşananlar yine beni yanıltmayacak cinsten. eğer melo savaşını terim kazanırsa bir sorun olmayacaktır, ama olurda yönetimdeki karşı cephe alınmasını engellerse yeni krizler kapıda demektir.
işin özü, kendisi şu anki başkanımızdır, herzaman gereken saygı kendisine gösterilir, ancak başkan sıfatının önündeki "büyük" tanımlamasını hakedicek hiçbirşey yapmamıştır. yatıp kalkıp
fatih terim'e dua etmesi gerekir. yoksa geçen sezon
* devre arasında, iyi giden takımı
xherdan shaqiri'nin transfer haberleriyle havaya sokup, hocaya al sana
necati dediğinde terim takımı şampiyon yapamasaydı, divan kurulu kellesini lisede değil saraçoğlu'nda isterdi. umarım bunun farkındadır.