resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 2230
    beyefendiliğiyle ve duruşuyla, diğer kulüp başkanlarına örnek olacak nitelikte bir kişiliktir kendisi. başkanımız olana dek tanımazdım, hatta ve hatta adını dahi duymamıştım. ancak katıldığı bir programda, kendisine sorulan; ''aziz yıldırım'ın başına gelen durum sizin başınıza gelseydi ne yapardınız?'' tarzı soruya, ''böyle bir olay benim başıma gelmezdi'' tarzında verdiği cevap sonrası, kendisinin ne kadar etkili * bir adam olduğunu anladım. umarım uzun yıllar bizimle olur ve zirvedeyken koltuğunu genç nesile devreder.
  • 2231
    medyanın üstünden çok fazla oynadığı başkanımızdır. her demeci farklı yerlere çekiliyor, taraftarlarla arası açılmak isteniyormuş gibi geliyor bana. geçen sene geldiğinde yapacağım dediği çoğu şeyi yerine getirmiş, önceki sezon yerlerde olan bir takımı alıp şampiyonluğa taşımak için her türlü fedakarlığı yapmış ve başarılı da olmustur.
  • 2232
    seçim vardı. iki gün sonra mehmet cansun başkan seçilecekti.

    sokakta biraz top oynadıktan sonra bir kaldırıma oturmuş sohbet eden ağabeylerimizi dinliyorduk. mevzu galatasaray'dı, seçimdi. daha 9-10 yaşlarındaydım. o yaşlardayken kime neydi kim başkan olmuş kim olamamış. başkan adaylarının vizyonu var mıymış, yok muymuş. biz o dönemin çocukları hep başarı görmüştük, kim şeçilirse seçilsin yine başarı göreceğiz zannediyorduk sanırım.

    neyse bir abi söze girdi, "ya ünal aysal diye bir adam var, has galatasaraylı. o başkan olacak adam aslında. çok zengin, isviçre'de bankası varmış, zaten borcumuzun çoğu da onun bankasınaymış" falan dedi. diğer bir abi "o olamaz başkan" dedi, nedenlerini saydıktan sonra "ben de çok isterim aslında o başkan olsun" diye ekledi.

    o zamanlar bile başkan olmasını isteyenler vardı. ben ünal aysal adını ilk defa duyuyordum. ve ondan sonra gelen birçok seçimde de aklımdan hep "keşke ünal aysal" fikri geçti. nasıl bilinçaltıma yerleşmişse.

    sonra aradan yıllar geçti. adnan polat ve adnan öztürk'ün giriştiği seçim yarışını taraftarın çok sevdiği adnan polat kazanacaktı. ben yenilikçiydim. adnan öztürk'ün kazanmasını çok istiyordum ama diğer taraftan da çok sevdiğim adnan polat'ın yeniden seçilmesi üzerine yine sevinecektim. kim kazanırsa elinden gelenin en iyisini yapacaktı, kazanan galatasaray olacaktı. belki yanıldım, belki de yanılmadım. artık bir önemi yok. ama bu seçim bir şey kanıtlamıştı. adnan öztürk'ün çok destekçisi vardı ya da birçok yenilik isteyen üye ya da adnan polat'tan memnun olmayan bir kesim. hafife alınmayacak bir kesim, belki de seçim kazandırabilecek bir kesim.

    galatasaray adnan polat başkanlığında tarihinin en kötü dönemlerinden birini geçiriyordu. bizim dönemimiz içinse gördüklerimizin en kötüsünü. hazmedemiyorduk. ali sami yen'den koparılmıştık, daha ne olsun. iyi bir şey mi kötü bir şey mi hâlâ karar verebilmiş değilim kezâ. duygusal zamanlardı. adnan polat'la taraftarın arası açılıyordu. camiayı birleştirecek bir isme ihtiyaç vardı. ünal aysal ismi ilk kez başkanlık için yüksek sesle söylenir olmuştu. çocukluğumun başkan adayı ünal aysal sonunda başkan mı olacaktı? tabi gönlümde, geçen seçimden yarım kalan bir işi olan adnan öztürk ismi vardı başkanlık için.

    adnan öztürk'ün ünal aysal'ın listesinde seçime gireceğini öğrendiğimde şaşırmıştım, biraz da kızmıştım açıkçası. biraz korkak görmüştüm ikisini de, kaybetmekten korktuklarını düşünmüştüm. adnan öztürk'ün belirli bir oy potansiyeli vardı, ünal aysal'ın da bir itibarı. seçime beraber girdiklerinde kazanacakları garanti gibiydi zaten. ama yinede ünal aysal camia içinde ki herkesten oy olabilmek adına veya hiçbir kesimi kırmamak adına -artık adını sen koy- biraz dağınık bir yönetim kurulu oluşturmuş gibiydi. yönetim içinde birçok dominant kişilik vardı. birçok birbirine zıt düşebilecek karakter...

    ünal aysal başkan olarak seçildiğinde gerçekten sevindim. ama birazda korktum. yönetim içinde karışıklık çıkması pek zor olmasa gerekti. birçok kişiye göre yönetim kuvvetliydi. ünal aysal "bülent tulun" dediğinde şaşırmıştım, birçoğumuz şaşırmıştı hatta kızmıştı, kızıyor. ünal aysal'ın ilk hatası olabilirdi. hata yapmak kötü bir şey değil aslında, hatayı devam ettirmek çok kötü bir şey. adnan polat'ın vazgeçilmez has adamı adnan sezgin gibi, ünal aysal'ın da has adamı vardı artık. bu adamları vazgeçilmez yapan ne hiç anlamadık ve sanırım hiç anlayamayacağız taraftar olarak. ve bülent tulun çok geçmeden bombayı koymuştu masaya. bir mektup olayı patlak vermişti. şaşırmamıştık. neyse.

    aysal başkan vizyon demişti. avrupa'da başarı istiyordu ve oralarda kalıcı olmak tabii ki. başarılı işleri devam ettirme niyetindeydi ayrıca. basketbol şubesine dokunmadı, hakan üstünberk basketbol şubesinde ki görevine devam ediyordu. çok geçmeden görevini bırakacaktı gerçi. oktay mahmuti yenilmez armada'nın başında bir sistem oturtmak niyetindeydi. euroleague'e damgasını vuracaktı yenilmez armada; azmiyle, son topa kadar mücadelesiyle, koçuyla, taraftarıyla. mahmuti ile de devam kararı alındı. futbol takımının başına fatih terim gelmişti. seviniyorduk vesselam, güzel işler oluyordu. falan filan...

    alt yapıdan oyuncular çıkıyordu a takımlara. genç oyunculara kendini gösterme fırsatı veriliyordu. futbol takımında semih kaya, emre çolak; basketbolda göksenin köksal, furkan aldemir gibi gençler vardı. vizyon...

    sonra bir şeyler oldu, basketbol şubesi dağıldı. "galatasaray'da kol kırılır yen içinde kalır." değil mi!? işimize geldiği zaman. ne oldu ne bitti anlayamadık, medyaya yansıyan olayların ne kadarı doğru bilemiyoruz. ben kimsenin yanlış bir şey yaptığını düşünmek istemiyorum. bir tarafta sevip saydığım mahmuti, bir tarafta yine sevip saydığım aysal. suç kimde bence bülent tulun'da. *

    ünal aysal ne olursa olsun vizyonu geniş bir başkan. bakış açısı kim varsa kendini başkandan sayan şu an etrafta, hepsinden fersah fersah yukarıda. galatasaray'da birşeylerin değiştiği muhakkak. ve bu değişimin başlangıcı da o. bir dönem daha başkanlık yapmasını canı gönülden istiyorum, hatalarından arınarak. ve sonrasında unutulmayacak bir başkan olacağını düşünüyorum; efendiliğiyle, duruşuyla, vizyonuyla, her şeyiyle.

    ha bir de; adnan öztürk ile ünal aysal'a kızgınım diyordum. ama sanki aynı yönetimde olmaları yaramış. daha iyi olmuş. çocukluğumun başkan adayıyla, gençliğimin başkan adayı aynı yönetimde daha ne olsun. biraz düşününce iyi bir şey gibi ama adnan öztürk'ün başkanlığı biraz gecikecek gibi. *
  • 2233
    beşiktaş taraftarı gibi -transfer şov yapan başkanları seven- taraftarlarımız tarafından hoş karşılanmayan başkandır. geçen sene sahaya çıkan 11 kişilik kadroda, bir önceki seneden sadece 1 oyuncunun kaldığını çok çabuk unutuyoruz. 8 yeni transfer, 2 yeni altyapı oyuncusuyla şampiyon olduğumuzu unutuyoruz. transfer şov yapıp neredeyse dünya karması kadro kurduğumuzda az kalsın başımıza neler geleceğini unutuyoruz. unutuyoruz oğlu unutuyoruz. hadi geçmişi unutuyorsunuz, şimdi olanları da görün be arkadaş. beşiktaş'ın ne halde olduğunu görün be. öyle mi olmak istiyoruz. takım içi dengeler bozulacağına, avrupa'da 1-2 sene gecikmeli ses getirmeyi tercih ederim.

    ünal başkan'a saygım ve güvenim sonsuz.
  • 2234
    q7'yi getirmesi gereken başgan. transfer obezi tayfayı o paklar. dany ve umut alındı ki ikisi de çok yararlı adamlar olacak. öteki takımlar nasıl trasferler yapıyor? kim var? 32 yaşındaki adama üç yıllık kontrat yapan, topal'a yıllık garanti 3 milyon + maç başı ücretleri veren fenerbahçe gibi mi davranalım?

    transferi yöneten adam da terim ayrıca. gerçi bu ergen tayfa ona da futbol dersi verir. ne demiş oscar wilde: "her şeyi bilecek kadar genç değilim."
  • 2237
    bu seneşampiyonlar ligi'ndeki hedefimizi gruptan çıkmak olarak belirleyerek en doğrusunu yapan başkanımız.
    elinizde şampiyon olmuş bir kadro ve mükemmel olmayan bir ekonomi varken, şampiyonlar ligi yarı finali hedefi koyup 3-4 tane 7-8 milyon euro'luk oyuncu almak yerine*, bu seneyi ara yıl olarak görerek yıldız bir oyuncu ve birkaç tane geleceği olan oyuncu** ile geçirmek en mantıklısı.
    yıllardır katılamadığımız bir turnuvada ilk yıl için yapılabilecek en iyi planlama bu diye düşünüyorum.
  • 2243
    kendisi hakkında inanılmaz bir körlük yaşıyor bazı taraftarlarımız. en ufak bir eleştiride üşüşüyorlar, transfer şov mu istiyorsunuz, paraları saçsın mı istiyorsunuz diye. hayır arkadaşım istediğimiz bu değil, istediğimiz söylediği lafları gerçekleştiren bir başkan. çıkıp dese bu sezon hiç oyuncu almayacağız, bu iş bu kadar uzamaz. ama inatla tarih vere vere konuşuyor, inatla da gerçekleşmiyor hiç bir şey. bizim tepkimiz de buna. ya konuşmayacak, ya da dediklerini gerçekleştirecek, çok zor bir olay değil bu. taraftarı geçen yazdan beri gaza getirip beklenti içine sokuyor, yoktan yere güven kaybı yaşatıyor. kimsenin derdi yıldız oyuncu falan değil, adam gibi takviyelerimizi yapıp kampa tam kadro gitmemiz. bıktık artık sezonun yarısına gelindiğinde hala daha 'sezon başı kampında bizde olmadığı için hazır değil, devre arasını bekleyin' denilen transferlerden..
  • 2245
    koskoca 30 milyon taraftara sahip galatasaray camiasını çocuk yerine koyan başkan. adı geçen isimleri, söylenen sözleri gazeteden duysam; basının abartması, adamlar sallıyor diyeceğim. fakat bu söylenenler başkanın ağzından çıkıyorsa ve gerçekleşmiyorsa, üstelik bu 1-2 kere değil defalarca yapılıyorsa ben bu adamı samimi bulmam. çok iyi bir yönetici olabilir lakin ben galatasaray başkanlığına yakıştıramıyorum.
    şike soruşturması başladığından beri , adam ayar üstüne ayar veriyor efendim durduramıyoruz sözlerinden sonra ne oldu? laf sokma ile nereye kadar gidebildik? adamlar çatır çutur transfer yapıyor.
    edit:1 saatte en ofsayt entrylerime girdi başgan :(
  • 2249
    bir başkan olarak takımın ekonomik sorunlarına iyi çözümler bulduğuna inanıyorum. bir kaç sene önce gazetelerde boy boy "cimbom batacak" haberleri çıkarken, beşiktaş guti, ersnt, sivok, almeida, q7 transferleriyle taraftarına pembe bulutlar sunarken, bugün bu takım maddi olarak düz yolda ve uzun dönemli planlamalar yapılıyor.
    ama, bazı konular var ki, içimde yara oldu be başkan. hele şu basket takımımıza olanlar var ya, ah yani. andriç gitti, gordon gitti, mahmuti gitti. ne diyeyim başkan, üzüldüm.
    futbol konusunda da, umarım hocayı önce çaresiz bırakıp sonra da "e beceremedi bu" diye yollamazsınız.
  • 2250
    her ne kadar soylemleri ve eylemleri ortusmese de (en azindan verdigi tarihler vs...), kendisine guvenimi henuz yitirmedigim galatasaray baskanidir.

    bence uefa'dan gelecek son karari beklemeleri, transferleri aciklamalarina da engel oluyor. ancak anlamadigim bir sey var, o da eger fenerbahce bir sekilde ceza alacaksa (ki ben buna kesinlikle ve katiyetle inaniyorum), yaptiklari transferleri nasil gerceklestirebiliyorlar, kime nasil guvenip yapiyorlar anlamiyorum. ve fenerbahce bunlari yaparken, kendisi hala tarih verip uymamaktan ote gecemedi henuz. insallah cidden vizyon sahibi bir kisiliktir ve kafasinda kurdugu her ne ise, umarim istedigi gibi gerceklesir. yoksa bu gidisat su an icin pek iyi degil gibi gorunuyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın