resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:82
Uyruk:Türkiye
  • 9601
    sevgili hocamız fatih terim ile yolları ayırma kararı doğruydu. fatih terim zaten ayrılmak istiyordu. güle oynaya ayrıldı. mancini kararı da çok doğruydu. fakat prandelli kararı her şeyi mahvetti ve kendi kuyusunu kazmış oldu. alman ekolünden bir hoca getirseydik işler çok farklı olabilirdi ama galatasaray, fatih terim yeniden takımın başına gelene kadar büyük bir çöküş dönemine girdi(hamza hamzaoğlu döneminde şampiyon olmamıza rağmen o seneyi de çöküş yılı olarak kabul edebiliriz).

    yıllar sonra fatih terim takımın başına döndü ve tekrar şampiyonluk hasretimizi bitirdik ama galatasaray'ın yaşamış olduğu çürüme bir türlü durmadı. bu çürüme galatasaray'ın genlerinin bozulmasıydı. bu kulübün genleri, türk olmayan takımları yenmeyi emreder. hücumcu anlayışın nakış gibi işlendiği bir takım görmeyi ister. biz ne yazık ki değiştik. bize kalan mirasa sahip çıkamadık. bunu değiştirmek ise yeni bir yapı kurmayı zorunlu kılıyor. takım kadrosunu baştan sona değiştirmekten bahsetmiyorum. "yapı" değişmeli. taraftar buna sabreder mi? sanmam.

    ünal aysal ile ilgili daha önce de yazmıştım. kendisini ekonomik sorunumuzun doğrudan sorumlusu olarak görmüyorum ama çöküşümüzün başlangıcı da kendisiyle başlıyor, bunu kabul etmemiz gerek.

    edit: yukarıda bahsettiğim işte o çürüme http://gss.gs/2999639
  • 9602
    80 yasina merdiven dayamis efsane baskan. kendisi gercek olamayacak kadar guzel bir ruyaydi. kurdugu vizyonu gerceklestirmesine elbette izin vermeyeceklerdi. devlet eliyle basimizdan koparilmistir. sonrasinda mustahak birakildigimiz ise abdurrahim albayrak denen tip. unal aysal'in istifaya zorlanmasi ve sonrasinda gelen yonetimler, bilhassa su andaki yonetim, adeta akp sonrasi turkiye'sinin bir ozeti gibi.
  • 9604
    ünal aysal’ın en sevdiğim yönü fenerbahçe’ye bam bam cevap veriyordu. o zaman ki fenerbahçe başkanı şimdiki ali koç a göre çok daha ali cengiz oyunları oynayabilen aziz yıldırımdı. ama ne zaman karşı karşıya gelsek aziz yıldırım ağzının payını aldı. yeri geldi basketbol takımını sahaya çıkarmadı yeri geldi şike davasında ağızlarının payını verdi. şu yönetimin karşısında ali koç yerine aziz yıldırım olsa fener bize dana ne pislikler yapar düşünemiyorum.
  • 9605
    duruşu, vizyonu, rakiplere hitap ederken ağzından çıkan sarkazm dolu cümlelerle onları kudurtması, otoritesi ile galatasaray başkanı nasıl olmalı sorusunun cevabıydı.

    herkes döneminde yapılan çilek transferleri ve cl çeyrek finali ile hatırlıyor. pek çokları da hajrovic, burdisso, tarık çamdal transferleri ile, yaptığı pahalı sözleşmelerle, uzun mukavelelerle hatırlıyor. olumsuz ve hatalı olan bu konularla beraber, bana göre hatırlamaya ve iyi anmaya değer ve bu olumsuzlukları dengeleyen başka bir özelliği de borçları sabit kur veya tl üzerinden geri ödemeye dönüştürme başarısıydı. böyle bakınca ileri görüşlülüğü daha da ortaya çıkıyor.
  • 9606
    galatasaray’ın gördüğü son gerçek başkan. vizyonuyla, galatasaray’ın hakkını yedirmemesiyle, iktidara-federasyonlara eyvallahı olmamasıyla, şike sürecinde ve basketbol final serisinde gösterdiği duruşla, cüneyt çakır’a çıkıp “şaibeli hakemdir” diyebilmesiyle galatasaray’ın başkanlık koltuğunu doldurabilen son başkandı.

    fatih terim’le aralarında yaşanan olaylar, bugün terim’in cengiz’le yaşadığının yanında çok daha hafif kalır. bugünkü terim o dönemde olsa hiç böyle olaylar yaşanmazdı. ayrıca doğrudur/yanlıştır tartışılır ama o gün aysal’ın terim’i kovması galatasaray başkanlık makamının onurunu koruması için gerekendi. teknik direktörün başkanın önüne geçmesine izin veremezdi. şuan mustafa cengiz yönetiminin yapamadığı şey de bu.

    ha bir de meşur mancini’li ocak transfer dönemi var sürekli vurulan. öyle bir anlatılıyor ki sanki galatasaray o dönem 150 milyon euro harcayıp, çöpe attı. alıp da verim alamadığı oyuncuların toplam bonservisi bir diagne dahi etmiyor halbuki.

    aldığı gün ile bıraktığı gün arasında galatasaray bilançosundaki fark -10 milyon dolar. yaptığı borçlarda kur sabitleme işlemiyle kar mı zarar mı bıraktı, onu da siz değerlendirin. kaldı ki bu süreçte 2,5 türkiye şampiyonluğu (14-15 şampiyonluğunun en az yarısı kendisine yazar), bir lig 2. liği, bir cl çeyrek finali ve bir cl son 16’sı yaşattı. kulüpte simgeleşen muslera, ujfa, melo, sneijder gibi isimleri kazandırdı.

    zamanında o kadar eleştirsek de, günümüze bakınca aysal gibi duruşu olan, kimseye eyvallahı olmayan bir başkana ihtiyacımız var, bu gerçek. ha bu demek değil ki aysal geri gelsin, ki kendisi de bir daha gelmez zaten. aysal’a verilmeyen riva yetkisi dursun’a verildi, yaşanan kepazelikler ortada.
  • 9609
    kendisiyle ilgili hatırladığım iyi bir özellik olarak transfer dönemlerinde hiçbir zaman taraftara umut verme gayretinde olmayan bir başkandı. drogba-sneijder transferlerinde de böyleydi dzemaili ve pandev'i alırken de. transfer döneminde taraftarlara umut vermek yerine takımın bütçesi neyse hangi futbolcuları alabiliyorsa onları doğrudan söylüyordu. bu bakımdan gerçekten çok takdir ediyorum kendisini. bundan sonraki yönetimlerimizin kendisinin bu tutumunu uygulaması iletişim açısından çok iyi olacaktır diye düşünüyorum.
  • 9611
    haberlere bakılırsa bankalara olan 800 milyon lira borcunu ödeyememesi sebebiyle icralık olan, bazi malvarlıkları icradan satışa çıkan eski başkanımız.

    https://m.patronlardunyasi.com/...radan-satista/240179

    https://www.turkiyeturizm.com/...n-satilik-62950h.htm

    ek olarak şubat ayında yüzde 60 sahibi olduğu enerji şirketinin de iflasına karar verilmiş. 560 milyon dolar borç varmış, yapılandırma kabul edilmemiş.
    http://www.diken.com.tr/...-sirketi-iflas-etti/

    kısacası galatasaray'dan daha ciddi dertleri var gibi.
  • 9612
    başkan olduğu dönemde adamın elini kolunu dört bi yandan bağladılar. yabancı serbestliğini istedi, kabul görmedi, riva ve florya için yetki istedi bu kez de yönetim kurulu önüne taş koydu. döviz kurunu sabitlemesine rağmen adamın arkasından kaçtı, kulübü batırdı dendi. değil 80, 30 yaşında olsa yine bu görevi düşünmez artık. akıllı adamdır aysal.
  • 9613
    hataları çok fazla olan fakat başardıkları çok daha fazla olan başkandır. 30'lu yaşlarda biri olarak tarihimizde efsane diyebileceğim iki başkandan biridir. sportif başarı, kazanılan zaferler, unutulmaz isimler, kazanılan kupalar, prestij ve kalite gelmiştir. aziz için yaptığı açıklamaları, bu düzene ait olmayız diyip takımı sahadan çekişi ve enkaz halindeki kadroyu alıp 1 sene sonrasında real madrid'in içinden geçecek bir takım kurma durumları efsanedir. dünya bizi konuşmuştur. tüyler hala diken diken oluyor sneijder ve drogba diyince. yabancı sınırı ve istediği yetkileri alamamak sonu olmuştur. fatih terim meselesinde ise iki tarafta hatalıdır. lost dizisi gibiydi başkan. son sezon dışında ekranlara kitlemişti hepimizi. galatasaray spor kulübünün son billurlu başkanıdır.
  • 9614
    kulübümüzün borçlarının küçülerek değil, büyüyerek ödenebileceğini söylemekten dilinde tüy biten, galatasaray’ın gelmiş geçmiş en büyük başkanı. eleştirildiği her konuda da mantıklı düşündüğünüzde haklı olduğu bir gerçek. adamı yiyen ise ne komiktir, fener medyasının gazına gelen galatasaray taraftarı. ahmet ercanlar gibi adamların gazına gelip, hala kulübü batırdı, borçların tek sebebi o, fatih hocayı kovmasaydı şampiyonlar ligini alırdık gibi söylemler gerçekten üzücü ve komik. şimdi olumlu ve olumsuz icraatlarını bir hatırlayalım ve galatasaray’ın başına bir daha öyle bir başkan neden gelmeyecek görelim.

    görevi devraldığı adnan polat döneminden kalan 328 milyon dolar ve 81.4 milyon dolarlık faiz ve finansal borçlarla toplamda 409.5 milyon dolarlık enkazı devraldı. üstelik aziz yıldırım’ın kankası adnan polat, 3 yıllık loca geliri, stadyum isim hakkı, forma sponsorluğu gibi net gelirlerin hepsini harcamış halde enkazı devretti.

    ilk icraatı, takımın başına fatih terim’i getirmek oldu. üstelik daha 6 ay öncesi adnan polat’ın teklifine ‘’hayır’’ diyen fatih terim, ünal aysal’ın teklifini kabul edip kulübün başına geçti.

    kulübün borç yükünün yüzde 40’ını türk lirası değerine sabitleyerek kulübün kasasına 60 milyon tl’lik gelir elde edip. teminatları 850 milyon dolardan 550 seviyesine , temlikleri ise 252 milyon dolardan 110 milyon dolar seviyesine geriletti. üstelik bunu artan kur baskısıyla gerçekleştirdi.

    görev yaptığı 3 sene içerisinde, 2 süper lig, 2 süper kupa, 1 türkiye kupası, 1 şampiyonlar ligi son 16, 1 şampiyonlar ligi çeyrek finali ile galatasaray için normal, ali koç’un gerçekleştirmesi durumunda, kendisini devlet başkanlığına kadar götürebilecek bir hikayeyi başardı.

    genel toplamda görevde kaldığı 40 ayda 27 kupa kazanarak amatör branşlarda da sürekliliği sağladı. fenerbahçe’den bayanlar eurolig, erkek basketbol takımını ise 24 yıl sonra lig şampiyonu yaparak yüzümüzü tüm branşlarda güldürdü.

    erkek basketbol takımını şike tapelerinde adı geçen semih özsoy ve ilgili hakemin maça atanmasından sonra final maçında, müsabakadan çekti. hemde gs tv’den, ulusa sesleniş konuşmasıyla ete et, döte döt diyerek.

    şikecilere biat etmeden, aziz yıldırım’ın kankası olmadan her zaman her yerde, galatasaray başkanlığı seviyesinde gerekli cevabı yapıştırdı. zaten gidişine en çok sevinenler, tapelerde adı geçenlerdi.

    fatih terim’in ayrılış sürecinde bir günahı olmadığını, hocanın kendini kovdurtmak için elinden geleni yaptığını, dönemin şike hükümlüsü kulübü beşiktaş eski başkanı, yeni federasyon başkanı demirören ile verdiği pozları taraftar olarak siz sindiremediyseniz, galatasaray başkanının sindirmesinin ne kadar komik olduğunu biliyorsunuz herhalde.

    en çok eleştirildiği mancini dönemi transferleri için, ‘’yabancı sınırı elimizi bağlıyordu, mancini kimi istediyse biz yönetim olarak görevimizi yaptık.’’ sözü, şu anda mustafa cengiz’in en çok eleştirildiği konudur zannedersem. yönetimin görevi hocanın dediğini elinden geldiğince yapabilmektir. ancak umut gündoğan, ontivero gibi isimlerin alınışının faturası sadece scout ve teknik şef ünal aysal’a kesildi. hocanın ve diğerlerinin hiç suçu yokmuş gibi.

    2013’te abdurrahim albayrak’ın ne olduğunu öngörüp baskın seçime giderek ali dürüst ve albayrak’ı afaroz etti. günümüzde neden olduğunu umarım anlamışsınızdır.

    en çok vurgu yaptığı ‘’marka değeri’’ konusunu, kulübün nasıl yönetilmesi gerektiğini göstere göstere yukarı çekti.

    409 milyon dolara devraldığı kulüp ekonomisini, 375 milyon dolar ile bıraktı. üstelik kısa dönem borçların hepsinin vadesini uzatarak. transfere harcadığı ilk sezon 109 milyon dolar, ikinci sezon 38 milyon dolar gibi büyük rakamlara rağmen.

    en önemlisi görevi bir galatasaray başkanına yakışacak şekilde bıraktı. koltuk sevdasının hiç olmadığını herkese gösterdi. ne fatih hocanın, ne galatasaray’ın arkasından kötü tek bir kelime etmedi. sessiz sedasız geldi geçti. adnan polat gibi kanal kanal dolaşıp ona buna sallasa azcık değeri olurdu zannedersem.

    günahıyla sevabıyla galatasaray’ın en asil başkanı kendisidir benim için. ve bir daha o göreve gelmeyeceğini, ben dahil herkes biliyor. ancak daha acısı, kendisi gibi bir başkanda zor göreceğiz kulübün başında. neyse ki galatasaray, kendi kendini yönetebilen dinamizme sahip. elimizde kalan tek umut o zaten.
  • 9615
    birçok branşta acayip başarılara imza atmamızı sağlamış eski başkan. benim için o zamanki heyecan bir türlü geri gelmiyor maalesef. hem futbolda avrupada bir şeyler başarabiliyorduk hem de diğer branşlarda yerel ligde ve avrupada başarılı oluyorduk. yabancı sınırının olmadığı, daha serbest bir ortamda çalışmasını isterdim.

    tek adam olmak, en üstte olmayı istemek kendisi gibi insanların birçok zaman işine yarasa da zaman zaman da lanetleri oluyor. hem kendisi hem de fatih terim benzer durumda aslında. bu tip insanlar doğru zamanda kendilerinden biraz fedakarlık yaptıklarında durdurulamaz oluyorlar zaten. keşke bizde de böyle olabilseydi.
  • 9618
    galatasaray'ın başarı olarak olmasa da yönetimsel olarak rezil giden 2000'li yıllarından (canaydın ve polat dönemleri) sonra çöldeki vaha gibi bir şeydi. kendisi gelmeden hemen önce, polat'ın son dönemlerindeki çökmüşlüğü, umutsuzluğu çok iyi hatırlıyorum. kendisi ve ekibini mayıs-haziran aylarında bitirdiği transferleri, avrupada 10 sene sonra yeniden sahneye çıkmamıza vesile olması, borçlarımızı tl'ye çevirmesi, ezeli rakiplerimize pabuç bırakmaması, gerektiğinde federasyonu ve hükümeti karşısına alması gibi güzellikleriyle anıyorum.

    her insanın artıları kadar eksileri de olur. nasıl fatih terim'in hatalarına bakıp gömmek doğru değilse, aysal'ın da hatalarına bakıp faruk süren'le birlikte son 30-40 yılın en başarılı başkanı olmasını reddetmemek gerekir.
    kendisini hep güzel hatırlayacağım.

    edit: bu arada galatasaraylılığı üzerinden vurulması kadar da saçma şey yok. diğer liseliler çok galatasaraylı da ne oluyor? hepsi mamalanmak, network elde etmek için kulüp üyesi oluyor. geçelim bu romantiklikleri.
  • 9621
    fatih terim hocamiz icin su an isler iyi gidince suclamalarin arttigi, iki hafta terim oynatamasa yere goge sigdirilamayacak baskanimiz.

    galatasaray'in doviz borcunu sabitleyen, dursun ozbek'i getiren adamlarin yoluna her adimda tas koydugu, daha dun ugruna 50 mesaj girilen juventus macinda pasi veren drogba ve golu atan sneijder gibi adamlari getiren, avrupa'da basari gordugumuz son baskandir.

    insanlar kadir kiymet bilmelidir. ayip denilen bir sey vardir.
  • 9622
    1961 yılında galatasaray lisesi'nden mezun olmuş, aradan 40 sene geçmiş ve galatasaray uefa kupasında şampiyon olduktan sonra 2001 yılında galatasaray spor kulübüne üye olmuştur. sadece şu veri bile ne kadar iyi bir galatasaraylı olduğunu gösterir kendisinin.

    şu sözlükte galatasaray lisesinden mezun olup, bu kadar zengin olup da galatasaray spor kulübüne üye olmak için 40 sene bekleyecek 1 tane bile yazar yoktur bence.
  • 9623
    kendisinin iyi icraatleri olduğu gibi kötü icraatleri de vardı. fatih hoca gibi bu kulübün yaşayan efsanesiyle ego savaşına girdi. haksız olduğunu düşünsem de %100 haksız diyemem çünkü o dönem kulübün başkanıydı ve ne olursa olsun kademe olarak daha üstteydi. faruk süren'in 2000 dönemiyle ilgili açıklamalarında da buna benzer şey görebilirsiniz lakin başkan olduğu için bu süreci yönetme adına sorumluluk kendisindeydi ve yönetemedi. dolayısıyla iyi anılarımız olsa da sonunun kötü bitmesi ve fatih hoca gibi bir efsaneye yaptığı yanlışlarla kendi sonunu hazırlayan, kredisini tüketen galatasaray eski başkanı.
  • 9624
    hayatta bazen ne kadar doğru yaparsan yap, yaptığın bir yanlış tüm doğrularını götürür. terim'i kovarak daha doğrusu idare edemeyerek en büyük yanlışını yapmış başkanımız.
    ha bana göre terim-aysal yol ayrımında hoca da en az kendisi kadar hatalıdır.
    bu ayrılık yaşanmasaydı 2010 lu yıllara çok daha büyük damga vurabilirdik.
    işte o zaman ne çakma filozof kendini tekrar milli takım hocası yapacak şampiyonlukları kazanabilirdi ne de ali koç etrafında umut zerreciginin peşinde koşan fenerbahçe camiası ağzını açabilirdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın