resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9551
    transfer konusunda son sezonu mustafa cengiz yönetiminden bile kötüdür. yanlış hatırlamıyorsam fiyatların düşmesini bekliyoruz tarzı bir açıklama yapmıştı bilmem bir yerlerden tanıdık geliyor mu? ayrıca yine son sezonunda yaptığı transferler; pandev, djemali ve tarık çamdal'dır. hadi bu yönetimin bir şekilde ffp, limit, pandemi zart zurt bahanesi vardı ee ünal bey'in bahanesi neydi acaba anlatsanıza? bıkmadınız birilerini gömmek için birilerini övmekten.
  • 9552
    türkiye'de kimseyi sevabıyla günahıyla değerlendiremiyoruz. bizim hastalığımız da bu.

    ünal aysal.
    ya başarılı, ya başarısız. ortası yok.
    fatih terim. hakeza...

    halbuki aysal-terim ikilisi birbirini tamamlayan, ortak başarı yakalayan bir ikiliydi. aysal'a sorsan, evet, terim'den sonra florya'daki boşluğu dolduramadığını itiraf eder. terim'e sorsan, aysal'ın şimdiki cengizyönetimine göre sorunlara daha efektif çözümler bulduğunu itiraf eder. sonuçta bu adam döneminde dolar borçlanmasından kulüp kurtulunca bile on milyonlarca dolar kar edildi. burada bonservis harcamları üzerinden eleştirilmesi komik. yeri gelince droğba-sneijder üzerinden böbürlenmeyi biliyorsunuz ama...?

    şunları söyleyebilmek zor olmamalı. herkes ya seviyor ya nefret ediyor. ortası yok.
  • 9553
    başarılı da oldu, başarısız da oldu. fatih hocayla uyum da yakaladı, onunla çatışarak düzeni de bozdu. ama bi gerçek var ki, dünyaca ünlü enerji şirketi olan, kişisel servetiyle tamamen bağımsız, aynı zamanda belçika vatandaşlığı bulunan, kimseye eyvallahı olmayan ünal aysal'ı, hele ki gezi olaylarının en pik yaptığı dönemde berkin elvan'ın cenazesine çelenk yollattıran ünal aysal'ı bu ülkede zaten barındırmazlardı yaptığı her şey doğru olsaydı bile.
  • 9555
    başarısız değildir. ama başarısiz olsa galatasaraya bu kadar kötülük yapamazdı. yalandan avrupacılık, etiketçilik, kibir, kendinden olanı sevmeme, niteliğe değil isme bakma hepsi kendi döneminden doğan taraftar profili ile başladı. eskiden en kötü zamanlarımızda yaşamadığımız manevi değer kaybını kendilerinden sonra yaşadık. içimizden çıkan her değere yabancılaştık, özenti ama içi boş bir yapıya büründük.

    tarihinin en büyük hocası 2 sene üst üste başarısız olduğunda son maç 'elbette bazen çiçek açıp bazen solacağız' diye yollanmıştı. 2013te fener hegomenyasını bitirdiği başarılı senelerden sonra ise bu sözlükte sadece küfredilerek anıldı. bir milim savunanla dalga geçildi. bakmayın şimdi eleştiri kültürü vs dendiğine. buranın 2013 ve sonrasını hatırlayan biraz da ahdevefa sahibi olanlar unutmaz. milli takım yenilince zafer çığlığı atanları, paratorları. ne ironiktir ki bu tarihimizin en başarılı başkanlarından biri sadece terimle şampiyon oldu. kurduğu ve dolaylı yoldan payı olan kadro ise hamzaoğluyla.

    galatasaray tarihinde nefretle hatırladığım az insandan biridir. 2000li yılların aziz yıldırım fenerbahçesi taraftar profiline benzettiğim yeni taraftar şeklimize de en baştan beri yakın olamadım. oyuncu yuhalayan, küfür eden, her ay hoca oyuncu değişikliği isteyen, kendini müşteri gibi konumlandıran bu kişiler belki ünal aysal'la gelmese başka türlü geleceklerdi, olabilir. ama bizden götürdükleri için hiçbir zaman affetmeyeceğim.
  • 9556
    deflasyon:genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur.

    enflasyon:fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden bir durumdur.

    katma değer: bir üretim sürecindeki çıktı ile girdi arasındaki farktır.

    yukarıya üç basit ekonomi terimi bıraktım. bu bilgiler ünal aysal'ın neden büyük başkan olduğunu açıklamakta kullanılacak.

    baştan söyleyeyim ekonomi bilgim zayıftır. eksiğim, hatam olursa düzeltebilirsiniz.

    ünal başganı başarısız bulan arkadaşların en büyük argümanı borçların artması ve başarısız genç oyuncu transferleri.

    https://tr.m.wikipedia.org/...%C3%BClkeler_listesi

    linkte ülkelerin dış borçları var.

    ülkemizde öcü olarak görülen enflasyonve cari açık aslında korkulacak birşey değildir. tabii ki doğru hamlelerle korkulacak birşey değildir. eline geçen sıcak parayı betona-demire* gömersen enflasyondan ve cari açıktan korkmalısın. ancak mevcut parayı katma değer üretecek yatırımlarda değerlendirirsen korkmana gerek yok. peki ünal aysal ne yaptı da bu takıma katma değer sağladı.

    -bruma
    -telles
    -burak

    bu isimler yaptığımız yatırımın karşılığını direkt olarak aldığımız oyuncular. ben aklıma gelen bir kaç ismi yazdım.

    -muslera
    -drogba
    -sneijder
    -melo
    -hamit

    yukardaki arkadaşlar ise sportif başarıyla birlikte kulübün kasasına giren para ile katma değer sağladılar.

    işin özeti; kulüp sportif anlamda büyürken borçları da büyüdü. ülkelerin dış borçlarını barındıran link tam da bu noktada devreye giriyor. dünyanın hemen hemen her yerinde borçlanarak büyümek normal karşılanır.

    gelelim deflosyana.

    almanya geçtiğimiz günlerde %3 negatif enflasyon açıkladı. bu olay ekşisözlükte çok muteber bir olaymış gibi karşılansa da, lakin ki öyle değildir. pandemi süreci ile birlikte kdv'de yapılan indirimler, piyasadaki durgunluk sebebiyle bu deflasyon dediğimiz olay meydana geldi. akparti hükümetinin ilk yıllarında rahmetli kemal unakıtan alın verin ekonomiye can verin sloganıyla çözüm bulmaya çalışmıştı.

    bu deflasyon dediğimiz olay bizde nasıl tezahür ediyor.

    fatih terim gibi bu ligin bugunu bulmuş bir hocayla birlikte göreve gelen mustafa cengiz yönetimi, şampiyonluk gelirleri ve şampiyonlar liginden gelen parayı betona ve katma değer üretmeyen yatırımlara gömdü. nakit para buhar olurken elde topçu da kalmadı. para kalmayınca çareyi görece düşük kalite ya da kaliteli olsa bile konfor alanından çıkmayan oyuncularda buldu.

    bizim oralarda yiğidi öldürseler de hakkını teslim ederler. ünal aysal bu takımın başına gelmiş en kıymetli şeylerden biridir. bir vizyonu vardı. galatasaraya bakışı annemizin ligi ve süt kupasından ibaret değildi.

    eyyorlamam bu kadar
  • 9557
    kanuni sultan süleyman
    hazinenin bol olduğu bir dönemde iyi bir yönetim kadrosuyla geldi.
    pek çok fetih yaptı, sınıları genişletti
    sonra adını ego savaşı mı koyarsınız bilmem bu kaliteli yöneticiler ile ayrılığa düştü
    hazine de yavaştan erimeye başladı
    üst üste yapılan hatalı tercih ve harcamalar duraklamanın başlangıcıdır aslında
    yeni keşif yolları/bilimsel ilerlemeler/modernizasyon yerine daha güzel gözükecek olan kale fetihlerine yoğunlaşıldı kendisi döneminde
    bu beraberinde belli olmasa da defolar getirdi
    zaten hükümdarlığının sonuna doğru bunlar iyice ortaya çıktı
    vefat ettiğinde adı bütün dünya tarafından biliniyordu rakipleri tarafından bile muhteşem lakabını edinmişti

    bu döneme iki türlü bakarsınız
    bir yerde şanlı zaferler, büyük seferler, düşürülen kaleler

    diğer tarafta ise macaristan ovalarında çarçur edilmiş paralar, önemi kavranamamış deniz* hakimiyeti, kötü yönetilmiş bir veraset durumu ve yaklaşan rus tehtidini görmeme.

    bu iki görüşün de ortak bir noktası var ama. ikisinin de zerre kadar önemi yok. ne türkiye'nin şu anda viyana ile sınırı var, ne de kanuni hayatta, ne o fethedilen kaleler elimizde duruyor, ne de tahtın kime geçtiğinin bir önemi var.

    bizim yapmamız gereken şu ana bakmak. buradan sonra ne yapabilirize bakmak.
  • 9558
    hani fatih hoca için öyle şeyler yaşattın ki uğrunda ölmeye değer diyoruz ya, bu sözü bir galatasaray başkanına ithaf edecek olsak bu faruk süren ile beraber kendisi olur.

    o nedenle kendisini tartışmak abes.

    ayrıca yanlış yaptığı şeyler yok mu, hem de zibille. en başta fatih hocayı yönetemedi, 2014 ocak'ında yanlış transferler yaptı vs.

    ama öyle şeyler yaşattı ki, daha doğrusu yaşamasını sağladı ki (juventus maçı* zirve) ondan iyisi 2027'de falan gelir anca.

    2001 faruk süren
    2014 ünal aysal
    2027 ...
  • 9559
    kendisi hakkında günümüze göre yanlış değerlendirme yapılan galatasaray eski başkanı.bugünden keşke o transferler yapılmasaydı maliyetliydi deniyor ama ünal aysal'ın başkanlık döneminden öncesi unutuluyor.adnan polat döneminde galatasaray markası hiç olmadığı kadar geriye düşmüş her alanda fenerbahçe'nin gerisinde kalmış neredeyse takımdaki iyi futbolcular saçma sebeplerle satılıp yerlerine daha kötüsü alınıyordu.o dönem galatasaray'ın bir toparlanmaya hareketlenmeye ihtiyacı vardı.ünal aysal sayesinde bu gerçekleşti diye düşünüyorum.o dönem için gerçekten de ayağa kalktık.adnan polat dönemini unutmamak lazım bana göre hiçbir zaman.koskoca kulüp resmen fenerbahçe gerisinde bir konuma getirilmeye çalışılıyordu.ünal aysal geldi galatasaray doğru istikamete kavuşmuştur.ayrıca sırf 17 haziran'da gösterdiği duruş için teşekkür ediyorum kendisine.

    not:sözlükteki herhangi bir entry'e cevap amacıyla yazmadım kesinlikle sadece genel olarak böyle bir kanı oluştuğu için yazmak istedim.
  • 9560
    2011-2014 yılları arasında galatasarayla dünya çapında başarılar kazanmış vizyoner başkan. hakkında yorumda bulunurken 2011-2014 dönemindeki sportif üst düzey başarıları saymayıp sadece birkaç toplama çıkarma işlemiyle transferde şu kadar zarar etti diyenleri ciddiye alamıyorum.

    o zamanın 50 milyon eurosunu 70 milyon eurosunu şimdiki zamanla kıyaslayıp ne zarar etmiş derseniz hatayı başında yapmış olacaksınız. bu para galatasarayın yeniden dünya çapında bir kulüp olması için zaten göze alınabilecek bir miktar iken, kazanılan sportif başarılarla da tablo iyileştiriliyordu.

    ben ekonomi uzmanı değilim; önümüzde adnan polat ve dursun aydın özbek örnekleri varken galatasarayın ekonomisini ünal aysal üzerinden konuşmak da çok mantıklı gelmiyor.

    şuanda son 10 yılda avrupada kazandığımız tüm başarılar o döneme tekabül ediyor.
    son 10 yılda en iyi top oynayan galatasaray takımını düşününce çoğumuzun aklına 2010-2011 galatasaray futbol takımı gelir.
    youtubedan açıp nostalji yaptığımız yakın geçmiş avrupa maçlarımız da o döneme ait.
    real madrid ve juventus fc'li grup geldiğinde başkanımız gülümseyebiliyor biz ise yenilsek de başa baş oynarız diyebiliyorduk.

    son birkaç senedir sizce neden aman rekoru kırmayalım aman averaj takımı olmayalım gibi düşüncelerle gidiyorduk cl'ye?*

    2010-2011'de rezil rüsva olan takımı 2 sene sonra real madrid karşısına gerçekçi yarı final umutlarıyla çıkarmak tek başına fatih terim'in başarısı değil ki.* o transferlerle kadro oluşturuluyor.

    giderimiz yüksekse gelirimiz de yüksekti, kur da bugünkü gibi uçuk bir seviyede değildi. ligden elde edilen tl gelirinin euro karşılığı bugünkü gibi yerlerde değildi. sportif başarılar bu yükü kaldırabilecek düzeyde gidiyordu.

    o dönem hem ekonomik hem siyasi hem tff tarafından üzerimize nasıl oynadıklarını da unutmamak lazım.

    şimdi fenerbahçe limiti yokken 16 transfer yapıp hepsine lisans çıkarabiliyor, bize o dönemde bir sermaye arttırımı bile yaptırmamışlardı.

    bence en önemlisi, her şeyi bir kenara bırakın biz yönetimde değiliz ekonomide uzman değiliz vs, galatasaray güçlüydü.

    clde üç maç üst üste kazanabilecek kadar güçlüydü.
    o dönemlerin de cl şampiyonu adayı takımı juventus 2-0 öne geçse bile evinde bizi yenemedi. biz de yenemeyeceğini bilerek inançla izlerdik maçı. şimdi juventus depte 2 0 geriye düşersek aman 7-8 olmasın diye izleriz maçı.

    herkesin daima hataları var ama bir şeyleri ya siyah ya beyaz diye görmeyi bırakmazsak önümüz karanlık.
    ünal aysal hatalar yaptı. benim fikrimce, sevapları günahlarından fazlaydı. çöp ilan edenlerin sadece tek bir tarafa odaklanması sebebiyle düşüncelerimi yazdım. ben sahada her takımla dişe diş oynayan takım görmekten mutluydum.
  • 9561
    yetenekleri kaybolmuş fatih terim ile avrupa arenasında başarı sağlamayacağını farkedip hocanın görevine son verme cesaretini gösteren, galatasaray tarihinin en büyük başkanlarından birisi idi.

    bak bugün hatta 3 yıldır fatih hoca rezil bir oyun oynatıyor takıma, her sene avrupa'da kıçımıza teneke bağlayıp memleketimize yolluyorlar, yine de bahane üretmekten başka hiçbir şey yapmayan hocaya bir kişi de çıkıp bu nedir diyemiyor.

    seneye ffp cezası bitse, fatih terim istediği transferleri yaptırsa bizim takım yine başarısız olur, çünkü hoca modern futbola adapte değil artık.

    keşke önümüzdeki seçimlerde aday olup kazansa da çağdaş vizyonu ile takımımızı tekrar o eski şaşaalı günlere döndürecek adımlar atsa diyeceğim ama ünal başkanın umrunda değildir artık böyle şeyler, zira hâlâ onun arkasından atıp tutanlar var, niye uğraşsın adam.

    (bkz: bu ateş üfleyerek sönmez)
  • 9562
    kendisinin mevcut galatasaray yönetimine göre artısı güçlü ve cool biri olmasıdır. allah var yukarıda. başkanlık süresi boyunca twitter hesabından boy boy fotoğraflarını paylaştırdığını görmedik, eşortmanla imza törenine gelmiş kasıktan dize uzanan dalgası fotoğraftan bile belli olan futbolcuların yanında yardımcılarıyla beraber poz verdiğini de görmedik. o kadar cool bir adamdı ki dünya yıldızı drogba sözleşme imzalarken yanında sadece bülent tulun vardı. ancak buna rağmen, mustafa cengiz yönetimini çokça eleştirmeme rağmen ben mustafa cengiz yönetimini kendisine tercih ederim.

    kendisi futboldan da futbolcudan da anlamam ama paradan çok iyi anlarım demişti. adnan öztürk, fatih terim, abdurrahim albayrak üçlüsünün gönderdikten sonra yaptığı transferler de harcadığı paralar da ortada. kulüpte ceo diye bir pozisyon açıp 1 milyon euro maaş vermişti. çünkü taraftarın malı deniz yemeyen kerizdi. merak ediyorum kendi şirketinin ceosuna acaba ne kadar maaş veriyordur.

    bu arada unutmadan fatih terim sayesinde şampiyonlar liginde çeyrek final heyecanı yaşamış real madrid maçında 5 5 tezavhüratları duymuş başkandır. çok güvediği bülent tulun sayesinde de dibi görmüştür. takıma getirdiği italyan hocalar şampiyonlar liginde çeyrek final görüp yarı finalin kapısından dönmüş o kadrodan eboue, riera, amrabat, bruma, engin başta olmak üzere bir çok oyuncuya çöp bu işe yaramaz demiş ve bir sürü transfer yaptırmıştır. bugün hala ontivero'ların, endoğan adili'lerin, izet hajrovic'lerin, tarık çamdal ve umut gündoğanların karın ağrısını çekiyor finansal fair play ile boğuşuyoruz. o daha popüler diyerek tarık çamdal'a 4.5 milyon euro bonservis ödediğimiz yaz şener özbayraklı'nın 3.5 milyon tl lik bir serbest kalma bedeli vardı ve fenerbahçe'ye giderek senelerce hem fenerbahçe'de hem milli takımda oynadı. biz de büyük bir özlem ile tarık çamdal'ın sözleşmesinin biteceği günü bekledik.
  • 9564
    her galatasaray başkanı gibi kendisinin de hataları olmuştur. ben zaten eski başkanlara baktığımda kimseye efsane başkan şuan da başımızda olsaydı farklı olurdu diyemiyorum. o yüzden dursun özbek hariç, şunun yerine bu yönetim olsaydı daha iyi olurdu da diyemiyorum.

    ünal aysal ile alakalı tek merak ettiğim konu şu. eğer kendisi zamanında saçma sapan yabancı sınır olmasaydı ne olurdu. herkes tarık çamdal'a, veysel'e, salih dursun'a verilere paralara kızıyor. zaten kızılmalı da fakat o dönem başka şansımız yoktu. sahada 5 yabancı bulundurabiliyorduk ve bu oyunculardan başka alternatif yoktu. zaten tarık çamdal milli takım sol bekiydi. o zamanlarda sözlükte vakit geçiriyordum ve herkes tarık için şu cümleyi kuruyordu. bu sezonun en kritik transferi.

    ayrıca bazı konularda da hakkının yenildiğini düşünüyorum. mesela drogba gibi daha 6 ay önce takımını şampiyonlar ligi şampiyonu yapmış bir oyuncuyu, medyada ismi duyulduktan 1 hafta içinde türkiye'ye getirdi. ayrıca görüşmeleri yapması için bir menajer falan da yönlendirmedi. biz şuan falcao'yu kemiksiz 2 ay beklerken yapmadığımız yanlış kalmadı. oyuncuyla ve takımla alakası olmayan menajerlerin transfer sürecini yürütmesi, ikinci başkanın gidip fotoğraf çektirip gelmesi gibi. hatta transfer sürecini ahmet bulut açıklıyordu sürekli. :) bizim yöneticimizlerden daha fazla yetkisi ve bilgisi vardı. acaba kuruş yedirmezken ne kadar para verildi. :)

    ayrıca o zamanlar şike konusundan da çok dik bir duruş sergilemiştir. muhtemelen bunun sebebi de türkiye'de işi olmadığı için mevcut hükümetten korkmamasıdır. hiç bir zaman tff'nin aldığı kararları onaylamadı ve doğru bildiğini söyledi ve konuştu.

    basketbol takımımızı da final maçına çıkartmaması bu duruşun en güzel örneklerinden biriydi. belki kimse anlamadı ama o duruşu sergileyecek ikinci bir yönetimimiz olmadı. eğer bu sene öyle bir şey olsaydı, muhtemelen recep ankaralı'yla beyaz sayfa açardık.
  • 9565
    fatih terim'i takımdan gönderdiğinde, evinde real madrid'e 6-1 yenilmiş bir takım vardı. çeyrek final görmüş takım bir önceki sezondaydı. lige nispeten kötü bir başlangıç yapıp, 5 maçta 2 galibiyet 3 beraberlik ile 9 puanla başlamıştık. 5 maçta yalnızca 7 gol atabilmiştik. asıl olay ise fatih terim'in kötü başlangıç yapması değil, aklının galatasaray'da olmamasıydı. demirören ile gizlice buluşup anlaşmalar, aynı anda milli takımı çalıştırabilirim emrivakisi. galatasaray'ı 2.plana atmış olduğu gün gibi açık olan fatih terim'i tüm bu olayların sonrasında göndermiş, demirören'le fatih terim'in imza töreninde de ünal aysal'ın "bence" haklı olduğu ortaya çıkmıştı.

    son 10 senede avrupa'da oynadığımız en iyi futbol, ünal aysal dönemindeki mancini yönetiminde evimizde oynadığımız kopenhag maçının ilk 45 dakikasındaydı. yine chelsea maçlarına kadar takım gayet iyi gitmişti, ligde de gayet tatminkar bir futbol ile 5-6 gollü galibiyetlerimiz olmuştu. sonrasında takım aniden dağılmıştı. yalnız bu dönemde bir istisna olmuş, ligden kopan galatasaray, sneijder önderliğinde, ilk defa ligi bırakmamış, son 4 haftada 4 galibiyet alarak (bu maçlar arasında deplasmanda trabzonspor'u 4-1 yenmişliği var) ve 2.olarak fenerbahçe'nin ceza alması nedeniyle bir sonraki sezon şampiyonlar ligine doğrudan gitmeye hak kazanmıştı.

    ünal aysal dönemi ve fatih terim yönetiminde avrupa'da oynadığımız tüm maçlar yine bir kargaşa şeklinde geçmişti (kazandığımız maçlar bile). burak yılmaz'ın ekstra katkısının o sene gruptan çıkılmasında çok büyük etkisi vardı, hatırladığım kadarıyla fatih terim'in teknik direktörlük kariyeri boyunca ilk ve tek şampiyonlar ligi gruplarından üst tura çıkışıydı.

    mancini döneminde devre arasında yapılan yanlış transferlerle gidişi hızlanmıştır. prandelli dönemindeki kötü başlangıç da tuz biber olmuştur. yönetim açısından da birçok hata yapmıştır. fatih terim'i göndermek ise bunlardan biri değildir. aksine sistem kuracak bir teknik direktörle anlaşmak yerine isim yapmış kişilere yönelmesi hatadır.
    en büyük skandal ise hajroviç olayıdır, sırf bu bile gitmesine sebep olmalıydı. ama galatasaray'da nedense bu tür olaylar (ribery'nin gidişi) başarıyı-başarısızlığı belirlemede daha düşük seviyede kalıyor.
  • 9567
    http://gss.gs/b85142
    (bkz: fenerbahçe'nin olmadığı yerde para kazanamayız)

    galatasaraya borç verip karşılığında hisse rehni alan hisseler değerlenince aradaki karı galatasarayla paylaşan efsane başkan!

    yönetim kurulunda hocasız bile şampiyonlar ligi kupasını alırım diyecek kadar vizyoner olan, kameralarla mancini maç önü çalışması yaparken içeri giren, başarıları kendinden zanneden, fatih terim ve ilk başarılı yönetim kurulunu dağıtınca yıldırım demirören'e dönen büyük ! başkan. demirören dahi sevdiği takımda alacaklarını bırakırken kendisi ilk paragrafta açıkladığım gibi alacağını aldıktan sonra karı galatasarayla paylaşmak büyüklüğünü göstermiş giderken kasa kolaylığı için tüm verdiklerini alıp gitmiş garibim dursun'un yapamadığını yapmış başkandır.
  • 9568
    kurdugu yönetim kurulundaki hırsızlara sahip cikabilseydi eğer, bugün ffp tarzı sacmaliklarla uğraşmıyor olurduk. başarılı olduk ama en az 10 sezonumuzu kaybettik belki de. bundan sonra küçülüp tekrar kar eden bir organizasyon haline gelmek zorundayız.

    bankalar birliği anlaşması türkiye'deki çoğu kulübün son şansı. bu noktadan sonra akıllı davranmayan kulüpler el değiştirir. artık kimlerin eline düşerler bilemem. kulüp ne taraftarın olur ne lisenin. twitter'da kulüp sahibinin kızıyla atismak istemiyor isek, yapılmayan transferlere, harcanmayan paralara o kadar da bozulmayacagiz.

    büyük kontratlardan kurtulup büyük takimiz biz iluzyonundan da bir an önce uyanmamiz gerek. borç bitene dek ne buyuguz ne de para dağıtan katar kulubuyuz. lech poznan, club brugge gibi takımlar düşük bütçelerle neler yapıyorlar. bizim genclerimizde de o potansiyel hep oldu. ama menajerler sağolsun arz hep düşük kaldı ve biz pahalı çöplere mahkum edildik.

    ünal başkan fenerle boğuşur görüntü çizerken sisteme hizmetini etti gitti. guzellenmesine yürek dayanmıyor vallahi. üzülüyor insan niye bu kadar balık hafızalı bir toplumuz diye.
  • 9569
    vizyonlu bir başkandı
    fatih terim'le çalıştı, başarılı oldu.
    terim'le araları bozulunca da manchester city'i şampiyon yapan roberto mancini'yi getirdi.
    galatasaray'a tff ve tbf üzerinden operasyon yaptılar.
    prandelli geldi takımı hiç kontrol edemedi, uyum sağlayamadı.
    gsgk'de de ünal aysal hakkında çatlak sesler çıkmaya başladı.
    başarısız olacağını gördü ve bıraktı.
    bıraktığında da 73 yaşındaydı.
    o stresi yaşamaya gerek yoktu ve doğru olanı yaptı kendisi için.
    galatasaray'a verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz.
  • 9571
    öncelikle kendisinin büyük hayranıydım. adamdan zeka fışkırıyordu. her sözü özenle seçilmiş müstesna bir başkandı. şikecilere ve tüm rakiplere verdiği efsane ayarlar derbi galibiyetleri kadar zevk veriyordu.

    ancak hayranları kabul etmese de galatasaray'ın parasını yanlış adamları seçerek ve belki de bilmeyerek çakallara yem etti. birkaç yıl daha kalsaydı çevresindeki iş bilmezler yüzünden maddi durumumuz fenerbahçe'den kötü olabilirdi.

    mevcut yönetim transferde beceriksiz çok da eleştirdim ama bu hususta hakkını verelim şu an kulüpten ne menajer ne de yönetici kimse cebine para indiremez.

    doğru dürüst insanlar ile çalışsa mükemmel bir potansiyeldi ama terim'le ego savaşı hem ikisine hem kulübe kaybettirdi. galatasaray' hizmetlerini ortaya koyarsak da tabi ki terimle kıyas kabul edilmez. ne olursa olsun idare etmeliydi diye düşünüyorum.
  • 9572
    duyan da galatasaray spor kulübü başkanları arasında borcu bir tek o yapmış sanacak. borç yaptı evet ama büyüyerek yaptı, başarı geldi. kulüp ayağa kalktı. kendisi, başarı büyüyerek gelir dedi.

    futbol takımını neredeyse baştan kurdu yapılan transferlerle.

    basketbol takımı? basketbol takımı uzun uzun yıllar sonra neredeyse en iyi oyuncularla şampiyonluğa yürüdü. euroleague yaptı kaç sene.

    her zaman transferde kapıştığımız futbolcu olduğu zaman oyuncuyu kaptırdığımız fenerbahçe'nin elinden hem selçuk'u hem de hamit'i alarak o dönem psikolojik üstünlüğün bizim tarafa geçmesini sağlamıştır.

    şike sürecinde gelene gidene ayar vermiştir.

    twitter yasağından 1 gün sonra maç önünde twitter tişörtleriyle ısındırdı takımı. ama lafa gelince, fikri hür, vicdanı hür galatasaray derler, galatasaray yönetimleri siyasete boyun eğmez derler sonra ünal aysal eleştirirler.

    sneijder, drogba onun zamanında gelmiştir.

    fatih terim'den sonra dünyaca ünlü mancini'yi çok kısa sürede getirmiştir. mancini başarılı oldu, olmadı ama vizyon buydu.

    hayrovic'e laf edenler mazide sneijder, drogba arıyorlar.

    bana göre son zamanların en vizyoner başkanıydı. hatta tüm zamanların.
  • 9573
    galatasarayı kendisi batırmadı kendisinden sonra gelenler batırdı.

    tek hatası 2013-2014 kış transfer dönemini kötü geçirmesiydi. burdisso falan filan işte herkes biliyor o 5-6 ismi tekrar saymaya gerek yok.

    bu adamın döneminde ; 2012-2013-2014 olmak üzere 3 sene üst üste tek takım olarak şampiyonlar ligi parası aldın. 2012-2013 olmak üzere 2 lig şampiyonluğu yaşadın. ve 2013-2014 kış transfer dönemi hariç getirdiği her adamdan verim+para kazandın. hatta bruma gibi burak yılmaz gibi adamlar sayesinde kendisi gittikten sonra dahi para kazanmaya devam ettin. sadece euro kurunu sabitlemesiyle bile kulübe 10 milyonlarca lira kazandırdı.

    yok ona bu kadar harcamış, buna bu kadar harcamış muhabbeti boşa yapılıyor. harcadığını fazlasıyla kazandırdı bu adam. hadi başa baş olsa dahi 2 lig şampiyonluğu, 1 çeyrek final-1 2. tur olmak üzere 3 kere şampiyonlar ligi, 2 türkiye kupası şampiyonluğu, 1 süper kupa şampiyonluğu kazandırdı öyle gitti. sneijder gibi drogba gibi adamlar sayesinde tüm dünya galatasarayı tanıdı.

    üstelik tüm bunları yabancı sınırı denilen bir garabet ile mücadele ederek yaptı. hani tarık çamdal muhabbetine girecek olanlar onu da hatırlasın. tarık olmasa fatih terimin ısrarı ile alper oluyordu işte direkten döndü o da aynı şey. o dönem sükse yapmış bütün türk futbolcular 3 büyükler tarafından paylaşılıyordu. bizim de payımıza bu düştü.
  • 9574
    eğrisiyle doğrusuyla, galatasaray başkanlık koltuğuna oturmuş son gerçek başkandır. vizyonu, galatasaray'ın haklarını yedirmemesi, hiyerarşiyi tanımayanlara hiyerarşiyi hatırlatmasıyla ''başkan'' denilecek son insandı.

    ardından gelen duygun emanetçi, lisenin amansız savunucusu.
    sonrasında gelen dursun'a zaten söylenecek söz yok.
    son olarak mustafa cengiz, seçimi albayrak sayesinde kazanmasıyla en baştan otoritesi eksikti. devamında ''parayı ben veriyorum düdüğü ben çalarım'' diyen albayrak'a karşı çıkamayıp, albayrak'in çapının yetmediği görevleri verdi. fatih hocanın ağzının içine bakar oldu, aman hocam yapma hocam modunda.

    ünal aysal'ın 1 doğrusu varsa 1 de yanlışı vardır, eyvallah. ancak hiç bir zaman galatasaray'ı ne sahada ne saha dışında ezdirmemesiyle, kimsenin kendisini galatasaray başkanlık makamından üstün görmesine izin vermemesiyle son gerçek başkandı.
  • 9575
    abdurrahim albayrak’ı yönetiminden afaroz ederek göndermesi, sonrasında başına gelenler gayet açık ve netti. altı oyulan, galatasaray başkanlığına ihtiyacı olmayan, karizma ve duruş sahibi bir insan kendisi. tepkiler sonrası ise onurlu şekilde istifa edip yeniden aday olmamıştır. adnan polat efendi gibide kulüp hakkında tek bir olumsuz cümle kurmamıştır gittikten sonra. hocaya yaptığı muamele ise, kralının yapamayacağı efendiliktedir. kendisi hocayı kovmamış, hoca kendisini kovdurtma çabası içinde, demirören efendi ile güle oynaya pozlar vermiştir. bir öğle yemeğinde, sneijder’i getirecek kadar ilişkisi sağlam adamdır ayrıca.

    ‘’kulübü batırdı.’’ ile başlayan cümlelere gerçekten gülüyorum artık. adnan polat’tan enkaz olarak aldığı ekonomiyi büyüterek, stad hakları, forma sponsorluğu kendisinden önce yıllarca satılıp harcanmasına rağmen bir gün ağlamamıştır ayrıca. bu borçların yalnızca büyüyerek ödeneceğini bilen galatasaray’ın en son başkanı kendisidir.

    bir gün galatasaray’ın yeniden başkanı olur mu? hiç sanmam. çünkü kendisi tükürdüğünü yalayacak kadar omurgasız, şahsi reklamını yapmak için galatasaray başkanlığını kullanacak kadar ihtiyaç sahibi değildir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın