resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 9501
    ontivero, hajrovic, umut gündoğan'ın yanında;

    fernando muslera
    selçuk inan (ki geldiği zaman neler yaptığını hep birlikte gördük.)
    emmanuel eboue
    johan elmander
    albert riera
    tomas ujfalusi
    burak yilmaz (qral'ın cl'de cr7'yle yarıştığı dönemler.)
    didier drogba
    wesley sneijder
    felipe melo
    alex telles
    bruma

    gibi isimleri de almıştır. kimse şimdi faydalı vs faydasız transferlerin istatistiğini yaptırtmasın. galatasaray basketbol takımının şaha kalktığı yıllarda da başkanlık yapmıştır. play-off final mücadelesinde sahaya çıkmıyoruz! diyebilen tek başkandır. yedirtmeyiz.
  • 9504
    kendisi bahis konusu olduğunda "ontivero, hajroviç, umut gündoğan" diyenleri bildiğiniz riyakardırlar. zira:

    muslera
    eboue
    ujfalusi
    riera
    selçuk
    melo
    burak
    telles
    bruma
    elmander
    sneijder
    drogba

    gibi isimleri de kendisi almıştır. "çok para harcadı" ya da "kulübü batırdı" derseniz, anlarım. ama "ontivero, hajroviç bilmem ne" dediniz mi, komik oluyor.
  • 9505
    an itibari ile uğraştığımız ffp cezasının bir numaralı nedeni eski başkan.

    hakketen sözlüğün geldiği nokta çok ilginç. bir gün igor tudor başlığı sol tarafta öne geçer, başka bir gün ünal aysal’ın. yaşları yetse bu arkadaşlar papen mustafa övecekler herhalde.

    bu arada basketbol takımı kendisinin yaptığı müthiş planlamayla çökmüştü.

    şu yazıları aylar önce yazmıştım. bugüne paylaşmak kısmetmiş.
  • 9507
    son dönemin en başarılı galatasaray başkanıdır. ortaya koyduğu vizyon ve cesur çıkışları ile her zaman hatırlayacağım kişidir kendisi. fatih terim'in ardından roberto mancini ile galatasaray'ı buluşturması çok önemliydi ancak devamını getirecek mali tablonun olmaması büyük şansızlıktı. en büyük yanılgıya ise mancini sonrasında takımı cesare prandelli'ye emanet ettiğinde düştü. aslında o dönem, şenol güneş boştaydı ve mali şartlar düşünüldüğünde, elindeki oyunculardan maksimum verim almayı bilen, bizim ligimizi çok iyi tanıyan şenol hoca çok daha doğru bir tercih olurdu. o dönem ünal aysal, prandelli yerine şenol hoca ile anlaşsaydı, şu an biz ne durumda, rakipler ne durumda olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum. neticede ünal aysal, benim hep sevgi ve saygıyla hatırlayacağım bir başkanımızdır.
  • 9509
    kendisiyle ilgili kupa beyi abi bundan aylar önce "2014-15'de ünal aysal ayrılmasa bizi şampiyon yapmazlardı. ünal aysal da bunu biliyordu, galatasaray'ın önünü açmak için ayrıldı. hatta kek kalıbında fotoğraf bile bir mesajdı." demişti.

    kendisi bugün bu cümleleri doğrulamıştır. derin gs'nin baş aktörlerinden kupa beyi abiye selam olsun.
  • 9510
    galatasaray taraftarının kendisini beğenmemesine hayretle yaklaştığım eski başkanımız.

    arkadaşlar bilmem farkında mısınız ama tarihin izlediği en iyi 2 kadrodan bir tanesini bu adam kurdu.
    1 tanesi uefa kupasını aldığımız kadroydu ki o kadroyu kurmak zorluk derecesi olarak o kadar zor değildi 2.si kendisinin kurduğu kadro.

    sneijder'ler, muslera'lar, drogba'lar, eboue'ler, melo'lar, selçuk inan'lar, burak yılmaz'lar bu adamların tamamını aynı kadro içinde buluşturmak çok büyük bir başarıdır. kaldı ki kendisinin o dönem hükümet ile farklı düşüncelere sahip olması pek kabul görmemiş ve önünü kesmek için her türlü girişimde bulunulmuştur.

    kendisi zamanında berkin elvan'ın cenazesine galatasaray kulübü çelenk göndermiş,
    twitter yasağını protesto için ısınmaya oyuncular üstünde twitter logolu tshirtlerle çıkmış,
    gezi parkı olayları ile ilgili barışçıl eylemlerdir söylemi bizzat kendisi tarafından dile getirilmiştir. (ki aynı dönemde beşiktaş ve fenerbahçe başkanlarının söylemlerini lütfen okuyun)
    bunun ekabininde mevcut hükümet, yasaya uygun şekilde yapılan sermaye arttırımına 2 kez karşı çıkarak kulübün düze çıkmasının önüne taş koymuş ve yabancı sınırıyla bu taş çok büyük bir kayaya dönüşmüştür.

    hataları var mıdır? kesinlikle evet, ancan fatih terim olayında salt olarak kendisinin suçlu olduğunu düşünmüyorum. hocayı seviyoruz ancak o dönem hoca bize her türlü çirkefliği yapan tüpçü ile anlaşarak maalesef ünal aysal'ı haklı göstermiştir.

    hocanın ardından mancini'yi getirebilme potansiyeli türk futbol tarihinde hiç bir yöneticinin yapabileceği bir şey değildir. mancini city'yi şampiyon yapmış oldukça kariyerli bir hocadır.

    aynı zamanda kendisinin zamanında basketbol kadın ve erkek takımlarımız avrupa şampiyonu olmuş, kadın basketbol takımımız avrupanın 1 numaralı kupasını ezeli rakibimiz fenerbahçe'nin elinden almıştır.

    ''bu ateş üfleyerek sönmez'' isimli türk futbol tarihinin en iyi kulüp bildirisine imza atmış, 17 haziran günü şikeye bulaşmış bir zatın organize ettiği türkiye basketbol ligi final maçına çıkmayarak masaya yumruğunu vurmuş ve asalet mecbur kılar olarak adlandırılan noblesse oblige demiştir.

    seversiniz, sevmezsiniz saygı duyarım ancak kendisinin bu kulübe kattıkları, aldıklarından kat be kat fazladır. mustafa cengiz'in beyefendiliğini, dürüstlüğünü, kulübün borçlarından kurtarmak için gösterdiği olağanüstü çabayı bir kenarı bırakarak söylemem gerekirse (şahsi olarak mustafa başkanı çok severim, kıyas yapmıyorum) ünal aysal galatasaray tarihinin en vizyoner başkanlarından biridir.
  • 9511
    2010'lu ve hatta 2020'li yılların türkiye'si için pek de hoş olmayan bir profile sahip olan eski başkanımız.

    2000'li yılların başında "galatasaray'a yeni bir yönetim modeli vaadediyorum" diye ortamlarda görünmeye başlamıştı. ne olduğunu tam hatırlamadığım ama başkanlığa aday olabilmesi için geçirmesi gereken bir 10 yıllık süre vardı ve onu doldurmaya devam ediyordu o günlerde. özhan canaydın dönemi adı verilen zifiri karanlıkta debeleniyorduk oysa ki o günlerde...

    arada 100. yıl belgesellerine maddi anlamda katkı koymuştu, belgesellerin açılış sahnesinde "ünal aysal'ın büyük galatasaray taraftarına armağanı" ibaresi yer almıştı. türk telekom arena'nın açılışındaki protesto hadisesi sonrası "hepsini tek tek tespit edeceğiz" diyen adnan polat'a genel kurulun cevabı ibra etmeme olunca yapılan seçimi kazanıp başkan olmuştu.

    başkanlığı döneminde futbolda, hatta basketbol hatta ve hatta voleybolda çok büyük profilli kadrolar kuruldu. tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren futbol takımı doğrudan üçüncü fatih terim dönemine geçti. erkek basketbol takımı 23 sene sonra lig şampiyonu oldu, kadınlarda 15 sene sonra lig şampiyonluğu gelirken euroleague kupası fenerbahçe'ye karşı kazanıldı.

    bunların hepsi maliyetli işlerdi. kendi hesabı da galatasaray'ın elindeki gayrımenkul varlıkların projelendirilerek elde edilecek gelirle mali durumu dengelemekti. seçim programında kaba hatlarıyla bu şekilde yer alan ekonomik plana onay veren genel kurul sıra yetki vermeye gelince su koyvermiş, kendisi de 2 kere istediği yetkiyi alamayınca görevi bırakmıştır.

    kupalar gelirken "büyük başkan" diye tempo tutup daha sonra ünal aysal'ı yarı yolda bırakan genel kurul, adamı kaçırttıktan sonra da arkasından "hırsız" ve "galatasaray'ı batırdı" diye teneke çalmıştır. "ünal aysal dönemi borçları" diye ortamlarda bahsedilen meblağların vebali ünal aysal'dan ziyade başkanın en başından beri bahsettiği gayrımenkul konusunda yetkiyi vermeyip kaba tabirle pandik atan genel kurulundur.

    aynı genel kurul zamanında selahattin beyazıt'ı riva'dan aldığı arsadan dolayı "galatasaray'ı kandırıyor" diyerek davulla zurnayla indirip 40 sene sonra riva'dan gelen parayla kulübün götü kurtulunca olayı kendine mal etmeyi başarmıştır...

    ama en başta dediğim gibi, 2010'lu hatta 2020'li yılların türkiye'si için pek de hoş olmayan bir başkan profiline sahipti...

    zengindi, vizyon sahibiydi, profili yüksekti ve en önemlisi mal varlığı yurt dışındaydı...

    sırf bu sebepten gezi parkı olayları sonrasındaki süreçte twitter kapanınca takımı twitter hesabı yazan tshirtlerle ısındırmaya çıkarmak ya da 17 haziran duruşu gibi salvoları çekinmeden yapabiliyordu. bu da bu ülke, bu ülke siyaseti ve bu ülkenin futbol ailesi için hiç hoş olmayan bir özellikti...

    bir yanda 3 temmuz'u yaşayan fenerbahçe, diğer tarafta tesislerin önündeki demir kapıya kadar herşeyi demirören'e ipotek etmiş beşiktaş, diğer tarafta da gaza basıp gitmekte olan ünal aysal ve galatasaray...

    üstüne bir de galatasaray'ın sahip olduğu gayrımenkuller üzerinde siyasi iradenin elde etmek ya da ettirmek istediği bir rant vardı. galatasaray genel kurulunun bu yetkiyi ünal aysal'a vermesiyle ortaya çıkacak proje hem galatasaray'ı ekonomik anlamda bir 20-30 sene ileri atacak, hem de bazı odakların oralardan elde edeceği rantı tatlı bir hayale çevirecekti...

    işte genel kurul biraz kendi geleneği, çokça da bu dış baskıyla gerekli yetkiyi ünal aysal'a vermedi. o yetkinin verilmemesi ekonomik planlarını çalışamaz hale getirdi ve sonunda başkanlığı bıraktı. tabi bırakırken de arkasında kabarık bir tablo bıraktı...

    üçüncü fatih terim döneminin bitişi ise benim futbolu takip ettiğim 20 yılda, bu ülke futbolunda basın-yayın eliyle yapılmış en aşağılık müdahaledir. 2 aya yakın süre boyunca her saat başı bıkmadan usanmadan hem hocaya hem başkana mikrofon tutup bu konuyu soranlar, hocanın demediği şeyleri başkana başkanın demediği şeyleri hocaya üfürenler, televizyonlarda 24 saat bu konuyu eşeleyenler, gazetelerde her gün bıkmadan usanmadan olmayan bir olayı yazanlar...

    azimle sıçan betonu deler hesabı amaçlarına ulaştılar ve sonunda gerçek bir kriz çıkararak hocanın gitmesiyle sonuçlanan olaylar yaşandı...

    hocanın gidişi hem saha içi hem de saha dışında büyük bir darbe vurdu. kamuoyu ikiye bölünürken başkana bol keseden sallamak isteyenlere uygun ortam ve hatta destek sağladı. artan eleştirilere bir de gayrımenkul yetkisinin yine reddedilmesi eklenince başkanlığının üçüncü yılında görevi bıraktı ünal aysal...

    galatasaray genel kurulu da emanetçi iki başkanın ardından dursun aydın özbek'e başkanlık koltuğunu teslim etmiş, ünal aysal'a vermediği yetkileri bu abimize gözü kapalı vermiştir. bu abimiz de birilerinin istediği projelerle ceplerine istedikleri rantı sokturmuş, arada da zaten ekonomik bir sorun yaşayan kulübün elinde avucunda kalanı da çar çur etmiştir.

    eğer mustafa cengiz yönetimi elini taşın altına koyup o dönemde ortaya çıkmasa, görevi aldıktan sonra memleketin her tarafıyla bürokratik açıdan alttan alarak eğilip bükülmese, uefa ile müzakerelerde neredeyse tarih yazmasaydı; bugün 3 büyük arasında en iyi maddi duruma ve özgürlüğe sahip olan galatasaray, ali koç'un cebinden verdiği 60 milyon euro parayla borcu ancak 550 milyon euro seviyesine inmiş fenerbahçe'den daha da beter ve umutsuz bir halde olacaktı.

    bunun müsebbibi de ünal aysal'dan ziyade ona kazık atıp ekonomik programını yarıda bırakan, ona ver(e)mediği yetkiyi 1 yıl geçmeden dursun özbek gibi bir başkana veren genel kurul olacaktı...
  • 9513
    gerçek hayatta fatih terim'den daha zengin tamamen varsayım ile söylüyorum belki daha zeki, bilgili ve vizyonlu da olabilir.

    ancak söz konu galatasaray'a hizmet ise fatih terim 100 tane ünal aysal eder.

    hayatımda gördüğüm en iyi başkan iken efsaneyi göndererek 1 yıl sonra da kendisi abbas oldu.

    fatih hoca büyük balıktır, adamın boğazında kalır.

    tamam fatih terim dört dörtlük demiyorum ama bir şekilde idare edecektin başkan. kendine de bize de yazık ettin.
  • 9514
    yabancı sınırı kendisinin zamanında kaldırılsaydı şu an hedef 27 falan diyorduk. en kötü 5. yıldızı takmıştık. hayata geçirmek istediği projeler bir bir elinden alınınca gitmekten başka çaresi kalmadı. borç içerisinde de bırakmadı kulübü. bi mali tabloları karşılaştıralım allah aşkına. drogba ve sneijder transferleriyle o kadar borç olmaz. üstelik şampiyonlar ligi müdavimi bir takımdık. iki kere gruptan çıktık. birinde çeyrek final oynadık, birinde son 16’da elendik. bi bakıyorum, 2011-12 sezonunda 18 milyon euro harcanmış bonservislere. arda zaten 14 milyon euro’ya gitmişti. drogba ve sneijder transferleriyse şampiyonlar ligi çileğidir. tur atlayamasaydık gelmezlerdi. ezbere konuşmamak lazım yani.

    terim ile takışmasına bir şey diyemiyorum. iki tarafın da suçu vardı bence. üstelik dibine kadar biat kültürünün başgösterdiği bir toplumda verdiği tepkileri benim diyem adam veremez.
  • 9515
    twitter yasaklandiginda takimi #galatasaray baskili tshirtlerle isinmaya cikardi, melo demirorenin elini sikmadigi icin ulkeden gonderilmeye calisilirken olayin ertesi gunu antreman sahasina girip meloyla goruntu verdi, basket takimini final macinda yasanan rezilliklere tepki olarak sahadan cekti, medyadaki yozlasmayi aciga cikartarak galatasaray medyasini kuracagini soyledi. 3 senede 2 kere sampiyon oldu, fatih terim kendini siyasi amaclara masa edince en zor durumda kalan kendisiydi, cok radikal bir kararla gitti manciniyi getirdi(siz begenmediniz ama adam ferguson’i yenip pl’de sampiyon olmustu)-juveli realli gruptan cikti, takim neleri konusurken yabanci siniri vs. ile onu kesildi resmen. telles ve bruma gibi 100 senelik galatasaray’in yapmis oldugu ilk gelecege yatirim transferlerinj yapti(bir de ribery var zaten o da bu klasmanda zirvede). sikeye karsi acik acik konustu, geziyi dis mihraklar dolari cikartmak icin yaptiriyorlar safsatasina prim vermedi. e simdi bi durup bakinca sevilmemesi dogal. evrensel degerlerden ve basarilardan ne kadar uzak olursan o kadar tutuluyorsun bu cografyada.

    kulup tarihinin acik ara en iyi baskanlarindan. zaten sportif olarak da oyle.
  • 9516
    bu girdi sadece ve sadece taraftarın şu anki yönetim hakkında satış yapamıyor, transferde en kötü yönetim düşünceleri için yazılmıştır. kendisinin basarilarina vs herhangi bir yorum getirilmemiştir. bu kısmı en başa taşımak zorunda kaldım çünkü kimse okumuyor. buna ek olarak kendisi dönemi finansal tablolara bakmanız için link, başarı geldi ama malesef finansal olarak gelemedi;
    http://sportif.galatasaray.org/...netim-raporlari.aspx
    buna ek olarak her zaman olduğu gibi kendisi döneminde alınan bazı futbolcular sonraki başkanlar tarafından satılmıştır, bu hep oldu olacak. ama çok söylendiği için ekleyeyim;
    burak 8+ amrabat 3.5+bruma kiralama ile beraber 16.9+telles kiralama ile beraber 7.8+melo 4.2=36.9 sonraki yönetimler satmıştır. bu şekilde transfer zararı 54.23m euroya düşüyor.
    dursun aydın özbek için;
    (bkz: #2976323)

    kendisi döneminde galatasaray futbol takımı imza parası, bonus ve maaşlar hariç olarak bonservise 114m euro harcarken sadece ama sadece 22.87m euro satış yaparak galatasaray tarihinin en maliyetli dönemlerini yaşatmış, bize eksi 91.13m euro transfer bırakmışlardır. ama sorsak en başarılı en networklu en avrupai başkan kendisi, transferde en başarısız ise mustafa cengiz yönetimidir. taraftar biraz google'a baksa öğrenecek de nerede...

    2011-2012 sezonu;
    gidişler 15.83m euro
    gelişler 23.6m euro
    7.77m euro zarar

    2012-2013 sezonu;
    gidişler 2.83m euro
    gelişler 32.05m euro
    29.22m euro zarar

    2013-2014 sezonu;
    gidişler 1.8m euro
    gelişler 44.84m euro
    43.04m euro zarar

    2014-2015 sezonu;
    gidişler 2.41m euro
    gelişler 14m euro
    11.59m euro zarar

    total;
    gidişler 22.87m euro
    gelişler 114m euro
    91.13m euro zarar
  • 9517
    görevde kaldığı dönem içinde efsaneler arasına girmeyi başarmış eski başkanımız.

    ben kendisini beğenmeyenleri bir nebze anlayabiliyorum ancak kendisi dönemini yıkım olarak görenleri bırak anlamayı saygı dahi duymuyorum.

    galatasaray bayan basketbol takımı 2012-2013 sezonunda türkiye kupasını müzesine götürdü.
    galatasaray futbol takımı 2011-2012 sezonunda şampiyon oldu, kupayı kadıköy de kaldırdı.
    galatasaray futbol takımı 2012-2013 sezonunu da şampiyon kapattı.
    galatasaray bu sefer 2013-2014 sezonu başında oynanan süper kupa finalinde yine ezeli rakibi fenerbahçe'yi yenerek kupayı müzesine götürdü.
    galatasaray 2012-2013 sezonunda şampiyonlar ligi'nde büyük bir başarı elde ederek çeyrek finale yükseldi, grupta real madrid ve juventus bulunuyordu.
    galatasaray 2012-2013 sezonu başında oynanan süper kupa finalinde fenerbahçe'yi yenerek kupayı müzesine götürdü.
    galatasaray erkek basketbol takımı uzun yıllar süren basketboldaki şampiyonluk hasretini geçen sene sonlandırdı ki sanırım 25 sene sonra gerçekleşmişti bu olay.
    galatasaray bayan basketbol takımı bu sezon da türkiye kupasını müzesine götürdü.
    galatasaray bayan basketbol takımı avrupa şampiyonu oldu
    galatasaray bayan basketbol takımı rüya gibi geçen sezonu türkiye şampiyonluğu ile taçlandırdı.
    galatasaray erkek basketbol takımı tarihinde ilk kez euroligde çeyrek finale kalmayı başararak büyük bir başarıya imza attı
    galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı avrupa şampiyonlukarına ambargo koydu

    ve diğer branşlarda yapılan başarılar.

    dünya çapında yapılan transferleri, başarıları vs es geçiyorum.

    şimdi şu kadar oyuncuya para verildi, şu kadara satıldı mantığını kesinlikle anlamıyorum.

    evinize beyaz eşya alacaksınız. diyorsunuz ki az yaksın, çok kaçsın, iyi soğutsun bir buzdolabı alayım. markalar belli imkanlar belli. en optimumunu alırsınız. ancak bazı arkadaşlar diyor ki niye en ucuzunu almıyorsun. en ucuzunu alıp bir ton sorunla uğraşıp, kapağını açıp biz mi üfleyerek soğutalım ?

    çamaşır makinesi alıp biz mi elimizde yıkayalım ?

    sonra aynı arkadaşlar diyor ki bunlara para verdin ama para kazanamadın.

    pardon 5 sene sonra bunları piyasadan daha pahalıya satmalıydık haklısın. telles, bruma transferlerinde ipe götürdünüz insanları size kalsa bunlarda satılmamalıydı.

    hataları var mıdır? tonla. transferden tut, tutuma kadar. mesela ben dursun aydın köstek dönemine destek olmasını hala hazmedemiyorum. kabullenemiyorum.

    ancak kolay kolay kimse kadıköyde kupa kaldıramaz, basketbol takımını sahadan çekemezdi.

    efsanesin başkan. hala yaptıkların konuşuluyorsa efsanesin.

    yapılan saçma transferlerini ve dursun bey'e desteğini unutmuyorum ama.

    iyi ki vardın.
  • 9519
    fatih hoca ile girdiği ego savaşından galatasaray zararlı çıkmıştır. kendisi de bir o kadar zarar görmüştür. fatih hoca galatasaray'ın parasını tulun gibiler har vurup harman savunmasınlar diye göğsünü siper etmiştir yıllarca. hoca gittikten sonra ise akbabaların galatasaray'ın parasına çökmesini uzaktan seyretmiştir aysal.
    faruk süren'den sonra gelen en başarılı başkan idi ömrünün sonlarına doğru yaptıklarıyla başarılarını törpüledi.

    (bkz: efsaneydi ne efsane olarak kaldı ne de kestane oldu)
  • 9520
    sadece giden ve gelen futbolcular üzerinden değerlendirmek değişik bir kafa olsa gerek.
    o futbolcular armut mu topladı?
    maliyet hanesine oyuncu maliyetleri yazılıyor da gelirler hanesine, reklam, şampiyonluk veya şampiyonlar ligi gelirleri neden yazılmaz?

    adam yöneticiydi. parayı harcadı ve karşılığını da kulübe kazandırdı. salt ekside olsa konuşun ona bir şey diyen yok zaten. ünal bey şimdiki gibi imza törenlerinde koşuşturan bir adam da değildi. o tokluğa ulaşmış, ihtiyacı olmayan bir adamdı.
    herşeyi geçtim, öngörülü davranıp borçları dövizden tl ye çevirmesi bile yeter. mevcut kurla hesaplayınca devasa tutarlara ulaşıyorsunuz.
  • 9522
    keşke sadece satılan alınan hesabı değil de, 2 sene üst üste oynadığımız şampiyonlar ligi gelirlerinin (1 çeyrek final, 1 son 16) 2 kez şampiyon bir kez de 2. olarak tamamladığımız süper lig gelirleri, satılan kombineler, sponsorluk anlaşmaları, futbolcuların yıllık ücretlerini sabitleme gibi şeylerin hesabını da yapsaydık da ak koyun mu kara koyun mu ortaya çıksaydı. bunu hesaplayıp halen kendisine laf ediliyorsa ben bunu 2 şeye bağlıyorum;

    1- temel matematik eksikliği. toplama, çıkarma, çarpma, bölme.

    2- hadi neyse bunu söylemeyeceğim.
  • 9523
    futboldan da futbolcudan da anlamaz ama paradan çok iyi anlardı. bunu da bizzat kendisi defalarca açıklamıştı. o yüzden kurduğu kadro üzerinden övmek biraz saçma. sneijder'in gündemimize gelene kadar adını bile bilmiyordu muhtemelen. kendisinin en büyük günahı bülent tulun gibi bir adama haddinden fazla güveniyordu. futbol ile ilgili konularda da ona danışıyordu. futbol takımı ile ilgili kararlar terim, albayrak, ali dürüst ve bülent tulun ortaklığında alınıyordu. bu kişilerden üçünü gönderip bülent tulun'u tek başına bırakınca birileri zenginleşti, galatasaray fakirleşti ve ortaya tarihin en çöplerle dolu galatasaray kadrolarından biri çıktı. sözleşmeli yabancılarını kiralık gönderip ontivero, hajrovic gibi adamlara, endoğan adili gibi adamlara bonservis gömmek akıl karı değildi. dedim ya en büyük günahı bülent tulun'a çok güvenmesiydi.
  • 9524
    fatih terim sayesinde ve görece ekonomik durumdan (euro kuru) istifade edip hala efsane olarak görülebilen başkan.

    şampiyonlar ligi, loca, şampiyonluk gelirleri olmasına rağmen uefa ile anlaşma yapmak zorunda kalmış, buna uymamış ve dursun özbek döneminde avrupa'dan men edilmek gibi bir rezaletin altına imzasını atmıştır.

    daha euroleague rezaletinden bahsetmedim bile.
  • 9525
    zaten temel felsefesinin mali disiplin olmadığı eski başkanımız. dolayısıyla çok para harcatması üzerinden, bence, değerlendirilmemeli. temel amacı başarılı olmaktı, para harcattı ve başarılı olduğu dönemler oldu * haliyle ilk yıllarında takip ettiği felsefeye göre başarılıdır. sonraki yıllarda para harcatmasına rağmen başarılı olamamıştır. son yıllarında da başarısızdır. en nihayetinde de gitmiştir zaten. aslında bu kadar basit.

    bana göre efsane de değildir. efsane olması için cidden çok farklı şeyler yapması gerekirdi, herkese efsane denmez. belli bir bahar dönemi yaşatsa da daha sonra * kulübün mali olarak zora girmesindeki temel aktörlerden biridir. yine de futbol kulübünün temel amacı başarılı olmaktır, onun döneminde de başarılı olduk. haliyle genele vurursak, görevinde başarılı olarak gördüğüm başkandır. ama efsane demek... bilemedim. efsane statüsünde de değildir. keşke yaptığı yanlışları yapmasaydı da daha uzun süre devam edebilseydik.

    şu anki yönetimin * ise hiç para harcama şansı olmadı ki zaten. adamlar geldi ve 4 yıllık ffp kısıtlaması da geldi * şu durumda da 'adamlar para harcamıyor, ne güzel işte' demek de yanlış; böyle bir şansları yok zaten. zorunlu olarak mali disiplin yolunu tercih ediyorlar biraz da. transfer yapamıyorlar demek de biraz haksızlık oluyor bu bağlamda, para yok * adam satamıyorlar denirse de, önceden ne kadar adam satabiliyorduk ki zaten derim. sadece bu yönetime özgü bir şey de değil açıkçası. kendimi bildim bileli çok ekstrem satışlar yapamıyoruz.

    şu anki yönetim, evet; bence de transferler konusunda bir miktar beceriksizdir ama bu durum sadece onların beceriksizlikleriyle açıklanabilecek bir durum da değil. para olduktan sonra 3 e alamazsın gider 5 e alırsın yine beceriksiz olursun ama en azından transferi bitirirsin * ancak maalesef ffp yüzünden elimiz kolumuz bağlı olduğundan o da olmuyor. bin türlü parametre giriyor araya transferde, her şey her zaman düzgün gitmiyor. hiç olmayacak bir şey oldu; korona çıktı şimdi de misal. oyuncuların bir kısmı belki de virüs nedeniyle ülkelerinden çıkmak istemeyecek. transfer opsiyonları azalacak. bu yönetimin de, eğer bir dönem daha başkanlık yapacaklarsa, kadrosunu güçlendirmesi lazım. özellikle uluslararası transferlerle ilgilenecek biri şart yönetime. boşuna ego savaşına gerek yok, herkes galatasaray'ı düşünmeli. şu anki yönetimin özellikle uluslarası transferler konusunda biraz sınıfta kaldığı görülüyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın