galatasaray başkanıdır.
fatih terim'i yemek gibi bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum. belli sebeplerle fatih terim'le yollarını ayırma kararı almıştır. eğrisi doğrusu tartışmaya açıktır elbette. fatih terim'le gelinen noktada kabahati büyük olsa da, fatih terim'in kabahati de onunkinden az değildir.
kendisine ''dünkü bok'' ve daha bilumum hakaretlerde bulunanlar bilsin ki, kendisi bu kulübe dün adım atmış değildir. aksine, uzun yıllardır başı sıkışan başkanların yardım istemekte sakınca görmediği bir galatasaraylıdır.
elbette ki taraftar ve camianın gözünde hiçbir başkan, bir fatih terim değildir. fatih terim bu sporun asli unsurlarından biri olarak, en büyük efsanelerden biridir. ikisi kıyas dahi kabul etmez. ancak fatih terim savunulurken, ünal aysal'a hakaret etmek, her ikisin de açıkça ortada olan yanlışlarını görememek, ancak kör fanatizmle açıklanabilir bir durum.
hem başkan, hem de imparator, bu kulübün birer parçası. ikisinden birisinin tarafını tutmak yerine, galatasaray'ın tarafını tutmak, her ikisine de objektif bakmak konusunda faydalı olacaktır.
fatih terim yüzünden ünal aysal'ı artık başkan olarak görmek istememek, çok doğal bir yaklaşım. ancak ünal aysal'ı daha haklı bulanlar da galatasaray taraftarı, çatladıkkapısporlu değil.
şahsen ortam bu denli bulanıkken; tüpçüler, goygoycular ortalıkta başkan'ı asma yarışına girmişken (fatih terim'i kopardıkları için artık onu asmak istemiyorlar zira), ünal aysal'a hakaret etmek konusunda elimizi bu kadar çabuk tutmayalım derim. en azından fatih terim de, ünal aysal da eteğindeki taşları döksün. saflarınızı ona göre belirleyin.