• 1
    2015 yılı itibariyle:

    - 32 takımlı katılımın devam ettiği,
    - üst düzey liglerin ön elemeler dahil 4 veya 3 takımın katıldığı,
    - orta düzey liglerden ön elemeler dahil 2 veya 1 takımın katıldığı,
    - play-off'la birlikte 4 ön eleme turuyla oynanan,
    - 8 grupta 4'erli olarak mücadele eden takımlardan en başarılı ilk 2'nin bir üst tura çıktığı, 3'üncünün uefa avrupa ligine gittiği,
    - gruptan çıkan 16 takımın 2. turda eşleştiği, bu turu geçen 8 takımın çeyrek final, çeyrek finali geçen 4 takımın yarı final, yarı finali geçen 2 takımın final oynadığı,
    - finali kazanan takımın ertesi sene şampiyonaya direk katılım hakkı elde ettiği,
    - uefa avrupa ligini kazanan takımın da yine şampiyonaya direk katılım elde ettiği

    yapıya sahip turnuva formatı...

    şimdi, bazılarınızın bu bilgileri neden verdiğimi merak ettiğini, "e zaten biz de biliyoruz" dediğinizi duyabiliyorum.
    amacım bilgilendirmekten ziyade mevcut formatı geçmişle karşılaştırmak...

    ben şahsen, geçmişteki bazı oyun formatlarının daha keyifli olduğuna ve mevcut formatın yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. şöyle ifade edeyim:

    - galatasaray bu turnuvaya katılan ilk takımlardan birisi. turnuvanın adı şampiyonlar ligi olduktan sonra, 1992-1993'te turnuvaya katılamadık. ancak ertesi sene, özellikle 8 yıldızlı intro'nun ilk tasarlandığı sezon olan 1993-1994 sezonunda, manchester united'ı eleyerek bu turnuvaya katıldık. o 8 yıldızdan birisi de galatasaray'dı yani... neyse - bu sezonda, farkettiğiniz üzere 8 takımlı bir turnuva ve 2 grup vardı. 8 takımlı format, özellikle avrupa'da çok fazla sayıda üst düzey takımın olması ancak turnuva'da mücadele eden takımların sayısının azlığı sebebiyle, maç sayısının da artırılması ve turnuvanın seyir zevkinin artırılması hedefi doğrultusunda değiştirildi... ben de bu formatın en keyifsiz format olduğu konusunda hemfikirim...

    - 1994-1995 sezonunda format 16 takıma döndü... 4'er takımlık 4 gruptan ilk 2'nin çıktığı sistemde gruptan çıkan takımlar çeyrek finale yükseliyordu...

    - 1997-1998 sezonunda format tekrar değişti, 24 takımlık sisteme geçen şampiyonlar liginde 4'erli 6 grup oluşturuluyor, grup birincileri ve 2 grubun en iyi ikincileri bir üst turda, çeyrek finalde karşı karşıya geliyorlardı... takım sayısının artışının şampiyonlar ligine kattığı zevk tartışılmazdı.

    - 1999-2000 sezonunda şampiyonlar ligi formatı tekrar değişti ve 32 takımlı sisteme geçildi. bu dönem aslında şampiyonlar liginin en keyifli hale getirildiği sezonu da temsil ediyordu, şöyle ki; 4'er takımdan oluşan 8 grup oluşturuluyor, her grupta ilk 2'ye giren takımlar bir üst tura yükseliyordu. ikinci tura yükselen 16 takım, yine 4'er takımdan oluşan 4 grupta eşleşiyor, bu 4 grubun ilk 2 sırasında yer alan takımlar, yani toplam 8 takım çeyrek finalde mücadele etmeye hak kazanıyorlardı... bu formatta oynanan ilk senede grup üçüncüsü olarak uefa kupasına, orada dan da finale ve kupanın kendisine yürümüştük. diğer iki senede de ilk gruplardan çıkma başarısı göstermiş, birinde 2. tur grupları da aşarak çeyrek finale yükselmiş ve real madrid'e elenmiştik...

    - 2003-2004 sezonundan itibaren şampiyonlar ligi bugünkü formatına evrildi. 32 takımdan oluşan 4'erli 8 grupta mücadele eden takımlardan grubunda ilk 2'ye girenler bir üst tura yükseliyordu. 16 takım, 2'inci tur maçlarında grup liderleriyle grup ikincileri eşleştirilecek biçimde tekrar karşı karşıya geliyor, bu turu da geçen 8 takım çeyrek finalde karşılaşıyorlardı. bu sistem, 2004'ten günümüze kadar aynı şekilde geldi, ön eleme turlarının sayısı ve uefa avrupa ligi şampiyonunun direk katılımı haricinde değişiklik yapılmadı...

    benim burada değinmek istediğim husus şu:

    - şampiyonlar liginin seyir keyfinin ve mücadele ruhunun en iyi hissedildiği sistemin 1999-2002 sezonları arasındaki dönem olduğunu düşünüyorum,

    - 8 takım, 16 takım ve 24 takım, mevcut avrupa futbolundaki üst düzey takım sayısı için yetersiz formatlar, bu sebeple 32 takımlı format en sağlıklısı,

    - grup müsabakaları esnasında grubun en iyi 2 takımının gruptan çıkıyor olması mantıklı, zira aynı puanı alıp ikili averajla elenen ikincilere yazık oluyordu, ancak grupta 4 takım varken en iyi 2'nin gruptan çıkması sanki biraz işin ruhunu bozuyor, gruplar 6'lı, 8'li şekilde yapılarak alternatif denenebilir gibi geliyor sanki?

    - beni en çok irite eden olay, 1999-2002 arasında oynanan ve dahiyane bir fikir olan "2'inci tur maçlarının da grup şeklinde yapılması" olayıydı, hem maç sayısının artması, hem de çeyrek finale çıkma olayını "süprize yer bırakmayacak" şekilde kurgulanmış olması, ancak iki grupta birden ilk 2'ye girenlerin çeyrek final oynayabilmesi bence müthiş bir olaydı. şimdiki sistemde gruptan ikinci çıkıp şanslı bir kura çeken herhangi bir takım kendisini çeyrek finalde bulabiliyor, sanırım maç takviminin çok sıkışması sebebiyle bu uygulama kaldırıldı,

    - ülkelerin yerel kupaları, yani türkiye kupası, lig kupası gibi organizasyonlar kaldırılıp maç takvimi rahatlatılabilir, şampiyonlar liginin kapsamı da genişletilebilir... şampiyonlar ligi alıcızı, izleyicisi olan müthiş bir organizasyon, bence bu keyfi ne kadar artırırsak, ne kadar çok katılım sağlanırsa, ne kadar çok maç olursa o kadar keyif alcacağız, böylece "avrupa süper ligi" gibi projeler de rafa kalkar, o sevdiğimiz şampiyonlar ligi müziğinden de ayrılmamış oluruz.

    nacizane fikrimdir.
  • 2
    yeni formatıyla adım adım avrupa süper ligine geçişin ismi konmamış bir versiyonu olma yolunda. ilk beş sıradaki ülkeden dörder takım zaten katılım hakkına sahip. altıncı sıradaki ülkeye ise üç kontenjan ayrılmış durumda. ancak bu yetmemiş olacak ki, bir önceki sezonun en yüksek katsayısına sahip iki ülkeye toplamda iki kontenjan daha ayrılmış. bu katsayıya erişebilecek ülkeler de çok büyük olasılıkla ilk beş sıradaki ülkeler olacağına göre ilk altı sıradaki ülkeye 25 kontenjan ayrılmış durumda. yani toplam takım sayısı 32'den 36'ya çıkartılırken bunun 25'i ilk altı sıradaki ülkeye ayrılmış durumda.

    bu iki kontenjanı 7. ve 8. sıradaki ülkelere üçüncü takım kontenjanı olarak vermek, alt sıralardaki ülkelerin rekabetini arttırmak adına tetikleyici olabilirdi. böylece portekiz, türkiye, iskoçya, sırbistan, avusturya, durumlar düzeldiğinde ukrayna ve rusya gibi ülkeler sıkı bir rekabete girebilirlerdi.

    ayrıca takım kalitesi olarak baktığımızda da premier lig dışında herhangi bir ligin ilk dört-beş sırasının şampiyonlar ligine direkt katılımı hak ettiğini düşünmüyorum. elemeler oynanır, hak ediyorlarsa grup aşamasında yerlerini alırlar. rennes, lazio, villareal, betis, sociedad, marsilya, lens, union berlin, freiburg gibi takımların direkt katılıma sahip olması anlamsız.

    dünyada futbola ilginin azaldığından dert yanıyorlar. futbola erişilebilirlik azaldıktan sonra 60 dakika oynatmışsın, sahayı küçültmüşsün, ofsaytı kaldırmışsın fark etmez. hem izlenebirliği hem erişilebilirliği arttırmak gerekiyor. genç kuşak o maçı izleyebilecek ki takımına olan aidiyeti artsın, futbola olan tutkusu büyüsün. bunca farklı yayın platformu ve ödemelere çözüm bulunması gerekiyor. benim kuşaktaki çoğu insana sorsanız tgrt'de yayınlanan manchester deplasmanı ile farklı bir evreye geçildiğini anlatır. ancak o maç şifreli olsa belki de aynı duygular oluşmayacaktı. aynısı günümüzdeki gençler ve çocuklar için de geçerli.

    diğer yandan geçmiş dönemlere bakarsak doğu avrupa takımlarının yer yer başarılı olduğu dönemleri görebiliyoruz. kızılyıldız, steau bükreş, partizan gibi kulüplerin final seviyesini görmüşlüğü var. benim hatırladığım dönemde ise dinamo kiev, sheva'nın önderliğinde yarı final seviyesini görmüştü.

    yalnızca batı avrupa'nın birkaç ülkesiyle kısıtlarsanız futbola olan global tutku da zamanla söner. ukrayna, sırbistan, hırvatistan, türkiye, rusya'daki bir futbolsever de o hayali kurabilmeli. bu ülke takımlarının en büyük geliri, olası şampiyonlar ligi geliri iken bu takımları daha en baştan safdışı bırakmak çözüm değil.

    batı avrupa ülkelerinin yayın gelirleri, sponsorluk gelirleri, stad gelirleri zaten farklı bir seviyede. e sen cl gelirlerini de ağırlıkla bunlara tahsis edersen nasıl olacak? en azından eleme aşamasının ardından ak koyun kara koyun belli olsun.
  • 3
    2024-2025 sezonuyla birlikte değişecek olan format şöyledir. (bu arada konferans ligi ve avrupa ligi de aynı şekilde olacak)

    -36 takımlı ortak sıralama bulunacak.

    -sıralama maçlarında takımlar 4'ü deplasmanda, 4'ü içeride olmak üzere 8 ayrı maç oynayacak. rövanş maçı yapılmayacak.

    -kurada yine 4 torba bulunacak. takımların her torbadan 2'şer rakibi olacak.

    -ortak sıralamanın ilk 8'i direkt gruptan çıkacak.

    -9. ila 24. sıradaki takımlar rövanşlı play-offlara kalacak.

    -25. ve aşağısı elenecek.

    -play-offlarda 9. ila 16. takımlar, 17. ila 24. takımlarla eşleşecek.

    -avrupa ve konferans ligi de aynı sisteme geçeceği için sıralamada veya play-offlarda elenen takımlar avrupa ligine veya konferans ligine düşmeyecek.

    gerisi klasik elemeli format.

    daha fazla detay: https://www.uefa.com/...4-everything-you-ne/
App Store'dan indirin Google Play'den alın