• 2
    türkiye'de havuz sistemine geçilen 1996 yılından bu yana* ilk defa lig maçlarının açık kanalda yayınlandığı sezondur. o sezon öncesi yinelenen yayın ihalesini digitürk ve trt ortaklığı kazanmıştı. her hafta üç maçı lig tv, bir maçı da trt yayınlarken o dönemde yapılan anlaşmalarla geliştirilen ilişkiler hala sürmekte; trt maç bitiminden 45 dakika sonra özet görüntüleri ses kaydı ile birlikte yayınlayabilmekte, canlı maç yayını yapmasa da haftasonu yayınlanan maçların şifresiz olarak tekrarını verebilmektedir.
  • 6
    fenerbahce'nin 4 puan önde girdigi 32. hafta maclarinda galatasaray kendi sahasinda genclerbiligi'ni konuk ediyordu. fenerbahce ise deplasmanda ankaragücü ile oynayacakti. tipki bu sezon oldugu gibi bir sonraki hafta da fenerbahce galatasaray maci vardi. son haftalara girildigi icin maclar ayni saatte oynaniyordu o zaman. ilk dakikalarda cihan'in golüyle öne gectik fakat ilk yariyi yedigimiz iki enteresan golle 2-1 geride kapattik. fenerbahce deplasmanda ankaragücü ile 0-0 devam ediyordu ve bizim kendi sahamizda kazanmamiz gerekiyordu. cünkü alinacak bir galibiyetle bir hafta sonra kadiköy'e liderlik umutlariyla gidecektik. beklenen olmus ve ankaragücü fenerbahce karsisinda cenk isler'in attigi golle öne gecmisti. artik 100. yilimizda kadiköye liderlik umutlariyla gitmek icin galatasaray'a kendi sahasinda 1 puan yetecekti. ama olmadi. o beklenen gol gelmedi ve biz kadiköy'e 4 puan farkla gittik. o sezon fenerbahce'ye karsi iki macta da büyük üstünlük kuran takimimiz 4 puan farkin verdigi moral bozukluguyla yine de cok güzel oynayarak kaybetmisti.
  • 7
    oldukça dramatik bir şekilde şampiyonluğu kaçırdığımız sezon; gençlerbirliği maçını alsaydık bu sezonu şampiyon bitirme ihtimalimiz vardı ancak o sezonlarda kendi ayağımıza sıkma gibi bir özelliğimiz vardı son maçlarda. hatta gençlerbirliği maçına gittiğimi hatırlıyorum, cihan maçın başında golü atmıştı ama maça sonradan girdiğim için görememiştim sanırım. o kritik maçtan en net hatırladığım şey ise sonraki sezon beşiktaş'a transfer olacağı kesinleşen ali tandoğan'ın maçta kazanmak için tabiri caizse kıçını yırtmasıydı; ona çok küfür edildiğini hatırlıyorum. ardından birkaç hafta önce fenerbahçe'yi olimpiyat stadının çimlerine gömen galatasarayımızın kadıköy deplasmanında kaybetmesi ayrıca üzücüydü.
  • 8
    76 puan toplayarak 3. olduğumuz sezon. 04/05 sezonundan bu yana oynanan 9 sezonda galatasaray dışında 76 puan barajını aşan bir şampiyon çıkmamıştır. galatasarayımız da 05/06 sezonunda 83 puan, 07/08 sezonunda 79 puan ve 11/12 sezonunda da 77 puan toplayarak şampiyonluğa ulaşmıştır (fenerbahçe'nin 82 puan topladığı şikeli 10/11 sezonunu değerlendirme dışı tuttum).

    yani lig performanslarımıza genel olarak baktığımızda diyeceğim o ki en parlak performanslarımızdan birini göstermemize rağmen şampiyonluğun uzağında kaldığımız sezon olmuştur. bu da "hagi'nin oyunculuğu iyiydi de hocalığı kötüydü" önermesini çürüten bir nokta bana göre.
  • 15
    içimde yara olan sezondur. öyle saçma sapan 100. yılda şampiyon olalım filan değil, hiç umurumda değil o konu ama şampiyonluk öyle pisi pisine gitmişti ki. o sezonla ilgili konuşacak çok şey var aslında ama belli başlı birkaç noktayı özellikle belirtmek gerekiyor.

    - futboldaki fenerbahçe/aziz yıldırım lobisinin en güçlü olduğu yıllar olan 2002-2008 dönemi ve dolayısıyla da kadrosunun en güçlü olduğu dönem (anelka, tuncay, aurelio, nobre, luciano vs.) diğer yandan bizim kadromuz ise oldukça mütevazı idi(cihan haspolatlı, orhan ak vs.) medya gücü ise çok net şekilde fenerbahçe'nin elindeydi. (en net örnek: hagi üzerinden yaşanan sah aiçi ve saha dışı tartışmalar)

    - futboldaki fenerbahçe balı: ligde bizim yediğimiz ve fenerbahçe'nin attığı birkaç son dakika golü:
    hiç unutmam 26. haftada biz kayseri'den* 90+3'te son dakika golü yemiştik. ertesi hafta fenerbahçe, sakaryaspor deplasmanında* 90+3'te bir kornerde luciano ile golü atıp kazanmıştı. bu bile kafadan 4 puan yapıyor zaten.

    - 32. haftada, şampiyonluk haftalarında hiç adetimiz olmamasına rağmen, iddiası olmayan anadolu takımına yenilmemiz (bkz: 15 mayıs 2005 galatasaray gençlerbirliği maçı)
    öne de geçtiğimiz maçta bariz defan hatalarıyla şampiyonluğu sami yen'e bırakmıştık. (bunun bir ilginç örneği de 13 mayıs 2001 galatasaray ankaragücü maçıdır.)

    - bir önceki sezonu* 8. bitirmiş ve çok kötü durumdaki takımı ayağa kaldıran ve gayet iyi giden teknik direktör hagi'ye sezon boyunca camia içinden anlamsız eleştirilerin bitmemesi ve hatta inanılmaz şekilde sonraki yıllarda iyice tabu haline gelmesi. (o sezon yaşanan ve medyanın oyununa geldiğimiz saçma sapan "hırsız var" olayına hiç girmeye gerek bile duymuyorum) adamcağız 5-1'lik fenerbahçe galibiyetinden sonra bile eleştirilmişti. ayrıca yeri gelmişken, bu konuda abdürrahim albayrak'ın 2011'deki fenerbahçe derbisi sonrası yaptığı ve sembolleşen o malum "fazia" açıklamasını büyük bir hata olarak görüyorum.
  • 17
    galatasaray’ımızın bir önceki sezonun yaralarını sardığı sezondu. ben genel olarak bu sezon oynadığımız oyunu beğenirdim. tok bir oyun oynardık bazen çok sıkıcı geçen mallarımız olurdu ancak bir plan dahilinde oynardık genel olarak. cihan haspolatlının kariyer sezonudur diyebilirim. çok matah bir futbolcu olmasa da o sezon sağ bekte yarım yarım yardırmıştır kalitesi ölçeğinde. ufak tefek detaylar sebebiyle şampiyon olamadığımız sezon.
  • 20
    türkiye birinci ligi 2000 - 2001 sezonu sonrası şampiyonluğu kaybettiğimize en çok üzüldüğüm sezondur. ama nasıl türlü hile hurdayla kaybettiğimiz 2000-2001 sezonu ertesi söke söketürkiye birinci ligi 2001 - 2002 sezonunu şampiyon kapatıp intikamı aldıysak, aynı şekilde bu sezon akabinde gelen türkiye birinci ligi 2005 - 2006 sezonunda rakibimizin elinden olabilecek en dramatik şekilde şampiyonluğu alıp hesabı yine kapatmıştık. bu sezon onca hile hurdaya rağmen nasıl şampiyon olduk naraları atan bir çok arkadaşım, 2006 mayısı sonrası futbolla ilişkilerini kesmişlerdi. iki sezon olarak bakınca tek üzüntü verici yanı efsanemiz hagi ile şampiyonluğu kaçırmamızdı.
  • 21
    yetersiz kadromuz, genç tecrübesiz hocamızla 100. yılımızda şampiyonluğu fenerbahçe' ye kaptırdığımız ama gayet başarılı bir iş çıkardığımız sezondur. kadrolar arasındaki güç farkının neredeyse zirve olduğu zamanlardı. galatasaray, maddi zorluklarla boğuşurken bir yandan bu mücadeleyi çok kısıtlı bir kadroyla vermişti. ilk onbirimiz dışında oyuna girebilecek oyuncu sayısı bile kısıtlıydı. koca galatasaray' ın 100. yılında bu kadar güçsüz olmasından tahmin edin maddi durumu. o sezon onca eksiğe rağmen bence bir hamleyle de kendi ayağımıza sıkıp ümit karan' ı ankaraspor' a kiralamıştık. müthiş hataydı. ki sonraki sezon bize gelip yaptıklarına bakınca bu daha iyi ortaya çıkıyor.
    bizim aksimize fenerbahçe ise her anlamda güçlüydü. yönetimi, ttf'deki gücü, kadrosu ve sınırsız olanaklarıyla zirvedeydi. devre arası biz birkaç yüzbin dolara ribery' i ( sanırım 300) onlar ise 10 milyona anelka' yı almıştı. ribery, anelka' nın bonusu diye geyik yapılıyordu. varın aradaki güç farkını siz düşünün.
    fenerbahçe' nin despot başkanı aziz yıldırım' ın da gücünün şaşalı zamanlarıydı. tff' de ve medyada çok kuvvetlilerdi. zaten zayıf olan takımımız saha dışında da eziliyordu. o kadroyla fenerbahçe' yi geçebilmek mümkün değildi. bütün sezon yarış içinde kalıp sondan birinci hafta fenere mağlup olup biz ikinciliği trabzonspor' a kaptırırken, fenerbahçe de şampiyonluğunu ilan ediyordu.
    o zamanları yaşayan bir ergen olarak şunu söyleyebilirim ki; o 2002-2007 arası bizim en zor zamanlarımızdı. hem sahada hem saha dışında fenere karşı ezilmenin, o güçle mücadele etmenin zorluğu ve bunların yarattığı sinir harbini hiçbir zaman dilimiyle kıyaslayamam. o zaman hem taraftar hem de kulüp olarak zorluklar içinde verilen mücadeleler sayesinde bugün fenerbahçe' den öndeyiz.
  • 23
    2022-2023 sezonundan önce ligdeki bütün takımları mağlup ettiğimiz son sezondur. gheorghe hagi devraldığı enkazı baya iyi toparlamış, özellikle takım savunması ciddi anlamda gelişme göstermiştir. song-tomas tandemiyle galatasaray 25 golle ligin en az gol yiyen ikinci takımı olmuştur. derbilerde çatır çatır futbol oynatmıştır. ancak ribery dışında çilingir oyuncu eksikliği ve necati-hakan ikilisiyle rekabete girecek üçüncü bir forvetimizin olmayışı çok kritik puan kayıplarına ve şampiyonluğun kaçmasına neden olmuştur. dikkat edilirse necati - hakan ikilisi nisan - mayıs periyodunda sadece 3 gol atabilmiştir. bir tanesi zaten necati'nin ligin son haftasında şampiyonluk gittikten sonra denizlispor'a attığı goldür. 10 numara krizinde ise hakan yakın gibi bir oyuncu hagi-yönetim çekişmesinin kurbanı olmuştur. tabii bir de saha dışı ve medya konusunda rakibimiz tarihinin en güçlü dönemini, biz ise tam tersine en zayıf dönemimizi yaşamaktaydık.

    eric gerets ise hagi'nin kurduğu sistemi ileriye taşıyarak daha riskli, ancak yediğinden fazlasını atan bir futbolla 83 puan toplatarak şampiyon yapmıştır. 2005 ve 2006 arasındaki bariz farklar ankaraspor'dan dönen ümit karan, sasa ilic, ribery'i aratmayan hasan şaş ve conceicao'dan daha üstün oynayan saidou olmuştur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın