• 2
    hemen önceki sezona gidelim; beşiktaş'ın 100. yılı... plan belli, beşiktaş şampiyon olacak. saha içinde hakemler beşiktaş'a karşı ne kadar cömertse şampiyonlukta yarıştığı galatasaray'a karşı da bir o kadar gaddar. fenerbahçe şampiyonluk yarışında erken havlu atmış. sinan engin önderliğinde beşiktaş, türk futbolunun gayriresmi lideri aziz yıldırım'ın (mahkeme kararı tescilledi) izni ve yardımlarıyla şampiyonluğa koşuyor. (ufak bir delili için; sinan engin'in gizli ses kayıtları: http://www.youtube.com/watch?v=UiGpYNQkuTw )

    o sezon şampiyonluk yarışı galatasaray ile beşiktaş arasında kızıştıkça hakemler devreye giriyor. hele sezonun sonlarına doğru ali sami yen'de oynanan bir adanaspor maçı var ki; tarifsiz. skandal hakem kararlarıyla galatasaray'ın 2 puanı açık açık gaspediliyor. (bkz: 27 nisan 2003 galatasaray adanaspor maçı)

    lucescu ve futbolcularının emeklerine haksızlık etmek istemem. beşiktaş o sezon şampiyonluğu kesinlikle hak etmedi diyemem, ama o sezon birçok şaibeli kararla galatasaray'ın emekleri de zayi edildi. bu bir gerçek.

    sonuç olarak 2002-2003 sezonunu beşiktaş şampiyon olarak tamamlıyor.

    gelelim sonraki yıla; beşiktaş'ın 100. yıldaki şampiyonluğunun elbette bir bedeli olacak. bjk 100. yılında aziz yıldırım'ın da yardımlarıyla şampiyon olmuştu. şimdi şampiyonluk sırası daum'la beraber yeniden bir yapılanmaya giren fenerbahçe'de. ama ortada bir problem var: lucescu.

    lucescu sadece bir senede yeniden yapılandırdığı beşiktaş'ı ertesi sezon bir üst seviyeye taşıyor. öyle ki şampiyonlar ligi gruplarından çıkma şansını son dakikada yitiriyor beşiktaş. ligte ise dolu dizgin. galatasaray'da iş yok, ilk yarıda havlu atmış lige. trabzon bilindiği gibi, üstlerde görünüyor ama şampiyonluk yarışının içinde değil. fenerbahçe daum'la yeniden yapılanmış ama hâlâ kalite ve takım olma sorunları var. bu ortam içinde beşiktaş ilk yarıyı nağmalup lider tamamlıyor. ayrıca beşiktaş önceki sezonu tek mağlubiyetle kapamış. (o da erteleme maçı olan diyarbakırspor maçıydı sanırım) en yakın takipçisi fenerbahçe'yi kadıköy'de yenen beşiktaş ilk yarı sonunda tam 8 puanlık fark elde ediyor.

    sinan engin sıkıntılı; ortada verilmiş bir söz var. yeraltı dünyasının kendine göre bir raconu var.

    aziz yıldırım sıkıntılı; n'olursa olsun o sezon fenerbahçe şampiyon olacak. başka ihtimal yok. tıpkı 2000-2001 sezonunda olduğu gibi.

    kısacası 100. yılında şampiyon olan, ertesi sezon şampiyonlar liginde zorlu bir grupta gruptan çıkma şansını son dakikada kaybeden, ligte 8 puan farkla lider olan ve yoluna uefa kupası'nda devam edecek olan beşiktaş'ta her şey yolunda gidiyor.

    taa ki o sezonun devre arasına kadar.

    devre arası kampında ve sezonun ikinci yarısının başında futbolcularında bir gariplik sezen lucescu, sinan engin'i ve yönetimini uyarsa da bir çözüme ulaşamıyor. (ayrıntılarını beşiktaşlılar araştırsın, benim vazifem değil)

    diğer taraftan tff hukuk kurulu aziz yıldrım'ın elinde. daha sonra emeklerinden dolayı aziz yıldırım tarafından çeşitli şekillerde mükafatlandırılacak olan şekip mosturoğlu kusursuz şekilde çalışıyor. (daha sonra bu iki ismin de çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve üyesi olmaktan sanık koltuğuna oturduğunu ve hüküm giyerek hapis cezasına çarptırıldığını sanırım hepimiz biliyoruz)

    çok fazla da uzatmaya gerek yok. sonrasında olanlar malum. ikinci yarının ilk maçı; olaylı maç 25 ocak 2004 beşiktaş samsunspor maçı. ayrıntılara girmeye gerek var mı?

    sezonun ikinci yarısı itibarıyla beşiktaş (içerden ve dışarıdan) inceden inceden kıyılırken, diğer tarafta fenerbahçe hakemler tarafından sinsi sinsi kollanıyor. o sezon 23. haftada kadıköy'de oynanan fenerbahçe-galatasaray maçında, maçın son dakikalarında maçı fenerbahçe'ye getiren golden hemen önce açık şekilde prates'in ayağına basan tuncay'ın pozisyonuna es geçmek için kör olmak gerekirdi. tıpkı aynı şekilde sezonun ilk yarısında olimpiyat stadında oynanan derbide hakan şükür'ün kafasını kale çizgisinden smaç yaparak çıkartan luciano'nun elini görmeyecek kadar kör olmak gibi.

    fenerbahçeli mehmet demirkol'un bu maçtan sonraki yazısından ufak bir alıntı:

    "maçın hakemi
    tek hata yaptı
    hakem ismet arzuman 90 dakikanın geneline bakıldığında normal bir maç yönetti. ancak tek tartışılan kararı fenerbahçe'nin ikinci golünden önce tuncay ile prates'in mücadelesinde çalmadığı düdüktü. gerçi yardımcı hakemi de devam ettirdi ama, tuncay'ın hareketi kesinlikle fauldu. "

    yine aynı şekilde olaylı fenerbahçe rizespor maçının bu sezon oynanadığını belirtmekte fayda var. bu maçın tekrarlanmasındaki en büyük pay sahibi ise aziz yıldırım'la beraber çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek suçundan yargılanan şekip mosturoğlu'ndan başkası değildi.

    ne ilginçtir ki yine, fenerbahçe'nin istanbulspor'a 600 milyar eski türk lirası teşvik primi gönderdiği iddialarına sebep olan 29 şubat 2004 beşiktaş istanbulspor maçı da bu sezon oynanmıştır. hatta ata aksu'nun açıklamaları bu olayın iddialardan da öte olduğunu gözler önüne sermektedir. futbol federasyonu'nun eski başkanvekili ata aksu'nun, habertürk'te yayınlanan "şeref tribünü" programında yaptığı açıklama;

    "benim aldığım duyumlara göre, ki bu duyumlar çok sağlam kaynaklı, istanbulspor tmsf'ye geçtikten sonra kulübün defterleri incelemeye alınmış. yapılan araştırmada ilginç bir sonuç ortaya çıkmış. kulübe 500 bin dolar veya 500 milyar lira tutarında bir para girişi var. para da beşiktaş-istanbulspor maçından hemen sonraki hafta kulübün hesabına girmiş. para gönderenin karşısında da bir kulüp başkanının adı ve soyadının baş harfleri var"

    gelelim finale;

    sezonun 28. haftası. galatasaray ile beşiktaş olimpiyat stadyumunda karşılaşıyor. galatasaray lige çoktan havlu atmış, terim ise görevinden 2 hafta önce ayrılmıştı. galatasaray efsanesi hagi ile beraber yeni sezon öncesi bir hava yakalamak istiyor ve maça fırtına gibi başlıyor. maçın başında da golü buluyor. sonrası ise tamamen skandal.

    hemen maç başına dönelim; ligin bitmesine 7 hafta var. lider fenerbahçe takipçisi beşiktaş'ın tam 6 puan önünde. sadece 10 haftada 8 puan geriden gelip 6 puan fark yapmışlar beşiktaş'a. yani psikolojik üstünlükten tut daha bir çok etken fenerbahçe'nin lehine. hatta bir çoğuna göre lig çoktan bitmiş durumda. beşiktaş bitik, içerden çökmüş zaten.

    ama ortada bir sıkıntı var; fenerbahçe'nin şampiyonluğunun bir şekilde aklanması gerekiyor. bunun da ötesinde, açık açık hakkı gaspedilen beşiktaş'ın sesinin kısılması gerekiyor.

    ve hakem ali aydın 4 nisan 2004 galatasaray beşiktaş maçı'nda verdiği iki adet uydurma penaltı ile bu görevi ifa ediyor. plan basit; beşiktaş lehine verilen kararlarla, ortada aslında sezonluk bir plan olmadığı ve yaşananların sadece hakem hatalarından ibaret olduğunu kamuoyunun bilincine yerleştirmek.

    tüm bu olaylara bir de galatasaray noktasından bakalım; sezonun ilk yarınsındaki fenerbahçe derbisi dünya tarihinin en büyük hakem skandallarından birine sahne oluyor. yine aynı şekilde sezonun ikinci yarısında oynanan fenerbahçe derbisi hakemin açık hatasıyla!!! kaybediliyor. zaten kulüpte her şey kötü gidiyor. terim istifa etmiş, yönetim oldukça başarısız. en önemlisi taraftarla yönetimin arasındaki bağ tamamen kopmuş durumda. canaydın'ın taraftar gözünde itibarı neredeyse tükenmek üzere.

    o gün yaşanan olayların sadece basit iki hakem hatasından ibaret olmadığını herkes çok iyi biliyordu. efendiliğiyle tanınan özhan canaydın bile artık oynanan bu tiyatroya isyan etmişti. bu isyan sonunda da çıkıp ali aydın o düdüğü asacak dedi. sonrasında ali aydın görevden alınarak galatasaray'ın da gazı alınmış oldu.

    sonuç?

    fenerbahçe ligi şampiyon tamamladı. aziz yıldırım'ın başkanlık dönemindeki 2. şampiyonluğu da yine gaspla gerçekeleşti. bu ülke 2000-2001 sezonundan sadece 2 sezon sonra çok çirkin bir sezon daha yaşadı.

    her şeyin başına dönelim; 2 senelik bu basit plana. bu plan 2002-2003 sezonunun başında fatih terim'in tekrardan galatasaray'ın başına geçmesiyle kuruldu. terim'le beraber galatasaray'ın tekrardan şahlanmasından korkanların planı kusursuz şekilde işledi.
  • 3
    bugun hafizami tazelemek icin yeniden ozetlerine baktigim ve deyim yerindeyse ince ince degil bildiginiz kusbasi dograndigimiz sezon olmustur. asagida ki verdigim linkteki macin ozeti sadece bunlardan bir kesit. daha macin basinda frank de boer u sakatlamaya degil oldurmeye calisan ali tandogana sari kart ile gecistirmeler, genclerbirliginin ilk golunde ki bariz faulu es gecip nizami gol yapmalar vs. bazen diyorum ki iyiki iki sey oldu. biri sike sureci, ikinciside var.

    https://www.youtube.com/watch?v=sFSJQ_rp25M
  • 4
    https://youtu.be/1mKHzX3ihnc

    kimileri için gurur, kimileri için utanç vesikasıdır. elbette rezalet geçen sezonu savunacak değilim, ancak bu tür sezonlarda gerçek taraftar ortaya çıkıyor. iyi günde herkes ortalıkta gözükür, önemli olan zor günde yanında durabilmektir.

    sezon itibariyle de, galatasaray aleyhine hatalar vardır, yoktur, bu başka bir meseledir. elbette koskoca 34 maçlık maratonda lehine de hata olmuştur. ancak hakemlerin vücut dili, ortada dönen tiyatro, yöneticilerin çok sonraları yediği haltlar ortaya çıkmış, ancak iş işten geçmiştir. rezalet bir kadro mühendisliği üzerine olmayan penaltılar ve yanlış kararlar ile puanları gasp edilen galatasaray, tarihindeki en başarısız sezonlardan birisini geçirmiştir. 4 tane hakem, luciano'nun smacını görmedi, insanlık halidir, hepsi birden gözlerini yumdu diyelim. ahmed hassan ve yasin sülün'ün pozisyonlarına penaltı verirken hiçbiriniz de 'abi biz ne yapıyoruz amk yerinde' demediniz mi lan? hadi diğerini görmediniz de, bunda ne gördünüz de çaldınız?

    bu sezonun ikinci yarısında dönen şike, muhtemelen 2010-2011 sezonu tamamında olmamıştır.

    son olarak, her şeye rağmen, defansta frank de boer ve forvette florin bratu yerine daha eli yüzü düzgün birer oyuncumuz olsa, çok daha farklı bir pozisyonda bitireceğimiz sezondur aynı zamanda. mesela o sezonun devre arasında gelen necati ve ertesi sezonun transferi song, çok şeyi değiştirebilirdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın