• 1
    --- alıntı ---

    türkiye devrimci spor emekçileri sendikası (spor emek-sen), 13 aralık 2010 tarihinde istanbul valiliği’ne verdiği kuruluş dilekçesi ile kuruldu.
    sendikanın kurucu başkanlığını galatasaraylı eski futbolcu metin kurt yaptı.

    sendikanın amacının; 12 eylül darbesi ile kesintiye uğrayan spordaki örgütlenmeyi canlandırmak, sporu, ülkemizde yaşanan emeğe ve emekçiye yönelik saldırı sürecinin destekçisi rolünden çıkarmak ve sporcuların da alınıp-satılan kiralanan bir mal olmaktan çıkartılarak özgür bir sporcu olmalarını sağlamak, olduğu belirtiliyor.

    spor emek-sen, kuruluşuyla ilgili yarın bir basın toplantısı gerçekleştirecek. nazım hikmet kültür merkezi’nde gerçekleştirilecek basın toplantısı saat 13.00’da başlayacak.

    --- alıntı ---
  • 2
    --- alıntı ---

    spor emek-sen, istanbul kadıköy'deki nazım hikmet kültür merkezi'nde düzenlediği bir basın toplantısı ile kuruluşunu basına ve kamuoyuna açıkladı.

    eski galatasaraylı futbolcu olan spor emek-sen kurucu başkanı metin kurt, basının da yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, kuruluş amaçlarını ve hedeflerini şöyle anlattı:

    "türkiye’de spor denince akla futbol; futbol denince de akla parmakla sayılabilecek sayıda elit futbolcu gelmektedir. sermayenin uydurduğu bu sahte ortamda sporcuların örgütlenmesi ise gereksiz görülmektedir. oysa trilyonlar kazanan elit futbolcularla, spor emekçilerinin genelini özleştirmek, sermayenin sınıf çıkarları gereği ortaya koyduğu bilinçli bir propagandadır. bu durum spor ve sporcu gerçeğini yansıtmamaktadır.
    sporcuların gerçek durumundan yola çıkan ve emeğin öncelikli değer anlayışını benimsemiş, şimdilik bir avuç spor emekçisi sistemden kaynaklanan ve yüz binlerce spor emekçisini içine alan spordaki sömürüye son vermek amacıyla türkiye devrimci spor emekçileri sendikası (spor emek-sen)’ni kurmuşlardır.

    spor emek-sen’in spora ve sporcuya ilişkin görüşleri ve bu alandaki mücadele biçimi şöyledir: günümüzde spor bir oyun, sporcular da oyuncu değildir. oyun spora bir dizi kural bırakmış, sermaye oyunun kurallarını vahşi kapitalizmin rekabet ideolojisiyle kuşatıp, metalaşan bir spor sektörünü ortaya çıkarmıştır. spor çok açıktır ki, oyuna dayalı zeminini yitirerek katıksız bir işe dönüştürülmüştür.

    spor, sosyal alan içinde bir eylem biçimi olarak ele alınmalı,sporcular da bu sosyal alanın içinde değerlendirilmelidir. çalışma(emek) ile spor karşılaştırıldığında sporun bir iş kolu, sporcunun da emekçi olduğunun gerçeği ortaya çıkmaktadır. oyun amacı kendinde olan, dış bir amaca hizmet etmeyen bir eylem biçimidir. çalışma(iş) yaşamımızı devam ettirmek için sürdürülmesi gereken bir çabadır. sporcu kesinlikle oyuncu değildir. spor; sporcunun ekmek parasını kazandığı ya da kazanabileceği varsayımıyla tüm gününü bu alandaki etkinliğe adamak zorunda bırakıldığı bir eylem biçimidir. kısa ve net olarak, “sporcu, mesleği spor olan kişidir”.sporun kendi kendinin amacı olmadığı, aksine modern üretim tarzının bir sonucu olduğunu kavramak, bir anlamda sporu kavramak demektir. günümüzde sporcu,spor kurumlarında lisanslı spor yaptırılan veya bu iş yerlerinde çalıştırılan spor işkolundaki işçilerdir. ister amatör, ister profesyonel sıfatlı olsun tüm sporcular aynı işi yapmaktadırlar. bu nedenle tüm sporcuların sosyal güvenlik hakları vardır. ülkemizde profesyonel sıfatlı sporcular sigortalı ama sosyal güvencesiz; amatör sıfatlı sporcular hem sigortasız hem sosyal güvencesiz çalıştırılmaktadır. ayrıca sporda güvencesiz çalıştırılan teknik direktör, antrenör, masör, malzemeci, hakem, gözlemci, saha komiseri, kaloriferci, elektrikçi, sağlıkçı v.b binlerce spor emekçisi bulunmaktadır.

    tüm spor emekçileri sosyal güvenlik sistemi içine alınmalıdır.

    durum böyleyken spor emekçileri düzenin egemenleri tarafından iş kanunun emekçilere sağladığı olanaklardan bile yoksun bırakılmaktadır. oysa ki; spor emekçileri çok ağır koşullarda bedensel ve ruhsal olarak yıpratılarak adeta yarış atına dönüştürülmüştür. bu nedenle sadece iş kanunun sporculara uygulanması yeterli değildir.

    kapitalizm insanları daha yüksek kapasitelere yönlendirmektedir. rekabet ideolojisi spora da damgasını vurmuştur. sporcudan bekleneni modern olimpiyatların kurucusu baron coubertin; “daha hızlı, daha yükseğe ve daha güçlü” olarak özetlemiştir. idolleşmiş bir sporcu ya da takım, beklenen kapasiteyi ortaya koyamadığı anda spor kamuoyunun tepkisiyle karşılaşmaktadır. durum böyle olunca verimliliği ve kapasiteyi arttırmaya yönelik çalışmalar, bilimin de devreye girmesiyle sporda tam gün çalışmayı gerektiren özel uğraş alanı yaratmıştır. bu anlayışın içinde sporu zaafla, tereddütle, isteksiz yapmanın kesinlikle bağdaşır yanı kalmamıştır. sporda en üst düzeydeki verimlilik yani rekor ya da şampiyonluk tek hedeftir. bu hedef sporcuya ne pahasına olursa olsun kazanmayı dayatmıştır. sporcudan bedensel kapasitesini rasyonel ve temkinli kullanması değil, zorlaması hatta giderek vücudundaki yaşamsal rezerv kapasitesini devreye sokması istenmektedir. spor yapmak, toplumsal verimlilik beklentilerine karşılık verebilmek için, kapasiteyi ve verimliliği en üst düzeye çıkartmak demektir. bunun karşılığı ise tam gününü spora vermektir. spordaki kapasite ve verimlilik ilkesi, amatör, profesyonel ayrımının aldatıcılığını ortaya koyar. bir sporcunun tam gününü spora verme zorunluluğu maddi desteği zorunlu kılar. sporcu masa üstünden destekleniyorsa profesyonel, masa altından destekleniyorsa gizli profesyoneldir. amatörlük, centilmenlik burjuvazi tarafından tarihe gömülmüştür.

    sözünü ettiğimiz gerçekler doğrultusunda spor emekçilerine yönelik özel bir spor iş yasası çıkartılması türkiye devrimci spor emekçileri sendikasının birinci hedefidir. sendikamız öncelikle “spor iş” yasasını çıkartılması için mücadele edecektir.

    artık hiçbir şut emekçi kalesine girmeyecek, önce sporda ter dökenler kurtulacaktır.

    metin kurt
    türkiye devrimci spor emekçileri sendikası
    kurucu başkanı
    15 aralık 2010

    --- alıntı ---
  • 3
    --- alıntı ---

    spor emek-sen, tüm sporseverleri 22 ocak cumartesi günü saat 14:00'da beyoğlu istiklal caddesi'ne buluşarak akp'yi ıslıkla protesto eylemine katılmaya çağırdı.

    türkiye devrimci spor emekçileri sendikası (spor emek-sen), "başbakan'a borcumuzu ödeyeceğiz" başlıklı bir açıklama yaparak tüm sporseverleri 22 ocak cumartesi günü taksim'de akp'yi ıslıkla protesto etmeye çağırdı.

    spor emek-sen tarafından yapılan açıklama şöyle:

    "başbakana 'borcumuzu' ödeyeceğiz!
    22 ocak cumartesi günü saat 14:00’te istiklal caddesi’nde toplanarak, galatasaray taraftarlarına desteğimizi sunacağız. başbakan’a hak ettiği ilgiyi ıslıklarımızla göstereceğiz. zorba yöneticilerin bize tanımadıkları protesto hakkımızı sonuna kadar kullanacağız.

    başta tüm sporseverler ve spor emekçileri olmak üzere, tüm bir ülke halkı olarak başbakana borcumuz var. başbakan’ın “ananı da al git” hitabıyla onurlandırdığı mersinli çiftçi nezdinde tüm çiftçiler olarak borçluyuz. başbakan’ın “her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok” diyerek aydınlattığı üniversite öğrencileri olarak borçluyuz.

    13 milyon işsizi, sadece işsiz olduğu için borçlarından azade tutamayız. 13 milyon işsiz olarak borçluyuz.

    cumhurbaşkanı’nın seçkin (!) öğrenci temsilcileri ile yaptığı görüşme sırasında dışarıda kalan ama unutulmayan, cumhurbaşkanı'nın değerli görüşlerinden o sırada yararlanamadığı için boynu bükük kalmasınlar diye hükümet temsilcisi polislerce coplanan öğrenciler olarak borçluyuz.

    son olarak başbakan’ın “bu stadı ben yaptırdım, daha parası ödenmedi. beni kızdırmayın, projeyi bozdurmayın” diyerek uyardığı galatasaray taraftarları olarak borçluyuz.

    sporun ticarileştirilmesi sürecine yeni boyutlar kazandıran başbakan’a, bununla yetinmeyip kapalı-açık tüm spor sahalarını siyasi rant alanına çevirdiği için, tüm sporseverler ve spor emekçileri olarak borçluyuz.

    bu borç ortada kalmamalıdır.

    galatasaray taraftarları borcun ödenmesi konusunda bir adım atmışlardır.

    borç hepimizin borcu olduğuna göre bizim de bu adıma katılmamız, hep beraber bir kez daha başbakan’a borcumuzu ödememiz gerekiyor.

    başta tüm sporseverler ve spor emekçileri, tüm halkımızı, 22 ocak günü saat 14:00’te istiklal caddesi’nde toplanmaya ve ıslıklarımızla başbakan’a ve kendini onunla özdeşleştirmiş tüm devlet ve sivil toplum erkanına şükran duygularımızı iletmeye çağırıyoruz.

    borcumuzu öderken söylenecek bir çift sözümüz de olacaktır elbet. bu da borcumuzun helal faizi olsun.

    --- alıntı ---
  • 4
    --- alıntı ---

    spor emek-sen ve birçok taraftar grubu yaptıkları ortak açıklamayla "sayısı yüzbinleri aşan taraftarların ortak duygusu, halkın talepleridir" dedi.

    gezi direnişine yönelik statlardaki desteğe ve akp'nin tribünlere yönelik baskısına ilişkin spor emek-sen ve taraftar grupları ortak bir açıklama yayınladı.

    açıklama şöyle:

    statlarımızda, siyasi iktidarın baskıcı politika ve söylemlerine karşı oluşan atmosfer, taksim gezi olaylarından sonra tüm türkiye'de yaşananların başka bir biçimde ifadesidir. sayısı yüzbinleri aşan taraftarların ortak duygusu, halkın talepleridir.

    biz aşağıda imzası olan sendika, dernek ve taraftar gurupları olarak, siyasal iktidarın, spor ve spor alanlarına dönük söylem ve politikalarının ciddi sorunlar yarattığını düşünüyoruz.

    taraftarların sorunlarını çözmek yerine, stadyumlarda halkın sesini kısma gayretinizi izliyoruz!

    stadyumlardaki her türlü olayda halkın ortak duygusunu paylaşan bizleri hedefe koyan açıklamalara ve politikalara karşı, taraftar haklarının korunması için birlikte hareket etme ve dayanışma içerisinde olacağımızı ilan ediyoruz.

    bizim gibi düşünen, türkiye'nin dört bir yanında taraftarları da bu çağrıyı güçlendirmeye davet ediyoruz.

    imzacılar:

    * ya basta / viva göztepe

    * gaziantepspor / freefalcons

    * beşiktaş / beleştepe

    * beşiktaş / halkın takımı

    * fenerbahçe / sol açık

    * fenerbahçe / öteki-1907

    * gençlerbirliği / karakızıl

    * ankaragücü / sokak

    * dev-nurtepeliler

    * gazi karambol

    * sosyalist mersin idman yurdulular

    * edirnespor g.k / batıkale

    * kartalspor / yakacık kartalları

    * mersin idman yurdu / kırmızı şeytanlar

    * buca istasyon

    * kemenche trabzonspor

    * altay y.s.k.a ( yükselki sen kararsın ay )

    * sosyalist adana demirspor'lular

    * taraftar hakları derneği

    * devrimci spor emekçileri sendikası (spor emek-sen)

    http://www.odatv.com/n.php?n=halkin-ses ... mk.twitter

    http://haber.sol.org.tr/spor/taraftarla ... beri-80419

    http://birgun.net/haber/halkin-sesini-k ... -4757.html

    http://www.etha.com.tr/Haber/2013/10/02 ... k-bildiri/

    kaynak: http://www.tribundergi.com/...100299#ixzz2gm8i4AVZ

    --- alıntı ---
  • 5
    sporcu sağlığı, insan sağlığı her şeyden önemli. temeline insanı değil de parayı koyan atanmış tff ve tbf başkanlarının müsabakaların seyircisiz oynanmasına devam edileceğini açıklamasıyla sporcu, antrenör ve spor emekçilerinin dünya sağlık örgütü tarafından da listeye alınan covid-19 riskine karşı direnişine ön ayak olması gereken sendika. azcık kendisine ve ailesine saygısı olan her sporcunun kesinlikle maçlara çıkmama kararı alması ve uluslararası federasyonlara şikayette bulunması gerekmekte. spor kulüplerinden böyle bir şey beklemiyorum çünkü hepsinin siyasete göbekten bağı mevcut. emir yukarıdan gelmiş ve itiraz edebilecek bir babayiğit olduğunu düşünmüyorum ama sporcular, özellikle yabancı oyuncular için böyle bir şey söz konusu değil. fatih terim'in dümdüz söyleyip belli kesimlerde yarattığı rahatsızlık kartopu gibi büyümeli. sadece tv ekranlarında zıpır zıpır konuşanlar da çıkıp risk yok, bakanımıza güveniyoruz desin. tarih tüm bu dalkavukları yazacak, keser dönüp sap döndüğünde onların herkesten önce döndüğünü de göreceğiz ama işte o zaman merhamet olmayacak.
  • 6
    artık faal olmayan sendika.

    https://sporvehukuk.net/...rinin-sendikasi-yok/

    "
    türkiye devrimci spor emekçileri sendikası (spor emek-sen), spor emekçileri sendikası (spor-sen) artık faaliyet göstermiyor. bu sendikaların kapanma gerekçesini bilmiyorum.

    bugün spor sektöründe hangi sendika faaliyet gösterirse göstersin, bu sendikanın toplu iş sözleşme yapmaya yetkili olması mümkün değil. sporun kendi işkolu olmadıkça, hiçbir spor emekçisi sendikası toplu iş sözleşmesi yapmasına imkân verecek üye sayısına ulaşamaz.

    ancak sendikalar sadece toplu iş sözleşmesi yapmak için kurulmaz. sendikalar spor emekçilerinin hak savunuculuğuna soyunabilir. bu sendikalar kamuoyunu bilgilendirebilir, spor emekçilerine haklarını öğretebilir, gerektiğinde davalar açabilir.

    ne yazık ki spor emekçileri sendika kültürüne, bilincine sahip değil. bırakın sendikayı, dernek çatısı altında bile bir araya gelemiyorlar.

    spor emekçilerinin örgütlenmemesinin sebeplerini uzun uzun tartışabiliriz ama kim ne derse desin, örgütlenmemenin haklı gerekçesi olamaz.

    aktif sporcular kulüplerin ve federasyonların olası gazabından çekindikleri için dernek, birlik kurmak istemeyebilirler. peki aktif sporcu kariyerini sona erdirmiş ve spor sektöründe çalışmaya devam edenlerin mazeretleri nedir? sporcu kariyerini bitiren ama spora gönül vermeye devam eden kişilerin gerekçeleri nedir?

    sporcuları bir kenera bırakalım.

    teknik direktörler, antrenörler, masörler, tercümanlar, federasyon ve kulüplerde çalışan diğer spor emekçileri ne bekliyorlar?

    herkes başkasının emek harcamasını, taşın altına elini koymasını bekliyor.

    bekliyorlar ama onlar beklerken kulüpler, federasyonlar spor emekçilerini ezmeye devam ediyor.

    "
App Store'dan indirin Google Play'den alın