• 2
    50 yıllık geçmişi bulunan birinci futbol ligi'nde, 1959 yılından, 2007-2008 sezonu sonuna dek oluşan puan cetveli şöyle:

    takımlar katılım o g b m a y p
    1-galatasaray 50 1630 922 429 279 2834 1343 2731
    2-fenerbahçe 50 1630 919 447 264 2848 1363 2730
    3-beşiktaş 50 1628 875 459 294 2601 1305 2641
    4-trabzonspor 34 1120 568 309 243 1719 998 1817
    .
    .

    kaynak: http://guncel.turkcellsuperlig.com/
  • 5
    değişik liglerdeki yabancı sınırlamaları ve ortalamaları hakkında bir yazı için :

    avrupa'da takımların yabancı sayıları malumunuz bir hayli fazla, kulüplerinde ilk 11 başlayan ingiliz oyuncu sayısı bir önceki yıla oranla %34 azaldı mesela. arsenal- porto maçını seyreden capello'nun sahadaki tek ingiliz olan walcott'u seçebileceğini varsayarak milli takımları bekleyen tehlikenin de hangi boyutta olduğunu görebiliriz.

    2007 yapılan bir araştırmaya göre avrupa liglerindeki yabancı oyuncu sayıları ve takım başına düşen oyuncu sayısı şöyle oluşmuş;

    1- premier lig'de toplam 338 tane yabancı oyuncu bulunuyor. ortalamaya vurduğumuzda bu sayı takım başına 16.9 gibi korkunç bir rakam oluyor.

    2- bundesliga'da bu sayı 237, takım başına 13,1’lik bir ortalamayı gösteriyor.

    3- fransa lig 1'de 237 yabancı oyuncu bulunurken, takım ortalaması 10,5 oluyor.

    4- italya serie a’da toplam 198 yabancı futbolcu bulunurken, takım başına 9,9’luk bir sayı meydana geliyor.

    5- ispanya ligi, toplamda avrupa'da 5. sırada buluyor. la liga'da 184 yabancı oyuncu top koştururken, takım başına düşen ortalamaysa 9,2

    gelişen futbolda ab serbest dolaşım ve çalışma hakkınında bunda büyük bir payı var tabi ki. bazı fedarasyonlar milli olma kriteri, bazıları ab dışında 3 oyuncu oynatma hakkını sağlıyorlar takımlarına. sürüsüyle yabancının kol gezdiği avrupa liglerinde emsallerinden çok farklı bir takım göze çarpıyor. ispanyol devi barcelona'nın altyapıya verdiği büyük önem sayesinde birbirinden yetenekli yıldızları nou camp'a kadar taşıyor. hem barca'da hem de ispanyol milli takımının son dönemde ki başarılarınıda göz önüne alırsak, '' yerli malı yurdun malı, herkez onu kullanmalı '' tezinin ne kadar da doğru bir ölçekle söylendiğini anlamış oluruz.

    kaynak : http://www.cezasahasi.net/2008_10_05_archive.html

    not : futbol hakkında yazıları tavsiye edilebilecek kadar güzel bir site.
  • 6
    --- alinti ---
    turkcell süper lig'de 2008-2009 sezonunun bitimine 5 hafta kala, ligin istatistikleri de belli olmaya başladı.

    turkcell süper lig'in resmi sitesi “www.turkcellsuperlig.com.tr”nin verilerine göre bugüne kadar 29 haftada oynanan 493 karşılaşmada goller en çok son 15 dakikalık bölümde atıldı.

    kayserisporlu eren güngör ile souleymanou hamidou ve bursasporlu ömer erdoğan, 29 maçın tamamında ilk 11'de sahaya çıkarak bütün maçlarda 90 dakika forma giyerek takımlarını sırtlayan isimler olarak dikkati çekti.

    sitenin verilerine göre, en çok galibiyeti ev sahibi takımlar alırken, karşılaşmalarda en çok “0-0”lık skor görüldü.

    iki kırmızı 9 sarı kartı bulunan antalyasporlu sedat ağçay ligin en hırçın futbolcusu olarak görülüyor.

    gol krallığı yarışmasında galatasaray'ın çek futbolcusu milan baros 19 golle, en yakın rakibi kocaelisporlu taner gülleri'nin 5 gol önünde liderliğini sürdürüyor.

    turkcell süper lig'in resmi internet sitesi “www.turkcellsuperlig.com.tr'nin verilerine göre 2008-2009 turkcell süper lig istatistikleri şöyle:

    gol krallığı:
    ------------------------------------
    milan baros galatasaray 19
    taner gülleri kocaelispor 14
    mehmet yıldız sivasspor 13
    souleymane youla eskeşiherspor 11
    tabata gaziantepspor 11

    kırmızı kart:
    -------------------------------------
    ayhan akman galatasaray 2
    cihan haspolatlı konyaspor 2
    el saka eskişehirspor 2
    sedat ağçay antalyaspor 2
    volkan demirel fenerbahçe 2

    sarı kart:
    -------------------------------------
    baraborus barut ankaragücü 10
    hrvoje cale trabzonspor 10
    hüseyin cimşir trabzonspor 10
    serkan balcı trabzonspor 10
    sedat ağçay antalyaspor 9

    gollerin zaman aralığına göre dağılımı:
    ----------------------------------------
    1-15................yüzde 15
    16-30...............yüzde 10
    31-45...............yüzde 16
    46-60...............yüzde 15
    61-75...............yüzde 16
    76-90...............yüzde 24

    kazanma oranları:
    --------------------------
    ev sahibi takım:....yüzde 46.36
    beraberlik:.........yüzde 26.05
    deplasman:..........yüzde 27.59

    en çok oynayanlar:
    ------------------------------------------
    eren güngör kayserispor 2610 dakika
    ömer erdoğan bursaspor 2610 dakika
    hamidou kayserispor 2610 dakika
    erhan güven ankaraspor 2560 dakika
    bilica sivasspor 2523 dakika

    maç skoru dağılımı:
    -----------------------
    0-0................yüzde 12
    2-0................yüzde 11
    1-1................yüzde 10
    1-0................yüzde 9
    2-1................yüzde 9

    ilk yarı sonucu:
    -----------------------
    0-0................yüzde 38
    1-0................yüzde 21
    1-1................yüzde 10
    0-1................yüzde 9
    0-2................yüzde 4

    --- alinti ---
    http://www.hurriyet.com.tr/.../futbol/11548808.asp
  • 10
    (bkz: #287133)'de de degindigim gibi yeni yayin ihalesinden sonra; taraftardan takim yonetimlerine kadar, federasyon'dan merkez hakem kuruluna kadar, yayinci kurulusundan turk spor basinina kadar herkese yeni gorevler ve sorumluluklar yuklenmistir. daha oncede yazdigim gibi; son yapilan ihale turk futbolu icin en son ve en buyuk sanstir.

    federasyon: federasyon artik bir guven ortami yaratmali. hasan dogan zamaninda olusan ortam kalici olmali, herkes federasyon baskaninin tarafsizligindan emin olmali. degil aziz yildirim, gokten allahi gelse gider yapamaz konuma gelmeli federasyon baskani. (bkz: polat alemdar federasyon baskani olsun kampanyasi). federasyon uye ve baskanlik seciminde herhangi bir klube uye olanlar secilememeli ayni sekilde federasyonda gorev alanlar takim yonetimlerinde gorev almamali (bkz: sekip mosturoglu). boyle durumlar federasyonun guvenilirligini ve tarafsizligini zedeler. tarafsizligi tartisma konusu olan federasyon kaos ortami olusturur, her yenilen takim yoneticileri federasyona giydirirler ondan sonra.
    guven ortamindan sonra, turk futbolu icin sert ve kararli adimlar atmasi gerekiyor federasyonun. birakin yabanci sayisini arttirmayi, turk takimlarini genc futbolculari oynatmasi icin tesvik edecek kararlar almali. bu konuda benim aklima gelen ve cok tuttugum 2 adet proje onerebilirim kendilerine haddim olmadan;
    1) lig maclarinda, takimlar 20 yasindan genc, altyapidan yetismis en az 1 oyuncuyu ilk 11de baslatmak zorundalar.
    2) ilk 18de alt yapidan yetismis 3 oyuncu olmali.
    bu 2 kural cok sert de gozukse, kluplerin kendi altyapilarina yatirim yapmak icin zorlanmalari gerekiyor. bu 2 kural da bu zorlamayi, arkadan iteklemeyi saglayacaktir. elimizdeki potansiyel cok buyuk kullanmiyoruz diyerek bu hayat gecmez, turk futbolu duzelmez. duzelecekse boyle sert kurallarla biraz zorlayarak gelisecektir.
    baska duzenlenmesi gereken konu ise; turkcell super lig’de oynama kosullari yaratilmasidir. sadece 1. ligden cikti diye ıstanbul bb, ankaraspor gibi takimlar yerine, kemiklesmis seyircisi olan goztepe, karsiyaka gibi takimlarin yer almasi lazim 1. ligde. marka degerinden bahsediyorsak eger, 80.000 kisilik stadda 100 kisinin izledigi maclar olmamasi lazim super lig’de. dolu tribunler hem futbola ilgiyi arttiracak, hem de sehirlerin kalkinmasini saglayacaktir.

    merkez hakem kurulu*: baskani eski hakem olucak diye bir kaide olmamalidir. nasil ki bugun dunyanin en iyi hakemi kabul edilen collina italya'da hakem kurulu baskanligi yapmiyor, onun guvenilirliginin 100de 1ine sahip olmayan oguz sarvan, mustafa culcu gibi isimler de bu gorevi yurutmemeli. gerek federasyonda gerek de mhk'de bu isi profesyonel yoneticiler yapmali. agaci bagli kopegimi emanet etmeyecegim oguz sarvan baskanlik yaptigi surece; bu kurul ile, futbolumuzun ilerlemesi icin gerekli olan guven ortami tabiiki de saglayamayiz.

    futbol klupleri: 2010-2014 arasi en buyuk sorumluga sahip kurumlardir. oncelikle 3 buyuk klup; (ki yildirim demiroren baskanligi ile besiktas'in hala buyuk olup olmadigi tartisilir) yayin haklarindan gelecek para ile yapicaklari yatirim geleceklerini belirleyecektir. hep ustunde durulan konu alt yapi icin gerekli kaynak yaratilmistir. su linkte; http://blog.sport.co.uk/...raining_Grounds.aspx avrupa'nin en iyi 10 altyapisi incelenmistir. (link ingilizce ozur dilerim o yuzden) linkte gorulebilecegi uzere, sinirsiz olanaklara sahip olan altyapi kurumlari, buyuk takimlar icin maden gorevi gormektedir. yaklasik 10 milyon dolar masrafla, 0dan 1. sinif bir altyapi kurulabilir. ısmail koybasi’nin 5, mehmet topuz’un 9, sercan yildirim’in 8-10 milyon euro bonservis bedeli oldugu dusunulurse, alt yapidan cikacak tek bir adamin bile tum bu alt yapi tesisinin masrafini cikartabilecegi gorulebilir. yukarida bahsettigim gibi federasyon zorlamasiyla bu islerin yapilmasi zorunlu hale gelecektir. ıste o zaman bizim defansif orta saha bulmak icin brezilyali adami turklestirme zorunlulugumuz kalkacaktir.
    stad ve stad altyapisi da ayri bir konu. ertelenen 23 ocak besiktas ıstanbul bb maci bir buyuk takima hic yakismadi. ozellikle inonu stadindan 20 km bile otede olmayan ali sami yen’de bir gun sonra mac oynandigi dusunuldugunde, ayibin buyuklugu daha da ortaya cikiyor. artik stadlarda alttan isitmali zemin, isitmali tribunler sart oldu. ozellikle mac gunu gelirlerinin surekli arttigi dusunuldugu zaman taraftarin her maca gelmesi icin rahatina yatirim yapilmasi gerekiyor. kar yagarken montla degil de ustundeki formayla mac seyretme hayali inanin imkansiz degil, sadece emek ve yatirim gerekiyor.
    basina karsi da biraz tutumlarini sertlestirmesi gerekiyor takimlarin. sanirim bu konudan en cok muzdarip olan biziz. x muhabir yalan haber yapiyorsa, haber yaptigi gazeteyi almayacaksin hic bir sekilde kamplara yada basin toplantilarina. haber yalansa kimse basin ozgurlugunden bahsedemez. basin ozgurlugu yalan haberi kapsamaz cunku.

    devlet: turk futbolunun gelismesi adina, devletin de bazi duzenlemeler yapmasi gerekiyor. herseyden once altyapilara lise statusu kazandirilmali. boylelikle futbol mu okumak mi sorusu ortadan kalkmali ve o altyapilardan mezun olan genclere, nasil ki meslek liselerinde farkli katsayilar veriliyor, spor akademilerine girerken farkli katsayilar verilmeli. spor akademileri demisken; onlarda da duzenlemelere gidilmeli. spor akademileri, sadece beden egitimi ogretmeni yetistirmemeli, anadallara ayrilip, genclere degisik secenekler sunmali. ne olabilir bu secenekler derseniz eger; ben aklima gelen ilk bir kac seyi yazayim..
    1) futbol antrenorlugu
    2) bugun avrupa’da cok ragbet goren, sporcu ve klup isletmeciligi.
    3) scoutluk
    bu sekilde, genclerin gelecekleri garanti altina alinir. genc yasta sakatlanan oyuncu gelecek kaygisi yerine okuluna odaklanarak, gonul verdigi futbola hizmet etmeye devam edebilir. biz de bu isi ogrenmis, yerli cok kaliteli antrenorlere sahip oluruz. bu bolumlerden mezun olan ogrenciler, federasyonun ihtiyaci olan profesyonel yonetici acigini da kapatabilir. ayrica gelecek kaygisi olmayan genc oyuncularda futbola daha cok konsantre olabilirler. dusunebiliyormusunuz? sadece futbola odaklanmis, genc yetenekler ve her biri biliyor ki eger cok calisirlarsa takimda yerleri hazir. nufusunun yarisindan cogunu genclerin olusturdugu bir ulkede, dogru bir rehberler her sene neden 10 tane arda turan yetismesin?

    digiturk: turk futbolunun kanayan en buyuk yaralarindan biri “aksam erman hoca maraton’da yorumlasin” diyen futbolcudur. hakemlerin bu kadar tartisildigi bir ulkede, hakemlere guvenilmesini beklemek utopyadan baska birsey degildir. bunu duzeltmek icin en buyuk gorev, attigi adimlarla her zaman spor yayinciligina ornek olmus digiturk’e dusuyor. onlar beni sasirtarak ustune dusenleri yerine getiriyorlar. (bkz: erman toroglu’nun maraton’dan kovulmasi). bu adimla beraber, hepimizin umudu hakemin yerine futbolun tartisildigi, bu tartismada fanatizmin degil gerceklerin on plana ciktigi bir program yayinlanmasidir. bu yonde bakarsak eger herkesin begenisini kazanan “haftanin renkleri” programini pazar aksamlari yayinlamak cok dogru bir adimdir. umudum diger kanallarinda bu adimi takip etmesi.

    turk spor basini: suan ki hali kangrendir. ıyilesicek bir durum yok artik ortada, kesip atmak gerekiyor. ama tabii demokrasinin 4. gucu olan medyayi silip atamayacagimiza gore, rolunu degistirmek gerekiyor. oncelikle “tarafsiz” sifatini bir atmali. spor medyasinin tarafsizliginin sadece sozde kaldigini yillardir hepimiz biliyoruz. erhan tell’nin muhabir, ercan saatci’nin spor muduru oldugu basin nasil tarafsizlik iddiasinda bulunabilir ki? tarafsizlik yerine rengini belli etse cok daha hayirli olucaktir spor adina. nasil ki ispanya’da marca ve as renklerini belli ederek yayin yapiyor, bizde bilelim hangi gazette hangi takim lehine yayin yapiyor, gerekirse sadece galatasaray yada besiktas haberleri yapan gazeteler ciksin. piyon kose yazarlari da kendilerine uygun gazetede istedikleri kadar atip tutsunlar. baska turlu basin adam olmayacak.

    taraftar: futbolun olmazsa olmazidir taraftar. herkesein rolu oldugu bir organizasyonda gene en buyuk rollerden birine sahibiz. herseyden once su gercegi kabul edelim; “herseyin en iyisini biz bilmiyoruz.” bizim bildigimizden daha fazlasini bildikleri icin teknik direktorler milyon eurolar kazaniyor yada yoneticiler yoneticilik yapiyor. elestiri her zaman olacak amahaddimizi her daim bilerek elestirmeliyiz. suan turkiye topraklarinda frank rijkaard’i elestirecek bir insane yok. buna eski teknik direktorler, futbolcular da dahil. adam hala bugun ki barcelona’nin yaraticisi olarak kabul goruyor. sen nonda’ya penalty attirdi diye siktirsin gitsin diyorsun. cok bisi istemiyorum haddini bil yeter de artar bile.
    baska bir gorevde lisansi klup urunleri kullanmak. tamam galatasaray klubunu hepimiz elestiriyoruz mecidiyekoy store’un 10 metre ilerisinde korsan sattiriyor diye, ama sen almak zorunda degilsin. kimse senden her sene milyarlik alisveris yapmani ve kombine sahibi olmani beklmiyor ama her sene al bir forma. ortalik taksitten gecilmiyor. 89 lira bile vermek zorunda degilsin, formanin taraftar replikasi 40 lira. daha oncede bahsettigim gibi, hediye alacaksan birine, ilk ugrayacagin yer gs store olmali. tamam karsi yakada oldugu kadar urun cesitliligi yok (ki bu argumanda artik gecerliligini kaybetmek uzere, en son kirtasiyeden bilgisayar urunlerine kadar cesitlilik vardi) sen haddini bilerek elestiriceksen bile once klube katkida bulunucaksin. evet bu anlayisin oturmasi icin zaman gerekiyor biliyorum ama senden benden baslayarak yayilacak bu anlayis, sen arkadasina aldiktan sonra arkadasin da sana alacaktir storedan hediye. ortalama 20 milyon taraftara sahip bir takimin, 1 milyon forma satmasi gerekiyor her sene. sen forma aldikca izleyebileceksin istedigin yildizlari, sen klube katki yaptikca gelecek jo gibi adamlar.

    sonuc: yukarda yazilanlar ve benzerleri uygulanirsa, 4 sene icinde bambaska bir havaya burunecektir turkcell super lig. bugun 3 buyuklerde izledigimiz yildizlar, 4 sene sonra anadolu kluplerinde oynar hale gelir, 3 buyuklerde oynayanlari da zaten avrupa izlemeye baslar. agizlara sakiz olan marka degerinden bahsediyorsak, yukarda yazilanlara dikkat etmek gerekiyor. baska turlu ulasamayacagiz, ve hala “70 milyon nufusumuz var nasil hala dunya kupasina gidemiyoruz?” diye tartismaya devam edecegiz. goruldugu gibi her atilan adim, domino etkisi yaratiyor. federasyonun alacagi karar, klupleri alt yapiya yoneltiyor, devletin de destegi ile alt yapidan yetisen oyuncular klaslasiyor vb gibi bir surec ortaya cikiyor. bu 5 senelik yeni donemde, herkesin herkesi desteklemesi, ve alinan kararlara saygi duymasi gerekiyor.

    sen kimsin lan bunlari soyluyorsun? diyebilirsiniz; haklisiniz. ben sadece futbolu cok seven bir futbolseverim. rekabetin basariyi getirecegine inaniyorum ve yukarda yazdiklarim ve onerdiklerimde ki tek amac turk futbolunun gelismesidir. ben de biliyorum benim yazmamla birseylerin degismeyecegini ama okuyan herhangi bir yazar; ulan soy ozan hakli su konuda diyip; herhangi bir tartisma ortamaninda buradan okuduklarini kullanirsa ben ustume duseni yapmis olurum. bu entrynin tek amaci okuyanlara baska bir bakis acisi kazandirmaktir.
  • 12
    2007-2008 sezonunun devre arasında, güzel bir teknikle hazırladıkları bir reklam filmi vardı.
    http://tinyurl.com/tslgs

    reklamda sırasıyla görünen kişiler ve topluluklar:

    bülent yıldırım -hakem-
    santra yapan sivassporlu iki futbolcu
    galatasaray taraftarı -maç öncesi yapılan atkı şovu-
    antonio de nigris* -gaziantepspor-
    ahmet çakar / gürcan bilgiç
    başını musa aydın'ın çektiği tezahürat yapan sivassporlu futbolcular
    şansal büyüka
    erman toroğlu
    egemen korkmaz -bursaspor-
    ömer erdoğan -bursaspor-
    yılmaz vural / ümit kayıhan / melih şendil
    alioum saidou, ali turan ve mehmet topuz'un başını çektiği tezahürat yapan kayserisporlu futbolcular
    fenerbahçeli bir bebek
    beşiktaş taraftarı
    fenerbahçeli bir adam
    baki mercimek'in ayakta durduğu, tita ve vederson'un yaptığı hamamböceği dansı -ankaraspor-
    baki mercimek*/rüştü reçber -beşiktaş- / elionar nascimento riberio -çaykur rizespor-
    ersun yanal -trabzonspor teknik direktörü- / arthur zico -fenerbahçe teknik direktörü-
    souleymanou hamidou -denizlispor-
    rıdvan dilmen
    dimitar ivankov -kayserispor-
    hakan özkan -4. hakem-
    bülent yıldırım'a itiraz eden sivassporlu mehmet yıldız, mamadou alimou diallo, devran ayhan
    herhangi bir şeref locası
    ismet arzuman / alper ulusoy -hakem / 2. yardımcı hakem-
    ibrahim üzülmez -beşiktaş- / alex de souza -fenerbahçe-
    turkcell maskotu
    koray gençerler* -hakem-
    yılmaz vural -antalyaspor teknik direktörü-
    arda turan* -galatasaray-
    david gonzalez giraldo -çaykur rizespor-
    bursaspor taraftarı'nın konfeti yağdırması

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın