http://blog.radikal.com.tr/...te-fener-yakti-64218belki bir tanesinin bile kulağına gider diye söz konusu yazının sonunda şöyle seslenmiştim;
türk spor basınına;
büyük ihtimalle oturduğunuz koltuklar ya da yazdığınız köşeler sayesinde hayatınızı idame ettiriyorsunuz. yaptığınız işten para kazanmak ve çocuklarınıza daha iyi bir gelecek sağlamak adına o koltuklara ve köşelere ihtiyacınız var.
özellikle de muhalif hiç bir sese tahammülü olmayan, ülkeyi yöneten bu karanlık zihniyet, yazıda da bahsettiğimiz ve daha bahsetmediğimiz bir dolu paydaşı ile birlikte spor basınını da esir almış durumda.
bu zihniyet tarafından, üslupları tartışılsa da bazı isimlerin sırf spor dünyasında işlenen tehdit, şike ve ırkçılık suçlarını gündeme getirdiği ve aslında her biri insanlık suçu sayılabilecek bu eylemlere verdiği tepkiler nedeni ile spor medyasından aforoz edildiğine şahit olduk.
sizin de korkunuz bu olabilir. gerçekleri yazar ve ülke sporunu esir almış bu karanlık zihniyete isyan edersem işimden olabilir ve aileme, çocuklarıma şu an sağladığım imkanları sağlayamam diye düşünebilirsiniz.
ama böyle sessiz kaldığınız müddetçe, şu an farkında olmasanız da, gelecekte çok daha büyük korkularınız olacak, bu da bir gerçek.
belki gelecekte çocuğunuz bir hakem olacak ve bir devre arasında odasını basan yöneticiler tarafından tehditlere maruz kalacak.
belki çocuğunuz bir kulüpte sporcu olacak ve mağlup olunan bir maçtan sonra tesislerin içinde darp edilecek.
ya da bir menajer olacak ve bir şike soruşturmasının sanığı olarak mahkemelere düşecek.
belki sizin yaptığınız işi yapacak ve o da sizin gibi medya patronlarının ve bu karanlık düzenin kölesi olacak. onların müsaade ettiği konuları müsaade ettiği kadar yazabilecek, müsaade ettiği kadar konuşabilecek. kendi kendine sansür uygulamanın acziyetini yaşayacak.
belki de çocuğunuz üniversite öğrencisi olacak ve daha fazla özgürlük talebiyle sokağa çıktığında bir gaz kapsülü ile vurulacak.
belki de büyümesine bile fırsat verilmeyecek, daha çocuk yaşta, ekmek almaya gönderdiğiniz bir gün, cansız bedeni geri gelecek.
unutmayın ve şunu aklınızdan çıkarmayın; bugünün çocukları geçmişte susanların bedelini ödüyor.
sizin çocuklarınız da gelecekte bir bedel ödeyecekse, bu bedel, sizin bugün yazamadığınız dile getiremediğiniz gerçeklerin bedeli olacak.
bir uyanış gerçekleşecek ve ülkeyi yöneten bu karanlık zihniyetin futboldaki paydaşlarına karşı bir isyan başlayacaksa ünal aysal’ın ve galatasaray’ın aldığı “etik spor için boykot” kararı geç de olsa bu konuda bir fırsat olabilir.
bu fırsat, yukarıda bahsettiğim korkularla işini yapan spor basını tarafından sadece bir maça çıkmama olayı diye yorumlanarak heba edilebilir veya çocuklarına sokaklarında ölmeyecekleri bir ülke bırakma gayretinde bir spor basını tarafından, bu kararın ve açıklamanın, ülke sporunu bataklığa çevirmiş bu karanlık düzene bir isyan olduğu gerçeği kabul edilerek bir milada da çevrilebilir.