resim
Tugay Kerimoğlu
Görev:Sportif Direktör
Takım:M. Değirmenlik
Yaş:53
Uyruk:Türkiye
  • 176
    altyapımızın başına geçeceği haberi beni deli gibi sevindiren müthiş insan efsane oyuncumuz.

    nasıl mutluyum anlatamam sözlük. tugay türkiye nin istikrar konusunda ki en iyi ismiydi şimdi de müthiş futbol zekasını gençlerimize aşılayacak. sadece o mu adam gibi adam olmayı öğretecektir onlara bunlar yok muydu şimdiye kadar tabi ki vardı ama farklı işte.

    her yönde gelişiyoruz ilerliyoruz türkiye nin en büyük takımı artık dünyanın en büyük takımlarından biri olma yolunda.

    (bkz: zamanı geldi!)
  • 177
    frank rijkaard'ın takımın başına getirilmesindeki kaygılarla alt yapının başına getirilmiştir. yönetimin de rijkaard'dan sonraki en iyi ikinci transferi olmuştur bu sezon için. ''körler sağırlar birbirini ağırlar'' mentalitesindeki alt yapının havası artık değişecektir kuşkusuz. bekle ki her sene bir arda çıksın, çıkmazsa da aydın çıksın saç uzatsın... neyse bu devirde kapandı artık yönetim sayesinde. altyapıdaki her oyuncuyu arda turan yapmaya gelmedi muhakkak ki tugay. mevkisinde ayakları yere basan, kendini bilen, ''messi olcem lan ben'' duygularından uzak, bu dünyanın adamı olan futbolcular yetişecek artık. böylece ne biz hüsrana uğrayacağız, ne de o gencecik çocuklar. gerçeği öğrenip gerçeği oynayacaklar tugay hocaları sayesinde. derks'in gelmesinden sonra eksik olan tek boşluğu da bu güzel hamleyle dolduran yönetime de bravo.
  • 186
    (gbkz: "ben profesyonel futbolcuyum, galatasaraylıyım diyemem") demeci bazı kesimler tarafından çok ciddiye alınarak alt yapının başına getirilmesi olumsuz karşılanmıştır. doğrusu ben de tugay'a böyle bir açıklamayı yakıştıramadım. ama bazen şartlar bize istemediğimiz sözler söyletir. ben tugay'ın sözüyle değil, özüyle sevdiğine inanıyorum kulübümüzü, camiamızı. yıllarca avrupa'daki meşalemiz, adımız oldu. umarım çok başarılı olur..
  • 187
    bugün attığı imza için kendisini tebrik ediyor ve başarılı olacağına sonuna kadar inandığımı belirtmek istiyorum. bunun dışında tugay denince, kendi içimde yaşadığım şöyle bir süreç aklıma geliyor; futbolun benim için yalnızca babamla birlikte maç izlerken, galatasaray'ın her golünden sonra sevinç çığlıkları atmak ve okulda fenerli arkadaşlara üstünlük taslamaktan ibaret bir oyun olduğu çocukluk/ilk gençlik yıllarımda tanıştım tugay'la.. daha doğrusu tugay'la tanışmam ile gerçek futbolu algılamam aynı tarihe denk düşmüştü. bana, futbolun içinde değişken sistemlerin var olduğunu, aslında işin büyük kısmının orta sahada çözümlendiğini, buradan yapılan çabuk ve doğru tek pasların bir takımı yücelten en önemli faktör olduğunu öğretendi tugay farkında olmadan. bu öğreti, geriye dönüp düşününce belki zamanında dikkatsizce izlediğim rijkaard'lı, gullit'li milan'lar, stoichkov'lu romario'lu barselona'lar ve daha bir yığın mükemmel yıldız kombinasyonlarının yaptıklarını daha iyi anlamamı sağladı. işte o yıllardan bu yana, futbol benim için daha güzel bir oyun oldu. eğer bugün xavi'nin attığı mükemmel pasın, lampard'ın, fabregas'ın, zokora'nın, senna'nın, gerrard'ın ve tabii ki hagi dahil dünden bugüne sayabileceğim onlarca ismin, o çok sansasyonel olmayan orta bölgede yaptığı sansasyonel incelikleri ve orada hızla düşünüp çabucak uyguladıkları zeki hamlelerin zihinde yarattığı güzel etkiyi algılayabiliyorsam, bunda bir şekilde katkısı olan tugay'a teşekkür etmek bir borcun itasıdır.
  • 192
    has galatasaraylıdır tugay. bu takımın kaptanlığını yapmış, galatasaray'ı bilen güzel bir adamdır. benim nickime sebep olan golün asistini yapmış adamdır.
    arda turan geçen sezon 4-2 biten beşiktaş maçından sonra kapalıya dönüp "burada öleceğim" tarzı bir hareket yapmıştı; bu hareketi arda'dan önce yapan adamdır. velhasıl, yuvasına hoşgelmiştir. hakederek gelmiştir. her fırsatta galatasaray'a sallayıp kıskançlık nöbetine giren sözde efsanelerden çok daha büyük bir efsanedir.
  • 193
    --- alıntı ---

    tugay komutan !

    bu yazıda britanya’da şu kadar maç oynadı, şu kadar gol attı falan gibi istatistiki bilgiler olmayacak. sevmem zaten istatistik. şahane bir gol pasını, sırf golcü kaçırdı diye pası atanı görmezden gelen bilim bana uymaz. senin golcün güiza’ysa ne olacak?

    sadece şöyle bir bilgi olsa iyi olur tugay'la ilgili : türk milli takımlarında toplamda en çok oynamış futbolcu olması çok yüksek tugay'ın. herhalde 12-13 yaşından beri her milli takım'da oynadı.

    çok gençken galatasaray’a geldi tugay. trabzonspor genç takımından ( o zamanlar altyapı denmezdi) transfer olmuştu. sanırm 1985 ya da 1986 yazı olmalı. daha 15-16 yaşındayken a takımla idmanlara çıkmaya başlamıştı derwall galatasaray’ın başındayken.

    o zamanlar yurtdışı kampına gitmek çok önemliydi her kulüp için. anadolu takımları zaten hiç gidemezlerdi, kızılcahamam veya uludağ 1.lig kulüplerinin idman yerleriydi, bir de zengin şehirlerin 2.ligde oynayan takımları buralarda kamp yapardı.

    konuyu dağıtmayalım, yoksa toparlamak güç olur.

    almanya kampına yıllardır 1.ligde oynayan tecrübeli bazı futbolcular götürülmezken, tugay derwall tarafından kadroya alınmıştı. halbuki galatasaray’a katılalı 1 hafta ya olmuş, ya olmamıştı. birisi tugay için çok iyi referans vermişti derwall’e, ama kim bilmiyorum. tugay’ın hayatını değiştiren adam odur, neredesin firuze?

    küçük bir deprem oldu elbette istanbul’da, futbol camiası şöyle bir çalkalandı sonra duruldu. derwall karar vermişti lan, kim ne karışır. şimdi rijkaard’a fazla sallayamadıkları gibi derwall’e de bir şey diyemiyorlardı. gerçi o zamanın spor yazarları şimdikiler gibi dandirik tipler değildi, kıyaslayınca.

    tugay’ın ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu anlamak için bir tüyo vereyim. sonradan a takımda birlikte oynayacakları, hatta tugay’ın kaptanlıkta kendisinden sonra geldiği, bütün kupaları birlikte kaldırdıkları büyük kaptan bülent korkmaz genç takımdaydı. bülent, tugay’dan 2 yaş büyüktü. ama demek ki kadrodaki ihtiyaç stoperde değildi.

    tugay o günden sonra zaman zaman a takım kadrosunda yer aldı. ama kendisine asıl katkıyı prekazi yaptı. simoviç bülent’le ilgilenirken, prekazi tugay’a yardım etti.

    sonrasında kupalar, şampiyonluklar, paralar kazandı tugay. sembol futbolcularmızdan bir olma yolunda ilerledi.
    ama doğrusu taraftar kendisi hakkında fazlasıyla bölündü. kimsi hiç beğenmedi, kimisi yere göğe koyamadı. ben ise, gerçek potansiyelini vermediğini düşünüyordum. gücü, uzun pas, kısa pas yeteneği, çalımları, şutlarının bize gösterdiğinden daha iyi olduğunu düşündüm hep. mesela 18 üzerinden çok daha fazla golü olmalıydı ama vurmuyordu işte. iskoçya ve ingiltere’de türkiye’den daha fazla uzaktan golü var tugay’ın.

    tam da bugünlerde her hocanın, her takımın ihtiyaç duyduğu adamdı tugay. çok yönlü orta saha oyuncusu. savunmada da hücumda da etkili olabilen bir oyuncuydu. ama bu özelliklerini britanya’da maksimum kullandığını gördük.

    buradan gitmeden çok eleştiri alıyordu, doğru. benim gibi düşünen çok kişi vardı hakkında. tugay genellikle kolaya kaçıyor, hagi gibi bir usta varken kendisi pek ön plana çıkmıyordu. biraz saklanıyordu sanki. çok fazla geri pas ve yan pas yapıyordu. britanya’da başarılı olduktan sonra, bakıyorum da bazıları “vay efendim zamanında çok eleştiriliyordu galatasaray’da” diyorlar. doğruydu be kardeşim, burada istediğimiz tugay, britanya’da kendini gösterdi.

    tugay, türkiye’de oynarken hiç sakin bir futbolcu değildi. özellikle maçta puan kaybetme tehlikesi oluştuğunda sertleşirdi rakiplerine karşı. hakemlerle uğraşır, kendisine yapılan faulün rövanşını mutlaka alırdı.

    milli takımın euro 2000 kampında mustafa denizli ile takışıp kadro dışı bırakıldı, ya da önce tugay kampı terk etti sonra kadro dışı bırakıldığı açıklandı.

    1996-2000 galatasaray’ının en önemli oyuncularından biriydi. 99-2000 sezonu devre arasında souness’ın glasgow rangers’ına gitti.

    fatih terim yönetiminde başarıdan başarıya koşan galatasaray’dan ayrıldı. kesinlikle ne fatih hoca’yla ne kulüple, ne taraftarla sorun yaşamadan ayrıldı. britanya’dan souness çağırınca, bence şansını denemek istedi. belki de fatih hoca ve faruk süren “git bir bak olmazsa senin yuvan burası, ne zaman istersen dönersin” demiştir, ki bu çok yüksek bir ihtimal.

    asıl olarak, tugay o zamanın galatasaray’ındaki “kim isterse gitmesine izin veririz, kimi istersek alırız, galatasaray’da transfer sezon boyunca bitmez” tavrının kurbanı oldu. ne eskiden ne de şimdi bu kadar kolay transfer mümkün değil.

    tugay’ın başardığı en önemli şey : 30 yaşından sonra futbolda öğrendiklerini müthiş bir hızla geliştirmesi oldu britanya’da. daha doğrusu benim gibi düşünenler açısından : kendi potansiyelini ortaya çıkardı.

    şimdi geldi galatasaray altyapısını başına. kesin faydalı olacaktır. ümit davala’yı ve bülent korkmaz’ı yanlış zamanlarda, yanlış görevlere getiren adnan polat yönetiminin en başarılı hamlelerinden biri tugay. diyorlar ki; “altyapı tecrübesi yok tugay’ın”.
    evet, biliyoruz. ama bir hocanın altyapıya verecekleriyle beraber altyapının hocaya verecekleri de önemlidir. maçlardan önce çift kale yapmıyor mu takımlar? maç olmadıktan sonra bir işe yaramaz diyor muyuz, demiyoruz. o zaman tugay’ın altyapıya vereceklerinden çok altyapının tugay’a öğreteceklerini düşünelim.

    ayrıca tek başına değil ki, yanında altyapının asıl sorumlu evert jan derks var. rangers’dan tanışıyorlarmış. evert jan derks de tugay’a çok katkı sağlayacaktır.

    son söz : uefa kupasının alınmasında emeği olmasına rağmen, o kupayı kaldıramamış olması içimde uktedir. başkaca da kendisiyle ilgili üzüldüğüm bir şey yoktur.

    --- alıntı ---

    http://captano.blogspot.com/...3/tugay-komutan.html

    *
  • 198
    profesyonel bir futbolcu olup amatör bir kararla yönetim tarafından altyapı sorumlusu olarak galatasaray kulübüne gelmiştir. tugay kariyeri olan eski bir futbolcudur tamam iyi güzel de antrenörlük, eğitim, tecrübe falan önemli değil mi? umarım sene sonunda jan derks gönderilip tek başına görevde kalmaz. hele birde rijkaard gidince 2 seneye teknik direktör olur diyip sevinen taraftarları görmek çok üzücü. keşke tugay kadar profesyonel olup en az rijkaard kadar kariyeri olan herhangi bir teknik direktörü ona tercih etsek. bende isterim yeni bir fatih terim çıksın ama bu işler bu kadar basit değil ne yazık ki. gitsin 4, 5 sene iyi bir teknik direktörün yanında yetişsin sonra amenna. galatasaray üzerine piyango oynanılacak bir kulüp değildir yoksa kursağımızda kalır.

    (bkz: hiç akıllanmamak)
    (bkz: bülent korkmaz)

    (bkz: bir vizyon vardı noldu ona?)
  • 200
    ileride a takımımızın hocası olacak adamdır. bir şey farkettim sözlük bu konuda. daha şu an. barcelona'da rijkaard teknik direktör olarak misyonunu tamamladığında yerine genç takımın hocası guardiola geçti. guardiola barcelonanın genç takımında da oynamış, daha sonra barcelonanın ortasahasını toparlayan isim olmuştu. tugay'a bakıyorum. eski öğrencimiz, galatasaray'da oynadığı dönemde ortasahayı toparlayan oydu ve şu an da genç takımın başında. peki şu an takımın başında kim var? rijkaard. barcadaki gibi yani. rijkaard galatasaray'da kupalarını kaldırttıktan sonra bir gün giderse... bakarsın tugay da guardiola gibi...

    benzerlik işte.
    notçuk: rijkaard'ın gitmesini istediğim falan anlaşılmasın. en korktuğum şeylerden biridir yanlış anlaşılmak. sadece bir gün olaylar böyle gelişirse diye yazdıydım bunu sözlüğüm.
App Store'dan indirin Google Play'den alın