trabzonlu değilim, aslen balkan göçmeniyim ama ilişkilerimizin bugün, bu aşamaya gelmesine en çok üzüldüğüm camia trabzonspor'dur. 30'lu yaşların üzerinde olanlar bilir; en iyi geçindiğimiz, ilişkilerimizin en iyi olduğu camia ve taraftar trabzonspor'a aitti. hatta 3 büyüklerde trabzonspor deplasmanına en rahat giden, en iyi karşılanan tek takım galatasaray'dı.
çünkü galatasaray-trabzonspor ilişkileri tarihi bağları sebebiyle çok güçlüdür. şehirde kurulmuş olan ilk takım olan
trabzon idmanocağı'nın kuruluşunda galatasaray ile ciddi bağları vardır. idmanocağı'nın kurucu heyetinden
burhanettin kahyaoğlu galatasaray lisesi mezunudur. diğer kurucularında hıfzırrahman raşit öymen ve tevfik yunusoğlu'da galatasaraylıdır. neticesinde takımın renkleri bu sebeple sarı-kırmızı olmuştur ;
https://gss.gs/SFn.jpg bugün dahi aynı renkleri kullanıyorlar;
https://gss.gs/B7m.jpg https://gss.gs/CLA.jpg daha sonraları şehrin güzide takımı olan idmanocağı, şehirdeki diğer takımlar(başta ezeli rakibi olan idmangücü) ile birleşerek trabzonspor adını almışlardır. trabzonspor'un bordo rengi aslında idmanocağı'nın koyu kırmızı renginden gelmektedir. mavi ise bildiğiniz gibi karadenizi simgeler. trabzonspor'un kurulmasıyla beraber idmanocağı ismi ve renkleri, şehrin gençlerini spora teşvik etmek için amatör düzeyde trabzonspor'a bağlı olarak devam etmiştir. bugün hala devam etmekte az önceki resimlerden gördüğünüz gibi. idmanocağı'nın temellerini attığı trabzonspor kulübü, geçmişi itibariyle yıllarca galatasaray ile hep iyi ilişkiler içinde oldu. keza şehrin insanlarının da aynı şekilde galatasaray'a hep sempatileri olmuştur. yanlış hatırlamıyorsam hami mandıralı'nın maç yorumculuğu yaparken bir söz söylemişti bu konuda "trabzon'da biraz trabzonsporluyuz, biraz galatasaraylı" diye. iki kulübe de hizmet etmiş birçok yönetici ve spor adamı olmuştur. en çok bilinenleri ergun gürsoy ve özkan sümer'dir.
iki camia arasında, ne yazık ki ilk olarak iplerin kopma noktasına geldiği olay
9 mayıs 2004 trabzonspor galatasaray maçı ile yaşanmıştır. galatasaray bu maçta hiçbir iddiası olmadığı halde, çok ciddi ve dirençli bir futbol oynayarak fenerbahçe ile şampiyonluk yarışı veren trabzonspor'u 4-2 mağlup etmiş ve trabzonspor'un şampiyonluğu kaybetme sebeplerinden biri olmuştur. galatasaray elbette maçı bırakamazdı, galatasaray değerlerine uyan bir davranış değildi bu. fakat hagi'nin yeni gelmesi hasebiyle hırslı bir yönetim sergilemesini ve özellikle son golden sonra, şampiyonluğu kaybetmenin burukluğu ile galatasaray'ın kendilerini alaya aldığını sanan trabzonspor camiası iyice gerildi. maç sonrası trabzosnpor futbolcularından gökdeniz karadeniz sinirli bir şekilde "seneye galatasaray'ın yüzüncü yılı, seneye tekrar görüşürüz" diye bir demeç vermişti. akabinde bir sonraki sezon oynanan
10 nisan 2005 galatasaray trabzonspor maçı'nda trabzonspor maçı 2-0 kazanarak, galatasaray'ı yüzüncü yılında şampiyonluktan eden en önemli etkenlerden biri olmuştur. bu maçta ikinci golü bir önceki sezon "yüzüncü yılda görüşürüz" diyen gökdeniz karadeniz atmıştı.
sonraları iki camia arasında ilişkiler genel anlamda nötr düzeyde iken, galatasaray'ın selçuk inan'ı transfer etmesiyle birlikte inanılmaz derecede gerildi. akabinde 2010-11 şampiyonu trabzonspor'dur pankartı ile bir parça durulsa da, burak yılmaz'ın transferi, galatasaray'da trabzonspor kökenli oyuncuların artması ve başarılı olması, son olarak da avni aker'de trabzonspor seyircisinin galatasaray forması yakma olayı ile ilişkiler kopma noktasına geldi. bugün camialar arasında gerginlik arada sırada sürse de, trabzon şehrinde hala bir parça da olsa galatasaray sempatisi devam etmekte.
ben en yakın zamanda iki camia arasındaki ilişiklerin eskisi gibi olmasını diliyorum. ne galatasaray'a, ne trabzonspor'a bir yarar sağlamadı bu uzaklaşma. aksine bazı camialara yüz kazandırdı diyebiliriz. zira fenerbahçe'nin rizespor, alanyaspor, sivasspor ve yer yer beşiktaş gibi birçok camia ile olan yakın ilişkileriyle birlikte çevirdiği dolaplar ortada.