• 458
    kupa maçında luyindama'nın gölünde frikik olunca maçı kapattım. gol oldu.
    (bkz: 12 ocak 2021 yeni malatyaspor galatasaray maçı)
    beşiktaş maçlarında ne zaman açsam gol attilar, son maçlarında izlemedim berabere kaldılar.(daha doğrusu maçı açtım, beşiktaş gol attı beraberliği yakaladı, sonra kapattım)
    (bkz: 10 ocak 2021 hatayspor beşiktaş maçı)

    o yüzden bugünkü maçı izlemesem mi acaba diyerek totem yapmayı planlıyorum. bakalım dayanabilecek miyim?
    (bkz: 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı)
  • 439
    folklorik olarak saygım var ama sana tapamam toteeeem... :(

    üzgünüm ama tanrı inancı olan, akıl, fikir ve izan sahibi olan, bilime inanan birisi olarak mantıklı bir açıklama getiremesem de yapıyorum. hem de bunu ciddi rahatsızlık derecesinde yapıyorum. kaçan galibiyeti, mağlubiyeti yapmadığım veya eksik/hatalı yaptığım toteme bağlıyorum.

    birkaç tanesini başlık altında da paylaştım.

    (bkz: totem yapmak/#2675324)

    mesela şu üstteki totem beni hasta etti geçen sene ama şampiyon olduk. yemin ediyorum takıntı sahibi oldum ama bu yıl hiç girmedim aynı işe :(

    haydi totem biraz ruh hastası işi ama iş sinerjiye gelince orada bir dur!!!

    pozitif düşüncenin, sinerjinin ve hissiyatın, kitlelerin enerjisinin *bazı şeyleri değiştirdiğine, bazı olayların olmasına sebep olduğuna inanıyorum.

    kar topu efekti, kelebek etkisi, domino etkisi ne derseniz deyin...

    galatasaray sözlük'te yazdığınız bir entry camiayı kenetleyebiliyor mesela, sen burada yazıyorsun, twitter/instagram fenomeni senden alıyor paylaşıyor, daha fazla kitleye ulaşıyor ve inanmak isteyen başka insanların da inancını yükseltiyorsun, sonra o ateş büyüyor büyüyor ve camiayı kenetliyor...

    bunu burada defalarca yaşamış ve hissetmiş birisi olarak söylüyorum...

    ayrıca herkesin hayatına kimse karışamaz, özgürlüğü bitirir :(

    https://gss.gs/yo8.jpg
  • 16
    --- alıntı ---

    perşembe günü ali sami yen'de oynanacak uefa kupası 4. tur rövanş maçında tüm galatasaraylılar takımlarının tur atlayacağından emin.
    hamburg galatasaray derneği yönetim kurulu üyesi mustafa kahraman, sarı-kırmızı takımın uefa kupası'nı kazandığı 1999/2000 sezonu ile bu yilkı sezon arasında inkar edilmez 7 benzerliğe değindi. mustafa kahraman, "bu benzerliklerin hepsi tesadüf olamaz. bu bir totem işareti. galatasaray bu sezonda uefa kupası'nı kazanacak" dedi. kahraman'ın, "bana her şey seni hatırlatıyor" dediği 7 totem şöyle:

    -1999-2000 sezonunun devre arasında 5 numaralı formayı giyen tugay, dick advocaat'ın çalıştırdığı glasgow rangers'a transfer oldu. bu sezon 5 numarayı sırtında taşıyan meira, sezon ortasında rus zenit kulübüne transfer oldu. zenit'i dick advocaat çalıştırıyor.

    -galatasaray 1999-2000'de şampiyonlar ligi grubunda hertha berlin'i deplasmanda 4-1 mağlup etti. bu sezon uefa'da grup maçında yine hertha berlin'i deplasmanda 1-0'lık skorla devirdi.

    -galatasaray 1999/2000'de milan'ı son dakika golüyle 3-2 mağlup edip uefa'da yoluna devam etti. bordeaux maçında skor 3-3 iken galatasaray, sabri'nin son dakika golüyle fransız ekibini kupa dışına itti.

    -uefa'da, 1999-2000 sezonunda 3. turda elenen takım bologna idi. bu sezon galatasaray 3. turda bir başka adı "b" harfi ile başlayan takımı eledi: bordeaux.

    -9 yıl önce 4. turda alman ekibi borussia dortmund ile eşleşmiş ve elemişti. bu sezon 4. turdaki rakibi yine bir alman, hamburg oldu ve aslan tura yakın.

    -1999/2000'de galatasaray çeyrek finalde adı "m" harfi ile başlayan rakip karşısına çıkmıştı: mallorca. hamburg'u elediği takdirde g.saray'ın çeyrek finalde adı "m" harfiyle başlayan muhtemel 3 rakibi var: marsilya, manchester city, metalist kharkiv

    -final: 1999-2000'de final "k" harfi ile başlayan kopenhag'da oynanmıştı. bu sezon final kadıköy'de.

    --- alıntı ---

    totem diye buna denir. *
  • 513
    fenebahçe maçlarının uzatma dakikaları berabere devam ediyorsa, tv'yi kapatıp son 3-4 dk yı izlemiyorum. 3-3 lük istanbulspor maçında eze golü yazınca kapattım, maç berabere bitti. bugün giresun maçında yine son 3-4 dk kala kapattım, yine berabere bitti.

    başakşehir ve ankaragücü maçlarında sonuna kadar izlemiştim, uzatmada galibiyet golünü yazmıştı bu ezginler.

    yeni totemim bu. şimdilik işe yarıyor.*
  • 422
    inanmadığımdır.

    sahadaki sonucu tamamen bizim takımımızın performansı belirleyecek gençler, doğaüstü bir takım pisişik güçler değil. iyi oynarsak değil hakemler, nihat özdemir-ali koç-göksel gümüşdağ-devrik fiko-erol bedir-hasan kartal el ele sahaya inseler gene engelleyemezler. ancak kötü oynadığımız bir maçta doğaüstü olmasa da futbolüstü bir takım güçlerin katliamına uğrarız.

    totem yapmaktansa realist olmayı tercih edin. takımın potansiyelini, neler yapabileceğini bilin.
  • 378
    başak city maçını öğretmen evinde izlemiştik arkadaşımla. koltuk c7-c8'i aldık. koltuk düzeni yüzünden ekranı pek iyi göremeyince c9-c10 a geçtik boş olduğu için. arkadaşla dedik ki madem başak city'yi yendik burada yine öğretmen evine gidelim. maça 15 dakika kala geldik öğretmen evine salon komple dolu. k-l-m sıraları boş. millet yerini alıyor sıra bize geldi. adam telefon ile konuşuyor karşıdaki adam diyor ki bizim rezervasyonu sil iptal oldu. iptal olan sıra c sırası. 7-8'i ver dedim adama ama ben hata yaptım o yapmadı 9-10 u verdi. arkadaşla bakıştık tamam dedik bu maç 2-0. maçta dünyalar kaçtı beşiktaşın pozisyonlarda dahil olmak üzere maç 2-0 a bağlandı kaldı. bundan sonra kritik maçlarda öğretmen evinde c9-c10 dayız... her maç gidip totemi bozmaya gerek yok.
  • 408
    benim için her sene değişiyor. bir tanesi hariç. çok uzun zamandır, gsg sözlük zamanından beri hiçbir maç başlığına yazmam. hatta maçtan önce de maçla ilgili yazmam. bir istisnası var bunun, tarihini hatırlayamadığım bir bursaspor maçı için sözlüğe yazmıştım ve kazanmıştık. onun dışında benim başlığına yazdığım herhangi bir maçı kazanamıyoruz. maçtan önce maçla ilgili konuşunca da kazanamıyoruz. neyse gelelim olaya, dün ankaralı sözlük yazarları başlığına maçı nerede izleyeceğimi falan yazdım. maçtan önce, maçla ilgili bir şey yazmış oldum yani... devre arasında girip entryi sildim. ve maç döndü.

    ayrıca bu sezon bir gömlek pantolon kombinimi yerel seçimde giydim, desteklediğim aday seçimi kazandı. 15 mayıs 2019 galatasaray akhisar maçında giydim, kupayı aldık. sonra bu tesadüf mü diye düşünüp, efes fb maçında denedim ve efes kazandı. o maçtan sonra, o maç cuma günü oynandı. gömleği pantolonu sakladım yıkanmasın diye. pazar günü yine aynılarını giydim ve kazandık.

    19 mayıs 2019 galatasaray istanbul başakşehir maçı ile bu sezonki kıyafet totemimizi sonlandırdık. diğeriyse devam ediyor.
  • 344
    güven, özveri, tecrübe, batıl inanış ve bozulmuş bir akli denge gerektiren nörotoksik hadise. sırf iki basket atıp rakip boş döndü diye 1 saat boyunca sandalyede aynı pozisyonda kalıp uyuşan ayağının üzerinde sevinmeye çalışınca bileğini burkup 2 gün yatmış, 12 mayıs 2012'de 2 saat boyunca mezarlık dolaşmış, neredeyse her önemli maçı kendine eziyete çevirmiş bir manyak olarak söylüyorum ki; herhangi bir akla, mantığa, amaca ya da misyona hizmet etmemektedir.

    10 basketbolcu, 12 voleybolcu, 22 futbolcu artık branşına göre sahada tüm gücüyle mücadele ediyor. ama sonucu senin yaptığın abuk hareketler, girdiğin birbirinden manasız şekiller belirliyor. bu totem aslında takıntının önde gidenidir. millet maç günü sabah uyanır, gün boyu gırgır şamata maç saatini bekler. oturur ekran başına ya da çıkar tribüne maçı dakika dakika yaşar. ama benim gibi manyaklar ne yapar; daha önceden çalışmış bir totem varsa onu uygulama telaşına girer. üstelik bunu sanki takımın kaderi buna bağlıymış ciddiyeti ve sorumluluk duygusu içinde yapar. yedek kulübesindeki adam esneye esneye otururken totem yapan adam bütün benliğiyle bu işe yoğunlaşır(!). maç izlerken yakalanan totemler ise daha da trajik olur genelde. evde maç izlerken tuvalette yakalanılan bir gol sonrası maçın kalanını tuvalette takip etmek, sinirden saçlarını karıştırırken rakibin kaçırdığı penaltı sonrası maçın kalanında kendi saçını başını yolarak izlemek akla gelen en basit örneklerdendir.

    uzun lafın kısası; öyle bir manyaklık halidir işte. cem yılmaz'ın dediği gibi o kadar insan bir araya gelse evrenin sırrını çözer, biz anca bir maçın skorunu tayin edebiliyoruz (!).
  • 227
    günlerden pazar. akşam olmuş ve sen her zamanki gibi uğurlu koltuğuna oturmuş maç saatini bekliyorsun. evde yaşayanlar yine aynı uğraşları veriyor. uzattığın ayakların bile tıpkı geçen haftaki konumunda.

    maç başlıyor. uğurlu koltuğunda tıpkı geçen haftadaki konumun içinde maçı seyrediyorsun ve takımın maçı 3-0 kazanıyor.

    inancını pekiştiriyorsun. tamam diyorsun bundan sonra takımım zor kaybeder. peki ya aklının bir köşesinde bulunan, saçmalık diye adlandırdığın bu davranışlarının bir mantıklı açıklaması varsa?

    maçın 88. dakikası. durum 0-0 devam ediyor. tribünler takımı alevlendirmek için son bir coşkuyla tezahüratlarda bulunuyor ve topa sahip olan fenasi, tribünlerin verdiği gazla uzaktan bir şut çekiyor ve top ağlarda. 1-0 kazanıyorsun. peki o anın geçmişteki zincirleme gelişmelerini hiç düşündün mü?

    uğur... koltuk...

    -mağazaya gidiyorsun. salona yeni bir koltuk almak istiyorsun ve katalogtan evine uygun bir koltuk seçiyorsun. ücretini ödeyip satın alıyorsun ve salona koyuyorsun.

    koltuğu satan satıcı ise tuttuğu takımın maçını izlemek için eksik olan son parayı da tamamlamıştı. bir sonraki hafta içerde oynayacakları maçı izlemek için uçak biletini alıp artık maça gidebilirdi. arkadaşlarını da toplayıp tuttuğu takımını ilk kez statta izleyecekti. heyecanı doruktaydı. stada vardılar ve yerlerini aldılar.

    zaman akıp gidiyordu. durumlar pek iç açıcı gözükmüyordu. artık son bir kez arkadaşlarıyla harekete geçtiler ve tezahürat etmeye başladılar. onları gören tribündekiler de gaza gelip bağırmaya başlamıştı. stat bir an coşmuştu. tek coşan onlar değildi şüphesiz. topu alıp hareketlenmeye başlayan fenasi, tribünlerin verdiği son bir gazla topa sert bir şekilde vurdu. kaleci kerim'i avlamayı başarmıştı sonunda.

    sense, salona aldığın yeni koltuğunla maçını izlerken takımının galibiyetine bir kez daha şahit oluyordun ve önceki koltuğunda maçı izlerken takımının mağlubiyetlerini gördüğün için yeni koltuğunun uğuruna inanıyordun. hayat zincirleme olaylarla akışına devam ediyor...

    -----------------------------------------------------------------------------------

    dakika 80. takımın 1-0 önde götürüyor maçı. mutlak kazanılması gereken bir müsabaka. sense yeni yeni güvenilirliğine inandığın yeni totemini devreye sokuyorsun. kanal değiştirip maça dönme... rakip bastırınca kanal değiştiriyorsun ve rakip takım pozisyondan sonuçsuz ayrılıyordu...

    kanal değiştirme... pozisyon...

    -saat 16.00

    eşinle evde otururken akşam dizisi olduğunu ve maç yerine onu izlemelerinin nasıl olacağı sorusunu işitiyorsun. geçen hafta da maç sebebiyle dizisini izleyemeyen eş, bir de bunun üstüne yapılan totem nedeniyle diziyi ufak ufak parçalarla izlemesi sebebiyle oldukça merak içerisindeydi. özetiyle birlikte izlerim diye bu haftaya bırakıyor ve sana ricada bulunuyor. sense maçın çok kritik olduğunu söylüyorsun ve bunun mümkün olmadığını anlatıyorsun. eşin de en azından geçen haftanın özetini öğreneyim, bu haftayı sonraki hafta izlerim düşüncesi içine giriyor ve hem dizideki olayları öğrenmek hem de dedikodu yapmak için komşuya gidiyor. evin ergen ve kezban ruhlu kızı da kucağında laptop, dedikodulara kulak veriyor. komşusunun evinde maç yüzünden dizinin izlenmediğini öğrenen kezban, bunu hemen twitter'ına yazma ihtiyacı hissediyor.

    adı hasan cabbar... futbol dilencisi... imkansız aşkların evladı.
    pazar günü tuttuğu takımının oynayacağı maçı bekliyordu. sabah erkenden dışarıya çıktı. arkadaşlarıyla pes atacaklardı. neden atmak yerine oynamayı tercih etmedikleri sorusu takıldı kafasına bir an. fakat bunun için çok fazla vakitleri yoktu. çünkü saati 5 liraydı.

    eve döndüğünde yorgunluktan bitap düşmüştü. çünkü 10 dakikalık bir maç için 20 dakika taktik yapardı. kendisini koltuğa atıp twitter'a girdi ne var ne yok diye. aşık olduğu kız olan ümmü'nün twitini görmüştü. komşusuyla dalga geçiyordu dizisini izleyemediği için. ama bunun bir önemi yoktu. onu ilgilendiren kısmı maçın olmasıydı. yorgunluktan bir anlık unutkanlık içine düşmüştü. neyse ki hayatının ''küçük bir kısımlık'' aşkı ona istemeden(!) de olsa hatırlatmıştı maç saatini. hemen duygu yüklü bir twit yazıp gönder'e basmalıydı.

    bastı da...

    ismail hakkı... takımının as stoperi olan ismail, twitter denen zımbırtıya çok fazla bağlanmıştı. takım arkadaşı olan kenan abdullah, kendisine dönüp: '' dostum senin derdin ne? bırak şu telefonu elinden 2 saat kaldı maça.'' diye seslendi. ismail de şu son twitlere bakıp kapatacağını söyledi.

    '' lanet olsun ismail senden bir cacık olmaz adamım.''

    ismail hakkı telefonunu tam kapatmak üzereyken son bir mesaj daha görmüştü. ismi hasan cabbar olan takipçisinin duygu yüklü mesajını görmüştü ve maça ekstra hırslı bir şekilde çıkması gerektiğini hissetti. zaten ismail hakkı'yı duygulandıran bir mesajı ancak hasan cabbar(?) atabilirdi. çok duygulanmıştı. bu maçın hasan cabbar ve onun gibi taraftarlar için ne kadar önemli olduğunu ve bu maçı kazanmaları için gerekirse sahada varlarını yoklarını ortaya koymaları gerektiğini anladı.

    dakika 90+2. rakip sol kanattan topu içeriye ortaladı. maç 1-0 devam ediyordu ve rakip son 20 dakikadır çok fazla yüklenmeye başlamıştı. rakibin formda forveti topa gelişine çok sert vurdu...

    pozisyon öncesi orta yapıldığı an kanal değiştiren evin babası, maça geri döndüğünde skorun hala 1-0 olduğunu görünce derin bir oh çekti. 3 puan onlarındı. tam o an son pozisyonun tekrarını izlerken ismail'in topu çizgiden çıkarttığını gördü. totemi yine işe yaramıştı...

    -----------------------------------------------------------------------------------------

    her şey zincirleme bir şekilde gelişmeye devam ediyor.
    tıpkı afrika'daki bir kelebeğin kanadının fırtınaya yol açması gibi...

    ya da güney amerika'da samba yapan bir çiftin mustafa sarp'a gol attırması...

    (bkz: kaos teoremi deyince çok havalı, totem deyince auuuvv)
  • 310
    maç saatleri dükkanı kapatma saatimden öncesine denk geldiğinden beri dükkanda galatasaray'ın 3, beşiktaş'ın 2, fenerbahçe'nin 1 maçını izledim. bunlar;

    galatasaray 1- 0 torku konyaspor
    mersin iy 0- 1 galatasaray
    galatasaray 1- 0 gençlerbirliği
    fenerbahçe 1- 1 sai erciyesspor
    akhisar belediye 1- 1 beşiktaş
    beşiktaş 0- 1 torku konyaspor

    bu seride sadece iki fenerbahçe maçını kaçırdım ve ikisini de aldı gavatlar. pazar akşamı işim çıkmasa dükkanı açıp fener maçını izleyecektim ama olmadı ve fener 90+'da kazandı. kalan tüm maçları dükkanda izleyeceğim. hayatımda hiç bu kadar tutan totemim olmamıştı hafiften tırsıyorum.
  • 218
    çok fena fanatik alt komşuyla beraber izlediğim derbilerin sadece bir tanesi kaybettik, o da play offta 2-1 yenildiğimiz maç. yalnız orada da bir ufak ayrıntı var, yanımızda bir adet fenerli de mevcuttu! yani normalde komşu, kardeş ve ben olarak izlediğimiz hiçbir derbiyi kaybetmedik. adamın uğuruna inanıyorum, bir de fenerliyle maç izlenmeyeceğinin uğursuzluğuna..
App Store'dan indirin Google Play'den alın