• 4
    endüstriyel futbolun para ve güç odakları ile yoğurulmada zirve yaptığı zaman diliminde, hayatımızdaki baş aktördür.

    cine 5 vardı zamanında, evde yer sofrası kurulduğunda, cine 5 de açıksa eğer, yimpaş yozgat - galatasaray alt yazısı ile heyecan yapardık bizler.
    ekran cam gibi parlak, yemek sofraya yeni gelmiş, hem mide hem ruh aç...
    ilk düdük yankılanırdı odada...

    ve ben, işte o akşam tanıştım endüstriyel fubolla.
    ve o'nun kaşar konsomatrisi televizyonla...

    ilk düdükle karıncalanan, şifreye giren televizyon, salonun ucundan bağırıyordu sana;
    paran varsa izlersin...

    babamın futbola merakı minimum olan, annemin sadece çocukları ile ilgilendiği dönemden bahsediyorum.
    evde kimse, çocuk yaştaki bireyin, "para ödesek de izlesek" çığlığını duymazdı.
    duysa da, memur ailede zengine para kazandırmak anlayışı olmazdı, ki gurur duyarım, o cine 5 şifresi alınmazdı.

    sonra başka başka kanallarda gezdi ligimizin yayınları.
    gündüz vakti ve hafta içi trt'de izlenen türkiye kupası maçlarının zevki hiçbirinde yoktu.
    çünkü ücretsizdi.
    çünkü okuldan gelinmiş ve güneş batmadan maça yetişilmişti.

    acayip günlerdi.

    ergenlikte cine 5'in kudretini anladım ben, oturduğum yerde gözümü bozarak çözmeye çalıştığım emanuelle erotik filmlerinin şifrelerinden meme uçlarını görmeye uğraşırken.
    ulan dedim, alalım şu cine 5'i...

    almadık.

    kahvede izledim lig maçlarını, akrabalarda izledim, arkadaş evlerinde izledim, askeri okul gazinolarında bile izledim.
    bir tek evimde izlemedim bu yaşa kadar.

    her yıl digitürk almaya niyetlenirim, ve her yıl bir şeye kızıp vazgeçerim...

    artık vaz geçmelerim paradan değil, başka şeylerden...
App Store'dan indirin Google Play'den alın