1
fernando muslera'nın formu ve galatasaray'ın yediği bazı gollerin görünenden biraz farklı sebeplere bağlı olduğuna dair bir yazı olacak. başlangıç olarak basit keyword'lerle yazdığınızda karşınıza çıkacak bir kaç kaynağı buraya bırakalım:
https://mikereinold.com/...al-aspect-of-injury/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9181669/
https://www.psychologytoday.com/...er-sports-injury?amp
kısaca makalelerde profesyonel sporcuların yaşadığı sakatlıkların kendilerinde travmatik etkiler de yaratabileceği, bunun da bir çok şekilde olabileceği yazıyor. bizi ilgilendiren kısmı ise muslera'nın başından geçen sakatlık ve makalelerde de bahsedilen travmalardan spor hayatının biteceği korkusu.
bunu biraz açalım. galatasaray'ın yediği kötü gollerle ilgili geriye pasla yenilmiş gol denilmesi hatalı, çünkü pasın yönü geriye doğru değil ancak geride paslaşmadan dolayı insanların böyle adlandırması da normal. aslında galatasaray o pozisyonları (gol olmasa bile) geriye verdikleri ilk pasla yiyorlar. bu yerleşme ile ilgili bir durum aynı zamanda o nedenle buna çok girmeyeceğim. bizim bu yazıda ilgileceğimiz kısım sadece muslera. muslera yaşadığı travmayı doğru yönetemediği/yönetilemediği için benzer bir pozisyonda aynı şeyleri yaşarsa spor hayatının bitebileceğinden korkuyor muhtemelen. böyle söylememin sebebi yukarıda paylaştığım makalelerde bahsedilen araştırmalar sonucu çıkan travma şekillerinde muslera'nınkine birebir örtüşmesi. ne yapıyor peki muslera bu geride paslaşmalarda? bunun için tekrar bir adım gidelim ve muslera'nın travmasının ondaki etkisini düşünelim.
muslera'nın, bir oyuncunun kontrolsüz gelip kendisine çarpması sonucu bacağı kırıldı. bu defans arkasına sarkan bir top ve muslera'nın çıkış zamanlamasıyla ilgiliydi. iyileştiğinden beri yediği defans arkası kötü gollere ve yaptığı penaltılara bakarsanız muslera'nın çıkarken tereddüt ettiğini ve çoğunlukla çıkmamaya çalıştığını görürsünüz. bu son arjantin uruguay maçında yediği golde de tereddüt edip 2 adım geride kalıyor, bu nedenle müdahale edemiyor topa. bunun muslera üzerindeki etkisi genel bir oyun korkaklığından çok pozisyon travması olduğunu düşünüyorum. ancak bu korku muslera'da daha zararlı bir etki yapmaya başladı. içinde belki de farkında olmadığı korkuyu baskılamak için ve muhtemelen yaşadığı korku acizlik hissi yaratacağı için zor olanı yapma ve basitten kaçarak oyuna katılma alışkanlığı iyice arttı. işte bu noktada galatasaray'ın yediği kötü gollere bakalım.
birincisi elimizde defans arkasına atılan toplarda sürekli zamanlama hatası yapan bir muslera var. ikincisi ise geride yapılan build up paslaşmalarında muslera asla basit olanı yapmaya çalışmıyor. bu kendini ispat meselesinin muslera'nın kontrol edemediği travmasına körükle gittiğini düşünüyorum. son maçımıza bakalım, 3 ekim rize maçında berkan'ın yaptığı penaltı. daha henüz top muslera'ya dönmeden eyvah pozisyonu yedik dedim, top açık alanda bizim ayağımızda olduğu halde. bu benim için yeni bir his değil, neredeyse her maç yediğimiz pozisyon öncesi aynı şeyi hissettiriyor takım. çünkü yerleşimimiz defanstan top almaya çabalar şekilde değil ama en önemlisi biliyorum ki bek mutlaka muslera'ya dönecek, ve muslera etrafına bakıp işler karışabilir topa vurayım demektense olabilecek en zor, büyük oranda sırtı dönük adama atacak. bu penaltı pozisyonunda muslera'nın yapacağı en tehlikesiz şey tabi ki topu ileri şişirmek. ancak pas yapacaksa en tehlikesiz sağ beke atması, diğer alternatif ise rakip açıyı biraz kapattığı için kaleye paralel sol tarafındaki oyuncunun gerisine açığa topu atması. buradan şu da çıkmasın, geride paslaşırken yediğimiz goller tamamen muslera'nın hatası demiyorum. yediğimiz bu gollerde en kontrol edilebilir ve düzeltilebilir muslera'nın hatası olduğu için bunu yazıyorum. yoksa orta saha oyuncularının yanlış vücut açısıyla top beklmesi, beklerin fazla önde çizgiye basarak beklemesi... hata çok ama en çok zarar veren ama en kolayı muslera, tabi eğer çok geç kalmadıysak.
çünkü muslera'nın yani takım kaptanının bu çekingen tavrı, sonra basit olanı yapamayacak ruh haliyle sahaya çıkması takımın geri kalanına da mutlaka ki yansıyor. özellikle defans oyuncuları tedirgin edecek bir durum bu.
eskiden olsa bir geminin çapası gibi takımın kendini ellerine güvenle bıraktığı kişi muslera, takım savunmasının bu şekilde dağılmasına imkan vermezdi. ortada öyle bir güven kalmayınca takım savunması da aksıyor maalesef.
kısacası sakatlıktan fiziksel olarak iyileşmek modern tıpta eskiye göre çok daha kolaylaşmış olsa da sporcunun kendine yüklediği baskı iletişim çağında her zamankinden daha fazla. bu nedenle sakatlık sonra profesyonel sporcuların mutlaka psikolojik destek alması ve rehabilite edilmesi gerekiyor.
https://mikereinold.com/...al-aspect-of-injury/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9181669/
https://www.psychologytoday.com/...er-sports-injury?amp
kısaca makalelerde profesyonel sporcuların yaşadığı sakatlıkların kendilerinde travmatik etkiler de yaratabileceği, bunun da bir çok şekilde olabileceği yazıyor. bizi ilgilendiren kısmı ise muslera'nın başından geçen sakatlık ve makalelerde de bahsedilen travmalardan spor hayatının biteceği korkusu.
bunu biraz açalım. galatasaray'ın yediği kötü gollerle ilgili geriye pasla yenilmiş gol denilmesi hatalı, çünkü pasın yönü geriye doğru değil ancak geride paslaşmadan dolayı insanların böyle adlandırması da normal. aslında galatasaray o pozisyonları (gol olmasa bile) geriye verdikleri ilk pasla yiyorlar. bu yerleşme ile ilgili bir durum aynı zamanda o nedenle buna çok girmeyeceğim. bizim bu yazıda ilgileceğimiz kısım sadece muslera. muslera yaşadığı travmayı doğru yönetemediği/yönetilemediği için benzer bir pozisyonda aynı şeyleri yaşarsa spor hayatının bitebileceğinden korkuyor muhtemelen. böyle söylememin sebebi yukarıda paylaştığım makalelerde bahsedilen araştırmalar sonucu çıkan travma şekillerinde muslera'nınkine birebir örtüşmesi. ne yapıyor peki muslera bu geride paslaşmalarda? bunun için tekrar bir adım gidelim ve muslera'nın travmasının ondaki etkisini düşünelim.
muslera'nın, bir oyuncunun kontrolsüz gelip kendisine çarpması sonucu bacağı kırıldı. bu defans arkasına sarkan bir top ve muslera'nın çıkış zamanlamasıyla ilgiliydi. iyileştiğinden beri yediği defans arkası kötü gollere ve yaptığı penaltılara bakarsanız muslera'nın çıkarken tereddüt ettiğini ve çoğunlukla çıkmamaya çalıştığını görürsünüz. bu son arjantin uruguay maçında yediği golde de tereddüt edip 2 adım geride kalıyor, bu nedenle müdahale edemiyor topa. bunun muslera üzerindeki etkisi genel bir oyun korkaklığından çok pozisyon travması olduğunu düşünüyorum. ancak bu korku muslera'da daha zararlı bir etki yapmaya başladı. içinde belki de farkında olmadığı korkuyu baskılamak için ve muhtemelen yaşadığı korku acizlik hissi yaratacağı için zor olanı yapma ve basitten kaçarak oyuna katılma alışkanlığı iyice arttı. işte bu noktada galatasaray'ın yediği kötü gollere bakalım.
birincisi elimizde defans arkasına atılan toplarda sürekli zamanlama hatası yapan bir muslera var. ikincisi ise geride yapılan build up paslaşmalarında muslera asla basit olanı yapmaya çalışmıyor. bu kendini ispat meselesinin muslera'nın kontrol edemediği travmasına körükle gittiğini düşünüyorum. son maçımıza bakalım, 3 ekim rize maçında berkan'ın yaptığı penaltı. daha henüz top muslera'ya dönmeden eyvah pozisyonu yedik dedim, top açık alanda bizim ayağımızda olduğu halde. bu benim için yeni bir his değil, neredeyse her maç yediğimiz pozisyon öncesi aynı şeyi hissettiriyor takım. çünkü yerleşimimiz defanstan top almaya çabalar şekilde değil ama en önemlisi biliyorum ki bek mutlaka muslera'ya dönecek, ve muslera etrafına bakıp işler karışabilir topa vurayım demektense olabilecek en zor, büyük oranda sırtı dönük adama atacak. bu penaltı pozisyonunda muslera'nın yapacağı en tehlikesiz şey tabi ki topu ileri şişirmek. ancak pas yapacaksa en tehlikesiz sağ beke atması, diğer alternatif ise rakip açıyı biraz kapattığı için kaleye paralel sol tarafındaki oyuncunun gerisine açığa topu atması. buradan şu da çıkmasın, geride paslaşırken yediğimiz goller tamamen muslera'nın hatası demiyorum. yediğimiz bu gollerde en kontrol edilebilir ve düzeltilebilir muslera'nın hatası olduğu için bunu yazıyorum. yoksa orta saha oyuncularının yanlış vücut açısıyla top beklmesi, beklerin fazla önde çizgiye basarak beklemesi... hata çok ama en çok zarar veren ama en kolayı muslera, tabi eğer çok geç kalmadıysak.
çünkü muslera'nın yani takım kaptanının bu çekingen tavrı, sonra basit olanı yapamayacak ruh haliyle sahaya çıkması takımın geri kalanına da mutlaka ki yansıyor. özellikle defans oyuncuları tedirgin edecek bir durum bu.
eskiden olsa bir geminin çapası gibi takımın kendini ellerine güvenle bıraktığı kişi muslera, takım savunmasının bu şekilde dağılmasına imkan vermezdi. ortada öyle bir güven kalmayınca takım savunması da aksıyor maalesef.
kısacası sakatlıktan fiziksel olarak iyileşmek modern tıpta eskiye göre çok daha kolaylaşmış olsa da sporcunun kendine yüklediği baskı iletişim çağında her zamankinden daha fazla. bu nedenle sakatlık sonra profesyonel sporcuların mutlaka psikolojik destek alması ve rehabilite edilmesi gerekiyor.