1
metafor, daha çok edebiyat alanında kullanıldığı varsayılan, sözü, ifadelerimizi süslemeye yönelik bir söz sanatından ibaret sayılsa da aslında günlük yaşamımızda sıklıkla kullandığımız dilsel bir benzetme olgusudur diyebiliriz. ancak önemi bundan
çok daha fazladır ve anlatılmak istenen varlık, olay, durumlar arasında ilişki kurarak ve belli özelliklere vurgu yaparak konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayan ve anlatıma güç katan bir söz sanatıdır.
metaforlar ayrıca yeterince anlaşılmamış konuların daha kolay anlaşılmasını sağlayabilir. bu bağlamda metaforlar, zihinsel süreçler yoluyla olguları, olayları, dış dünyayı anlamlandırmamızda bize yardım ederler. örneğin ekonomi alanında, yatırımlar vb. soyut finansal konular genellikle "para sudur" metaforu aracılığı ile anlaşılır. "likit fonlar", "para muslukları", "tasarruf akışı", "fon havuzu" gibi cümle ve deyimler insanların somut bir kavramı, suyu, soyut kavramları açıklamak için değişik biçimlerde nasıl kullanıldıklarını göstermektedir.
spor metaforlarına ise başlıca örnek olarak:
vizesinden düşük aldığı dersin finali için bir öğrencinin, "işi rövanşa bıraktık", "maç henüz bitmedi" ya da "önümüzdeki maçlara bakacağız" gibi metaforlar kullandığı görülür.
burada tabii, ben sadece eğitim alanında kullanılan bölümüne değinmiş olsam da hayatın her alanında sporla ilgili metaforların kullanıldığı oldukça açıktır. eminim sizler de günlük hayatınızda farkında olarak ya da olmayarak pek çok iş, durum ya da ilişkilerinizde spor metaforlarına yer vermektesinizdir.
bütün bu bulgular, aslında kişisel ilgilere göre futbol, basketbol, tenis, boks, rugby gibi kategorilere ayrılsa da sporun o rekabetçi ruhunun insan hayatında ne kadar büyük yeri olduğu ve büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu ortaya koymaktadır. bu rekabetçi ruhu talep etmenin reyting ve reklam olarak bir sektör oluşturması da aslında yine yolunu spor metaforlarının döşediği bir konu olarak karşımıza çıkabilir.
sonuç olarak, konu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, toplumların herhangi bir sosyolojik sınıf farklılığı gözetmeksizin, evrensel bir değer olarak üretmiş oldukları metaforların, spora karşı olumlu algılarının bir sonucu olduğu söylenebilmektedir.
çok daha fazladır ve anlatılmak istenen varlık, olay, durumlar arasında ilişki kurarak ve belli özelliklere vurgu yaparak konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayan ve anlatıma güç katan bir söz sanatıdır.
metaforlar ayrıca yeterince anlaşılmamış konuların daha kolay anlaşılmasını sağlayabilir. bu bağlamda metaforlar, zihinsel süreçler yoluyla olguları, olayları, dış dünyayı anlamlandırmamızda bize yardım ederler. örneğin ekonomi alanında, yatırımlar vb. soyut finansal konular genellikle "para sudur" metaforu aracılığı ile anlaşılır. "likit fonlar", "para muslukları", "tasarruf akışı", "fon havuzu" gibi cümle ve deyimler insanların somut bir kavramı, suyu, soyut kavramları açıklamak için değişik biçimlerde nasıl kullanıldıklarını göstermektedir.
spor metaforlarına ise başlıca örnek olarak:
vizesinden düşük aldığı dersin finali için bir öğrencinin, "işi rövanşa bıraktık", "maç henüz bitmedi" ya da "önümüzdeki maçlara bakacağız" gibi metaforlar kullandığı görülür.
burada tabii, ben sadece eğitim alanında kullanılan bölümüne değinmiş olsam da hayatın her alanında sporla ilgili metaforların kullanıldığı oldukça açıktır. eminim sizler de günlük hayatınızda farkında olarak ya da olmayarak pek çok iş, durum ya da ilişkilerinizde spor metaforlarına yer vermektesinizdir.
bütün bu bulgular, aslında kişisel ilgilere göre futbol, basketbol, tenis, boks, rugby gibi kategorilere ayrılsa da sporun o rekabetçi ruhunun insan hayatında ne kadar büyük yeri olduğu ve büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu ortaya koymaktadır. bu rekabetçi ruhu talep etmenin reyting ve reklam olarak bir sektör oluşturması da aslında yine yolunu spor metaforlarının döşediği bir konu olarak karşımıza çıkabilir.
sonuç olarak, konu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, toplumların herhangi bir sosyolojik sınıf farklılığı gözetmeksizin, evrensel bir değer olarak üretmiş oldukları metaforların, spora karşı olumlu algılarının bir sonucu olduğu söylenebilmektedir.