niye sürekli aynı karının dersinden kalıyorum lan ben? ne lan bu sikicem artık yeter be.
1402
ben sadece yalnızım. başka derdim yok. ama çok yalnızım, delirircesine yalnızım. "komser şekspir" filminde atatürk büstüne karşı ağlayan kadir inanır'dan bile daha yalnızım. işte bayağı yalnızım. maçlara yalnız giderim, içince yalnız içerim, sevinirken bile yalnız sevinirim. yalnız üzülmek sıkıntı değil; zaten kimse üzüldüğünün görülmesini istemez. ama yalnız sevinmek kötü, insan en derin yalnızlığı o zaman hissediyor.
1403
ders notlarını odamın tozlu köşelerinden dahi çıkarmadan, sıfır çalışma ile hukuk sınavına gireceğim birazdan. bolca vaktim vardı çalışabilirdim ama geleneksel final haftası etkinliği olan ders dışındaki her türlü sikle ilgilenme olayıyla meşguldüm. en son ders çalışmamak için arkadaşın köpeğini yıkadık birlikte. bakalım ne olacak...
1404
ortalamayı yükseltelim dedik hayvan gibi çalışmaya başladık. herkes çalışıyor. iktisattan 70 aldık diye sevindik. bb gelir diye beklerken ortalama 79 çıktı. cc anca geldi. vizelerin çoğu beklediğimden düşük geldi zaten. okul bitecek de biz hedef ortalamayı tutturamayıp ideallere kavuşamayacağız.
1405
üzülüyorum sözlük. 3 haziran günü sırılsıklam esparkın önüne gelip "eski otagarın önünde polis çok kötü saldırıyor, hep toma ıslaytı bizi zor kaçtık, bir çocuk sokak arasında dayak yemiş hastahaneye kaldırıldı" derken o çocuğun ali olduğunu o an bilmiyordum. üzülüyorum.
1406
oğlum ağlamak çok güzel lan gelsenize. :(
1407
lisede eşit ağırlık okudum, ama kafamdaki ağırlığın eşit olmadığının hep farkındaydım. o yüzden üniversite sınavına sözelden girip gazetecilik kazandım. daha ilk senemde dersler arasında "işletme bilimine giriş" vardı. geçerim falan dedim ama olmadı sözlük, bu sene dersi 3. alışım, finaller için çalışayım diye kitabı açtım, tek kelimesini anlamıyorum.
bre .mına koduğum üniversitesi, ben gazetecilik okuyorum, işletme ne alaka? işletme görmek istesem, zaten eşit ağırlık çıkışlıyım, zaten üniversite sınavında eşit ağırlıktan aldığım puanla işletmeye falan da girebiliyordum, gider onu okurdum şerefsizler, ne y.rrak yemeye gazetecilik yazdım ben o zaman?
çok üzülüyorum sözlük, bitmeyecek bu okul, bitse de aç kalacağım zaten. burada gstv'den falan bir yetkili varsa ona sesleniyorum, allah aşkına beni işe alın, karın tokluğuna bile çalışırım lan. her gün işe gelirken mutluluktan ağlarım anasını satayım.
1408
sevgili sözlük bi' durumdan bahsedeceğim.
hani sevgilinizden ayrılırsınız o artık sizin hazzetmediğiniz şeyleri yapar sizi sinir eder ya. saçını sevmediğiniz renge boyar, nefret etmediğiniz kişilerle muhabbete başlar, her yaptığı gözünüze batar normal bir insana sinirleneceğinizden daha çok sinirlernirsiniz ya çünkü sevmişsinizdir onu belli ki sevmeye devam ediyorsunuz. anladınız değil mi bu durumu...
işte bu durumu şu an galatasaraylı olmamda büyük bir etkisi olan, kovulduğunu öğrendiğimde gözyaşımı tutamadığım adam yapıyor sanki. anlayamıyorum insanların egosu bu kadar mı şişkin?
velhasıl-ı kelam seni sevenleri üzüyorsun hacı.
1409
memleketteki grip salgını beni de vurdu sanırım. iki gündür alışık olmadığım bir şekilde burnum akıyor, ateşim dün 38,5'u gördü, bir ara bayağı bir vücut kırgınlığım vardı ve mütemadiyen aksırıyorum. amk böyle salgının. ne güzel dört beş yıldır nezle bile olmuyordum, kendime güven kaynağı yapmıştım ''ahahahah fakirim ama kolay kolay hasta olmam ben, bünyem böyle,'' diyerek. demek böyle salgınlarda ''ben n'asolsa hasta olmam,'' anlayışı götü kurtarmaya yetmiyormuş onu anladım.
o değil de kimse yok evde, bana kim bakacak amk? yarın bir gün gazetelerde ''izmir'de kokudan rahatsız olan komşuların şikayeti üzerine kapısı kırılan dairede kimliğinden 28 yaşında olduğu tespit edilen bir erkek cesedine ulaşıldı,'' haberini okursanız şaşırmayın.
hastalık hastasıyım sanırım. hasta olmaya olmaya hasta olmanın bir zayıflık göstergesi olduğu düşüncesi, hastalıklı bir düşünce, belirmiş aklımda. bu da bana ders olsun.
1410
ilişkimin neredeyse sonuna geldim.sınavlarım berbat geçiyor. bugün direksiyon sınavım kötü geçti. şu an boka batmış durumdayım. neredeyse hayatımda geçirdiğim her saniye aleyhime işliyor. boğazımda bir düğüm. nefes alamıyorum. hayat bu aralar hiç acımıyor bana.
1411
her şeyi bırakıp gitmek istiyorum memleketime arkadaşlarıma. s.kicem sınavını finalini okulunu ankarasını... son seneye gelmiş bir insanın benim ne işim var lan burada demesi ne kadar acı.
1412
sözlük 2 yıllık ilişkim vardı, ayrılalı 1 yıldan fazla oldu başkalarıylada ilişki yaşadım 1 yıl içinde ama hala unutamadım kızı. olmuyor arkadaş. kız da başkasıyla birlikte. geri dönüşü de yok, kafamda bitti. ama kalp midir nedir orda bitmiyor işte arkadaş, bitmiyor. ben bittim o bitmedi be sözlük. başkalarına sarıyorum yediremiyorum kendime beceremiyorum ille de o, ne var bu kızda anlamadım ki. en acısı da bütün bunları hakettim. kendisi yapıp sonra pişman olunca insan, o okkalı koyuyor adama işte.
1413
futbola tövbe ettim sözlük. geçtiğimiz mayıs ayında 2 el bileğimi birden kırmıştım. dün de ayağımı çok kötü burktum şu an acıdan duramıyorum yerimde. geçmezse hastaneye gidicem film çektirmeye. inşallah kırık çıkık yoktur yine.
1414
anlamıyorum beyler. adamlar küçükken bir iki top yuvarlıyor yıllar geçiyor sonra bir bakıyorlar kendilerine x takımında x milyon euro kazanıyorlar. tabi ki kendilerinin emekleri var ama neden sözlük bizim ülkede bu kadar kolay değil bu? imrenmişimdir hep adamlar hem spor yapıyor hem para kaldırıyor hem efsane oluyor. üstüne at gibi karıları götürüyorlar.
bizler ise gidip 3 liraya döner satan yer arıyoruz önce. sonra tek sigara satan bir yer. paramız olmayınca kıza türlü türlü yalanlar uyduruyoruz. hiç waffle yemeyen bir arkadaşımın sevgilisi yiyecek diye parası yetmeyip sadece sevgilisine sipariş verdiğini bilirim lan.
bu örnekler daha çok var hayatımda. ama daha fazla ağlamak istemiyorum.
1415
sözlük ben ne ara bu kadar onursuz, gurursuz oldum ? günlerce, defalarca bana yalan söylemesine, ihanet etmesine rağmen hala sanki gel tekrar deneyelim dese kendimi tutamayacak, koşup gidecekmişim gibi hissediyorum. hatta bunu yaparım biliyorum. ne oldu bana böyle ?
1416
olm sözlük bizim şirkette nuno humez diye bir adam işe başlamış amk. düşün artık şirket bile sol bek aldı...
1417
hiç bitmeyen eksik konu yapmışlar benim için... 60küsür gün var ama eksikler hiç bitmiyor bitmiyor bitmiyorr.
1418
finallerim 3 şubatta başlıyor ve 14 şubatta bitiyor. fakat 22 şubata kadar stajım var. boş boş 1 hafta gezineceğiz. sonrasında ise 1 haftacık tatilimiz var. niye böyle bir okulda okuyorum bazen sorgulamıyor değilim sözlük.
1419
sözlük brumanın ön çapraz bağı koptu. sezonu kapattı. (u: :( )
1420
ya arkadaş bir sigara 8,5 lira olmaz ki
1421
hayattan bir gram zevk alamıyorum sözlük. ne yapsamda bu karamsarlıktan kurtulsam diye düşünüp duruyorum.
1422
bruma :(
1423
saat 9:30'da mesaiye başlıyorum. al bak saat 10:00 ve kafam kazan gibi. cansu bunu giymiş, dilara şunu yapmış. vay arkadaş ne bitmez kız çekiştirmesi geyiğiymiş. ben bu kadar futbol konuşsam kovulurum yeminle.
örnekle devam ediyorum:
-burcu bilmem kim evli mi? +evet -kendi soyadını mı kullanıyor? +evet -ben de kendi soyadımı kullanacağım +...
ha çünkü sen evlendin buldun bir mal seni istediler falan herşey tamam siktiriboktan soyadın kaldı eksik.
hayat incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler yüzünden birbrinizi kırmaya, üzmeye, üzülmeye değmeyecek kadar kısa. ve ölüm bazen kapınızı bile çalmadan gelip sizi alabilecek kadar yakında.
bunu hatırlayın ve hatırlatın, birbirinize girerken ya da hayatlarınızı olmadık şeyler yüzünden (benim de sık sık yaptığım gibi) kendi kendiniz için cehenneme çevirirken arada bir bu gerçeği de göz önüne alın...