20
iktidarın laciverti bir dünyevi bakış açısında olan, ideolojik bir gazete. tıpkı öncüsü cumhuriyet gibi. sırf muhalif diye herkesi desteklemek çok doğru değil dostlar. size ufak bir örnek vereyim;
hasan tahsin paşa, abdülhamid'e muhalif, jandarma sınıfına mensup bir osmanlı subayıydı. abdülhamid tarafından, 1908 yılında meşrutiyetten hemen önce yemen'e atandı(sürgün'ün kibarcası). bilen bilir, abdülhamid yönetimi tehlikeli veya beceriksiz gördüğü kişileri, tehlikeli olabileceği bölgelerin tam aksi tarafına sürgün eder.
hasan tahsin bey'de 1908'de ii.meşrutiyet'in ilanı akabinde, ittihat terakki tarafından 31 mart(1909) vakıası'ndan çok kısa bir süre sonra, 1910 yılında refik(korgeneral) rütbesi ile selanik'te görevlendirilerek muhalifliği mükafatlandırılır. ittihat ve terakki cemiyeti, abdülhamid taraftarı kadrolardan arınarak, kendi kadrolarına yakın gördükleri muhalifleri yerleştirme politikası üstlenir.
derken sadece 2 yıl sonra, ittihat ve terakki yanlısı mehmed said paşa hükumeti, karşı gurup tarafından istifaya zorlanır ve ittihat terakki'ye daha muhalif bir isim olan kamil paşa önderliğinde bir hükumet kurulur. bu hükumetin ilk icraatı abdülhamid veya ittihat terakki yandaşları olabilir endişesiyle rumeli'de bulunan, bölgeyi bilen, tecrübeli 70.000 kişilik askeri personeli terhis etmesidir. bir kaç ay sonra balkan savaşları patlak verir. mareşal fevzi çakmak'ın deyimiyle "o terhis gerçekleştirilene kadar, rumeli'de ki asker sayımız müttefiklerin(bulgaristan, yunanistan, sırbistan ve karadağ) 2 katıdır. subay sayımız yine bu devletlerin 2,5 katı olmakla birlikte, askeri bütçemiz bulgaristan'ın 4, diğer hepsinin toplamının ise 2 katı durumundadır."
dönelim hasan tahsin bey'e.... refik rütbesini alan hasan tahsin paşa, bu savaşta selanik'in savunması için konuşlandırılmıştır. kendisi bir kurmay değildir ama olsundur, abdülhamid'e muhaliftir zamanında. kendi özel isteğiyle birlikte oğlu kenan bey'de yaverliğini yapmaktadır paşamızın. sırf muhalif oldukları için bölgede görevlendirilmiş acemi subayların, arka arkaya kaybettiği cepheler neticesinde yunan, selanik'e dayanır. kurmay olduğu için nasıl hareket edeceğini bilmeyen hasan tahsin paşa, askerini 1 hafta geç olarak önce yenice ovasına götürür. burada muharebeden çekinerek selanik'e geri çekilir ve bu geri çekilme esnasında tren raylarına zarar verip, köprüleri uçurarak yunan ordusunu oyalamak aklına gelmez veya yapmaz. bunun yerine selanik'te bekler ve bir yandan yunan, diğer yandan bulgar ordusunun kapanına kısılır.
istanbul'dan yardım gelme ihtimalini dahi düşünmeyerek, bir taraftan bulgar, diğer taraftan yunan'ın selanik'e yürümesi üzerine korkarak 26.000 kişilik savunma ordusunu, tek mermi sıkmadan, silahlarıyla birlikte yunan'a teslim eder. oysaki başkente çok daha uzak bir bölge olan işkodra'da, etrafı düşmanla sarılı olmasına rağmen ve hatta edirne düşmüş olmasına rağmen hasan rıza paşa isimli bir kahraman, işkodra kalesini sınırlı asker ve arnavut milis birliklerinin yardımıyla 1.balkan savaşı'nın sonuna kadar savunur. meslektaşının bu direnişinden dahi utanmaz hasan tahsin paşa...
velhasılı kelam hasan tahsin paşa, istanbul'dan vatan haini damgasını yer ve bir daha türkiye'ye dönmez. ömrünü fransa'da geçirir ve son günlerinde isviçre'ye yerleşerek orada ölür. yaver oğlu ise yunan vatandaşı olarak, yunanistan'ın kahramanca zaferlerini çizen kraliyet yalakası bir ressam olur. torunu ise öğrendiğim kadarıyla hristiyan olarak yunanistan'da yaşamını sürdürür.
işte bu yüzdendir ki sevgili dostlar, sırf muhalif diye her kanada sarılmak mantıklı değildir. muhalefette de bir yapıcılık ve kalite arayışımız her daim sürmelidir.