emekleme dönemlerini ardında bırakmış, artık gelişme dönemindedir. ancak ne nba'in ülkesinde şu an olduğu konumdadır, ne de futbolun avrupa veya dünyada olduğu konumdadır.
snooker'da eskiden ptc'ler vardı, sıralama turnuvaları görece azdı, para ödülleri azdı-ki bu yüzden ronnie o'sullivan'ın 147 yapmayı reddettiği olmuştur-. haklarını verelim, yayıncılık konusunda genellikle problem yaşamadılar. eurosport sağolsun, yıllardır izliyoruz. snooker camiası genel olarak streaming işlerine de çok telif haklarından dolayı sorun çıkartmayan, bazı organizasyonları kendi resmi adreslerinden yayınlayan bir camia. 2017 champion of champions mesela, eurosport'ta yayınlanmamıştı. ancak champion of champions resmi facebook hesabı sağolsun, canlı yayından izletmişti bize.
snooker'ın bugününde güzel olan şeyler neler?
1- sıralama turnuvaları.
baba-oğul hearn'leri bu konuda tebrik ediyorum. promotörler olarak gerçekten snooker organizasyonunu güzelleştirdiler. hele hele ilk dönemlerde karşılarında snooker'da patrondan çok söz sahibi olabilecek, kitleleri harekete geçirebilecek bir o'sullivan vardı. sıralama turnuvalarının sayısı arttığında, ilk karşı çıkanlardan biri ronnie idi. bu turnuvalar sağolsun bingham, hamilton gibi adamlar isimlerini duyurdu. ama ronnie gibi eski kuşak yaşlanan bazı oyuncular bu olaya karşıydı. bu daha fazla seyahat, daha çok yorgunluk demekti ki, onların açısından bakınca bu itiraz haklıydı. ama zamanla oyunun en büyük oyuncuları da bu yeni formata ayak uydurdular ve yeni formatta yine bir sürü sıralama turnuvası kazandılar. bu bize de yaradı. artık ayda, iki ayda bir ronnie o'sullivan, mark selby, john higgins görmüyoruz. bu adamlar ayda iki turnuvada bile bulunabiliyor. en basitinden, 12 kasım 2017'de maça çıkan ronnie o'sullivan, 14 kasım 2017'de de çin'de maça çıkacak. yıllar önce biri bundan bahsetseydi hadi oradan derdik. hearn'leri ağır sıklet boksta yedikleri halttan dolayı sevmesem de, snooker konusunda haklarını vermeliyim.
2-yayıncılık.
cep kameraları, reji kalitesi, eurosport türkiye'nin muazzam maç anlatıcıları, kamera kaliteleri, turnuva/maç sonrası röportajları, maç dışı programlar derken, snooker'ın yayıncılık anlamında da çok iyi konumda olduğunu söylemek gerek. çok merak etmiştim, acaba yatay kamerayla maç nasıl olur diye. bir süredir yatay kameradan maç içi görüntüleri daha sık veriyorlar, belki ara ara ekranı ikiye bölüp bir kısımda yatay, bir kısımda dikey masayı bize izletebilirler. yayıncılık konusunda kendimce verebileceğim tek tavsiye bu olabilir.
3-yeni oyuncular.
snooker'ın britanya'dan çıkıp avrupa'ya yayılmasının izini sürersek, biraz gerilere gidebiliriz. ancak çin, malezya, tayland gibi ülkere yayılmasının izini sürmek istersek, fazla yorulmayız, çünkü henüz kısa bir zaman geçti. ding, fu, wenbo gibi daha eski oyuncular, zaten piyasaya kendini yedirmiş oyuncular. ama bunlar başlarda büyük sorunlar çekmişti. ding zamanında ronnie'nin desteği, arkadaşlığı olmasa çok daha zor zamanlar geçirebilirdi. günümüzde çin'li genç oyuncular devlet desteğinde, sponsorlukta bildiğim kadarıyla sıkıntı yaşamıyorlar. zaten ülkede de snooker popüler bir spor haline geldi. birkaç turnuvaya da ev sahipliği yapıyorlar.
yeni oyuncularda kalite de var. zaten artık yeni oyuncuların çoğu, gayet iyi pot yapabiliyor. ursenbacher, bingtao, brecel, kyren
*, yuelong gibi adamlar zaten yetenek sorunu olmayan, güzel pot yapabilen, seri inşası fena olmayan adamlar. bakalım yenilerden de higgins gibi çok yönlü, murphy gibi uzun pot uzmanı, ronnie gibi saf yeteneğiyle bile gününde rakipsiz olan adamlar çıkacak mı, bunu bekliyoruz. yeni oyuncular için de kafayı bir sağa bir sola, yani britanya ve çin tarafına çevirmek gerek.
peki eksik olan ne?
snooker henüz amerika kıtasına yayılamadı. amerika birleşik devletleri için snooker zaten zor. orada çok popüler olan bir pool var, zaten bir sürü ana sporları var. gerçekten zor. güney amerika genelde futbol/futsal ile, kuzey amerika ise hokey, basketbol, futbol ile haşır neşir. ama eminim avlayabilecekleri birkaç ülke çıkartıp, sonra o kıtalarda da en azından türkiye'de voleybol kadar bir pazar edinebilirler. ben kuzey amerika, güney amerika, afrika gibi ülkelerden de snooker'a oyuncular gelebileceğini düşünüyorum.
bir de ülkemiz... semih saygıner'i üç top bilardoya hediye eden ülkemiz, soner sarı gibi, ali gibi birkaç oyuncu daha çıkartıp, onları daha iyi yerlere getirebilir, buna inanıyorum.