sistemsizlik

• 1

  türk ekolünün sistemi.
• 2

  sistem getirmek isteyene karşı yürütülen sistem içerisinde sistem kuramıyosun bıdı bıdıları.
• 3

  (bkz: beşiktaş)
• 4

  busquest gibi bir adam barcelona'da nasıl oynuyor. o'shea brown gibi adamlar manu da nasıl oynuyor, dortmund bak helal olsun o kadroyla nasıl şampiyon oldu sorusunu soranların aynı zamanda galatasaray neden bu halde diye soru soranların asla anlamayacakları en büyük sorunumuz*
• 5

  (bkz: galatasaray futbol takımı)
  (bkz: 2019-20 futbol sezonu)
• 6

  takımları transfer çöplüğüne dönüştüren düzen (daha doğrusu düzensizlik).
  
  2019-2020 sezonu, ilk 10 haftasındaki galatasaray'ın boynundaki pranga. tek tek futbolcu performansları üzerinden oyuncuları linç ediyoruz ancak temel problemimiz, sahada bir oyun ve hücum planımızın olmaması (ya da tutmaması). geçmiş senelerde fatih hoca bu duruma çok fazla müsaade etmez ve eldeki oyunculara göre bir dizilime geçerdi. ancak ne olduysa bu sezon saplanıp kaldı bir bataklığa. yeni oyuncularla (yeni maliyetler), her şeyin düzeleceğini düşünüyoruz ancak perez, mendes, fleurquinlerle neler yapabildiğimizi de unutmayalım. yeter ki doğru bir düzende, bir oyun planı koyabilelim sahaya...
• 7

  ilgi alanımızın içinde olsun dışında olsun farketmez, herhangi bir konuda ne yazık ki neredeyse genetiğimize işlemiş olan şey.
  
  o kadar hızlı, o kadar keskin dönüşlerle, o kadar anlık ve tüketerek yaşıyoruz ki; bu bizim herhangi bir konuda herhangi bir sisteme sabretmemizi imkansızlaştırıyor. düşünce yapımız olsun, hareket tarzımız olsun, alışkanlıklarımız olsun artık bu sabırsızlık üzerine evrilmiş durumda. üzerine hatice değil netice diyen atasözlerimizin de tescillediği eğilimimizi ekleyince her alanda en büyük sistemimizin sistemsizlik olması, günü kurtaracak geçici çözümleri çok anlamlar yükleyerek sahiplenip kısa süre sonra vazgeçip sıfırdan başlamak zorunda kalmamız kaçınılmaz oluyor...
• 8

  2019-2020 kis ve 2020-2021 yaz transfer donemlerinde oyuncu ve teknik heyetten bagimsiz, konusmamiz gereken baslica konu budur diye dusunuyorum.
  
  herkes bir oyuncu onerme furyasina tutulmus giderken, merak ediyorum oyuncu onerme-begenme kriterleri nelerdir ?
  
  once bir sisteme sahip olmaliyiz ki, sahsen ne oldugu hic onemli degil, ne oynayacaksak ona gore oyuncular analiz edilip alinmali.
  
  bugun redbull takimlarinda bile 3luye dondugu anda segirmeler baslarken, biz kafamiza gore 4lu 3lu 5li oynamaya calisiyoruz. evet rakibe gore sistem belirleme olayina da katilmiyorum degil fakat elinde bu capta adamlar varsa bunu yapabilirsin yoksa sonuc ortada.
  
  bu sene kac tane macta park the busu bile beceremedik elimizdeki adamlarla, cunku buna uygun degiller, uygun olmamalari analiz edildiyse neden 1-0 iken zamani top cevirmeyle gecirmeye calismak daha mantikli, analiz edilmediyse ve buna ragmen rastgele 1-0 a yatali dusuncesiyle ciktiysa ortaya bu daha da buyuk bir sorun.
  
  edit: imla hatasi duzeltildi.
• 9

  galatasaray futbol takımının son 3 sezondur yaşadığı problem. ve bu problem olduğu sürece oyunculara yapılan tüm eleştiriler havada kalır. önce dönüp bakalım, bir sistem belirledik mi? aldığımız oyuncular bu sisteme uygun oyuncular mı?
• 10

  galatasaray futbol takımının 20 senedir, türk futbolunun ise 80 senedir yaşadığı problem.
• 11

  fatih terim'in en büyük sorunu. gördüğüm kadarıyla fatih terim oynamayı planladığı sisteme göre transfer yapmak konusunda da oldukça başarısız ve elinde oynamayı düşündüğü sisteme göre oyuncu olsa da olmasa da inat ederek o sistemle oynamaya çalışıyor ve sonuç genelde hüsran oluyor. benim için iyi hoca elindeki malzemeden en doğru taktik anlayışı çıkaran ve onu sahada oynatan hocadır. bence çok pahalıya ama belirli bi' sistem ve planlama dahilinde kurulan 2017-2018 kadrosu yavaş yavaş dağılınca ortaya karman çorman bi' şey çıktı. ne sistem var ne oyuncu uyumu. doğal olarak o kadro dağılınca sistemsizlik iyice ortaya çıktı.
• 12

  ona buna laf sokmakla, sürekli transfer istemekle, bagirip cagirmayla düzelecek bir sorun degildir.
• 13

  taktisyen bir teknik direktörle çözülecek bir problemdir.
• 14

  palavra bir sözdür.
  
  her takımın iyi kötü bir sistemi vardır. tutmayabilir, futbolu kötü olabilir o başka mevzu.
• 15

  galatasaray’ın yıllardır yaşadığı en büyük sorun.
  
  avrupa kulüplerine bakıyorum hepsinin kendine uygun bir antrenman metodu, oyun tarzı, dizilişi ve taktiği var.
  
  bizim ne oynadığımızı yıllardır anlamıyorum. her izlediğim maçta “baba bu takım ne oynuyor ya” demekten bıktım. oyuncu kadrosu da yetersiz olunca iyice çekilmez bir hal alıyor.
• 16

  galatasaray son zamanlarda yaşadığı en büyük problem. şu oyuncuyu alayım, şu dünya yıldızı gelsin, şu gitsin ile çözülecek bir sorun değil.
  
  galatasaray topu 3. bölgeye götüremiyor, setler bir türlü oturmuyor, göze hoş gelen bir oyun yok. forvetleri sürekli yiyoruz ancak top gitmiyor kendilerine. futbol iyi oyuncularla oynanır bu doğru ancak bu iyi oyuncuları da sistem oynatır. galatasaray ne zaman bir sistem dahilinde tüm yaş gruplarında ve a takımda oynamaya başlar o zaman x gelir y gider kimse ağzını açmaz. altyapıdan çıkan oyuncu aynı sistemi aynı düzeni bulduğu için bocalamaz ve oyuncu satışları artar.
  
  transferden çok bizim bir sisteme ihtiyacımız var. sistem oturtmaya sabır malesef bizde yok.
• 17

  gerçekten en büyük problemimiz bu. sahada sistemsizlik adeta taktiğimiz olmuşuz durumda. gelen her oyuncu aynı şekilde oynamaya başlıyor. çözümü için bol bol transfer yapmak yerine ilk on biri bir an evvel belirleyip bir kaç ay skorlar ne olursa olsun aynı isimler üzerinde sabretmek lazım.
• 18

  çözmesi biraz zaman alacağı için 10 senedir halı altına süpürmeyi tercih edip, çareyi futbolcuların bireysel yeteneklerine bel bağlamakta bulduğumuz, bizi senelerdir istisnai dönemler haricinde, en baba kadrolarla dahi kanser edici bir futbola mahkum eden büyük sorun.
  
  bu berbat alışkanlığımız bize, yeni forvet transferimiz iki hafta kötü oynayınca “icardi’yi almak zorundayız, buna mecburuz!” çığlığı attırıyor. bizim ayarımızdaki başarılı tüm takımlarda icardi var sanki. neyse…
• 19

  türk futbolunun ve yerli antrenörlerin karakteristik özelliğidir.
  
  bu öyle öyle bir sarmaldır ki hangi oyuncuyu oynatırsan oynat kötü gözükür. sürekli transfere ihtiyacın varmış gibi hissedersin. oynayan oyuncu yerine oynamayan oyuncunun daha iyi olduğunu zannedersin. halbuki yedekte bekleyen veya transfer edilen topçu gelince de durum aşağı yukarı aynı olacaktır.
  
  sistemsizlik kahramanlar ve günah keçileri yaratır. 1-2 kahraman seçip takımın kalanı günah keçilerinden oluşur. eskaza skor alındığında günah keçilerinin sayısı azalır ama daima 1-2 tane stres yükü futbolcu sabittir. sistemsiz veya demode sisteme sahip takımların oyuncularına doğru düzgün teklifler gelmez çünkü elit liglerdeki menajerler o sisteme güvenip de para bağlamazlar. sistemsiz takımlar genelde oyuncuya bağlıdırlar. üç kulvarlı sezonları sevmezler. haftada tek maç yapılan yerel turnuvalara bayılırlar. avrupa’ya gidince başarısızlık durumunda bahane olarak “kadro kalitesini” öne sürerler.
  
  yerli teknik direktörlerimizin sistemsiz futbol takımları yüksek enflasyonlu ülkelere benzerler, ne yaparsanız yapın dikiş tutmaz. yapacağınız en doğru şey, zararı erkenden kabul edip buna uygun çözümler geliştirmektir. bunu başarmak için ise işi ehline veren kulüp yöneticileri şarttır. vizyon demek yıldız topçu transfer etmek demek değildir. gerçek vizyon, derwall gibi felsefesi olan adamlara anahtar teslim edebilmektir.
• 20

  ülkenin içinde bulunduğunu durum. haliyle toplumun her kesimine sirayet etmiştir. futbola da gelirsek, öyle 3 5 yıldız transferi ile düzelecek bir şey değildir. kafalar düzelmedikçe sadece günü kurtarırsın.