frank rijkaard' ın oynatmak istediği futboldan gözü korkmuştur. hatırlayın; servet' in
andriy shevchenko karşısında
17 kasim 2004 turkiye ukrayna maci ve
23 kasim 2005 fenerbahce ac milan maci' nda düştüğü durumları. bu maçlar belki de servet' in kariyerini bitirecek olan, sıradan anadolu takımı stoperi olmasına sebep olacak maçlardı. servet her ne kadar güçlü olsa da yavaş olduğundan
andriy shevchenko gibi hızlı futbolculara karşı rezil olabiliyor. kaldı ki
frank rijkaard' ın oynattığı / oynatmaya çalıştığı futbol sisteminde de takımımızın defansının arkasına atılan toplarla oyuncuları pozisyona sokmak rakiplerimizin genellikle yoğunlaştığı plandır. hal böyle olunca servet çok istese bile, varını yoğunu ortaya koysa da birçok rakip takım futbolcusu defansımızın arkasına sarkmıştır. e bu durumda kötü olarak görünen tabiki servet' tir. maç anında izleyiciler arasında sonuçta; " ne olursa olsun bir stoper rakip takımdan bir futbolcuyu arkasına kaçırmayacak. " görüşü hakimdir.
frank rijkaard' ın futbol sisteminde top kullanma becerisi yüksek futbolcular her zaman önemlidir. eğer servet gibi topla oynama konusunda iyi değilseniz ama bu sistem içerisinde yer alıyorsanız
barcelona' da
carles puyol' un yaptığı gibi basit oynamalısınız. işte servet bu konuda - basit oynama - başarılı olamamıştır. yine hatırlayın; servet' in anlamsız ileri çıkışları - özellikle top ayağındayken - bir dönem ( ben bu konuda net olarak skibbe dönemini hatırlıyorum. ) birçok taraftarın, spor yazarının eleştirisine maruz kalmıştır. ayrıca
frank rijkaard gibi sistemci bir teknik direktörün doldur boşalta karşı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. şimdi tarih ve maç olarak hatırlayamayacağım - hatırlayan olursa uyarsın lütfen - ama bir ya da birkaç maçta servet maçı lehimize çevirebilmek için maçın kalan dakikaların da bir forvet gibi ileri gitmiş ve kenardan gelen uyarı sonucu görev bölgesine dönmüştür.
körü körüne bu noktaya gelinmemiştir.
frank rijkaard' ın sistemi servet' e uymamaktadır ve servet de bunun bilincindedir.
frank rijkaard takıma servet' ten sonra ( burası önemli. çünkü servet' i rijkaard transfer etseydi, bugün biz bunları konuşmazdık. " rijkaard kullanamadı. " der olayı kapatırdık. ama bunun tersi olduğundan ve herhangi bir takıma yeni gelen teknik direktörün sistemime uymuyor deyip bazı futbolcuları istememesi bu yazıyı yazmamım sebebidir. bu istememe o oyuncu kullanılmayacak anlamına gelmez. çünkü kulübün istenilen düzeydeki futbolcuya parası yetmeyebilir. bu durumda eldeki en iyisi kullanılır. ) ve bir sistem oturtmak için geldiği için servet' in bu yeni sisteme uyma zorunluluğu vardır. çünkü
frank rijkaard bu takıma direk olarak 4-3-3 oynatsın diye getirilmiştir.
sonuçta servet akılsız bir insan değildir. o da bu olanların farkında olduğundan başlarda avrupa' ya gitmeyi düşünürek sesini çıkarmamıştır. baktı ki gidemiyor, işte o zaman sorunlar iyice dışa vuruluyor.
frank rijkaard da servet' i oynatmasına oynatıyor ama bir yandan da servet kendisinin isteklerini yapmadığından ve zaten sistemine uymadığı için soğuk baktığından
frank rijkaard açısından da rahatsızlık oluyor. bu durum servet' in dışa vurumuyla paralel olarak onda da dışa yansıyor. ve biz bugünlere geliyoruz...
gelelim sadede;
abdul kader keita ve
fernando meira' nın satılmasında tüccar zihniyetli olduğunu gösteren
adnan polat başkanlığındaki
galatasaray yönetimi tüccarlığını servet konusunda göstermeyerek ve teknik direktör - futbolcu arasındaki krizi öngöremeyip, kriz ortaya çıktıktan sonra da iyi yönetemeyerek ve en başta yapılması gerekeni yani; servet' in yerine
frank rijkaard' ın istediği tarzda bir stoper alamayarak bu yaşananlara sebep olmuştur. çünkü yönetici böyle durumlar için vardır...