kendimi bildiğim ve galatasaray'ı takip etmeye başladığım andan bu yana, forma giymiş olduğu dönemde galatasaray futbol takımında yer almasından utanç duyduğum yegane topçudur.
bazı ayrıntılara dikkat çekmek isterim. emre belözoğlu da malesef galatasaray forması giymiştir ama kendisine olan nefretimiz bizden sonra giymiş olduğu sarı lacivert çubuklu formaya ilişkindir. fatih akyel de sevmediğimiz bir topçudur ancak, ona ilişkin nefret de galatasaray sonrası döneme ilişkindir. keza semih yuvakuran, ha keza tanju çolak da yine bu kategoridedir.
bu nedenle servet çetin'in terbiyesizliği bir büyük terbiyesizlik olarak tarihteki yerini alacaktır (bkz:
bu sene bizim de rijkaard'ın da son şansı) ve bu sözleri; galatasaray formasını giydiği sırada, milli takım kampındayken, o dönemki galatasaray futbol takımı teknik direktörü
* hakkında söylemiştir. isimlere takılmayalım, galatasaray teknik direktörü sıfatı yeterlidir terbiyesizliğin oluşması için. cümledeki anlatım bozukluğuna ise hiç girmeyeceğim
*, keza kendisi anlatım bozukluğunun eş anlamlısıdır.
bir diğer benzer örnek ise roman kosecki'dir (bkz:
kosecki'nin galatasaray formasını yere atması), çünkü o da terbiyesizliğini galatasaray forması giyerken yapmıştır.