gitmemesi gereken ve 15 dakika oynadığı oyunla bile bu kadar nefreti hak ettiğine inanmadığım futbolcu. sürekli kızdığımız oyun stiline ihtiyacımız var. 90 dakika bambambam oynayacak yeryüzünde takım yok beyler. kafamızı çalıştıralım.
19 ağustos 2017 osmanlıspor galatasaray maçında olduğu gibi tempoyu düşürmemiz, orta saha sayısını arttırmamız, yana ve geriye oynamamız gerekecek, bu çok bariz. eee kimle oynayacaksın bunu? yabancı bir yedek alamazsın, türk oyuncu da yok zaten. koray diyen var ya :( tam bilek kesmelik laf ha. neyse. e selçuk var. kontratı da var, bu oyunu ondan daha iyi oynayacak türk futbolcu da yok. gayet de takımda kalmalı ve bu oyunuyla sonradan girip bizi rahatlatmalı. bugünkü maçta gördük, girdikten sonra gelen osmanlı atakları kesildi, tempo yavaşladı ve ilerde daha tehlikeli ataklar yapabildik ikinci yarı itibariyle.
osmanlı maçı özelinde de yedekten gelmeyi pek sorun edecek gibi görünmüyor. zaten taraftarın ona tepkisi ortada, selçuk'un da öyle kötü bir karakter olmadığı gün gibi açık ve bu yaştan sonraki temposu ve performasını da bizim kadar kendi de biliyordur. dolayısıyla yedek bir selçuk hem bizim için hem kendi için oldukça karlı bir iş. bazıları kızıyor "temposu düşük" diye. abi selçuk'un temposu ne zaman yüksekti? hiçbir zaman.
genel nefrete gelirsek. ben bu denli nefreti hak ettiğini düşünmüyorum. eski entrylerime bakılabilir kendisini yerden yere vurdum, türk futbolcular hakkındaki görüşüm de belli. fakat selçuk şu raddede bizim işimize yarayabilir. haa bu kadar kontrat falan filan zaten onun suçu değil. size patronunuz gelip senin maaşına 10 bin zam yaptım dese yaaa ben bunu hak etmiyorum mu diyeceksiniz. hayır. sorun o zamanki patronda. selçuk da galatasaray onlarca kupa kazandı ve hemen hemen tamamını da kaptan olarak kaldırdı. sevgiyi hak etmese bile saygıyı hak ediyor be abicim. yapmayın etmeyin yani. ayrılacaksak da adam akıllı ayrılalım fakat bu sezon değil.