6 nisan 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'nda taraftar anlık bir tepki gösterdiği için takım arkadaşlarını terketmiş ve bunu yaptığı yetmezmiş gibi üstündeki formayı çıkarıp yardımcı antrenöre vermiş bir karakter yoksunudur.
didier drogba bile malum maçta sakat olmasına rağmen çıkıp oynamışken, kendisi fit haldeyken mahallenin nazlı çocuğu edasıyla 'küstüm oynamıyorum' diyerek arkadaşlarını yalnız bırakmıştır. bunun için ne camiadan ne de takım arkadaşlarından özür dilememiş, galatasaray yönetimleri de nedendir bilinmez bunun hesabını sormamış, üstüne ödül verir gibi 5 yıllık yeni mukavele yapmıştır.
öte yandan selçuk'un röportajlarını dikkatle izlerseniz, kendisini galatasaray'dan üstün görme gibi bir kibir göreceksiniz. sürekli "ben galatasaray'a en kötü döneminde geldim" der mesela. "ben geldiğimde ne haldeydiniz, geldim 2 sene üst üste şampiyon olduk" diye düşünüyor muhtemelen. "ben olmasaydım sıçmıştınız" demeye getiriyor. bir diğer kullandığı söylemi de "bana 2-3 katı teklif ettiler, ama ben galatasaray'ı tercih ettim". o zaman sana demezler mi "gelme arkadaşım, nereye istiyorsan oraya git". sen olmasan galatasaray biterdi mi sanıyorsun? iki sene üst üste şampiyon olmasak bu kadar taraftar kalkıp beşiktaş ve fenerbahçe'yi mi tutacak zannediyorsun? ya da yeni stadyumumuz mı yıkılacaktı? veya galatasaray, çemişkezekspor seviyesine mi düşecekti? ne olacaktı yani arkadaş kalkıp bir anlat. kaldı ki basit bir hesapla yalan söylediğini anlayabilirsiniz. şöyle ki, ilk geldiği sene selçuk galatasaray'dan 2,5m euro alıyordu ve üstüne bir de imza parası almıştı. yani sylediğine göre kendisini isteyen diğer kulüpler sırasıyla 5m ve 7,5m euro vermişler bu arkadaşımıza! ulan bugün
yaya toure bile vergileri düştükten sonra o kadar para kazanmıyor. sen kimsin de sana bu paraları verecekler?
açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü. dua etsin bu taraftar her şeye rağmen kendisine saygı duyuyor. yoksa çoktan bavulunu toplayıp katar'ın yolunu tutmuştu.