en sevdiğim yemek,
peynirli börek
şu anda en çok tuttuğum oyunculardan bir tanesi selçuk. kendisi adeta bir tadına doyum olmayan, dilim dilim götürülen peynirli börek kıvamına geldi benim için. valla allah aramızı bozmasın, kendisinden soğumamı gerektirecek bir hareketi olmasın, hep övelim burada selçuk'u. öldürücü pasları da böreği dilimleyen bıçak gibi. bağlantı açık burada.
bu vesileyle size bir ramazan sofrası hazırlayım madem. şimdi aklıma geldi.
hurma: seveni vardır, sevmeyeni vardır. pratiktir, göze çok batmasa da iftar sofralarının olmazsa olmazıdır. "ne gerek var lan hurmaya" diyenler bile iftarı hurmayla açar. sağlığa faydalıdır, hazma yardımı vardır. bu kadar nitelikli bir şey
sabri sarıoğlu'ndan başkasına benzetilemez.
çorba: rüyasıyla iftarı beklersin, içmeden doymayacağını düşünürsün. ramazan'ın ilk günlerinde sofranın baştacıdır, sonradan evde misafir yokken yapılan acele iftar sofralarında ortalarda görünmez olur. yokluğunda çok ararsın, ama bir şekilde karnın doyar. tabii ki
milan baros.
yaprak sarması: kaptanlık kontenjanından
arda turan. kaptan dediğin
hz. mevlana'nın mum örneği gibi olacak, takımı içine alıp saracak. yaprak sarması içine neleri almadı ki?
et yemeği: sofranın ağır topu. başımın üstünde yeri var.
felipe melo. kolesterol molesterol dinlemez, yedirir adama kendini.
tavuk: et yemeği varken bunun ne işi var lan? yine de bir köşede dursun, arada 1-2 çatal alan olur. kanatları da fena olmuyor bazen.
ayhan akman'dan başkası değil.
kol böreği: fiyat/performans oranı;
bogdan stancu. anlayan anladı. dursun yine de bir kenarda.
yoğurt: hazmettirir, iyidir. üstünde meraklısı için kaymak da olacak.
johan elmander. buz gibi gol lan işte liverpool'a attığı. serin serin iftarda iyi gider. üstüne doğrayacak hıyarı siz bulunuz da cacık olsun.
tatlı: yemeğin üstüne birazcık yersen iyidir, fazlasını yersen sahura kadar karabasanlarla uğraşırsın. sofraların bir kısmında tiramisu, puding gibi "kefere" usulü tatlılar, bir kısmında baklava, kerhane tatlısı, tulumba gibi yerel tatlar. isminden bile tarife uyuyor:
colin kazım-richards. ne güzel laf söyledik, bu da mı ofsayt? ofsayt butonu sağ altta:((((
bu kadar menüde tabii bir de
pastırma gerekir. kendine güvenirsin, "ne olacak lan?" dersin, dayanamayıp yersin. sonra kokusu 4 gün çıkmaz. hele sıcakta yanına yaklaşılmaz. kim olacak;
servet çetin.
en salak entry'miz böyle olsun.
not: bir süreliğine buralardan uzuyorum. ne zaman dönerim belli olmaz. kafamı bozan çok şey oluyor burada. en başta; gıybetin bini bir para. şayet
ilovedonut "ramazan davulcusu olarak konya sokaklarında işe başlamış" derse dönüş sürem bir süre daha uzayabilir. haydi hepiniz sağlıcakla kalın. hayırlı ramazanlar, hayırlı bayramlar şimdiden.