resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 3855
    kendisinin sezon başından beri "hücum" anlamında yokları oynadığını hepimiz biliyoruz, eyvallah.
    yalnız kendisine (bkz: #1395351) böyle bir eleştiri yapmak ayıptır.
    abdullah avcı zamanı selçuk inan bırakın galatasaray'ı türkiye'nin en formda futbolcusuydu.
    attığı paslar, kullandığı frikikler vs.
    neymiş emre ondan daha iyimiş. neresi iyi güzel kardeşim?
    emre takımına kaç maç kazandırmış? emre oynadığı takıma gittikten sonra kaç şampiyonluk görmüş?
    selçuk kaç maç kazandırmış? selçuk toplam kaç maç oynamış?* selçuk galatasaray'a geldiğinden beri kaç şampiyonluk görmüş?
    zaten bunların cevaplarını verdiğimiz zaman sonuç ortaya çıkıyor.
    neymiş? mehmet topal daha iyi kesiciymiş. biz abdullah avcı'yı zamanında savunmaya yönelik ve kontra atak arayan bir takım yapmaya çalıştığı için eleştirmedik mi kardeşim?
    gol atınca sevinmemiş miş. neden sevinsin? en formda olduğu zamanlar sadece son 20 dakikayı oynadığı için olabilir mi?
    "selçuk inan sağ ayaklığı olduğu için emre oynadı çünkü o solak."
    böyle bir açıklama yapmıştı abdullah avcı. bu biraz da zamanında ersun yanal'ın "hakan şükür sistemime uymuyor" dedikten sonra takıma ersen martin'i çağırmasına benziyor.
    neyse daha fazla uzatmaya gerek yok. selçuk inan'ı hepimiz sezon başından beri eleştiriyoruz fakat kendisini karakteri ile eleştirmek ayıptır.
  • 3857
    olası bir sezon sonu hüsranında yenecek ilk yerli oyuncu. o belli oldu artık.

    sneijder'i çekemiyor falan diyip postalarlar selçuk'u da. iki adam anlaşamıyorsa burada suçun iki tarafta da olduğu kabullenilmez. taraflardan biri sneijder ise haşa onda hata bulunmaz, bulunamaz. bütün günah yerel olanda yani selçuk'tadır. o yüzden o gitsin.

    ben bunları kötü senaryo için yazıyorum. bugün hani burada kendisine arka çıkanlar var ya hepsi allah korusun kötü bir durumda bu noktaya gelecek kimse merak etmesin.

    terim'e yapılanlardan sonra selçuk çerez bile kalır be babacım.
  • 3858
    taraftarimizin resmen harcamaya calistigi oyuncu. galatasaray kadar kaos yaratmaya seven bi camia daha yoktur. hayir her şey guzel gidiyor diyoruz hop oradan selcuk'a sövmeler basliyor. yapmayin etmeyin. el alem orta sahasinda oynayan y..rak kafali baroni ile şaşı selçuk sahine sesini cikartmiyor. yani insaf arkadaşlar. elimizdekinin kiymetini bilelim. ne cabuk unuttuk bam üçlüsünü?
  • 3863
    roberto mancini tarafından yurtdışında olsa, takımında görmek isteyeceği türk oyuncular arasında semih ve burak'la beraber en başta sayılmış, türk futbolunun kaderini değiştiren, galatasaray takımının kaptanıdır.

    bir deli bir kuyuya taş attı, yüz akıllı onu çıkartmaya çalışıyoruz.

    he kardeş he, kimse futbol bilmiyor, mancini falan da futboldan anlamıyor, bir sen anlıyorsun, selçuk çok kötü futbolcu he.
  • 3864
    bu seneki genel formunu beğenmediğim aslanımız. bazı maçlarda çok iyi oynadığını kabul ediyorum. ancak genele bakılınca bence yetersiz. ha siz selçuk inan'dan bu kadar şey bekliyorsanız o sizin ayıbınız. ben selçuk inan'dan takımın en iyisi olmasını bekliyorum. bir örnek verecek olursak geçen senelerde ''melo mu selçuk mu'' sorusuna cevap veremezdim. şimdi melo diyebiliyorum.
  • 3866
    3 senedir bu takımın taraftarına üst düzey futbolu izlemeyi alıştırarak büyük beklentilere girilmesini sağlayan oyuncudur.
    yok arkadaş iyi olmak suç bu ülkede. başarı elde etmek suç. sen ne yaparsan yap hep daha fazlası istenecek hem de hemen olsun denecek. kendi kendini bu yaşından sonra daha da geliştiremediği için eleştirilir mi bi insan? bu gözler bam 3'lüsünü gördü 2,5 yıl önce. o zamanlar düzenli çeyrek finali hayal bile edemezdik. daha ne yapsın bu takım, ne yapsın bu adam?!
  • 3869
    son zamanlarda eleştiri oklarını üzerine çeken futbolcu. sebebi bence sahip olduklarımızın kıymetini bilmememiz. biz gerçekten bam üçlüsünü hak ediyoruz. yoksa bunun başka açıklaması yok. neymiş efendim bu sene performansı kötüymüş. arkadaş adam geldi orta sahayı topladı, gol pozisyonlarına girdi. takımı şampiyonluğu taşıyan en önemli adamlarından biri oldu. şimdilerde kötü görünmesinin tek sebebi hocaların onu farklı pozisyonlarda oynatması. alışık olduğu yerler olmadığı için bocalıyor olabilir bu da gözümüze batıyor. yoksa selçuk yine aynı bildiğimiz selçuk. az bir rahat bırakın, az bir çekin ya şu baskıyı. bakın o zaman güzel günler nasılda gelecek...
    edit: belki biraz uzun oldu ama çok sıkıldım yazılan eleştirilerden. sürç-i lisan ettiysek affola.
  • 3871
    bazı nankör taraftarları ortaya çıkartan kaptanımız. adam kendi söyledi zaten, "artık görevim daha farklı, ilk sezon ki gibi gol ve asist ortalamasını yakalamam zor" tarzı bir açıklama yaptı. artık bu görev, önünde oynayan sneijder'e ait. frikikleri, duran topları bile elinden aldılar, nasıl asist yapıp gol atsın. artık daha defansif.

    "transferiyle türk futbol tarihinin kaderini değiştiren adam" demişti mehmet demirkol. çok da doğru söylemiş. ilkay gündoğan'ı saymazsak, kendisinden daha iyi bir türk orta saha oyuncusu yoktur an itibariyle. belki nuri zorlar biraz.

    ilk onbir listesine ismi ilk yazılması gereken adamdır. yerli olmasından bahsetmiyorum bile.
  • 3872
    şu an galatasaray'da oynayabilecek en iyi türk orta sahadır. kıyaslandığı emre'nin karakteri biraz düzgün olsa ve müzmin sakatlığı genç yaşında başlamasaydı emre * dünyanın sayılı futbolcularından olurdu. hunharca eleştirmek nankörlük. tamam eleştir herkes eleştirilebilir. selçuk yeteneksiz bir futbolcu değil ki. biz ne yeteneksizler gördük. belirli özelliklerinde sıkıntı olan ve bu sıkıntılarını formasını daha çok terleterek bertaraf etmeye çalışan bir futbolcudur. daha iyisi gelene kadar en iyisi bu. daha önce de dediğim gibi ülkenin futbolla arası başka ülkelerinkinden çok farklı. biz selçuk'un sıkıntılarının farkındayız ama formasını öyle güzel terletsin, böyle güzel galatasarylı olmaya devam etsin, böyle düzgün bir adam olmaya devam etsin daha çok severiz.

    edit: ayrıca şunu da eklemek lazım ; ilk geldiği sezon şiir gibi top oynuyordu. şu an ki sıkıntılarından eser yoktu. takım da formdan düşünce selçuk da formdan düşünce göze çarptı. yemeyin adamın hakkını. çok mutlu etti bizi düzelir.
  • 3873
    galatasaray sözlükte eleştirilmesi günah sayılan futbolcumuz. sebep olarak da kazandırdığı 2011-12 şampiyonluğu gösteriliyor. şimdi ben burada selçuk'u eleştirirsem, fırsattan yararlandı denilecek ama ben çaylakken de bir selçuk inan eleştirisi yapmıştım.

    şimdi gelelim patos64 meselesine. selçuk ne onun abarttığı kadar kötü futbolcu, ne de diğer romantik yazarların abarttığı kadar mükkemmel bir futbolcu. selçuk 2011-12 sezonunda gol ve asistleriyle müthiş bir sezon geçirdi. gerçekten çok iyi bir performanstı. ama galatasaray o zamanlar sadece süper lig'de mücadele eden bir takımdı. ve o zamanın şartlarıyla, şimdiki koşullar aynı değil. eğer bir futbolcu sadece bir sezon oynadığı için vazgeçilmez oluyorsa, burada aşırı derecede tanrılaştırma ve tabulaştırma vardır.

    patos64 sözlükteki bir tabuyu yıkmaya çalışmış. fazlasıyla sert ve yanlış üslup takınmış. selçuk'un karakterine de laf söylemiş, ki bu kabullenemez. fakat bu sözlükte terimden tutun başkana kadar nice hakaretler edenler oldu. iş selçuk'a gelince, bazıları akılalmaz bir kontra girişiminde bulunuyor.

    şimdi gelelim selçuk'un bu seneki performansına. bence vasatı aşamıyor. zaten 2011-12 sezonunda da, ondan önce de eksikleri göze çarpıyordu. selçuk oyunu hızlandırmada sorun yaşayabilen bir futbolcu. özellikle bu sene daha çok geri pas ve yan pas yapmaya başladı. dikine hızlandıramıyor oyunu. bu sene sorumluluktan kaçar gibiydi çoğu maçta. bir kere çabuk değil ve süper lig'de bu yavaşlıkla idare edebilir, veya iyi de görünebilir. ama baskı yediği anda ilk tercihi geri pas oluyor. orta saha oyuncusu daha fazla sorumluluk almalı. patos64'ün demek istediği de bu aslında ama yanlış bir üslup kullanıyor. bu eleştiriler gayet makul, sıradan bir futbol izleyicisi bunu eleştirebilir.

    sonuçta girin bakın dünya futbol efsanesi drogba'nın başlığına. neler yazılıyor, çiziliyor. öyle bir futbolcuya bile gitsin diyenler var. ama romantik taraftarın bir yerli futbolcudan kahraman yaratma sevdasının sonuçlarını görüyoruz selçuk inan başlığında. kötü oynasa dahi yüceltiliyor. eleştiri bu yönde olmalı.

    tabii ki selçuk oynamalı. ama bu eleştirelere de kulak vermeli. nitekim yabancı sınırlamasından dolayı zaten oynayacak. ama ben mancini'nin umut gündoğan transferinde selçuk'a alternatif yaratma çabası görüyorum. zaten emre'yi selçuk'un oynadığı mevkiye çekti. burada amaç, daha çabuk ofansa gitmek. selçuk son iki maçta biraz daha önde görev aldı. bu sefer de fark yaratamadı. kimse selçuk'tan gol ve asistler beklemiyor ki. sırf frikiklerden ve penaltılardan bu istatistiği göze çarptı zaten 2011-12 sezonunda. ama bir orta saha oyunu hızlandırabilmeli. gerektiğinde dripling atabilmeli, ve dikine oynamaya çalışmalı.

    sonuçta hiçbir futbolcu eleştirilmez değildir. ayhan akman da şampiyonluklar kazandırdı bize. o da kaptanlık yaptı. onu eleştirmedik mi? hem de abartaraktan. buradan çıkarmak istediğim sonuç selçuk'un ayhan seviyesinde olması değil tabii ki. kazanılan bir şampiyonluk tek bir futbolcuya mal edilemez. yani her futbolcu formsuz olduğunda eleştirilebilir. sneijder'i batalla'yla kıyaslayanlar bile oldu bu sözlükte. bu tahammülsüzlük neden onu anlayamıyorum.

    herkes herkesin fikrine ve görüşüne saygı duyarsa, hiçbir problem kalmaz.
  • 3874
    kendisi eleştirilebilir bir futbolcudur, zaten kötü oynadığı zamanlarda da eleştirilmiştir. ancak kendisini eleştirirken eleştirilerini kendisinin eleştirilemez oluşuyla temellendirmek art niyetli ve tutarsız bir harekettir. kendisinin futbolunu eleştirebilirsiniz, yaşamını eleştirebilirsiniz, hatta kişiliğini bile eleştirebilirsiniz ama o eleştirileri temellendirirken kendisini beğenen taraftarın beğeniyor oluşlarına, kendisini eleştirmeyen insanların eleştirmiyor oluşlarına dayanak alırsanız kendinize yaptığınız eleştirinin elle tutulur bir yanı kalmaz.

    eleştirildiği yanlarına gelecek olursak, selçuk çalım da atabilen dikine de oynayabilen bir oyuncudur. bunları yapmıyor oluşu ile yapamıyor oluşunu karıştırmamak gerekir.
    öncelikle yapamıyor diyorsanız kendisinde bu yetenek yoktur diyorsunuz demektir ki o zaman yaptığınız eleştirileri oluştururken geçmiş olduğunuz gözlem evresini bi gözden geçirin derim.

    he yok yapmıyor oluşunu eleştiriyorsak da kendisinden ziyade kendisine o görevi vermeyen teknik direktörleri eleştirmeniz gerekir. selçuk'a verilen görev topu ileri taşıması değil aktarması olduğu kanaatindeyim. bunu iki yoldan yapabilir bir çalım atarak dripling ile topu ileri taşıyabilir, iki dikine pas atarak topu ilerideki oyuncuyla buluşturabilir. selçuk'un dikine pas yeteneği muazzama yakın olduğunda hemfikiriz herhalde, ancak bunu kullanmasını sağlayacak diğer bazı özellikleri eş seviyede olmadığı konusunda da fikir birliğine varacağımızı umuyorum. pas yeteneğini muazzam seviyede kullanamamasına sebep olan bu yetenekler ne peki? hızlı oynama, düşüncesini hızlı şekilde uygulayabilme, hızlı düşünebilme, oyun görüşü, çeviklik vs diye gider bu liste. peki selçuk bu yeteneklerden mahrum bir oyuncu mu yoksa sadece pas yeteneği kadar üst seviyede mi değil bunu irdelememiz gerekiyor.

    selçuk'un hızlı oynamamasının sebeplerinden birisi de takımın durağan oluşu. pas sadece tek tarafın yapabileceği bir şey değil, karşıdaki topu kontrol edemezse pası ne kadar muazzam atarsan at o top amacına ulaşmayacaktır. 2011-2012 sezonunda ki takımımızda oyuncular sürekli boş alanlara koşular yaparak pas opsiyonlarını arttırdığı için selçuk çok fazla pas seçeneğine sahip oluyordu ve daha garanti paslar atıyordu. dolayısıyla daha dikine oynayabiliyordu. burada elmanderin ve necatinin hatta baros'un takım oyunununa o sezon ki katkıları çok önemli. ertesi sezon takımın forvet hattında bir değişiklik oldu ve umut burak daha sonra eklenecek drogba ile neredeyse başka bir forvet hattı ile sezonu bitirdik.* bu yeni forvet hattını tek tek değerlerndirecek olursak;
    burak: ilerde sürekli boş alanlara koşan ama bu koşuları sadece gol pozisyonlarında yapan, pas istasyonu oluşturma amacı gütmeyen bir oyuncu tipi, güttüğü zamanlarda da top kontrolü ve tekniği buna ek müsaade etmiyor.
    umut: burak hücum anlamında burak ile çok benzer özelliklere sahip, sadece bu depar yeteneğini ofanstan ziyedda ileride defansı başlatmak için kullanan ama boş alana kaçsa bile top kontrolünün zayıflığı sebebiyle pas istasyonu olamayan bir oyuncu.
    drogba: tam bir istasyon aslında ama o da koşu yapıp markajdan çıkamıyor artık**, fizik güç olarak zayıflamasına rağmen biz onu rakip ceza sahasına oyunu yığdığımız zamanlarda değil de tüm maç boyu kullanmayı denediğimizde adam ileri geri gidip gelmekten heder oluyor.(u: güçlü olmasına hala güçlü bir isim lakin kondisyonu bu gücü kullanmasına izin vermiyor şu an)

    dolayısıyla orvet hattında selçuk için pas yapabileceği tek isim drogba var, o da maç içerisinde sağa sola koşmaktan markajan çıkıp pas almaya derman bulamıyor. oysa elmander ve necati sğrekli markajdan kaçarak pas alış verişinde bulunuyordu. baros daha bir burak tipinde oynadığından necati transferiyle birlikte takım şaha kalkmıştı.*

    e orta sahaya bakarsak sneijder var, selçuk gibi pası atan bir oyuncu o da aynı dertten muzdarip zaten ve fizik olarak daha bu hazırlık kampiından sonra toparlandı diyebiliriz* dolayısıyla markajdan kaçıp pas alma işlemini bir kere yapıyor iki kere yapıyor ancak üçüncüye onda da kondisyon kalmıyor*

    takımda zaten selçuk'un pas oyunu yapabileceği bir kanat da yok. bi bruma vardı pırpır sürekli kaçıyordu markajdan pas istiyordu oynadığı maçlarda da çok güzel paslaşmalar oluyordu oynadığı kanatta zaten, o da sakatlandı* başka aydın m pas yapacak? emre mi kanada geçip pas yapacak? dün emrenin sneijder ile yaptığı ikili hücumda son pası nasıl harcadığı bunun cevabı bence. amrabat zaten sağına soluna bakarak daha yeni yeni oynamaya başladı, kafayı önüne eğip koşuyordu adam.

    şimdi takımdaki pas opsiyonları bu kadar kısıtlandıktan sonra hep beraber selçuk inanda bir form düşüklüğü mü var acaba sanrısına kapıldık, oysa adamın oyunu açmak için, oyunu oynamak için pas atabileceği isim sayısı çok azdı. ya direkt pas atıp asist yapacak ya da 5 kişiyi çalımlayıp gol deneyecek bir pozisyona bürünmüştü sezon başı iyice.

    selçuk çalım atamayan bir oyuncu değil, sadece çalımdan daha iyi pas atan bir oyuncu, teknik direktörler de bunu bildikleri ve mükemmeli ya da mükemmele en yakın oyunu istedikleri için ondan pas atması konusunda ısrar ettiler. ayrıca çalım atabiliyor dediysek de adam bir kişiyi geçti iki kişiyi geçti sonra etrafına baktığında elbet pas atması gerekecek ama etrafındaki herkes markaj altındayken üçüncü kişiye çalım atması gerekiyor ve bu böyle gidiyor. e yapmayın ağalar türiye'de hangi isim sahanın bir ucundan öbür ucuna çalım ata ata gider? selçuktan bunu istemek insafsızlıktır. bırakın tükiye'yi bunu dünyada yapacak çok isim yok. zaten türkiyede ikinci çalımdan sonra tekmeyi yersin, ya da tekmeden kaçacam diye geri dönersin, adın emre çolak gibi beyblade'e çıkar.

    mancini'nin yeni oyun anlayışında direkt bir 3-5-2 diyemiyoruz ama spikerlerin dediği gibi 3-4-1-2 de diyemiyoruz bence. daha ziyade oynanan oyun 3-3-2-2 gibi.

    yani:
    ---------------------------- muslera

    ---------------semih--------- melo---------hakan(chedjou)

    ----eboue---------------------emre----------------------------riera

    -------------selçuk----------------------sneijder

    -------------burak-----------------------drogba(umut)
    gibi bir diziliş ile oynuyoruz.

    yani sneijder'in solda yaptığı işin bir benzerini sağ tarafta selçuk yapmaya çalışıyor. dolayısıyla daha ofansif bir görünüme bürünmeye başadı şu devre arası maçlarıyla

    ben ikinci yarıda burak'ın pas ve top kontrolündeki düzelmeyi, takım kondisyonundaki artışı ve hajrovic gibi pas atabilen, pas alabilen bir kanat oyuncusunun takıma dahil olmasıyla selçuk'un 2011-2012 sezonundaki oyununa biraz daha yaklaşacağını düşünüyorum.

    edit: selçuk kötü oynamıyor demiyorum mutlaka kendi oyunundan kaynaklanan sebeplerle kötü oynadığı maçlar da olacaktır. ben sadece form düşüklüğü yoktu diyorum kötü oyunun sebebi kendisinden ziyade takım oyunu olmaması veya takımdaki oyunun 2011-2012 sezonundaki gibi selçuk'un özelliklerini ortaya çıkaran bir oyun olmadığından dem vurmaya çalıştım. yani genel olarak selçuk 2012-2013 sezonunda çok formsuzdu yaee diyemeyiz dedim ama mutlaka formsuz olduğu kısa dönemler geçirmiştir, insan bu da makine değil ya.
App Store'dan indirin Google Play'den alın