• 26
    üst not: "oyuncu al" derken bahsettiklerim 18-25 yaş arası maaşı düşük scout transferleri.
    üst not 2: sayılara tamamen takılmayın.

    başlangıç: 1 oyuncu (mesela luyindama)

    1. sene: christian luyindama'yı 15 milyon euro'ya sat (atıyorum), 3 oyuncuyu 5'er milyon euro'ya al.
    1. sene sonunda: 3 oyuncu, kümülatif 0 milyon euro kar.

    2. sene: 5'e aldığın 3 oyuncunun 2'sini geliştirip 15'er milyon euro'ya sat, 7'şer milyon euro'ya 4 oyuncu al.
    2. sene sonunda: 5 oyuncu, kümülatif 2 milyon euro kar.

    3. sene: 7'ye aldığın 4 oyuncunun 2'sini geliştirip 22'şer milyon euro'ya sat, 10'ar milyon euro'ya 4 oyuncu al.
    3. sene sonunda: 7 oyuncu, kümülatif 6 milyon euro kar.

    4. sene: 10'a aldığın 4 oyuncunun 2'sini 30'ar milyon euro'ya sat, 15'ar milyon euro'ya 3 oyuncu al.
    4. sene sonunda: 8 oyuncu, kümülatif 21 milyon euro kar.

    al/sat oranları yaklaşık 1/3 hepsinde. yani oyuncuyu geliştirip değerini 3 katına çıkarmalıyız marcao teixeira gibi (gerçi marcao'nun değeri en az 4 katına çıktı ama anladınız siz *).

    bir sürü değişken var tabii. yaptığın yatırımın kötü çıkması gibi mesela. 1-2 milyon euro'ya, ya da bedavaya elmas bulmak gibi. ya da öyle manyak bir topçu buluruz ki 15'i gözü kapalı veririz mesela (tabii ilk senelerde değil). bu sistemi %100 verimle işletmek zaten imkansıza yakın. zaten hedefimiz %100 değil. ama yüzde verimimiz ne kadar yüksek olursa o kadar iyi olur, uzun erimli hedeflerimize o kadar kısa sürede erişiriz.

    şunu da söylemek lazım, bonserviste sürekli ucuza kaçmak hiç iyi bir şey değil. 15'e satış yapıyorsan 5'i korkmadan vereceksin. öbür türlü kesinlikle büyüyemeyiz diye düşünüyorum (bu konuda sevgili kupa beyi ile tartışıp duruyoruz*).

    çünkü oyuncu ucuzlaştıkça kalite illa ki ciddi ölçüde düşecektir. 1 milyon euro'ya aldığın bir oyuncu 5 milyon euro'ya aldığın oyuncudan çok daha iyi çıkabilir ama istatistik bilimi gereği 1 milyon euro'ya aldığın 4 oyuncu 5 milyon euro'ya aldığın 4 oyuncudan toplam kalite olarak çok daha düşük olacaktır. bu kalite düşüklüğü hem şampiyonluk sayılarına (ve dolayısıyla şampiyonlar ligi gelirlerine), hem de avrupa performansımıza (dolayısıyla oyuncu pazarlamamıza) olumsuz olarak ciddi ölçüde yansıyacaktır.

    zaten yerli piyasasındaki free agent transferlerimizle kendimize bonservis bedeli verme konusunda yeterince hareket alanı sağlıyoruz. mesela kerem aktürkoğlu-oğulcan çağlayan-taylan antalyalı-emre kılınç 4'lüsünü bedavaya aldık ki 3'ü şu an direkt ilk 11 oyuncumuz.

    galatasaray futbol takımı sağlıklı bir şekilde büyümek istiyorsa yolu budur diye düşünüyorum. kulübümüzü ancak ve ancak astronomik satışlar kurtarır. tek transferde 50-60 milyon euro, hatta daha fazla gelir elde etmemiz kesinlikle hayal değil. eintracht frankfurt 7 milyon euro'ya aldığı luka jovic'i tek sezonda 70 milyon euro'ya sattı. biz almanya ligi değiliz tabii şu an, ama uzun vadede biz de böyle satışları yapabiliriz. sonuçta oyuncunun kalitesi transfer bedeli konusunda oyuncunun oynadığı ligden ne olursa olsun daha büyük bir belirleyici.

    merdivenleri teker teker tırmanmalıyız. şu an elimizde 10 milyon euro edecek minimum 2, bence 3 oyuncu var (taylan antalyalı da dahil bence). bunlardan birini satıp (bence christian luyindama) bahsettiğim senaryoyu başlatmalıyız. belli bir sürenin sonunda takımdaki 10 küsür yabancının 2-3'ü hariç hepsi genç scout transferleri olmalı. sürekli bir akış olmalı. belli oyuncuları bayrak adam olarak tutmalı, değerini bulanların bir kısmını da kem küm etmeden satmalıyız.

    sonuç olarak 4 sene içinde hem maaşlar ciddi manada düşer, hem 1987-2002 arası avrupa performansımızı yakalar ve hatta geçeriz, hem de ekonomimizi kurtarırız. öykündüğümüz benfica, porto gibi takımların da üstüne çıkarız, çünkü onlar menajerler tarafından soyuluyor adeta. satış rekorlarına rağmen batıyorlar.

    scouting gerçekten çok güzel bir şey. şu ana kadar ekmeğini çok yiyemedik ama bundan sonra çokça yiyecekmişiz gibi bir his var içimde. bizi kurtaracak 2 şey var, biri scouting öbürü altyapı. bu 2 konuda yeterli gelişimi gösterirsek önümüzün açık, geleceğimizin parlak olacağını düşünüyorum.
  • 28
    günümüz futbolunda departmanlar kurularak yapılan oyuncu izleme ağındaki oyuncu izleyen kişi. belli bir ligin belli takımlarındaki potansiyelli oyuncuları izler. bu modern olarak yapılan scoutingdir.

    bi de bizim yaptığımız gibi scout'u maçı daha yakından takip etmesi için kulübeye koyan kulüpler vardır. bunlar maçı takip eder , hiçbir şey yapmaz gibi görünüp teknik direktör unvanı alırlar. bu da gizli scoutingdir. gizli oyunu okuyamayan cahiller kötü teknik direktör diyor bi de adama. büyük resmi göremiyorsunuz yazık.

    (bkz: domenec torrent)
App Store'dan indirin Google Play'den alın