13 ağustos 2016 beşiktaş galatasaray maçı için inanılmaz bir çaba ile maça 2 bilet aldım. sırf babamın bir kere olsun galatasarayı canlı gözle izlemesi içindi tüm çabam. çünkü babam artık yaşlı, şeker hastası ve eskisi gibi maçta izlemiyordu. neden maç izlemediğini, eskisi gibi heyecanlanmadığını sorduğumda ise sükunet içinde tebessüm ediyor cevaplamıyordu.
ama ben biliyorum cevabı; çünkü o göreceğini 2000 yılında gördü, o takımı izledi ve öyle bir takımın bir daha yaşam süresince göremeyeceğini bildiği için sanırım. biliyor ki o takımda hagi vardı, hakan vardı, tafarel vardı, popescu vardı.
..ve maç günü geldi çattı.
içim içime sığmıyordu. sırf maç için değil çünkü olabildiğince maçları tribünde takip ederim, heyecanım babam içindi. rahat etsin diye şeref tribünü yanı 2. kat b bloktan yer aldım.
hayatta şansım çok nadir iyi gider, genelde şanssız bir adamımdır. içeri girdik yerimize ilerlediğimizde birde ne göreyim! koltuk numaralarımız 22-23 ve arkadaşlar; 22-23 koltukların arasında kocaman bir beton kolon, üzerinde yayıncı kanalın kameramanı. yani 22. koltuk betonun sağında 23. koltuk betonun solunda. hiçbir şekilde yanındaki göremiyorsun. o kadar üzüldüm ki o an maçı falan hiç izleyemedim hep babam aklımdaydı. adamcağız hiç bozuntuya vermedi ama çok üzüldü. bununla ilgili tff ye çok şikayet yazdım ama 1 kere olsun dönüş yapmadılar. koca stadyumda tek sıkıntılı yer orasıymış ve 2 kişilik bilet aldığında adamlar bunu göz önünde bulundurmuyor. doğma büyüme konyalı olmama rağmen o gün bugündür bu stadyumdan ve tff den oldum olası nefret ederim. birde övünürler avrupada ilk 5 te bu yapı diye.
öyle bir anımdır bu. ilk defa takımımın maçını hele ki tribünden doğru dürüst takip edemedim. affet galatasarayım :)
tüpçüye rağmen koyduğumuz maç olmuştur (bkz:
koreografi yasak olmasına rağmen tinercilere koreografi açtırmak). benim şanssızlığıma, babamın nasibine kısmet olan.