76
tanım yapmak gerekirse galatasaray futbol takımının büyük bir mucize olmazsa 2020-2021 sezonunda kaçırdığı başarıdır.
şampiyonluk bazı sezonlarda çok ama çok ufak detayların belirlediği unvandır. bazı küçük görünen olaylar vardır bir takımın pozitif ya da negatif ayrışmasının önünü açar. bazı sezonlar vardır majör hataların ya da önemli doğruların bir takımı şampiyonluktan etmesi ya da o takımı şampiyon yapmasını sağlar. ne mi anlatmak istiyorum işte 2020-2021 sezonunda düştüğümüz durum bu bahsettiklerimin hepsinden birer izler taşıyor. biraz detaya girelim o halde kronolojik olarak:
galatasaray futbol takımı yaz transfer döneminde bir önceki sezon 6.bitirdiği kadrosundan birçok isim gönderilmesine rağmen gerekli takviyeleri alamamıştır. transfer döneminin bittiği 4-5 ekim günlerinde yazılan birkaç entrye göz atalım:
"bedava gelen 3-4 gereksiz + omar ve emre kılınçı saymazsak takımımızın malesef bitik oyuncularından kurtulamadığı ve gerekli takviyeleri yapamadığı transfer dönemidir." (bkz: #2991479)
"ilk günden beri düzgün bir transfer dönemi geçireceğimizi düşünmüyordum ama yukarıda allah var bu kadar da rezil, bu kadar yetersiz yönetileceğini hayal dahi etmemiştim." (bkz: #2989413)
uzun uzadıya yazmaya gerek yok. o günleri tekrar hatırlamak bir tık uzağınızda. *
galatasaray çoğu kişinin yetersiz gördüğü kadrosuna rağmen kış transfer dönemine kadar oynadığı ilk devrede 20 maçta 39 puan alarak şampiyonluk yarışından kopmamasına rağmen beşiktaş'ın 5 fenerbahçe'nin ise 3 puan arkasında kalmıştır. bu 20 maçlık periyotta gaziantep, başakşehir, sivasspor, rizespor, hatayspor, göztepe, trabzonspor, gençlerbirliği ve denizlispor maçlarında galatasaray futbol takımı şampiyonluk için gereken futbolun çok daha fazlasını göstermiştir. ayrıca farklı galibiyeti kaçırdığı kayserispor maçında bir puana razı olmuştur. başka bir deyişle aldığı 11 galibiyetin tamamına yakınını iyi futbolla kazanmıştır. puan kaybı yaşanılan alanya maçında başka takımlara uygulanmayan var protokolüne takılıp galibiyeti çalınmış, antalya ve beşiktaş maçlarında ise yine başka takımlara uygulanmakta bir hayli cimri davranılan kırmızı kartlar çok cömertçe gösterilerek puan kayıplarının zemini hazırlanmıştır.
gelelim ikinci yarıya. kaos içinde geçen ara transfer döneminin son günlerinde neredeyse 1 sezondur resmi maç yapmayan gedson fernandes ve henry onyekuru, gerekli patlamayı yapamamış 2020-2021 sezonunda golü olmayan halil dervişoğlu, her ne kadar potansiyelli olduğu görünse de mısır liginden kapalı kutu gelen mostafa mohamed ve omar'ın yaşadığı talihsizlik sonucu alelacele getirilen deandre yedlin ile kapatan galatasaray ikinci yarıdan fazlasıyla umutlu hale gelmişti. nitekim takım transferlerden katkı almaya başlamış çok baskın bir futbol oynamasa da skoru alıp maç kazanma alışkanlığını tekrardan kazanmıştı. büyük hakem skandallarının döndüğü kadıköy ve alanya deplasmanlarından alınan 6 puan ise galatasaray'ı şampiyonlukta favori takım haline getirmişti bile. ta ki ankaragücü deplasmanında galatasaray futbol takımının adeta önüne duvar örüldü. maç galatasaray kontrolünde giderken önce uydurma bir penaltı ile rakibin öne geçmesi sağlandı sonra ise bir hafta önce iki tane golle iyiden iyiye formuna kavuşan forvet mostafa mohamed'e sezonun en skandal kırmızı kartı gösterilerek oyuncunun bütün hızı kendisinden alındı. galatasaray'ın bu maçla birlikte 8 maçlık galibiyet serisi bozuldu ve takımın ritmi bir anda geriye gitti.
iç sahada oynanan sivas maçında zemini bozulan türk telekom arena'da galatasaray futbol oynamaya çabalasa da bireysel hatalardan yenen 2 golü çevirmek kolay olmadı. golcüsünden eksik kalan galatasaray 1 puana razı oldu. bu maç sonunda younes belhanda'nın röportajı ise sezonun kaderine etki eden birkaç dakikalardan bir tanesiydi. zemin yüzünden yönetimi hedef alan galatasaray forması altında en skorer sezonunu geçiren younes belhanda yönetim tarafından kulüpten kapı dışı edilerek kovuldu.
kayseri deplasmanında tekrar hayata dönüp 3 puanı 3 golle alan galatasaray'da işler yolunda gibi gözükse de çok fazla sayıda soru işareti vardı. ideal kadronun olamayışı, beklenmedik cezalar, covid vakaları derken üstüne belhanda'nın gönderilmesiyle orta saha rotasyonunun ciddi zayıflaması geminin su aldığını açıkça gösteriyordu.
bu ortamda çıkılan rizespor maçı ise sezonun adeta kırılma maçlarından bir tanesiydi. bireysel hataların saçma sapan seviyelere ulaştığı maçta kalemizde 4 gol görüp kötü bir mağlubiyet almakla kalmadık aynı zamanda fatih terim'e ceza vermek için dört gözle izleyen tff, gördüğü ilk fırsatta yine cezayı kesmekten kaçınmadı ve 2 maç hocamızdan da uzak kaldık.
gelelim sezonun büyük ölçüde kaybedildiğinin kesinleşmesine neden olan hatay, karagümrük ve trabzon maçlarına.
bu üç maçta da galatasaray yeterli oyunu sahaya yansıtamadı. bir hayli eksik çıkılan hatay deplasmanında puan kaybı sürpriz değildi. karagümrük maçında yine hakemler tarafından sindirilen galatasaray'ın tabutuna son çivi çakıldı. zaten iyi oynamayan galatasaray hakemler tarafından en ufak desteklenmeyip aksine ince kalın fark etmeden doğrandı. abdullah avcı ile birlikte takım savunması üst düzey olan trabzonspor ise galatasaray'ı kitlemeyi başardı ve arena'da yenilmedi tıpkı birçok deplasmanda yenilmediği gibi. ve galatasaray bu maçla birlikte hemen hemen lige havlu atmış oldu.
dilimin döndüğünce 2020-2021 sezonunu galatasaray ekseninde anlatmaya çalıştım. galatasaray futbol takımı şampiyonluğu puan farkı yiyerek kaybetmedi. galatasaray çok önemli doğrular yaparak ligin büyük bir bölümünde şampiyonluk yarışında kalmayı başardı. sezon başında herkesin yetersiz denilen kadroyla 20 hafta gayet de top oynadı. yeterince de puan aldı. devre arasında dar bütçe ile doğru transferlerle kadrosuna takviye yapsa da hakem yönetimleri, zeminin yetersizliği ile bunun sonunda çıkan belhanda krizi ve final haftalarına girilmişken şanssızlıklarla birlikte hocasının eski performansından uzak oluşu derken şampiyonluk kaybedildi.
burada başarısızlığı örtmeye çalışıp kişi ya da kişileri övmeye çalışmıyorum fakat burada bir haksızlık yapılıyor. majör hataları görmeyip minör hatalardan sorumlu tutulup bileti kesmeyi doğru bulmuyorum. fatih terim'in özellikle ligin ikinci yarısında kendi koyduğu çıtanın bir hayli altında kaldığı çok net. ama bu iş o noktaya nasıl geldi diye sorgulanmalardan uzak hafif hakaretlerle yapılan eleştirileri kabullenemiyorum.
ben 21-22 yaşında genç bir galatasaray taraftarıyım. ilk hatırladığım şampiyonluğum meşhur 2006 şampiyonluğu. kendimi bilmemin 6-7 yaşımı bulduğunu varsayarsak 15 yılda 7 şampiyonluk görmüşüm ki bu periyotta ezeli rakiplerimiz olan beşiktaş fenerbahçe'nin toplam şampiyonluğu ise 6.
şampiyonluk her sene çok önemli hele galatasaray gibi ülkenin lokomotif futbol kulübünün her sene son ana kadar şampiyonluğu kazanmak için çabalaması ve kazanması da elzemdir ama bazen şampiyonluktan çok daha önemli değerler vardır. o değerler bozuk para harcar misali harcanırsa asıl çöküş ve çürüme o zaman başlar. kişilerin kurumlardan büyük olmadığını 10 yaşında çocuk da gayet iyi biliyor ama o kurumları layık olduğu yere getiren, bir ömür boyu emek verip yücelten kişilere de saygı duymak ve ihtiyatlı davranmak da bir gereklilik bana göre.
eğer buraya kadar geldiyseniz değerli vaktinizi aldığım için kusura bakmayın fakat ufak bir iç dökmek istedim sadece. iyi okumalar...
şampiyonluk bazı sezonlarda çok ama çok ufak detayların belirlediği unvandır. bazı küçük görünen olaylar vardır bir takımın pozitif ya da negatif ayrışmasının önünü açar. bazı sezonlar vardır majör hataların ya da önemli doğruların bir takımı şampiyonluktan etmesi ya da o takımı şampiyon yapmasını sağlar. ne mi anlatmak istiyorum işte 2020-2021 sezonunda düştüğümüz durum bu bahsettiklerimin hepsinden birer izler taşıyor. biraz detaya girelim o halde kronolojik olarak:
galatasaray futbol takımı yaz transfer döneminde bir önceki sezon 6.bitirdiği kadrosundan birçok isim gönderilmesine rağmen gerekli takviyeleri alamamıştır. transfer döneminin bittiği 4-5 ekim günlerinde yazılan birkaç entrye göz atalım:
"bedava gelen 3-4 gereksiz + omar ve emre kılınçı saymazsak takımımızın malesef bitik oyuncularından kurtulamadığı ve gerekli takviyeleri yapamadığı transfer dönemidir." (bkz: #2991479)
"ilk günden beri düzgün bir transfer dönemi geçireceğimizi düşünmüyordum ama yukarıda allah var bu kadar da rezil, bu kadar yetersiz yönetileceğini hayal dahi etmemiştim." (bkz: #2989413)
uzun uzadıya yazmaya gerek yok. o günleri tekrar hatırlamak bir tık uzağınızda. *
galatasaray çoğu kişinin yetersiz gördüğü kadrosuna rağmen kış transfer dönemine kadar oynadığı ilk devrede 20 maçta 39 puan alarak şampiyonluk yarışından kopmamasına rağmen beşiktaş'ın 5 fenerbahçe'nin ise 3 puan arkasında kalmıştır. bu 20 maçlık periyotta gaziantep, başakşehir, sivasspor, rizespor, hatayspor, göztepe, trabzonspor, gençlerbirliği ve denizlispor maçlarında galatasaray futbol takımı şampiyonluk için gereken futbolun çok daha fazlasını göstermiştir. ayrıca farklı galibiyeti kaçırdığı kayserispor maçında bir puana razı olmuştur. başka bir deyişle aldığı 11 galibiyetin tamamına yakınını iyi futbolla kazanmıştır. puan kaybı yaşanılan alanya maçında başka takımlara uygulanmayan var protokolüne takılıp galibiyeti çalınmış, antalya ve beşiktaş maçlarında ise yine başka takımlara uygulanmakta bir hayli cimri davranılan kırmızı kartlar çok cömertçe gösterilerek puan kayıplarının zemini hazırlanmıştır.
gelelim ikinci yarıya. kaos içinde geçen ara transfer döneminin son günlerinde neredeyse 1 sezondur resmi maç yapmayan gedson fernandes ve henry onyekuru, gerekli patlamayı yapamamış 2020-2021 sezonunda golü olmayan halil dervişoğlu, her ne kadar potansiyelli olduğu görünse de mısır liginden kapalı kutu gelen mostafa mohamed ve omar'ın yaşadığı talihsizlik sonucu alelacele getirilen deandre yedlin ile kapatan galatasaray ikinci yarıdan fazlasıyla umutlu hale gelmişti. nitekim takım transferlerden katkı almaya başlamış çok baskın bir futbol oynamasa da skoru alıp maç kazanma alışkanlığını tekrardan kazanmıştı. büyük hakem skandallarının döndüğü kadıköy ve alanya deplasmanlarından alınan 6 puan ise galatasaray'ı şampiyonlukta favori takım haline getirmişti bile. ta ki ankaragücü deplasmanında galatasaray futbol takımının adeta önüne duvar örüldü. maç galatasaray kontrolünde giderken önce uydurma bir penaltı ile rakibin öne geçmesi sağlandı sonra ise bir hafta önce iki tane golle iyiden iyiye formuna kavuşan forvet mostafa mohamed'e sezonun en skandal kırmızı kartı gösterilerek oyuncunun bütün hızı kendisinden alındı. galatasaray'ın bu maçla birlikte 8 maçlık galibiyet serisi bozuldu ve takımın ritmi bir anda geriye gitti.
iç sahada oynanan sivas maçında zemini bozulan türk telekom arena'da galatasaray futbol oynamaya çabalasa da bireysel hatalardan yenen 2 golü çevirmek kolay olmadı. golcüsünden eksik kalan galatasaray 1 puana razı oldu. bu maç sonunda younes belhanda'nın röportajı ise sezonun kaderine etki eden birkaç dakikalardan bir tanesiydi. zemin yüzünden yönetimi hedef alan galatasaray forması altında en skorer sezonunu geçiren younes belhanda yönetim tarafından kulüpten kapı dışı edilerek kovuldu.
kayseri deplasmanında tekrar hayata dönüp 3 puanı 3 golle alan galatasaray'da işler yolunda gibi gözükse de çok fazla sayıda soru işareti vardı. ideal kadronun olamayışı, beklenmedik cezalar, covid vakaları derken üstüne belhanda'nın gönderilmesiyle orta saha rotasyonunun ciddi zayıflaması geminin su aldığını açıkça gösteriyordu.
bu ortamda çıkılan rizespor maçı ise sezonun adeta kırılma maçlarından bir tanesiydi. bireysel hataların saçma sapan seviyelere ulaştığı maçta kalemizde 4 gol görüp kötü bir mağlubiyet almakla kalmadık aynı zamanda fatih terim'e ceza vermek için dört gözle izleyen tff, gördüğü ilk fırsatta yine cezayı kesmekten kaçınmadı ve 2 maç hocamızdan da uzak kaldık.
gelelim sezonun büyük ölçüde kaybedildiğinin kesinleşmesine neden olan hatay, karagümrük ve trabzon maçlarına.
bu üç maçta da galatasaray yeterli oyunu sahaya yansıtamadı. bir hayli eksik çıkılan hatay deplasmanında puan kaybı sürpriz değildi. karagümrük maçında yine hakemler tarafından sindirilen galatasaray'ın tabutuna son çivi çakıldı. zaten iyi oynamayan galatasaray hakemler tarafından en ufak desteklenmeyip aksine ince kalın fark etmeden doğrandı. abdullah avcı ile birlikte takım savunması üst düzey olan trabzonspor ise galatasaray'ı kitlemeyi başardı ve arena'da yenilmedi tıpkı birçok deplasmanda yenilmediği gibi. ve galatasaray bu maçla birlikte hemen hemen lige havlu atmış oldu.
dilimin döndüğünce 2020-2021 sezonunu galatasaray ekseninde anlatmaya çalıştım. galatasaray futbol takımı şampiyonluğu puan farkı yiyerek kaybetmedi. galatasaray çok önemli doğrular yaparak ligin büyük bir bölümünde şampiyonluk yarışında kalmayı başardı. sezon başında herkesin yetersiz denilen kadroyla 20 hafta gayet de top oynadı. yeterince de puan aldı. devre arasında dar bütçe ile doğru transferlerle kadrosuna takviye yapsa da hakem yönetimleri, zeminin yetersizliği ile bunun sonunda çıkan belhanda krizi ve final haftalarına girilmişken şanssızlıklarla birlikte hocasının eski performansından uzak oluşu derken şampiyonluk kaybedildi.
burada başarısızlığı örtmeye çalışıp kişi ya da kişileri övmeye çalışmıyorum fakat burada bir haksızlık yapılıyor. majör hataları görmeyip minör hatalardan sorumlu tutulup bileti kesmeyi doğru bulmuyorum. fatih terim'in özellikle ligin ikinci yarısında kendi koyduğu çıtanın bir hayli altında kaldığı çok net. ama bu iş o noktaya nasıl geldi diye sorgulanmalardan uzak hafif hakaretlerle yapılan eleştirileri kabullenemiyorum.
ben 21-22 yaşında genç bir galatasaray taraftarıyım. ilk hatırladığım şampiyonluğum meşhur 2006 şampiyonluğu. kendimi bilmemin 6-7 yaşımı bulduğunu varsayarsak 15 yılda 7 şampiyonluk görmüşüm ki bu periyotta ezeli rakiplerimiz olan beşiktaş fenerbahçe'nin toplam şampiyonluğu ise 6.
şampiyonluk her sene çok önemli hele galatasaray gibi ülkenin lokomotif futbol kulübünün her sene son ana kadar şampiyonluğu kazanmak için çabalaması ve kazanması da elzemdir ama bazen şampiyonluktan çok daha önemli değerler vardır. o değerler bozuk para harcar misali harcanırsa asıl çöküş ve çürüme o zaman başlar. kişilerin kurumlardan büyük olmadığını 10 yaşında çocuk da gayet iyi biliyor ama o kurumları layık olduğu yere getiren, bir ömür boyu emek verip yücelten kişilere de saygı duymak ve ihtiyatlı davranmak da bir gereklilik bana göre.
eğer buraya kadar geldiyseniz değerli vaktinizi aldığım için kusura bakmayın fakat ufak bir iç dökmek istedim sadece. iyi okumalar...