şampiyonların müziği. öyle ki duyduğunuzda bile anlıyorsunuz nerede olduğunuzu.
sene 2012, galatasaray için fetret döneminin sonu, şampiyonlar ligine hasret geçen yılların bitişi.
fatih'in aslanları türlü zorluklara, türlü alicengiz oyunlarına rağmen,
iki kere şampiyon olarak kapatmış seneyi.
khalkedon fethedilmiş, "kümede kal" bağırışları karanlığa gömmüş aynı statta. kupayı vermemek için aracına atlayıp kaçan
tüpçü, şike meselesindeki gibi yırtamamış kurtaramamış fenerbahçesini, tıpış tıpış geri gelip meymenetsiz suratıyla uzatmış kupayı.
müthiş geçen bir sezonun ardından, eski güzel günlere dönüşün son halkası. herkesin içinde o tatlı heyecan. braga maçı. yıllar sonra evimizdeki ilk şampiyonlar ligi maçı.
tribünler tıklım tıklım. "
re-conquest of europe" koreografisi açılıyor tribünlerde. "gördün mü
fatih'in aslanlarını" diyor biri. sonra birden bir sessizlik. bir nefes tutma anı.
https://youtu.be/9RTUquYPMnY?t=1m30s bir çığlık gibi yükseliyor o marş. herkesin içinde aynı duygu, aynı gurur. tüyler diken diken. gözleri dolanlar var. o basiretsiz geçen yıllarda, yıkılmış, bunalmış, ümitsiz, nefessiz kalmış taraftar nefes alıyor aynı anda. hem de patlatırcasına ciğerlerini. başkalarında emanet duran o sıfat, gerçek sahibine geri dönüyor.
avrupa fatihi sahada tekrar.
yıkılan ama "bir gün geri geleceğiz yeniden" denilen
ali sami yen'in ruhu, belki de o gün geri geliyor arena'ya.
maçın sonucunun pek bir önemi yok. o karanlık günlerden çıkıp yine o ait olduğumuz sahaya başımız dik çıkmaktı zaten asıl galibiyet.
devamı farklı olabilirdi. yine tarihler yazılabilirdi ki yazıldı da, yazılacak da. ama çok başka olabilirdik şimdi.
keşke yakalanan o hava bozulmasaydı kişisel egolar yüzünden. ne çıkardı fatih düşman olmasaydı ünal'a. yüreğimizle aklımızın bir olmasına imkan yok muydu?
aslolan galatasaray değil miydi?
keşke olmasaydı sonumuz böyle.