bir şanssızlık olmazsa önümüzdeki yıl yer alacağımız şampiyonlar ligi'nin bu sezonunda, mevcut ve gelecek transferlerle şekillenecek kadromuzu düşünmeden edemiyorum. kültürel açıdan olmasa da illa ki bir çekingenliğimiz bir acemiliğimiz olacak. yeni sayılabilecek bir takımda bunu en aza indirmek için uluslararası tecrübeli oyuncularla -ki bunlar genelde yabancı oluyor- tekniği ve oyun zekası yüksek yerli oyuncuları kaynaştıran bir kadro kurmak gerektiğini sanırım fatih hoca da biliyor. işte biraz kırkpınar cazgırları gibi olacak ve hatalar varsa şimdiden affola ama sesli düşünürsek;
kalede copa america ve italya ligi kariyeri olan ve henüz bitmese de 2011-2012 sezonundaki performansıyla şimdilik ligin açık ara en iyi kalecisi fernando muslera...
savunmada 2011-2012 sezonunun çoğunda hatasız oynamış, kalite ve tecrübenin birleşimi, sırasıyla dörder yıl bundesliga ve serie a, arkasından 3 yıl la liga'da yer almış çek milli takımından tomas ujfalusi... onun yanında canımız aslanımız, zaman zaman ujfalusi'nin pozisyonlarına bile başarıyla müdahale ederek ön plana çıkan; ama asla onun yönlendirmesi ve disiplininden kopmayan geleceğin yıldızı semih kaya var. üstelik yabancı kontenjanı düşünülünce bizim için büyük bir şans. belki abarttığımı söyleyenler olur; ama mesela uğur uçar da bize aynı hisleri vermiş fakat olmamıştır. bu ikisine alternatif servet ve gökhan'dan daha iyi oyuncular mutlaka alınmalıdır.
sağ bekte 6 yıllık arsene wenger ve premier league tedrisinden geçmiş, fildişili aslan eboue... psikoloji, fizik ve teknik açıdan güçlü, şampiyonlar ligi için yeterince soğukkanlı bir oyuncu.
sol bekte performansı takımla birlikte yükselen, belki de efsane ergün'den sonra 2. buz adam hakan balta. beğenmeyenler için söylüyorum onun tecrübesinde yerli bir alternatifini henüz ben göremedim ve dile getirmesek de yabancı kontenjanı büyük bir sorunumuz olduğundan şu an vazgeçilmezdir. üstelik fatih hoca kendisini sezon öncesi değerlendirip yerine üst düzey bir transfer yapsa bile mükemmel bir alternatif olacaktır.
orta sahada
selçuk melo ikilisini artık beğenmeyen yoktur herhalde. biri türkiye'nin belki de dünya çapındaki en nitelikli oyuncusu, diğeri dünyanın en kalifiye liglerinden ispanya'da 4 italya'da 2 yıl ve brezilya milli takımında oynamış, hırsı, çalışkanlığı ve selçuk'la birlikte bizde yakaladığı golcü kimliğiyle şampiyonlar ligi için yeterli bir oyuncu.
kanatlara gelirsek herkesin gördüğü bir sıkıntı burada giderilmeyi bekliyor. bizim gibi hızlı, yüksek kalitede ve çok sayıda pas yaparak sürekli hücum oynama düşüncesinde olan bir takım için(en azından imparatorun ve bizim temennimiz bu yönde ve bölüm bölüm başarıyla sergiledik bu sezon) beklerle birlikte sorunsuz işleyen kanatlar olmazsa olmaz niteliktedir. dolayısıyla riera ile sezon sonu vedalaşıp yerine elbette bulmak zor ama bir dönemin overmars'ını sola, yine zamanın joaquin'i, ljungberg'i gibi bir hızlı hücumcuyu(yine bulmak çok zor ama) sağa almak zorundayız. buralarda oynatmaya çalıştığımız engin ve çok sevsem de emre seneye 3 kulvarda mücadele edeceğimiz sezonda anca mükemmel birer alternatif ve kadro derinliği yaratabilirler. ayrıca yeri gelmişken belirteyim real madrid'te yeni zidane olma yolunda hızla ilerleyen mesut özil'in almanya'daki ilk yıllarına çok benzettiğim emre'nin sürekli 11'de oynamasını istediğim halde söylüyorum bunu. onun dışında solda overmars tipi çizgiye bağlı kalan bir kenar hücumcusu alırsak sağda tam bir kanat gibi oynamayıp daha çok içeri kateden; ama eboue ile mükemmel bir zeka sergileyeceklerini düşündüğüm hamit altıntop %100 alınmalı. çünkü kendisi malum sol bek, orta göbek, kanat, forvet arkası gibi mevkilerde belli bir standartta oynayabilen harika bir oyuncu ve yerli statüsünde.
golcülere gelirsek, elmander'i gerçekten çok sevdik, özverili, kaliteli ve çok güçlü bir futbolcu. premier league ve isveç milli takımı etiketi var ve hayır olumsuz bir şey söylemek için önce övgüyle başlamadım cümleye; elmander kesinlikle kalmalı ve ilk 11'de yer almalı. çünkü güçlü ve tecrübeli stoperlerle, sağlam kalecilerle dolu o ligde elmander her zaman bir silahtır. ayrıca takımda ikinci sezonu olacağından iyice konsantre biçimde oynayacaktır.
necati'yle yerli ve kendini ispatlamış eski bir oyuncumuz olarak sözleşme yapılması terim'in tercihine bağlı olarak uygundur. baroş ise biraz muamma, çünkü belli ki asla hocanın kafasındaki ilk forvet olamayacak, o yüzden bu ikileme hiç girmeden teşekkür ederek uğurlanabilir; ama kalırsa da kariyeri ve kalitesi ortada olan bu usta golcüye her zaman kapımız, gönlümüz açık. sercan ise kesinlikle bizim oyuncumuz değil, yedek oyuncu olmak içinse bir solskjaer ve hatta ayhan mentalitesi bile yok. üstelik golcü için elzem olan şansı da yanında görünmedi bizim takımda. belki başka kulüpte şansı döner ve yıldızlaşır; ama olmadı deyip göndermeli.
gelelim yerine alınacak oyuncuya, şimdi kadromuzda şampiyonlar ligi'nin temposu ve düzeyini kaldırabilecek oyuncular olarak muslera, eboue, ujfalusi, selçuk-melo ve elmander'i saydık; ama kabul edelim ki hiçbiri cl'deki her takımda mutlaka bir iki tane bulunan ve süperstar gibi ünvanları münferit maç performansları dışında kazanmamış oyuncular. dolayısıyla kanatlardan biriyle birlikte buraya da paraya kıyıp, ulusoy gibi işadamlarının, sponsorların ikramını geri çevirmeyerek uluslararası alanda yıldız bir golcü almalıyız. fatih terim'in olduğu yerde bu bir mecburiyet diyemem; ama rakip teknik direktör kadromuzu tahtaya yazdığında, isminden çekinip ekstra önlem alacağı, belki 2 oyuncuyu onun için yönlendirerek diğer golcümüze istemeden de olsa avantaj vereceği bir bitirici almak bana mecburiyet gibi geliyor. çünkü kim ne derse desin şampiyonlar ligi'nde yedek kulübesinde yıldızları oturtan takımlar var. isme gelirsek basında da yer almış berbatov tek vuruşları, fırsatçılığı ve duruşuyla elmander'in yanında ne kadar uygun olacağı hakkında çekincelerim olsa da bu niteliğe sahip. tabi transfer sezonu yaklaştıkça yeni ve belki daha büyük isimleri cl'de oynayacak olmamızı(bir aksilik yaşanmazsa) bir ikna faktörü olarak kullanıp alabiliriz.
biri çok zorlu üç alanda yer alacağımız için geniş bir kadroya ihtiyaç duyduğumuz bir klişe olsa da doğru; ama ben örneğin 18 adet üst kalite, 5 adet orta düzey ve 7-8 vasat veya komple yetersiz toplam 30 oyuncuyu kadroda bulundurmak yerine, ilk 11'de en az 2-3 dünya çapında star denilen(berbatov, tevez, ronaldinho gibi) 4-5 adet türkiye ligi'nin yıldızı(selçuk, muslera, elmander, melo, eboue gibi) ve geriye kalanın tamamı emre, engin, necati, semih (mesela culio ve romanya milli takımında da iyice sivrilmeye başlayan stancu) kalibresinde istikrarlı, kimi çok büyük yıldız adayı futbolculardan oluşan bir kadro olmasını tercih ederim. tüm galatasaraylıların da yönetim ve teknik ekip dahil böyle düşündüğüne inanıyor ve bir gün mutlaka kazanacağımız şampiyonlar ligi kupasına ulaşmanın en erken yolunun bu formülden geçtiğinde ısrar ediyorum. yani 1 as takım ve yedek oyuncular değil; bi' anlamda en az 20 kişilik bir as takım olmalı(kaleci özel bir mevki olduğundan değiştirmek uygun olmasa da, ufuk da yetersizse sinan bolat alınmalı mesela), ilk 11'in maç içinde ve her hafta değişmesi oyun standardımızı hiç düşürmemelidir. ikinci takımda, en az 30 maç istikrarla oynayabilecek muslera dahil savunma hattımızdaki semih-ujfa ve selçuk-melo ikililerinden en az birini sabit tutarak şablon yaparsak;
birinci takım:
----------------------- muslera ---------------------
--------------------------------------------------------
eboue ------- semih ------ ujfalusi ------- hakan
--------------------------------------------------------
h. altıntop --- selçuk ------- melo --------- emre
--------------------------------------------------------
------------- berbatov ------- elmander ----------
ikinci takım:
----------------------- muslera ---------------------
--------------------------------------------------------
? --------------- semih/ujfa ------ ? --------- ? ---
--------------------------------------------------------
? ----------- selçuk/melo ------- ? ---------- ? ---
--------------------------------------------------------
---------------- ? ------- necati --------------------
görüldüğü gibi özellikle kaleciye yabancı kontenjanı ayırdığımız için sözü edilen sağ ve sol kanada yabancı yıldız falan almak aslında hayaldir. ya elmander'i yedek tutup sağa hamit'i alıp yabancı transferini sola yapacağız ya da eboue-ujfalusi-melo-elmander arasından en az birini maça başlayan her 11'den çıkartacağız. çünkü ne yazık ki türkiye'ye zar zor bir yıldız getirip, o kadar para döküp onu 11'de başlatmama lüksümüz şimdilik yok. mesela ronaldinho'yu yedek bırakıp maç kaybettiğimizi düşünün; dolayısıyla mutlaka seneye ujfa'dan, eboue'den melo'dan formayı alabilecek yerli oyuncular bulmalı, hızla takıma adapte etmeliyiz. nasıl ki semih çıkıp bir dönem tezahürat yaptığımız servet'i kestiyse, nasıl ki selçuk, emre ve engin bir anda çıkıp oyun yönlendirmeye, goller atmaya başlayarak alıştığımız 10 numara yabancı transferinin eksikliğini gidermeyi başardıysa, altyapıdan veya gurbetçi genç isimlerle kontenjan sorununa ayar çekilebilir.
umarım bu büyük geçiş dönemini atlatıp biz de 3-5 sezon sonra milan gibi ronaldinho'yu, madrid gibi kaka'yı, barça gibi alexis sanchez'i ve diğer takımlardaki benzer örneklerde olduğu gibi bu kalibrede oyuncuları kadro genişliği adına kulübemizde tutacak ilk 11'ler oluşturabiliriz. elbette bunun için tümden ligimizin kalitesinin artmasına ihtiyaç var; ama örneğin anzhi'deki para bizde olsa kulüp kalitemiz, tanınırlığımız, kültürümüz ve istanbul avantajıyla lige bakılmaksızın anzhi'nin isteyip de alamadığı o çok büyük yıldızları getirebiliriz. şimdilik stadımız, riva projelerimiz, şirketleşme, sponsorluk ve benzeri gelir aktivitelerimiz yolunda görünüyor. ülkenin sosyo-ekonomik konjonktürel şartlarından -hatta örneğin şikeciler yüzünden uefa yönetimi avrupa'dan tüm takımlarımızı men etse şaşırmayacağımız bir ortam var- doğan olumsuzluklara rağmen bu vizyonda ilerleyip her yıl şampiyonlar ligi finaline aday gösterilen bir kulüp olmak dileğimiz.