baştan söyleyeyim kendisine büyük antipatim var. ne futbolunu, ne karakterini galatasaray'a yakıştıramıyorum. bu kaptan yapıldığında da böyleydi, ergen taraftarlar tarafından "reyiz" olarak baş tacı yapıldığında da böyleydi(u: kendisine yıllarca 3lü çektirip bu kadar palazlanmasını sağlayan taraftara da çok kılımdır), hala da değişen bir şey yok kendisiyle ilgili olan duygularımda.
kendisi sağ bek değildir, olmamalıdır. illa oynayacaksa -ha ben yasin'i ya da sinan gümüş'ü oynatma taraftarıyım orada ama illa oynayacaksa diyorum- sağ açık olarak oynamalıdır; artık sağ beke de transfer mi yapılır, tarık bir mucize mi yapar,
kendi içimizden mi doldururuz o mevkiiyi bilmem artık geçtim o işleri bu sene çoktan. neden bek olmaması gerektiği milyon kere yazılmıştır yukarda daha tekrara gerek yok ama beğensek de beğenmesek de adam yıllarca çalıştı mı, yetenek tanrısı kendisini dürttü mu ne olduysa orta yapmayı bayağı öğrendi son zamanlarda. belki de öğrenilmiş çaresizlik tabii bilmiyorum ama arada kornerleri kullanmasına bile çok rahatsız olmaz oldum bu aralar. adam ileri çıktı mı dön(e)miyor ama kendisini sürekli ilerde orta yaparken görüyoruz. tarık'la kıyaslayalım mesela hızlıca; ikisi de defansif olarak yetmiyor sağ bekte ama sabri ileride etkili olduğu için göz boyuyor, tarık'ın gösterişsiz oyununun yanında sabri çok daha iyi oluyor maçı çok dikkatli izlemeyen gözlerde. bu yüzden illa oynayacaksa bek değil ileride oynasın.
madem gönder(e)miyoruz sabri, umut gibi oyuncuları; onları ilk 11 düşünmek yerine dakika 70'ten sonra ortalığı karıştırmak, takıma hareket getirmek için falan sokalım bari de taraftarın yarısının maç izlerken telef olmasını önleyelim.