dengesiz futbolcumuzdur. niye mi?
iyi oynadığında dillere destan, kötü oynadığında akıllara zarar.
iyi şut çektiğinde tarih yazar, kötü şut çektiğinde ocak yıkar.
efendi olduğu maçlarda fair-play abidesi, çoştuğu maçlarda tam bir canavar.
sevildiği zaman yürekleri dağlar, sövüldüğü zaman sadece susar.
seyircimiz bir maç "siktir ol git sabri" diye bağırır, öteki maç "sabri emre'nin anasını sik" diye.
*velhasılı ya çok severiz sabri'yi, ya da itin götüne sokarız. ama o bize ne küser, ne takım arkadaşlarına trip yapar, ne de yöneticilere. daha önce arda hakkındaki fikirlerimi yazdım maç ile ilgili, merak edenler gider bakar. ama şimdi sorarım size, "sabri arda'dan daha mı çok hak etti cezayı?" insan biraz mantıklı düşünür eleştiriken. sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart değil. aynı şekilde sabri için de geçerli. sen sevmiyorsun sabri'yi diye, yapılan haksızlığa sessiz mi kalalım.
çubuklu tosun neden ceza almadı diye küfürler yağdır,
emre aşık ne yaptı dayak yedi adam diye sitem et,
arda bizim canımız, kanımız, ona niye ceza verdiniz, semih gaza getirdi çocuğu diye hayıflan,
sonra da "sabri'ye az bile ceza verdiler" diye dangalaklık yap...
hassiktir ordan...