resim
Roberto Mancini
Görev:Teknik Direktör
Takım:Suudi Arabistan
Yaş:59
Uyruk:İtalya
  • 2583
    sectigi atkilar gercekten kendisine yakisiyor. merak ettiriyor acaba nereden buluyor boyle atkilari. anladigim kadariyla kendisi italyandir, buyuk ihtimalle moda ve giyim hakkinda hakim goruslere sahip olmasi bu sebeptendir. olusturdugu kombinlerle hem goze hos gelen hem de kendine yakisani giymeyi her zaman basarmistir. kesinlikle abartidan kacip sade kiyafetlerde kendini bulmasi aslinda birazcik bize onun kisiligi hakkinda yorumlar yapabilmemiz icin tuyo vermiyor degil. yalin bir adamdir. iste budur mancini.
  • 2585
    galatasaray'dan ayrılırsa yanında selçuk, burak ve semih'i de götürmek istediğini söylemişti, işte o anda ne mal olduğunu anlamıştım kendisinin ama bir umuttu yaşatan insanı misali sabretmemiz gerektiğini düşünmüştüm. ancak baktım ki oldukça inatçı ve ciddi manada disiplin sorunu var, ayrıca takıma ne oynattığı, ne yapmaya çalıştığını çözemedim mourinho hesabı. neyse işte bu adam futbolcudan, futboldan, farklı kültürlerden, empatiden falan kesinlikle anlamıyor, onun için de bu ülkede başarılı olma şansı yok. hoş kovulduktan sonra başka yerde de iş bulamaz, bulsa bile bu mantaliteyle kesinlikle başarılı da olamaz ya neyse işte.
  • 2586
    türkiye futbolunda hızlı tüketimin son kurbanı bu italyan olacakmış gibi görünüyor.türkiye futbolu daha önce yapmış olduğu gibi , anlamadan dinlemeden bir hocanın daha işine son vermek için ellerini ovuşturmaya başladı.bazı skor yazarları , futbol dönmeleri ''tanrılar kan istiyor'' diye nara atmaya başladı.

    aragones , del bosque , löw , rijkaard... kariyerinde sayısız başarıları barındırmış bu teknik adamların ortak yönü sizinde anlayacağınız gibi türkiyede başarısız olmuş olmaları.kimine go home dedik , kimine kulübede uyuyor dedik , kimi yeniköy kasabı oldu , kimi kovulup adanaspora gitti.bu listeye son eklenecek en yakın aday ise mancini gibi duruyor.

    türkiye futbol iklimi olarak dört mevsiminde sert ve karasal olduğu bir ülke.altyapı sıkıntıları ,futbolcuların inişli çıkışlı grafikleri , medya baskısı ile hatta dünya futbolunda obez büyüyen bir yapı.o yapıya avrupa kültüründen bir hocanın gelip 6 ayda harikalar yaratmasının beklenmesi hayalcilik.çünkü türkiyede oluşturan etmenlerin hepsi değişken.örneğin futbolcular , yerli hoca ile farklı yabancı hoca ile farklı bir anlayışa bürünebiliyorlar.çünkü futbol etiğinden uzaklar.yabancılar zaten katardan önce son durak olarak gördükleri bir yere geliyorlar.onun için kışın sivas deplasmanlarına gitmeyi pek sevmiyorlar kendileri.bu çivisi çıkmış , futbolcuların menajerlerinin türlü bizans oyunlarına maruz kaldığı futbol ortamında ilk gidenler hep teknik direktörler oluyor.

    arsene wenger denen bir adam var.ingilterede , önemli bir takımın başında.türkiyede olsa senede üç kez kovulmuştu kendisi.türkiyede olsa ülkenin yüksek tirajlı gazetlerinde popçudan dönme , ressamdan olma spor yazarları şöyle derlerdi :mühendisten teknik direktör olmaz.japon liginden gelmiş zaten.ama aynı adam için geçenlerde four four two dergisinde kulüp yöneticilerinden biri aynen şu ifadeyi kullanıyor.''arsene uzun zamandır kupa kazanamamış olabilir.ama arsen 25 yıllık bir projenin en önemli dişlisi.ligi mağlubiyetsiz tamamlayan takımı o yaptı.yine yapacaktır.''

    futbolumuzda en önemli eksiklik projesizlik.ya da kısa yapılan projeler...bunutam olarak anladığımız zaman gerçek suçlunun kim olduğunu anlayacağız.son olarak bir sene daha bizimle kal italyan.sen bize sampdoriayı hatırlatıyorsun.her şey galibiyet değil...
  • 2591
    izninizle hocaya birkaç lafım olacak. bence çok net bir şekilde adaptasyon sorunu yaşadı. olmadı işte, bir şekilde türkiye'ye, türkiye ligine uyum sağlayamadı ve bir nevi kültür şoku yaşadı. italyan ırkının zaten genelinde bulunan fakat bunu bize pek hissettirmese de üstün ırk olduğu görüşü ön plana çıktı. en sonunda da işi, verin bavulumu gideyime getirdi.

    bu takımı ben kurmadım dedi, ben kurmadım dediği takım 2 sene üst üste şampiyon olan takımdı. ara transferde 9 oyuncu aldı, aldığı oyunculardan sadece biri oynuyor (alex telles), dökülen ceyhun, selçuk ve yekta her maç oynarken umut'u 18'e bile almıyor, burdisso'yu uefa listesine yazdırıyor bir bakıyorsun adam 18'de yok, o kadar italya ve ingiltere kariyerin var bir tane adam gibi transferin yok. ardından avrupa'daki hiçbir hoca türkiye'deki takımlarla ilgilenmiyor ve türkiye ligini takip etmiyor diyorsun. aynı takım geçen sene şampiyonlar liginde çeyrek final oynuyor, bu sene de son 16'yı görüyor. yani anlayacağınız neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

    kimse mancini'ye zorla imza attırmadı ve aldığı parada da gözümüz yok. kendi tüm bu olacakları bilerek geldi. tamam adam bazı konularda haklı italya'da ve ingiltere'de çok kariyerli, alt yapısı olan olan oyuncularla oynadı ancak buranın şartlarını göz önüne alıp iyi bir teknik direktör olduğunu gösteremedi. yani demin de dediğim gibi kısacası uyum problemi yaşadı.
  • 2592
    kendi dünyasında, kendisini galatasaray'dan daha büyük gören teknik direktörümüz. bu her kinayeli konuşmasından, tavrından ve mimiklerinden anlaşılıyor maalesef.

    kendisini ve maddi kriterlerini bilmesek zorla türkiye'ye geldiğini sanacağız. türkiye kupasını da alsak, fenere 10 tane de atsak, en geç sezon sonu kendisiyle yollarımızı ayırmamız gerek! yoksa 2. frank rijkaard faciasını yaşamamız muhtemel. ki frank rijkaard bile hatasını anladı ve çok doğru bir karar vererek teknik direktörlük kariyerine nokta koydu.

    ki o frank rijkaard, beğenmesemde sonuçta şampiyonlar ligini kazanan bir teknik direktör. hani mancini'nin, çok beğendiği bir takımla ve zengin patronlarıyla milyonlar harcayıp gruptan dahi çıkamadığı, "takımı ben kurmadım" deyip, beğenmediği bir takımla gruplardan çıktığı şampiyonlar ligi'nden bahsediyorum.
  • 2593
    kendisi yeni bir sistem kurup genç bir jenerasyon yaratmak istiyor. topu rakibe verip defans yapan, önce kendi kalesini düşünen, sakin oynayan, hatta belki de zevksiz bir sistem. başarılı olur mu? tartışılır.* ama bu başarı hemen gelmez. sabretmek gerekir. en az 2 veya 3 kupasız sezon, kahredici 3 yıl geçmesi gerekir böyle bir sistemi oturtmak için. peki bu sistemi kurmanın yeri galatasaray mı?* zamanı mı?* biz alışmışız kardeşim haldır güldür oynamaya, rakibi boğmaya, 2 yiyip 3 atmaya. biz alışmışız santiago bernabau'ya çift forvet çıkmaya, old trafford'da tüm hatlarımızla hücüm yapmaya. bize gelmez böyle defansif sistemler. üzülerek söylüyorum, mancini büyük hoca olabilir ama kendisi galatasaray için asla ve asla uygun teknik adam değildir. 3 sene önceki beşiktaş'ı düşünün. başarıdan uzak, ne olacağı belirsiz, kadrosu yetersiz ve kısa vadede başarı beklemeyen bir takımdı. muallakta bir takımdı kısacası. mancini ve mancini tarzındaki hocaların yeri böyle dönemler yaşayan takımlar. umarım ünal aysal başkanımız inadı bırakıp kendisini floryadan gönderir.*
  • 2595
    kendisini gönderecek ekonomik güce sahip olduğumuzu zannetmiyorum. ayrıca medeni dünya standartlarında kendisi oldukça başarılı olmuştur galatasarayda. sezon başladıktan sonra gelmesine rağmen, şampiyonlar liginde guruptan çıkmış, ligde takımı ikinciliğe yükseltmiş. medeni ülkeler dedim çünkü bize göre başarısızdır. biz şampiyonluktan başka birşeyi başarı olarak görmeyiz, isterse ligin bitimine on hafta kalmış olsun. bana göre ise başarısızlığı takımı idare edememesi. idare edememesi derken taktik teknik falan değil. yine çıktı bir yeniçeri ocağı, ona söz geçirememesi. selçuk ve burağın takımın içine etmesine seyirci kalması.
  • 2596
    hala kendisini savunmacı oynatıp, rakibe topu bırkamakla suçlayanlar var.farklı maçları izliyoruz sanırım.galatasaray topa hükmetmek istiyor, asıl sıkıntısı kaptırdığı topları kazanmakta.öndeki 3'lünün pres gücü belli.ortasahamızda da melo hariç rakip ortasaha ile vücüt vücuda dalaşan adam yok.eleştirecekseniz farklı gerekçeler bulun.bitik selçuk ve burak'ı taraftarın önüne atması olabilir mesela.ben hala mancini'ye hazırlık kampı şansı verilmesi tarafındayım.lucescu'ya gösterilen sabır mancini'ye de pek ala gösterilebilir.
  • 2597
    hakkinda turk insanimiz tarafindan yanlis bilinen bir-iki önemli konu olan hoca.
    şöyle ki;

    1. "yeaa mancini ne yapmis? arap para babalarina 900 milyon euro harcatmis da city'i sampiyon yapmis."

    gercek: araplar almadan önce manchester city premier ligin orta sira takimiydi. yani bir nevi genclerbirligi idi. hadi tarihinde 3 kez (onu da her 30 yilda bir) sampiyon olduklari icin kiyak geceyim bursaspor diyelim. son 67-68 sezonundan beri sampiyonluk görememis city. o kadrosuyla da görecekmis gibi durmuyordu acikcasi.

    neyse biz bi bakalim kemik olarak kimler varmis kadroda;

    kalede given, defansta kompany, orta sahada bizim elano ve forveti robinho.
    gerisini ordan burdan, serdar özkan, ibrahim akin. simdi bu kemik kadroyu verelim sana transfer sezonu da kapali olsun, al premier ligde sampiyon yap bakalim. hatta komple getir bizim osuruk super ligimiz de yap. yapamazsin. chelsea - totenham - manu - arsenal - liverpool da rakiplerin :)

    peki mancini ne yapmis?

    city'e geldigi ilk sezon kemik kadroyu guclendirip premier lig ayarinda oyuncular transfer etmis. tevez, kolo toure, lescott, adebayor, santa cruz gibi takimin kalitesini yukselten transferler yapmis. yaninda gencleri toplamis. city'i önce pl'nin kurtlariyla carpisacak hale getirmis.

    ikinci sezon; joe hart (23 yas), boateng (22 yas), kolarov (25 yas), david silva(24 yas), yaya toure(26 yas), balotelli (19 yas), dzeko(23 yas), jo(22 yas) gibi o zamanin genc ama simdinin milyon euroluk yildiz futbolcularini takima kazandirmis. mentalitesini takima asilamis.

    ucuncu sezon; kadroyu bozmadan samir nasri ve aguero gibi genc yildizlar ile guclendirerek city'i 30 kusur yil sonra sampiyon yapmis. 100 yil gecse de unutulmayacak bir son dakika sampiyonlugu ile kupa kaldirmis. artik her sezon kafaya oynayabilecek, genc, dinamik ve tas gibi takim kurmus. öyle ki; kadroyu sana versen premier ligde ilk 5'e girersin en azindan.

    kisacasi yapilmasi gerekeni yapmis mancini. genc bir takim kurmus, city'nin hayallerini gerceklestirmis. arkasinda saglam bir takim birakmis.

    2. "yeaa shampiyonlar liqinden cikhartamadi".

    öncelikli hedefi premier ligi almak olan mancini'nin sampiyonlar ligi macerasiyla ilgili daha önce bir entry girmistim. gs'ye geldigi döneme ait yazilarimi okuyuverin bir zahmet. mancini bu konuda herhangi bir söz vermis mi? gruplarda ölum grubuna mi dusmus? rakipleri kimmis bir inceleyin.

    3."qadroyu ben qurmadim diyo ama son iqi senenin shampiyon qadrosunu devraldi :("

    galatasaray'in o iki sezon sampiyonlugunun nedeni, oynadigi guzel futbolun yaninda fedaci besiktas ile şikeci fener'in de buyuk katkisinin olmasidir. keza su an 27nci haftada 63 puan ile lider fenerbahce; gecen sezonun 27nci haftasini 53 puanla gecmis galatasaray'dan 10 puan önde. bununla birlikte iki sezon önceki kadroya 3 puan fark atmis ve averajda bile o takimdan önde. iki sezonun sampiyon kadrosu diye yere göre sigdiramagimiz kadronun karsisinda adam gibi bir rakibi yoktu super ligde. drogba ve sneijder gelmemis olsa, gecen sezon o 53 puani da toplayamaz, kim bilir belki sampiyon bile olamazdik.

    sampiyon kadronun oyuncu profile bakarsaniz 3-5 futbolcu haric cogunun modasinin gecmis, ezilmis veya sorunlu ama yetenekleri olan futbolcular oldugunu görebilirsiniz. keza yas ortalamasi da 30'a dayanmis bir kadro profilimiz vardi. ikinci sampiyonluk sezonunda ve bu sezon basindaki dususun nedenlerinden biridir bu futbolcu profili. cunku sorunlu oyuncuyu bir sezon hadi bilemedin ikinci sezon oynatirsin ama eninde sonunda yine eski haline döner. kolay demoralize olur ve iyi bir motivasyon gereklidir. bu tip ezilmis oyunculari adapte etmek icin profesyonellikten uzaklasirsin. bu noktada "gaz vermek" tabiri devreye girer.

    mancini demoralize olmus, duygusal oyunculardan olusan, yas ortalamasi yuksek, gunu kurtarmak icin kurulmus bir kadro devraldi. bu kadroya sistemini asilamasi zaman alacaktir.

    ben mancini'nin futbolu bilen, iyi bir teknik hoca oldugunu dusunuyorum. kesinlikle kötü degil. referanslari da yuksek. ancak biz ona sevildigini hic hissetirmedik. futbolcular da hissettirmedi. hicbir gol sevincinde hocalarina kosmadilar. tribunler "mancini istifa" diye bagirdi. "kalici" yerine "emanetci" muamelesi gördu. medya her gun bir sorun uydurup, sacma sapan sorular sorarak adamin kafasini sisirdiler. gereginden cok fazla ve hatta hadlerini asarak mancini'nin ustune gittiler. e ulkenin durumu da bombok. hakemler, tff, medya... bildigin kesmekes. en sevdigi "bisiklet ile turlama" keyfini bile yapamiyor trafigin yamyanligindan. cok huzursuz ettik. cok para verince adami da satin aldik sandik.

    neyse ki mancini kurtlar sofrasinda hocalik yapmis bir hoca. rijkaard gibi asiri duygusal ve sessiz olsaydi coktan paketlemisti. ama yine de yiprattik mancini'yi.

    kadro tercihi, sacma oyuncu degisiklikleri, deplasman fobisi...

    evet hatasiz degil...

    evet kusursuz da degil...

    ama huzursuz bu adam...
  • 2598
    adnan polat dönemi geldi aklıma. iç sahada şov yapan takım dış sahada 2-0 öne geçse bile maç kaybedebilecek duruma geliyordu. arda turan'ın yuhlandığı dönemlerden bahsediyorum. keita, elano, dos santos, jo gibi oyuncular vardı takımda. skibbe, rijkard, bülent korkmaz ve efsanemiz george hagi'nin yollandığı yıllardı. kewel, baros gibi oyuncular vardı kadromuzda. hiç unutmam kayserispor maçında elano'nun attığı golden sonra, "bu adam sınır dışı edilmeli böyle gol mü olur lan" demiştim kendi kendime. lincoln kovulmaktan beter oldu o dönemlerde. halbu ki gençlerbirliği maçında şampiyonluk ateşini yakan golü atmamış mıydı? o çamurlu formaları saklayın, sene sonunda şampiyon olacağız ve bu maçla başladı her şey dememiş miydi adnan sezgin? vu sürecin sonunda 54 puan toplayıp sınıfta kalmamış mıydı takım?

    fatih terim geldi. selçuk inan, elmander, emre çolak, engin baytar, necati, abo, melo ve urfalı reyiz geldi derken bir yılda iki defa şampiyon olduk. uzun yıllardan beri ilk defa harika top oynayan takım vardı sahada. içerde dışarda geleni geçeni yenen, 2 farklı geriye düşse bile maçı çevirmesini bilen, isteyen oyuncular vardı sahada. süperfinal'de ali sami yen'de fenerbahçe'ye tecavüz edip-futbol olarak- yenilen takım vardı sahada. yenildiğinde bile alkışladığımız.

    fatih terim'in ikinci senesine girildi. burak yılmaz, hamit altıntop, ambramat ve dany geldi. arkasından umut bulut'u aldılar. herkes heyecanlıydı. hamit,burak ve transfer aşkımız ambramat gelmişti. umutluyduk daha iyi olacaktık! derken fatih terim'in ilk senesinde ortaya konan futbol yoktu sahada. sneijder ve drogba geldi devre arasında. yine heyecanlıydık, dünya çapında iki yıldız aldık. drogba'nın verdiği katkı harikaydı. sistem olarak bir şeyimiz yoktu. sneijder sol açık oynuyordu zaman zaman. sonra baklava taktiğine geçip bir şeyler yapmaya çalıştık. velhasıl şampiyonlar liginde çeyrek final yapmıştık, real madrid'e kafa tutmuştuk ama lig geneline baktığımız zaman oynanan oyun kötüydü. şampiyon olmamızdaki en büyük etkenlerden biri fenerbahçe'nin de çok puan kaybediyor olmasıydı.-aykut kocaman gitmeyeydi iyidi- ligi şampiyon bitirdik. hatta kadıköy'e şampiyon takım olarak gittik. futbola sonuç odaklı bakarsanız müthiş bir sezondu. çeyrek final, şampiyonluk ve rakibine atılan puan farkı...

    fatih terim öyle ya da böyle gitti. mancini geldi.

    mancini kim peki? şampiyonlar ligini alan inter'in kemik kadrosunu oluşturan kişi. m.city'nin kemik kadrosunu oluşturan kişi. bunların yanında kazandığı şampiyonluklar... fiorentina ile zevk veren futbolu oynatan mancini değil miydi? inter şampiyonlar ligini kazandığında mancini'nin takımında kaç kişi vardı sahada? merak edenler için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/.../verein_46_2008.html -mancini'nin kadrosu-
    http://www.transfermarkt.com.tr/.../verein_46_2010.html -mou'nun kadrosu-

    mancini kötü hoca değil. takım şu an çok kötü. fatih terim gittiğinde fenerbahçe ile aramızda 8 puan fark vardı. çok kötüyüz çok kötüyüz diyoruz ama bi bakalım oynadığımız maçlara.

    rize ile deplasmanda 1-1 berabere kaldık. 1-0 olduktan sonra maç dörde beşe gitmez miydi?
    antalya ile 1-1 berabere kaldık. 1-0 olduktan sonra maç dörde beşe gitmez miydi?
    içerde kayserispor'a 1-0 yenildik. en az 3 gol atardık biz.
    karabük ile berabere kaldık. yenemez miydik? pozisyonumuz yok mu?
    konya ile 0-0 berabere kaldık. karabük ve konya maçında gol atamamızda sistemin mi etkisi vardı yoksa net pozisyonları kaçıran oyuncuların mı?
    bursa ile kupa maçında 2-2 kalmamızdaki etken mancini'nin sistemi mi? yoksa oyuncuların isteksiz oluşu mu?

    peki mancini'nin hatası yok mu? var tabiki. oyuncu değiştirmeleri hep son dakikalara bırakıyor. burası almanya, ingiltere veya italya değil. bunu anlaması lazım. burada ispanya gibi sistem var. üç büyük var-hatta iki bence- ve bunlar çıktığı her maçı kazanmak için oynar. beraberlik tahammül edilemeyecek bir şey bu ülkede. ingiltere'de aldığın bir puan seni şampiyonluğa götürür ama burada aldığın üç puanlar seni şampiyonluğa götürür.

    eksilerini artılarını teraziye koyduğunuz zaman mancini iyi hoca. sisteminden ya da futbol bilgisinden şüphem yok. selçuk inan toparlanması gerektiğine inandığı zaman, burak şımarıklığından vazgeçtiği zaman ve sneijder'i daha etkin oynatabileceği bir nokta bulduğu zaman, şampiyon olamasak bile oynadığımız futboldan keyif alırız.
  • 2599
    her zaman söylerim galatasaray futbol takımına kendisinden daha büyük teknik direktör gelmemiştir. yani en azından hiçbir şey yapmayıp da bu kadar övgü alan daha büyük teknik direktör gelmemiştir. övgü almak bir yana kendisinin ne kadar büyük teknik direktör olduğunu anlatmak için bin takla atıldığı başka büyük teknik direktöre sahip olmamıştık. o kadar büyük ki ne kadar büyük olduğunu anlatabilmek için çok büyük laflar etmemiz gerekiyor. arada son 2 sezonun kazanılan başarılarına da bok atınca çok daha büyüyor. öyle böyle büyük teknik direktör değil. tek büyüklüğü de bu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın