1
özlenen , beklenen ve tabi ki çok geç kalmış hıncal salvosu.
ne yalan söyleyeyim korkmaya başlamıştım, tam 3 hafta oldu hıncal'dan ses yok diyordum ki nihayet sonunda başladı.
--- alinti ---
rijkaard yanlış yolda
* rijkaard geçen sezondan kalma sorunları henüz çözemedi. g.saray farklı kazandığı maçların hakkını veremiyor
* baros'u adam etmek yolunda çabası yok. hakemi aldatmaya çok meraklı. keita, daha iyi bir santrfor ama ondan hoşlanmıyor
* elano, hagi tipinde bir adam. topa iyi vuruyor, iyi paslar atıyor ama savunmaya yardım etmeyi sevmiyor. buna mutlaka önlem alınmalı
_galatasaray rakip tanımıyor. kayseri karşısında da farklı galibiyetlerine devam etti. geçen hafta gaziantep karşısında fazla beğenmemiştiniz. bu hafta takımı ve rijkaard'ın tercihlerini nasıl buldunuz?
bu hafta da aynı düşünüyorum.
galatasaray- kayserispor maçının gollerini çıkar, geri kalan 85 dakikayı şöyle bir izlet bakalım ve sor insanlara, 'bu maç kaç kaç bitmiş olabilir' diye!.. '4-1' diyecek kaç kişi çıkacak! galatasaray'ın birinci golü tartışmalı. baros'un kalecinin tutmak üzere olduğu topa vurmasına hakem faul çalsa pek çok kimse itiraz etmezdi. bence faul yok ama faul çalsa kimse bir şey demezdi. ikinci golde korner yok, golü atan da hiç alakasız pozisyonda kendi kalesine gönderdi. hani galatasaraylı bir adam orada olur da baskı yapar. hayır. adam muhteşem bir santrfor golü attı kafa ile. topun başında bir kaleci var, bir de o var. bu ilk iki gol hiç olmayabilirdi. sadece hakem kararıdır o iki golün kaynağı... üçüncü golün konuşulacak hiçbir yanı yok. öyle bir gol senede kaç kere olur bilinmez. ve o gol atıldığı zaman galatasaray hiçbir şey oynamıyordu, kayseri yükleniyordu, her an beraberlik golü bekleniyordu. böyle bir ortamda 30 metreden muhteşem bir şut çıkardı elano ve maç bitti. şöyle bir baktığın zaman galatasaray'ın 4- 1 galip gelmesi, kayseri'yi futbolla boğmasının, ezmesinin sonucu değil. hatta geçen hafta da söyledim. "maçın başında 15-20 dakika fırtına gibi oynuyorlar" diye. bu defa o da yoktu. galatasaray'ın bu seneki görüntüsüne uyan, yakışan bir galibiyet aldılar sadece. 3.63'lük gol ortalaması yakaladılar ama görünen şu ki 'bu takım birisinden çok kötü bir tokat yiyecek.' futbolda şans iyi oynayanın yanındadır. doğru, ona da itirazım yok. iyi bir kadrosu var. ama galatasaray bu gollerin hakkı olan futbolu bana seyrettirmiyor. bence rijkaard'ın önemli yanlışları var.
aragones'e benziyor
1- milan baros'u adam etmek yolunda bir çabasını hissedemedim. geçmişteki maçlarda egoistlik yaptığı için iki kere oyundan aldı. 'yüzde yüz gol pozisyonunda olan yanındaki adama pas vermediği için oyundan alıyorum' dercesine baros'u kenara aldı. ama şimdi düşünüyorum, tesadüf müydü acaba bunlar!.. çünkü baros'un çok büyük bir kusuru var, galatasaray'a zarar veren bir kusuru var. baros hakemi aldatmaya çok meraklı. bu yüzden rakip kendisini düşürdüğü zaman dahi hakem baros lehine düdük çalmaktan çekiniyor; 'yine aldatıyor mu!' diye. baros ayakta kalmak için direnmiyor. oysa golcü adamın, santrfor adamın sonuna kadar ayakta kalmaya çalışması lazım. santrfor adamın görevi penaltı kazandırmak, rakibe kırmızı kart göstermek değil. santrforun işi gol atmak. bunu anlatamazsa baros'a, galatasaray çok şey kaybeder. bunu birisi anlatacak. ya rijkaard anlatacak ya neeskens anlatacak. bunlar anlatmıyorsa da galatasaray'ı yöneten birisi anlatacak. baros geldiği günden beri bu!.. galatasaray'ın pek çok frikik ya da penaltı kazanmamasının sorumlusu baros'un hakem aldatmaya yönelik hareketleri. yanından birisi geçse kendisini yere bırakıyor ve hakem diyor ki 'ya kendini attı ya da buna faul yaptılar.' yüzde elli, elli. sen olsan ne yaparsın? düdüğü çalmazsan 'hakem vermedi' olur, kendini yere attıysa, 'baros hakemi uyuttu' olur. hangisini tercih edersin? hakemin vermediklerini bu ülkede tartışan yok! ama üç kere aldatılmış bir hakem olursan rezil olursun, bir daha sana maç vermezler. onun için çalmıyor adam. kendini garantiye alıyor hakem, baros'un bu huyu yüzünden. bu huyun temizlenmesi lazım. geldiğinden beri böyle baros!.. birisinin buna, 'böyle oynamaya devam edersen oynatmam seni' demesi lazım. bugün galatasaray'ın elinde keita gibi bir adam var. baros'tan çok daha iyi santrfor ve oyuncu keita. ama anladığım kadarıyla rijkaard, keita'dan hoşlanmıyor. buna artık eminim. sahada aydın ile ayhan ne yaptığı belli olmaz bir şekilde dolanırken elano'yu gördüm ısınırken ve söyledim: "keita'yı çıkaracak yine." ezberlemiş. aynı geçen sene aragones'in yaptığı gibi. o zaman iyi antrenör, saygın antrenör olamazsın. rijkaard ile neeskens ezberlemişler; 'kim değişecek: keita!'
iki misli daha hizli
keita, galatasaray'ın ileriye doğru top oynayan tek adamı. aldığı her topla atak yapan bir futbolcu. baros'tan iki misli hızlı, baros'tan iki misli adam eksiltiyor, baros'tan iki misli topa daha iyi vuruyor. niye keita sağ çizginin üzerinde hapsoluyor da baros santrfor oynuyor ve dünya kadar pozisyon harcıyor? kayseri karşısında 2 tane attı, 20 akını öldürdü. ama o baros 90 dakika oynuyor, o ayhan, o aydın oynuyor, keita'yı oyundan alıyor. sürekli bunu yapıyor. ikinci soru işaretim bu!.. niye durmadan keita alınıyor oyundan?
3- elano ne oynayacak bu takımda? buna karar verilmesi lazım. elano gördüğüm kadarıyla hagi türünde bir adam. her pozisyonda topa iyi vuruyor, çok iyi paslar atıyor. takımı iyi yönetiyor ama fazla koşmayı sevmiyor, savunmaya yardım etmeyi düşünmüyor. tipik hagi. hagi'yi niye oynattığını fatih terim çok iyi biliyordu ve hagi'nin zaafları galatasaray'ı seyrederken fark edilmiyordu. terim, hagi'nin eksik yanlarını suat ve emre'nin koşuları ile kapatıyordu. şimdi eğer elano, hagi tarzında oynayacaksa o zaman orta sahada oynayacak adamların elano'nun arkasını kollamaları lazım. fatih terim'in galatasaray'ında suat'ın asli göreviydi hagi'nin arkasını kollamak.
--- alinti ---
http://www.fotomac.com.tr/uluc.html
ne yalan söyleyeyim korkmaya başlamıştım, tam 3 hafta oldu hıncal'dan ses yok diyordum ki nihayet sonunda başladı.
--- alinti ---
rijkaard yanlış yolda
* rijkaard geçen sezondan kalma sorunları henüz çözemedi. g.saray farklı kazandığı maçların hakkını veremiyor
* baros'u adam etmek yolunda çabası yok. hakemi aldatmaya çok meraklı. keita, daha iyi bir santrfor ama ondan hoşlanmıyor
* elano, hagi tipinde bir adam. topa iyi vuruyor, iyi paslar atıyor ama savunmaya yardım etmeyi sevmiyor. buna mutlaka önlem alınmalı
_galatasaray rakip tanımıyor. kayseri karşısında da farklı galibiyetlerine devam etti. geçen hafta gaziantep karşısında fazla beğenmemiştiniz. bu hafta takımı ve rijkaard'ın tercihlerini nasıl buldunuz?
bu hafta da aynı düşünüyorum.
galatasaray- kayserispor maçının gollerini çıkar, geri kalan 85 dakikayı şöyle bir izlet bakalım ve sor insanlara, 'bu maç kaç kaç bitmiş olabilir' diye!.. '4-1' diyecek kaç kişi çıkacak! galatasaray'ın birinci golü tartışmalı. baros'un kalecinin tutmak üzere olduğu topa vurmasına hakem faul çalsa pek çok kimse itiraz etmezdi. bence faul yok ama faul çalsa kimse bir şey demezdi. ikinci golde korner yok, golü atan da hiç alakasız pozisyonda kendi kalesine gönderdi. hani galatasaraylı bir adam orada olur da baskı yapar. hayır. adam muhteşem bir santrfor golü attı kafa ile. topun başında bir kaleci var, bir de o var. bu ilk iki gol hiç olmayabilirdi. sadece hakem kararıdır o iki golün kaynağı... üçüncü golün konuşulacak hiçbir yanı yok. öyle bir gol senede kaç kere olur bilinmez. ve o gol atıldığı zaman galatasaray hiçbir şey oynamıyordu, kayseri yükleniyordu, her an beraberlik golü bekleniyordu. böyle bir ortamda 30 metreden muhteşem bir şut çıkardı elano ve maç bitti. şöyle bir baktığın zaman galatasaray'ın 4- 1 galip gelmesi, kayseri'yi futbolla boğmasının, ezmesinin sonucu değil. hatta geçen hafta da söyledim. "maçın başında 15-20 dakika fırtına gibi oynuyorlar" diye. bu defa o da yoktu. galatasaray'ın bu seneki görüntüsüne uyan, yakışan bir galibiyet aldılar sadece. 3.63'lük gol ortalaması yakaladılar ama görünen şu ki 'bu takım birisinden çok kötü bir tokat yiyecek.' futbolda şans iyi oynayanın yanındadır. doğru, ona da itirazım yok. iyi bir kadrosu var. ama galatasaray bu gollerin hakkı olan futbolu bana seyrettirmiyor. bence rijkaard'ın önemli yanlışları var.
aragones'e benziyor
1- milan baros'u adam etmek yolunda bir çabasını hissedemedim. geçmişteki maçlarda egoistlik yaptığı için iki kere oyundan aldı. 'yüzde yüz gol pozisyonunda olan yanındaki adama pas vermediği için oyundan alıyorum' dercesine baros'u kenara aldı. ama şimdi düşünüyorum, tesadüf müydü acaba bunlar!.. çünkü baros'un çok büyük bir kusuru var, galatasaray'a zarar veren bir kusuru var. baros hakemi aldatmaya çok meraklı. bu yüzden rakip kendisini düşürdüğü zaman dahi hakem baros lehine düdük çalmaktan çekiniyor; 'yine aldatıyor mu!' diye. baros ayakta kalmak için direnmiyor. oysa golcü adamın, santrfor adamın sonuna kadar ayakta kalmaya çalışması lazım. santrfor adamın görevi penaltı kazandırmak, rakibe kırmızı kart göstermek değil. santrforun işi gol atmak. bunu anlatamazsa baros'a, galatasaray çok şey kaybeder. bunu birisi anlatacak. ya rijkaard anlatacak ya neeskens anlatacak. bunlar anlatmıyorsa da galatasaray'ı yöneten birisi anlatacak. baros geldiği günden beri bu!.. galatasaray'ın pek çok frikik ya da penaltı kazanmamasının sorumlusu baros'un hakem aldatmaya yönelik hareketleri. yanından birisi geçse kendisini yere bırakıyor ve hakem diyor ki 'ya kendini attı ya da buna faul yaptılar.' yüzde elli, elli. sen olsan ne yaparsın? düdüğü çalmazsan 'hakem vermedi' olur, kendini yere attıysa, 'baros hakemi uyuttu' olur. hangisini tercih edersin? hakemin vermediklerini bu ülkede tartışan yok! ama üç kere aldatılmış bir hakem olursan rezil olursun, bir daha sana maç vermezler. onun için çalmıyor adam. kendini garantiye alıyor hakem, baros'un bu huyu yüzünden. bu huyun temizlenmesi lazım. geldiğinden beri böyle baros!.. birisinin buna, 'böyle oynamaya devam edersen oynatmam seni' demesi lazım. bugün galatasaray'ın elinde keita gibi bir adam var. baros'tan çok daha iyi santrfor ve oyuncu keita. ama anladığım kadarıyla rijkaard, keita'dan hoşlanmıyor. buna artık eminim. sahada aydın ile ayhan ne yaptığı belli olmaz bir şekilde dolanırken elano'yu gördüm ısınırken ve söyledim: "keita'yı çıkaracak yine." ezberlemiş. aynı geçen sene aragones'in yaptığı gibi. o zaman iyi antrenör, saygın antrenör olamazsın. rijkaard ile neeskens ezberlemişler; 'kim değişecek: keita!'
iki misli daha hizli
keita, galatasaray'ın ileriye doğru top oynayan tek adamı. aldığı her topla atak yapan bir futbolcu. baros'tan iki misli hızlı, baros'tan iki misli adam eksiltiyor, baros'tan iki misli topa daha iyi vuruyor. niye keita sağ çizginin üzerinde hapsoluyor da baros santrfor oynuyor ve dünya kadar pozisyon harcıyor? kayseri karşısında 2 tane attı, 20 akını öldürdü. ama o baros 90 dakika oynuyor, o ayhan, o aydın oynuyor, keita'yı oyundan alıyor. sürekli bunu yapıyor. ikinci soru işaretim bu!.. niye durmadan keita alınıyor oyundan?
3- elano ne oynayacak bu takımda? buna karar verilmesi lazım. elano gördüğüm kadarıyla hagi türünde bir adam. her pozisyonda topa iyi vuruyor, çok iyi paslar atıyor. takımı iyi yönetiyor ama fazla koşmayı sevmiyor, savunmaya yardım etmeyi düşünmüyor. tipik hagi. hagi'yi niye oynattığını fatih terim çok iyi biliyordu ve hagi'nin zaafları galatasaray'ı seyrederken fark edilmiyordu. terim, hagi'nin eksik yanlarını suat ve emre'nin koşuları ile kapatıyordu. şimdi eğer elano, hagi tarzında oynayacaksa o zaman orta sahada oynayacak adamların elano'nun arkasını kollamaları lazım. fatih terim'in galatasaray'ında suat'ın asli göreviydi hagi'nin arkasını kollamak.
--- alinti ---
http://www.fotomac.com.tr/uluc.html