sanırım sözlükte birileri kendisi için yeteneksiz dedi. quaresma bu ülkeye gelmiş en yetenekli futbolculardan biridir, biridir yetmez, en yeteneklisidir. neden?
dünya futbolunun zirvesine yükselmiş oyunculara bir bakalım mı?
pele,
best,
cruyff,
maradona,
hagi,
stoichkov,
zidane,
ronaldo*,
ronaldo*,
messi. bunların arasına
baggio ile
zola'yı da eklerim aslında. ama kimse
van basten'i sokmaz mesela veya
ibrahimoviç'i, giremezler bu listeye.
neden?
çünkü bu adamlar tek başına takım etkisi yapan adamlardır. bu adamlar topu orta sahada alır, kimseye vermez, herkese çalımı basar gider golünü atar.
quaresma da bu modellerden. bu listeye girememesi tamamen kafasının çalışmamasından. hala mahallenin en iyi topçusu gibi oynuyor. dünyanın en baba kulüplerine transfer olup oralardan kovulmasının sebebi bu. yukarıdaki babalar, kendileri işi bitirirken, olmazsa pas vermeyi de tercih ettiler. ama asıl önemlisi pas almayı da istediler. quaresma'ya bakın, eğer atak kendi tarafından başlatılmadıysa kenardaki 4. hakem gibi maçı izliyor.
geldiği günden beri quaresma'nın beşiktaş'a yarardan çok zarar verdiğini söylüyorum. tabii şöyle bir havası da var "ben nerelerde oynadım, beşiktaş kim lan". geçen sezon
nihat'la anlaşamama sebepleri bunlardı. ikisi de tek başına takım, katil ekolünden. ikisi de beşiktaş'ın üzerinde görüyordu kendini. ikisi de takımlarına bir şey katmadılar. sadece "bunlar bizim avrupa çapında yıldızlarımız" diyerek tablo gibi serginin duvarında sergilenmek dışında.
ama, pazar günü
* başımızın en büyük belası olabilir. bizim takım henüz top taşıyan adamlara önlem alamıyor nitekim ki bunda kimsenin suçu yok, topu iyi taşıyan adama önlem almak çok ama çok zordur.