resim
Rafael Ferdinand van der Vaart
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:41
Uyruk:Hollanda
  • 111
    dün itibariyle* 33 yaşına basmış futbolcu. ajax'tan hamburg'a gittiğinde infial olmuştu, "hamburg ne amk :(" kabilinden. çünkü herkes daha büyük bir kulübün kapmasını bekliyordu. herif hayvanlar gibi oynayıp takımın kaptanlığına bile yükseldi. ve beklenen geç de olsa gerçekleşerek bayağı büyük bir kulübe kapağı attı bizimki: real madrid. o sıralar real madrid de vakti zamanında* barça'nın yaşadığı hollandalı istilalarından birini yaşıyordu. kimler yoktu ki kadroda: canımız ciğerimiz wesley, sakatlıklardan doğru dürüst oynayamayan robben, 2000'lerin en ikonik forvetlerinden van nistelrooy, geçen sene pastırmayla tanışma şerefine nail olan drenthe, yazın kapısında yattığımız dişlek huntelaar ve adamımız van der vaart. hiçbiri de doğru dürüst başarılı olamadı bu portakalların. bir iki sezon içinde hepsi bir yerlere dağıldı. wes, mourinho'lu inter'e gidip ortalığı dağıttı; robben bayern'e... van der vaart ise yelkenleri adaya açtı bu sefer. londra'nın şimal ekiplerinden tottenham için ter dökecekti. haddizatında güzel de performans sergiledi. lakin her tilki gibi kürkçü dükkanının yolunu tuttu. zira zevcesi acı vatan almanya'da ünlü bir tv yıldızıydı. şimdiki aklı olsa tottenham'ı bırakıp da o leş ötesi hamburg'a gider miydi acep? mukadderat... zamanında real'e giderken güzeller güzeli karısı* hakkında "sen git, karın kalsın" diye pankartlar açıp, dövizler taşıyan* kavvat hamburg'luların kucağına geri döndü. tabii ki aynı nehirde iki kez yıkanılmayacağı gerçeği en kadim düsturlardan biridir. ne o eski hamburg vardı artık ne de o eski rafael... özel hayatı da bu dönemde arap saçına döndü. karısı 2009'da göğüs kanseri denen illete yakalanmıştı. bizim oğlansa hiç yalnız bırakmadı bir tanesini, canısını... hatta real, rafael'i ilk sezonun sonunda postalamak istemiş ama o, yedek kalacağını bile bile, karısının tedavi olduğu klinik ispanya'da olduğu için ayrılmayı reddetmişti. ikisi birlikte bu zıkkımdan negzel kurtuldu derken alamanya'nın tüm junkerlerinin ve jet-sosyetesinin tanınmış simalarının katıldığı bir parti esnasında zevcesine şamarı yapıştırmasın mı? meğer yıllardır kadınceğizi zaten dövmüyor muymuş? anam, anam, anam... ortalık bir toz, bir duman. nihayetinde boşandılar tabii. amma skandallar bitti mi? daha en bombasına gelmedik. milli takımdan takım arkadaşı khalid boulahrouz'un eski karısı ve kendisinin eski karısı olan sylvie'nin en yakın arkadaşı sabia boulahrouz'la birlikte olmaya başlamasın mı bizim rafael? tabii bu deyyusluğu medyada da genişçe yer bulunca sylvie'nin de kendisini evlilerken bir pilotla aldattığını, yazışmalarını yakaladığını filan tüm basına afişe etti, suç bastırdı. sen 8 sene iyi kötü evli kal, yeni beckham çifti olarak lanse edil, sonra da böyle malamat ol. neyse efem, rafael bey hamburg'ta da üç sezon daha takıldıktan sonra bu sezon real betis'le anlaştı. havasından mı suyundan mı gene ağır sıçışlarda. ha, kaç maçını seyrettin bu sezon?, derseniz real betis'i takip edecek kadar işsiz değilim elbette ama transfermakt sağ olsun. neredeyse sezon bitecek, adam lig ve kupada hepi topu 300 dakika oynayabilmiş, o müthiş sol ayağıyla ne gol atabilmiş ne de asist kasabilmiş. işte böyle...

    ayrıca derdimi sikeyim. sol frame'de khalid boulahrouz başlığını görüp iki kelam edeyim diye girdim bir saattir hayatımda bir daha belki hiç kimseyle konuşmayacağım, nöronlarımı boş yere işgal eden bilgileri yazıyorum.

    bir rafael uğruna ya rab, ne yazarlar uykusuz kalıyor!
  • 78
    2000 yılı yazı, uefa kupasını * almamızın üzerinden 3 ay geçmişti. genç bir delikanlı olarak özgürce arkadaşlarımla tatil yaparken ailem aradı. beni onlarla tatil yapmam için gümüldüre çağırıyorlardı. dönemlik bir ev kiralamışlardı. yanlarında olmamı istiyorlardı.
    istemeye istemeye gittim, ancak biliyordum ki babam süper kupa finalini * benimle seyretmek istiyordu.
    yanlarına gittiğimde can sıkıntısından patladım ilk gün, kimseyi tanımıyordum etrafta. allahtan akşamına abimler geldi, biraz keyiflendim.
    yan evimizde kalan yabancılar vardı, 4-5 kişilik genç bir gruptu. bende yabancı dil tarzanca olduğu için dialog kurmaya çekinmiştim. ama bizim birader hemen zıpladı muhabbeti koydu.
    elemanlar hollanda'dan tatil için ülkemize gelmişlerdi, laf lafı açıyor muhabbet derinleşiyordu. bende ortama ısınmış allah ne verdiyse dilim döndükçe sallıyordum.
    sonra konu futbola geldi, birader ben anlamam ama kardeşim manyaktır dedi.
    hangi takımı tuttuğumu sordular, türkiye'de hangi takımı biliyorsunuz dedim? galatasaray dediler ağızbirliği yapmışçasına.
    işte dedim ben sizin o bildiğiniz en büyük takımın taraftarıyım (u: gerçi cümle tam olarak böyle değildi, söylemek istediğim buydu ama karşı taraf ne anladı bilmiyorum)
    siz hangi takımı tutuyorsunuz diye sorduğumda ajax dediler.
    ben ajax hayranıyım dedim, inanmadılar bana. sonra kadrolarını saydığımda şok oldular. sonra dedim ki sizde bir genç var rafael van der vaart işte o çocuk büyük futbolcu olacak.
    inanamadılar, bir türkün ajax hakkında bu kadar bilgi sahibi olmasına ve 17 yaşındaki bir genç hakkında böyle derin bir bilgiye sahip olmasına.
    söylemedim tabi onlara deli bir manager oyunu tutkunu olduğumu. günlerce ajax ile başarıdan başarıya koştuğumu.
    ertesi gün süper kupa finali var beraber seyredelim dedim. sevinerek kabul ettiler.
    25 ağustos 2000 tarihindeki muhteşem real madrid zaferimizde benimle birlikte coştular eğlendiler bu hollandalı dostlarım. o gecenin anısına, giydiğim formayı hediye ettim onlara.
    bir kaç gün sonra vedalaştık, giderken telefonumu adresimi falan aldılar. yaklaşık 1 ay sonra bir kargo geldi hollandadan adıma.
    açtığımda çok şaşırmıştım. kolinin içinde ajax bardağı, atkısı, şapkası ve bir rafael van der vaart forması vardı.
    aldığım en değerli hediyelerden biriydi.
    hazır satış listesine konmuşken birde galatasaray formasının arkasına adını yazdırmayı çok isterdim. eminim hollandadaki izini kaybettiğim dostlarımda çok mutlu olurlardı!
  • 95
    doğduğum ve yaşadığım kasabanın çocuğu. bir kaç defa okulumuza gelmişti. küçükken oynadığı ''de kennemers'' kulübünün kantininde forma giydiği bütün takımlarının(ajax, real madrid gibi) orjinal imzalı forması var.

    şimdi de öğrendim ki sevgilisi memleketlim. rafael iyice enişte kıvamına geldi. yakında komşu da oluruz belki. saygılar abim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın