• 119
    son bir sene içinde anne karnında iki bebeğini kaybetmiş bir baba adayı olarak sabırlar diliyorum kendisine.

    malesef bu tip şeyler yaşanabiliyor. her can sağlıklı şekilde kalamiyor hayatta. umarım en yakın süre içinde sağlıklı bir evladi dünyaya gelir. teselli cümleleri bazen kifayetsiz kalsa da ateş düştüğü yeri yakıyor. benim de çok yandı, seni çok iyi anlıyorum renkdas.
  • 164
    yaşadığı acıyı okurken insanın içine bir şey saplanıyor. gerçekten zor bir durum. satırlarında gördüğüm kadarıyla kendini acımasızca suçlaması daha da yıpranmasına yol açacaktır. nacizane tavsiyem, bugünlerde eşinin kendisine belki de hiç olmadığı kadar ihtiyaç duymasından ötürü metanetini korumaya gayret etmesi olur. geride kalanlara bol sabırlar diliyorum, tekrar başınız sağolsun.
  • 177
    (bkz: #3713433)

    yanlış çıkarımda bulunarak, istenilen orta saha transferi şu ana kadar gerçekleşmediği için tepkiyle yazılmış bir entry girmiş yazar. öncelikle abdürrahim albayrak’tan bahsettiği transfer dönemininin sonuna doğru takımdan gomis de ayrılınca nitelik, taktiksel vs. değil nicelik olarak elimizde tek santrafor eren derdiyok kalmıştı. ve bu adam tartışılan bir isim olmasının yanında sakatlık ve form sorunu bulunan biriydi ki zaten yarım dönem santraforsuz oynamak durumunda kalmıştık bu yüzden. aynı yaz döneminde, hiç unutmuyorum bunu abdürrahim beyefendi bir röportajında bizzati tv de duydum, gördüm; fatih hocama 1 değil 2 santrafor alacağıma dair söz verdim bu yüzden de gomis’in gitmesini onayladı tarzı ayrıca talihsiz bir söylemi de olmuştu. malumunuz o transfer döneminin sonunda gülünemeyecek kadar trajikomik yanlış bir hesaplama yüzünden birini ve yine aynı şekilde davalık olunabileceğini fark edildiği için de diğer santraforu alamadık. yine o senenin yarı transfer döneminde aynı trajikomiklikleri yaşayıp da “ umulmadık bariyerlere “ çarptığımız için en sonunda ozan kabak’tan gelen yüklü bir parayı diagne’ye gömüp uzunca bir süre kronik bir santrafor sorunuyla başbaşa kalmıştık. bu akıl tutulmasının baş sorumlularından olan abrürrahim albayrak ilk kez o dönem bizim takımda transfer komitesinin başındaydı. bahsedildiği 6 şampiyonlukta sıradan bir yöneticiydi ki katkısı da belli ölçüde olmuştur. ama sapla samanı karıştırmamak lazım.

    geldiğimiz süreçte şu anki transfer komitemizin başındaki erden timur ise; ülkemizin ve kulübümüzün içinde bulunduğu şartlara rağmen, aldığı riskler neticesinde icardi gibi bir ikonu kadromuza katmış, torreira gibi bir canavarı çok iyi bir anlaşmayla çok iyi bir yaşta takımımıza katmış, geçen sezonki şampiyon kadroyu rashica( mevkisi ağzına kadar doluydu) harici korumuş ve üstüne zaha, ziyech, angelino gibi üst düzey adamlar almış, tete gibi fırsatı iyi değerlendirmiş ve en önemlisi bunları bonservissiz gerçekleştirmiş, dahası bildiğimiz zaniolo süreci, getirebileceği kazanç vs. gider böyle. defalarca yazdım yine yazıyorum; elimizde orta saha mevkisi birkaç futbolcumuzun yan mevkisini olmasını dahi hesaba katmadan nicelik yönünden tatmin edici ve dahası nitelik olarak da belli bir seviyede olmasına rağmen işin tabiki de taktiksel boyutunu düşünerek daha iyi seviyeleri görmek istediğimiz için yerlerine futbolcu istiyoruz. bakın yerlerine istiyoruz. yine ve yeniden yazıyorum ki o mevki boş değil. ve bu adamlar bizi geçen sene şampiyon yaptı. yani yaptığımız tüm yangınların sebebi eksiklikten değil, daha iyisini istemekten. kaldı ki yerine daha iyilerini istediğimiz oliviera’yı da kulübümüze kitleyen kendi değildi.

    yani sonuç olarak; abdürrahim albayrak örneğinden yola çıkıp da, erden başkan’ı aynı şekilde hedef göstermek asla doğru bir yaklaşım değil. tabiki de bu her seferinde ne yaparsa yapsın desteklenmesi anlamına da gelmiyor ama doğru ve yanlışın çıkarımını iyi yapmamız da gerekiyor. hele hele ortaya koyduğu yüreğinin yanında, öyle lafta değil icraatta da galatasaraylılığını gösteren, uzun süredir hatta belki de kıyasladığımda kendimi bildim bileli çok nadir gözlemlediğim iyi anlamdaki bir yöneticilik örneğini bize yaşatmış, yaşatmaya da devam eden böyle bir adamın yani erdem timur’un bu şekilde asılıp, kesilmesini şahsım adına doğru bulmuyorum.
  • 202
    kendi kendini pilot eden yazar. genelde çoğunlukla negatif entrylerini okurdum ya bana denk geliyordu ya da gerçekten sürekli bu şekilde yazıyordu bilemem.

    kendisi özelinde değil ama söylemek istediğim bir husus var. galatasaray sözlük bünyesinde yazan arkadaşların, eleştiri kültürü ile yapılan hiçbir yoruma ses çıkarmaya hakkı olmadığını düşünüyorum amaa toksik mantalite ile her şeyi herkesi özellikle genelin sevdiği insanları sürekli amasız fakatsız boklamak ne eleştiri kültürüne sığar ne de fikri hür vicdanı hür mottosuna.

    %70-80 başarı ile hareket eden kişilerin %20-30lük hatası yüzünden kendisini sürekli gömme hakkı buluyorsanız tek entry yüzünden permanent'in pilot olduğunu düşünmeye devam edebilirsiniz.
  • 65
    5000’den fazla sezeryana giren biri olarak yazarımızın bebeğini kurtaramayan meslektaşlarım adına kendisinden özür dilerim.

    bizler çalışan olarak ne kadar tecrübeli olsak da bazen bilgi ve deneyimlerimizin yetmediği yetişemediğimiz durumlardan birini yaşamışsınız. malesef yaşadığınız durum “acil sezeryan” diye tanımlanan ve neredeyse saniyeler içerisinde bistürinin kullanılması gereken bir durumdur. bu çoğu zaman mümkün olamayabiliyor.

    duygusal olarak belli bir yerden sonra duyarsızlaşıyoruz bunu da kabul ediyorum ancak yazdığınız yazıyı okudukça yutkundum. bizim için okumadı ne kadar zor ise sizin için bu süreç nasıldır tahmin bile edemeyiz. allah yardımcınız olsun kardeşim. allahım sabır versin sizlere. ne söylesek ne desek bebeğiniz geri gelmeyecek. dua etmekten başka elimizden birşey gelmeyecek.

    başınız sağolsun. allah bebeğinize rahmet eylesin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)