• 777
    3 dönem toplam 6 yıl başkanlık yapmıştır.

    ilk gelirken bizi şampiyon yapan, cl'de gruplardan çıkaran luceyi kovup terimi getircem diyerek seçilmiştir.
    ikinci sefer o zamanlar çok güçlü olan ergun gürsoyu listesine alarak seçilmiştir.
    son seferinde adnan polatı listesine almış ve bir daha aday olmıycam diye söz vererek seçilmiştir.

    dursun kadar olmasa da çok ama çok kötü bir başkandı. 96-2000 arası gururla dolaşan bütün camiayı ezmiş ve herkesin başını öne eğmiştir. zirveden oraya düşüş inanılmaz kötüydü. iyi bilmezdim kesinlikle. dönemindeki aklımda kalan rezaletleri :

    - cl'de çeyrek final oynatan luceyi kovmuştur
    - terimi getirmiş ama arkasında durmamıştır. terimin ayrılmasını istemiş ama kovmamış istifa ettirtmiştir.
    - ali sami yen stadını olduğu yere yapacağını iddia etmiş, yıllarca bunun yalanını söylemiş hatta sahip somdan kredi buldum onunla yapıcam demiştir. ne para vardır ne kredi. bir güzel kredi masrafı adı altında dolandırılmıştır.
    - döneminde korkunç paralara korkunç sayıda transfer yapılmış resmen kulüp batmıştır.
    - fenere döneminde 6-0 yenildik
    - aig'ye hisseleri devretmesi için korkunç paralar ödendi. para bulunamayınca ünal aysaldan alındı. ona da ödenemedi ve hisselerde korkunç zarar edildi
    - hagiyi getirip onu da kavga dövüş gönderdi
    - riberyi kaçırdı
    - 3-5 sene önce her sene şampiyon olan kadın basketbol takımı 100. yılımızda küme düştü. altını çiziyorum bakın. küme düştü!!!
    - geretsin sözleşmesini bir yıl uzattık açıklamasından sonra kovdu
    - en kötüsü de ali sami yenden çıkmamıza neden olmuş, elimizdeki çok değerli stadı yok pahasına kaybetmemizi sağlamıştır.

    onunla ilgili aklımda kalan yalan dolanlarla hep günü kurtarmaya çalışan, birilerini günah keçisi yapıp kendisini centilmen ayağına aradan çıkaran başarısız ve basiretsiz bir silüet. o kadar çok çektirdi ki, ölünün arkasından konuşulmaz bile diyemiyorum...
  • 778
    mucize 2006 şampiyonluğunda staddaydim. kutlamalar sırasında tribünleri geziyordu bizde büyük başkan diyorduk. bir kaç gün sonra, takimin soyunma odası görüntüleri çıkmıştı. orada dışarda bana büyük başkan diye bagiriyorlar, içlerinden gelerek soylemediklerini biliyorum ama yine de bana bunu yasattiginiz için hepinize teşekkür ederim demişti. iyi şeyler yapmak isteyen ama olmamış başkandi. seyrantep anlaşması galatasaray için çok karlı bir anlasmaydi, mustafa sarıgül'ün projesiydi, galatasaray'a büyük paralar kazandirabilirdi ama aziz yıldırım'ın çomak sokması ile ilk ihale iptal edildi ve biz sadece stad ile yetindik. allah rahmet eylesin, umduğumuz gibi bir başkanlık yurutemedi ama hiç bir zamanda koltuk delisi olmadı.
  • 779
    allah rahmet eylesin iyi insan olduğu dile getirilirdi.

    ancak sportif açıdan konuşacak olursak başkanlığı döneminde galatasaray taraftarına büyük acılar yaşatmıştır. doksanlı yıllardaki sonu uefa kupası ile tamamlanan şaşalı dönemimizden sonra 2002 sonrası 5-6 yıl hatırlamak istemediğimiz dönemlerdir. 2006 yılında gelen şampiyonluk gerçekten mucize gibiydi. öyle ki hiç unutmam açık ara fb ile kafa kafaya giderken taraftarın umutsuzluğundan olsa gerek içerideki son 3 maç hariç şu anki stadın yarı kapasitesinde olan ali sami yen stadı dolmamıştı. son düzlükte adnan polat önderliğinde tam bir yönetim, futbolcu ve taraftar üçlemesi ile söküp almıştık o şampiyonluğu.

    koltuk sevdalısıydı maalesef. o kadar taraftar tepkisine ve istenmemesine rağmen 2004 ve 2006 yıllarında tekrar seçildiğinde ben de çok üzülmüştüm.

    dursun aydın özbek ayrı bir kategoride ve başkan demeye dilim varmıyor. zaten onu da yaka paça gönderdik. kendisini yollayamıyorduk da. ruhu şad olsun ancak dursunu bir kenara koyarsak maalesef tarihimizin en kötü başkanıdır.
  • 780
    çok centilmen, çok seviyeli, galatasaray'a yakışan bir başkandı. hakemlerle ilgili sadece 1 kez konuştuğunu hatırlarım, "o adam düdüğünü asacak!" demişti ve o düdük asılmıştı. sportif başarısızlıkları tamamen kendisine mal etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. saygı ve sevgiyle andığım, bizim camiamızdan çıktığı için gurur duyduğum bir başkanımızdır.
  • 783
    insan olarak iyi insandı mekanı cennet olsun ama iyi olmak yetmiyor.
    mustafa cengiz'e bok atmak için özhan canaydın'a kadar geldiysek bundan sonrası dursun özbek güzellemeleridir.
    "aslında ne nur yüzlü adamdı ..."

    özhan canaydın liseli olmasa ya da onun döneminde yaşananların yarısı başka bir yönetim döneminde yaşansaydı o başkanı ve yöneticileri bırakın indirmeyi üyelikten atarlardı.
    konuşturmayın şimdi.
  • 786
    çok net hatırlıyorum, seçildiği gün tüm camiaya hitaben; 10 yılda 7 lig ve 3 avrupa kupası sözü vermişti. bunun yanında her yıl bir dünya yıldızı transfer edeceğini de eklemişti. sonrasının hepimiz biliyoruz, en azından yaşım itibariyle ben biliyorum. hayatımızın baharında kanser olacaktık, kafamızda saç kalmayacaktı. kimilerine göre en kötü başkan olmayabilir lakin verdiği uçuk sözler ve icraatlarını yan yana koyunca benim nazarımda uzak ara en başarısız bsskandır. güç bela, 2 milyon 500 bin dolara bonservisi alınan ribery'nin attığı imzanın mürekkebi bile kurumadan, 150 bin dolarlık ödemesi yatırılmadığı içinde marsilya'ya kaptırılması, o gün ki üzüntümü hayatım boyunca unutamam.
  • 789
    bir ölüm yıldönümünde daha "kör ölür badem gözlü olur" ve "ölünün arkasından konuşulmaz" metaforları eşliğinde yine tatlı tatlı anılan gençlik yıllarımızın katili. tarihinin saha dışında en güçlü fenerbahçesi'ne karşı tarihinin saha dışında en zayıf galatasaray'ını yaratmıştır. yüzüncü yılda kadın basketbol takımını sezonluk bir set forma ile küme düşürmüş, erkek takımı sezon başı getirilen(!) playout sayesinde götü güç bela toplayabilmiştir. kadın voleybol takımı ise ertesi sezon küme düşmüş, bir sonraki sezon tekrar lige çıkamasa da çıkan takımlardan birinin çekilmesi sonrası lige dönebilmiştir.

    daha ortada bir kuruşu bile olmayan krediye(!)**** güvenip hem takımı hem taraftarı ikitelli dağlarında sefil etmesi, frank ribery'nin 100. yıl balosunda sahneye çıksın diye fransız bir sanatçı ablamıza verilen para kadar bir alacak yüzünden elden kaçması, tarihi bir şampiyonlukla sonuçlandığı için kaynasa da futbolcuların 2005-2006 sezonunda alacaklarından ümidi kesip antremana çıkmaması, taraftarın yıllar süren ve stadda maç izleyememesine sebep olan protestolarına rağmen sade ve sadece geçmişinden dolayı 3 dönem görev yapabilmesi 6 yıllık başkanlık döneminin en akılda kalan olaylarındandır.

    galatasaray'a aslantepe stadı'nı kazandıran başkan olarak bilinir. oysa bu konuda da ciddi yanılsamalar vardır. zira eski ali sami yen stadyumu'nun bulunduğu arsanın üst kullanım hakkı taa 1955 yılında dönemin "beden terbiyesi üst müdürlüğü" tarafından 1977'den 2007'ye kadar uzatılmıştır. yani zaten göreve geldiği tarih itibarı ile galatasaray'ın stad sorununu çözmesi kaçınılmaz idi. fenerbahçe ve beşiktaş "bir şekilde" bu sorunları aşıp aynı yerde stadlarını yenilemişken bu abimizin üstün başarıları sonrası galatasray'ın üst kullanım hakkı sözleşmesi yenilenmemiş, o dönem için e5 kenarında şehrin dışında bir yer olan seyrantepe arazisi yer olarak gösterilmiştir.

    seyrantepe öncesinde "biz yeni stadı 2007'den önce yapar bitirirsek burada kalmak için elimiz güçlenir" diyerek yine bahsi geçen ortada bir kuruşu bile olmayan krediye güvenip ali sami yen'den çıkıp olimpiyat stadı'na gidilmiştir. soğuk günlerde kurtların indiği, "şehirde" karla karışık yağmur varken zeminin karla kaplandığı, rüzgar panellerinin rüzgara dayanamayıp uçtuğu, o dönemin istanbul'unda merkezden 2-3 saatte ulaşılabilen, en güzeli de sezon açılışına günler kala dinamitle patlatılan kayaların arasından salla pati dökülmüş tek şerit gidiş tek şerit geliş bir asfalt haricinde yolu olmayan bir ucubede galatasaray'ın modern tarihteki en kötü sezonunu yaşaması da yine bu abimizin unutulmaz icraatlerindendir.

    mecidiyeköy'deki stadı yıkıp yenileme işi sahip som'un kaçırılması sonrası gümlemiş, mustafa sarıgül'ün de araya girmesiyle şişli sınırlarındaki seyrantepe arazisi alınabilmiş, stad için açılan ilk ihale projelerde sorun olduğu için iptal edilmiş, ikinci ihaleyi kazanan şirket inşaat sırasında iflas etmiş, tekrarlanan ihale sonucu yarım kalan inşaat güç bela ve ilk halinden eksiklerle tamamlanabilmiştir. stadın yapım sürecinin diğer iki kulübün, özellikle beşiktaş'ın stad yenileme sürecinden farklı olmamasına rağmen hala daha "toki arena" olarak anılması yine bu sayede olmuştur....

    15 ocak 2011 akşamı stad açılışında dönemin toki müdürü erdoğan bayraktar "kendisinin o aciz ve çaresiz duruşu hala aklımda" dediğinde stadda kopan kıyamet ise galatasaray taraftarının, galatasaray'a has bir kültürden gelen manevi bir teşekkürüydü rahmetliye...

    tıpkı emekli olduğu ve tribünlere oynama konusunda sıfır yükümlülüğü olduğu bir günde; kendisini yıllar yılı protesto eden hatta stadda rahat maç izleyememesine sebep olan ultraslan'ın genel koordinatörü, başkanlığı döneminde sayısız fikirsel tartışma yaşadığı alpaslan dikmen'in kaza haberini aldığında evden üzerinde kazak altında eşofmanla apar topar fırlayıp hastaneye gitmesi gibi...

    --- alıntı ---

    acılarla yüreğimizi kanattın
    şubelerde anamızı ağlattın
    tanrı hesap sorsun bizim için sana
    bizi yaktın yıktın gittin* canaydın

    --- alıntı ---
  • 790
    fenerbahçe ile galatasaray arasındaki farkın tecessüm ettiği kişidir. fenerbahçe'de başarısız bir başkan iseniz aziz yıldırım olursunuz, ali koç olursunuz. camia sizi o noktaya inmeye zorlar. galatasaray'ın başarısız başkanı ise özhan canaydın'dır. beyefendidir, insani vasıfları üst düzeydedir. galatasaray için elinden gelenin en iyisini yaptığına emin olunandır. tanrı rahmet eylesin.
  • 794
    rahmetli başkan göreve gelmeden önce 3 dünya yıldızı sözü vermişti. göreve geldikten sonra da ümit davala transferinden sonra bu transferin o 3 isimden biri olduğunu belirtmişti.
    şimdi de sayın burak elmas 10 gün içinde transferleri yapacağız minvalinde sözler etti. 10 güne ek 10 gün daha eklendi. umarım barış alper yılmaz transferini vaadinin bir parçası olarak sunmaz.
    edit: barış transferini tıpkı kerem transferi gibi harika bir transfer hamlesi olarak görüyorum. belirtmek istediğim bu transfer yönetim ürünü olarak sunulamaz.
  • 796
    galatasaray tarihinin belki de en kötü ikinci başkanı. ancak rahmetli aynı zamanda galatasaray'ı temsil edebilen, hak savunabilen son kişiydi. ünal aysal. eyvallah. adamın türkiye'de kimseden çekincesi yoktu. taraftar dahil. dolayısıyla rahat rahat takılabiliyordu ancak özhan canaydın'ın temsil kabiliyeti bambaşkaydı. allah rahmet eylesin. keşke iyi de başkanlık yapmış olsaydı. dominasyonun önüne geçen belki ilk kişidir.
  • 799
    başkanlığı döneminde yaşananları net olarak hatırlayan galatasaraylıların stres ve sinirden reflü belasına batmasının nedeni olan kişidir özhan canaydın. şampiyonlar ligi bizim evimiz, barcelona, real madrid uzun zaman görüşmediğimiz mahalle arkadaşımız gibiydi. bugün dünyanın en büyük kulüpleri şampiyonlar ligi başladığında galatasaray'ı "oo nerede kaldın, özlettin kendini" diye karşılıyordu. çıta o kadar yüksekken geldi, lucescu'yu yolladı, fatih terim'e hiç verilmemesi gereken "kadroyu kurma" yetkisi verdi. milyonlarca romanyalıyla olimpiyat stadına çıktığımız zulüm aylarını, o günlerin stresini hala anımsarım. koskoca galatasaray'ı iki yıl gibi bir sürede ortalama bir takım hüviyetine soktu. fenerbahçe 2005-2006 yılında kendisine has o beceriksizliği göstermeseydi dört yıllık şampiyonluk rekorumuza fenerbahçe ortak olacaktı.

    araba kullanmasını hiç bilmeyen bir insana arabaya emanet edip yanında oturduğunuzu düşünün. her an aksiyon, her an gerilimdi. transfer döneminde recoba, inzaghi, makalele isimleri geçerdi. çünkü kendisi her sene dünya yıldızı sözü vermişti. yaklaşık bir ay süren "recoba uçağa bindi geliyor" , "makalelenin eşi bavul topladı", "inzaghi çocuğunu istanbul'da okula yazdırdı" haberlerinden sonra efsane başkan havalimanında ali lukunku ile belirirdi. şimdi anlatması normal geliyor ama o dönem muazzam bir beklenti içine girerdik -belki de daha çocuk sayıldığımızdandı-. milyonlarca vasat transferin ardından taraftar biraz sesini yükselttiğinde "kötü ama centilmen" savunması gelirdi. rahmetli her mağlubiyette alkışlamayı adet edindiği için elleri aşınmıştı bir ara. çünkü sürekli yeniliyorduk.

    herkes stadyum inşası üzerinden savunuyor kendisini ama bu büyük bir başarısızlık örneğidir. istanbul'un en güzel yerindeki stadı verip ovanın ortasına stat yaptırdı. doğma büyüme viyana'da yaşayan bir insanın yozgat sorgun'a taşınması gibi bir şeydi. en çok üzüldüğüm de galatasaray'a ve galatsaraylılara has o özgüveni yok etmesiydi. canaydın öncesi galatasaray özgüveni ile başkanlığındaki özgüven arasında dağlar kadar fark var. ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun. ama tarihin en kötü başkanlarından birisiydi. verdiği vaatlerin hiçbirini gerçekleştirmeyip "ama yenilince alkışlıyor" zokasıyla uzun yıllar başkanlık koltuğuna oturdu. garipti. neyse ki o günler geride kaldı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın