dün akşam televizyon seyredememiş olmamdan dolayı, yediği haltı
* sözlüğümden öğrenmiş bulunmaktayım. iyi ki de televizyonda denk gelmemişim; sinirle televizyona fırlatacağım bir cismin vereceği zarara değmezdi. sen ki, "hagi istifa tribünü"nün liderisin, bundan gayrı yapacağın/söyleyeceğin şeyler beni şaşırtmaz. sen de bu üst limiti zorlamanın sapkınlığıyla ve "başka nereye saldırsam?" ruh haliyle kewell'a bulaştın. ama çok yanlış yaptın. kewell'ın tek marifetinin yakışıklılığı olmadığını sen de o kadar iyi biliyorsun ki, bu yaptığında art niyet aramamak mümkün değil. belli ki kewell'ı kıskanıyorsun, hadi onu geçtim. ama bunun altında yatan niyet çok daha derin. belki paranoyak oldum ama aklımdan geçeni yazmasam çatlarım. galatasaray taraftarlarını ikiye böldüğünüzün farkındasın. bir tarafta "yönetim taraftarı", ki bu ultraslan oluyor, bir tarafta da "gerçek galatasaray taraftarı". ve sen bu ayrımı çok iyi gözlemleyebiliyor, bu sözlükten de takip ediyorsundur. belki de kewell'a dil uzatma girişiminin sebebi de budur. paranoya mı bilmiyorum ama bu kadar mantıksız bir söylemin gerekçesini bulmakta zorlanıyorum.
evet, ben futboldan falan anlamıyorum! en yakışıklı futbolcular eskiden beri hep galatasaray'da olmuştur, o yüzden galatasaraylıyım zaten! kewell'ı da galatasaray'a geldiğinde tanıdım, önceden hiç haberim yoktu! halbu ki, sırf türk olduğu için tapmam gereken o kadar futbol dehası varken takımda, ben tutmuşum kewell'a hayran olmuşum! milimetrik orta yapan karın kaslarına, taç atan dövmeli kollarına bir hastayım, bir hastayım ki bilemizsin! sana kötü bir haberim var; takımda, yakışıklılığyla sevilen başka adamalar da var! bu taraftar böyle işte, varsa yoksa tip! tipin yoksa, işin zor. tipin yerindeyse, hayranın bol. koy bakalım ultraslan'ın başına bir tane kewell gibi yakışıklı adam, sonra bak bakalım ultraslan hayranı olmayan kalıyor mu?