• 213
    kendisini maç satmakla* ancak 18 mart 2015 fenerbahçe galatasaray kadın basketbol maçı'nı izlemeyenler ya da bilmeyenler suçlayabilir. zira o maçı tek başına söküp alan nevriye'ydi, ilk o öne çıkmıştı. attığı, attırdığı sayılarla, yaptığı savunmalarla takımda melo etkisi yaratmış ve maçın sonunda fenere 19 sayı fark atarak evimize dönmüştük. kadın 36 yaşına gelmiş, e bırakın da formsuzluk hakkı olsun.

    türk kadın basketbol tarihi'nin en efsane, en büyük oyuncusu.

    edit: hayri pekergin diye kontrolünü kaybetmiş bir zatmış bu suçlamayı yapan. gs tv'de falan da görev almış zamanında. boşuna demiyoruz galatasaray'ın en büyük düşmanı galatasaraylılardır diye.
  • 271
    sessiz atın çiftesi hesabı, 2018'de kavga dövüş takımdan uzaklaştırılmasının intikamını iki sene sonra kaptan ışıl alben'i takımdan gönderterek almış olan komisyoncu. ömer yalçınkaya'nın gözbebeği mi desem, ortağı mı desem bilemedim...

    koç efe güven de bu hengamede aradan çıkarılırsa galatasaray kadın basketbol takımı'nın başına geçip kankası ceren ateş'in tagar spor menajerlik firmasının elinde kalan tüm vasat oyuncuları galatasaray'a çakarak ömer yalçınkaya ve saz arkadaşlarıyla dilediği gibi komisyon taksimatı yapabilecektir...

    kaptana 5 ay boyunca sözleşme yapılmamasının, indirim yapmadı da haber vermeden kaçtı diye kamuoyunun önüne atılmaya çalışılmasının, takımın iki sezondur çoğu maça 10 ya da 11 kişilik kadroyla çıkmak zorunda bırakılmasının, geçen sene ilk 5 oyuncusu sezon başında sezonu kapatınca bir takviye bile yapılmamasının, coaching olarak ligde tüm rakiplerini sindiren efe güven'e ufak da olsa bir destek verilmemesini; bunların hepsini bir bütün halinde ele almak gerekiyor...

    biri galatasaray biri fenerbahçe'deyken bile aralarından su sızmayan nevriye ve ışıl 2018'de sezon ortası niye küsmüşler, o sıralarda avrupa kupasına giden takımın yardımcı antrenörü* ve idari menajeri* neden apar topar görevden uzaklaş(tırıl)mış, aynı sezon sonu kaptanın biten sözleşmesini yenilememek için neden binbir takla atılmış, ne olmuş da nevriye yılmaz'ın tekrardan galatasaray'da yaş gruplarında çalışmasına/sporcularla temas kurmasına izin verilmiş, iki sezondur ligi izleyen herkes "galatasaray 1-2 transfere şampiyonluğa oynar" derken ömer yalçınkaya denen zat inatla başkana "transfere gerek yok" diye defalarca rapor vermiş/telefon açmış, içerde neredeyse 1 yıllık alacağı olan kaptanın arkasından kimler niye yalan dolan haber çıkartmış...

    bu hengamede birilerinin maşası olmadan gazetecilik yapma niyetinde olanlar, ya da işin aslını öğrenip galatasaray'ın menfaatini kollama peşinde olanlar işe bu soruların cevaplarını kovalayarak başlayabilirler. bu soruların cevaplarını bulup birleştirildiği zaman ışıl alben'in galatasaray'dan koparılışının arkaplanını çözmek mümkün olabilecektir...

    ömer yalçınkaya'nın kovulmasını, şubeden sorumlu yöneticilerin görevi bırakması pahasına reddeden kaan kançal ve yusuf günay işte böylesine bir tezgahın ortağı konumundadırlar.

    taşeron gazeteciler aracılığıyla ortaya atılan, daha önce bir şekilde bertaraf edilmiş tarık günay konusu üzerinden kendilerini aklayıp bu işten sıyrılamazlar.
  • 5
    kendisine edilen küfürleri yorumlarken "o bize böyle yaptı, biz ona şöyle yaptık" dersek, işin içinden çıkamayacağımız aşikardır. burada önemli olan hangi takımın taraftarının kimlere küfür ettiği veya hangi sporcunun taraftarına eşlik ettiği değil, kalabalık bir grubun toplu halde bir kadına küfür etmesidir. edilen kişinin nevriye veya herhangi bir fenerbahçeli bayan sporcu olması da dahil hiçbir bahane kadına küfürü haklı çıkaramaz.
  • 64
    kadın basketbolunda başarı istiyorsan, nevriye transferini de isteyeceksin. zaten hepi topu 3 tane kadın basketbolcu var. hani elli tane kadın basketbolcu olur da, istemezük triplerine girersin. ama yok işte. nevriye, birsel, -belki- esmeral..

    on yıldır geçmişin mirasını yiyoruz. artık kenar branşlarda bir şeyler yapmamız lazım. duygunun amına korum.
    nevriye 10 numara transfer olur.
  • 65
    --- alıntı ---

    bak kardeşim sen güzel bi kardeşe benziyosun benim yaşım elli bak götüme bak bak bak iyi bak heh donum görünüyo donum olmasa bizzat götümün kendisi görünecek kadın basketbolunda şampiyon olalım diye taurasi'yi bile aldık yine türkiye kupasıyla yetindik ha biz ağzımızı açıp şikayet etmiyoruz da sen mi şikayet ediyosun ha bak kardeşim güzel kardeşim canım kardeşim benimle bi daha sakın polemiğe girme.

    --- alıntı ---

    *

    ayrıca; (bkz: bisikide beğeninbe)

    isterseniz kenyalı bu basketbolcuyu getirelim.
  • 170
    kadın basketbolunun pozisyonunda belki de dünyada ilk beş isminden biri. ülkemizde sırf boydan dolayı o mevkilerde oynayan yasemin horasan ya da bahar çağlar gibi muadillerinin yanında "uzak ara" öndedir. 1990'lardaki galataasray hakimiyetinin son yıllarına yetişmiş, euroleague üçüncüsü takımın bir parçası olmuş, wnba'de ter döken ilk türk olmuş, türkiye dönüşünde fenerbahçe'nin 8 yıllık serisinde kilit rol oynamış, galatasaray'a süpriz bir şekilde geldiği sezonların ikincisinde bu tarihi üçlemenin bir parçası olmuştur. 2009 yılındaki eurocup şampiyonluğumuz dışında ulusal takım ve kulüp bazında türk kadın basketbolundaki tüm başarıların içinde bir şekilde yer almış; bir türk kadın basketbolcusuna kolay kolay nasip olmayacak bir kariyere imza atmıştır.

    gencecik bir çocukken florya'da antreman yaptığı günler kendisinin, "yok galatasaray" günleri ise her boku hatırlayan takıntılı taraftarın aklından hiç çıkmamıştır.

    (bkz: herşey gider hatıralar kalır)
  • 265
    daha önce galatasaray kadın takımında menajerlik oyunlarıyla usülsüzlük yapıldığı iddiaları dolandığında malum can topksal'ı takip ediyoruz yakında, hiç aklıma gelmemiş kişiydi nevriye yılmaz.

    ardından dün bir sözlük yazarı renktaş hakkında girdiğim şu (bkz: #2320926) entry sonrası konuşulan kişinin o olduğunu söyledi. daha önce kendisinin isim vermeden değindiği bir konu olduğundan acaba aynı menajerlik şirketi mi diye düşünürken, bugün birkaç yere bakma ihtiyacı hissettim.

    ilk önce nevriye'nin takıma oyuncu aldırmadığını bilakis takımdan bazı oyuncuların gönderilmesi konusunda insiyatif aldığını öğrenince dedikodudur dedim. ancak an itibariyle öğrendim ki takımdan gönderttiği oyuncular takıma bu berbat kadroda fayda sağlayabilecek şu entryde de öncesinde bahsettiğim gibi (bkz: #2320763) maryia papova ve deniz çolakoğlu olduğunu öğrendim. belki burada da birşey yok ama bu iki sporcunun da tagar şirketine kayıtlı olduğunu öğrendim. biraz daha merak edince ki etmeseydim keşke şirket ortaklarından ceren ateş'in ortağı olduğu bilgisine ulaştım. dahası galatasaray'a bu sene gelen oyunculardan bitmiş ewelina kobryn de bu menajerlik şirketinin kayıtlı sporcusu için takıma kurtarıcı olarak getirildi. dahası yeni transferlerden merve uygül de aynı durumda...

    ben hep neden irem naz topuz gibi inci güçlü gibi bizde geleceği olmayan genç oyunculara bu kadar şans veriliyor ve nevriye'ye ne zaman sorulsa yerine türk basketbolunda kim var dense en hantal olan inci'yi söylemesini hep galatasaraylılık diye naifçe yorumladım. meğer her ikisi de tagarın sporcusuymuş. anlaşıldı neden sürekli takımdaki en yetenekli genç olan meltem yıldızhan azarlanırken irem naz'ın ve merve uygül'ün pohpohlanması...

    dahası geçen sene getirilip doğru düzgün oynatılamayan courtney'nin kardeşi ashley paris de bu şirkette...bir de sadece gelenden değil gidende de transfer başı sporcuların menajerlik şirketlerine komisyon ödediği göz önüne alınırsa...ortada dönen iddiaların baya bir dayanağı olduğu anlaşılacaktır. nevriye yılmaz'ın bir şirket ile bağlantısı varken çalıştığı takıma o şirkete kayıtlı oyuncu transfer edip diğerlerini (ki çöp olanlar geldi faydalı olanlar gitti bu da ayrı bir gerçek) göndermek dahası altyapıdan çıkan oyuncuları mevzubahis şirkete kaydettirip süre almalarını sağlamak etik midir?

    bence acilen çıkıp açıklama yapması gereken fener taraftarı eski galatasaraylı basketçi yeni antrenör marina'nın yardımcısıdır kendisi...
  • 241
    profesyonel basketbol hayatını noktaladığını açıklamış efsane.

    önce galatasaray'da idi. çok sevmiştik, çok umutlanmıştık. sonra fenerbahçe'ye gitti. çok kızdırdı çok küfür ettik. sonra yuvasına döndü. çok başarılı oldu akıl almaz güzellikte şeyler yaşattı.

    kendisinden bir dönem çok nefret ettik bir dönem çok sevdik ama ortada hiç bir duygunun değiştiremeyeceği sadece bir gerçek var. kendisi türk hatta belki de avrupa kadın basketbolunda yaşayan efsanedir.

    güle güle deli kız. yaşattığın her güzellikler ve nefretle dolu an için binlerce kez teşekkürler. bundan sonraki hayatında da sahadaki gibi yaşar başarılı olursun umarım. unutma;

    herkes yılar nevriye yılmaz... * *
  • 3
    "içimdeki fener aşkı"nın dışa vurmuş hali olan fenerbahçe'nin insan azmanı pivotu. onu ortalama bir basketbolcudan ayıran tek şey fiziğidir. saha dışında az çok insana benzer bir görüntüye sahip olsa da maçlara "gece görsem çocuğumu düşürürüm" * * diye tabir edilecek bir tipte dolaşmaktadır. takımının her set hücumunda illa ki parmağı vardır. hiçbirşey yapmasa rakip sahada şöyle bir yürür. ama yürürken öyle bir görüntü oluşturur ki 2-3 basketbolcu birden aynı tarafa koşuyormuş izlenimi oluşur. bu sebeple olsa gerek rakip oyuncular bu göz yanılmasına her seferinde düşüp peşinde 2-3 kişiyle takip edince oluşan boşluktan bir fenerbahçeli basketbolcu kolayca turnikeye gider. diğer numarası ise kalçasıdır. bu numarasını ise birsel vardarlı ve esmeral tuncluer ile, özellikle de adam adama savunmalara karşı yapılan hücumlarda kullanır. zira basketbolda oyun kurucu pozisyonundaki oyuncular bilindiği üzere sahadakilere göre * ufak tefek fiziğe sahiplerdir. birsel veya esmeral topla rakip sahaya geçer; üç sayı çizgisi etrafında ya sağdan sola, ya soldan sağa koşar. karşı yönden de nevriye koşarak gelir. rakip takımın guard'ı ile takım arkadaşının arasına girer, ellerini önüne alır ve kalçasını döner. zaten nevriye'nin kalçası ortalama bir guard oyuncusunun fiziğine denk geldiği için en iyi ihtimalle rakip oyuncu duvarla yüz yüze gelmiş gibi olur. bütün bu hengame arasında boş kalan birsel veya esmeral'de rahat rahat oyununu kurar veya müsaitse şutunu atar.
  • 121
    kendisinin ruh halini ancak spor yapanlar bilebilir. kendisinin çılgınca sevinmemesinin nedeni galibiyette hiç payının olmamasıdır.

    sakince arkadaşlarına eşlik etmek yerine kupayı kaldırıp çılgınca salonu gezse ne yapıyor bu kadın, tribünlere oynama nevriye derdim ben kendimce. çünkü galibiyette hiç payı yok.

    istemese gelmezdi bize. türkiye'nin en kariyerli, belki de en çok para kazanmış kadın basketbol oyuncusudur.

    insanları eleştirmek için fırsat kollamayalım lütfen.
  • 257
    bir süredir gayrı resmi olarak yaptığı şeye nihayet bir etiket koyulmuş olan efsane. bu sezon özelinde konuşursak potansiyelinden başka birşeyi olmayan uzun rotasyonumuzu birinci elden bir tedrisattan geçirerek sınıf atlatabilecek tek insan.

    hocadan hem yaş hem de fizik olarak büyük olması benim gibi salonları bok eden futbol seyircisi için kayda değer bir anektod.
  • 256
    yuvasina geri dondugu icin son derece mutluyum. bize ve sporcularimiza yine buyuk faydalari olacaktir. kendisi acisindansa, marina maljkovic ile beraber çalismak kendisine muazzam bir vizyon katacaktir. nevriye yilmaz zaten caliskanligi, disiplini ve oyun gorusuyle bu oyunu oynamis olan en onemli insanlardan bir tanesi. marina maljkovic de ondan bir yas kucuk, senelerdir karar verme noktasinda kendisini cilalamis bir marka. ikisinin beraberliginden en buyuk faydayi da genc sporcularimiz gorecek.
  • 224
    önümüzdeki sezon muhtemelen abdi ipekçi'de benchten katkı vermeye devam edecek olan ayaklı efsane.

    --- alıntı ---

    onun şampiyonluklarını saymakla bitmez.
    avrupa’nın en büyük kupası eurolig mi dersiniz..
    sayısız türkiye şampiyonluğu mu?
    türkiye kupaları mı?
    hangi birini sayalım..
    ya milli takım kariyeri?
    dünya 4’üncülüğü..
    olimpiyat 5’inciliği..
    avrupa 2’nciliği..
    avrupa 3’üncülüğü..
    bu kız da ne ararsanız var..
    onun adı nevriye yılmaz.
    yakın arkadaşı işıl alben’in de dediği gibi ‘’herkes yılar, nevriye yılmaz..’’
    ve a milli kadın basketbol takımımız’ın kaptanı nevriye yılmaz şimdi takım arkadaşları ile birlikte yeni bir hedefe daha yürüyor. o da, rio olimpiyatları’nda başarılı olmak..
    sonrası…
    sonrası ise bu röportajın sonunda…

    önce sakatlığını sorayım. şu an ne durumdasın. olimpiyatları etkileyecek bir sakatlık değildir umarım.
    inşallah değildir.. tam olarak ben de ne olduğunu bilmiyorum. daha 6 gün oldu tedavi ve egzersizlere başlayalı. inşallah 1 haftaya kalmadan takımla çalışmalara başlarım..

    klasik olacak ama senin bir sporcu olarak rio olimpiyatlarından beklentin ne?
    öncelikle grubumuzu en üst sıralarda bitirmek büyük avantaj olacak. biz 2012 londra olimpiyatları’nda grubumuzu 2’nci sırada bitirip üst turda rusya ile eşleşmiştik. rusya’ya da son saniyelerde kendi hatamızdan kaybetmiştik. yoksa ilk 4’e kalacaktık. eğer rio’da da ilk 4 içinde, ama 2’nci, ama 3’üncü olursak karşı gruptan eşleşeceğimiz takım karşısında büyük bir şansımız olabilir. orada 4’üncü olursak öbür taraftan abd geleceği için hiç şansımız yok. çok iyi çalışıyoruz. aslında maç maç oynayıp görmek lazım. sonuçta her kıtanın en iyi takımları orada olacak. herkes birbirini yenebilecek güçte. biz çeyrek finale kalırsak favorisi olmayan maçlar oynayacağız.

    nevriye yılmaz nasıl biri. saha içi farklı, saha dışında farklı bir nevriye yılmaz mı var?
    yoo aynı. saha içinde de saha dışında da disiplinli biri var. yaptığı işin en iyisini yapmaya çalışan. ben herkesin aynı disiplinde ve düşüncede olmasını istiyorum. saha içinde işlerin daha mükemmel olması için çaba sarfediyorum. özel hayatta ki sinirim de bundan kaynaklanıyor..

    gördüğüm kadarıyla çok titizsin. ayrıntılara çok mu dikkat edersin, yoksa arada bir aman canım sende, boş ver bunu da görmeyeyim der misin?
    detaycıyımdır, titizimdir. bazı konularda takıntım olabilir ama bu beni rahatsız etmiyor. bence takımın da buna alışması lazım. yıllarca benimle birlikte oynayanlar buna alıştı. aramıza sonradan katılanlar da zamanla alışacaktır..
    nevriye yilmaz 20141005
    milli takım içinde bu konuda en çok kime kızarsın.?
    oyun içinde daha çok istenileni yapmayana kızarım. sonuçta milli takıma gelmişsin. ekrem abi ‘ben buraya 100’de 100’ümü vermeye geldim’ diyor. sen de vermek zorundasın. sonra adama neden kızdı diyorlar. ben de bunlara sinirleniyorum. ekrem abinin istediği noktaya ulaşılsın istiyorum. tabii genç oldukları için henüz belki de benim gibi düşünmüyorlar. ben kafalar sadece basketbolla dolu olsun istiyorum.

    milli takım’da en iyi kiminle anlaşıyorsun?
    herkesle iyi anlaşıyorum. ama tabii bazı oyuncular ile aramda çok yaş farkı var. bu yaş farkından dolayı tabii ki bazı oyuncular ile yakın değilim. şöyle düşünün takımın en genç oyuncularından tilbe benim oda arkadaşım. ama sonuçta ben de o yaşlardan geçip buralara geldim. yani her yaş grubuna inip, çıkabilirim.

    seni neler sevindirir, neler üzer?
    eğer sakatlığım yoksa çok sevinirim. eğer ağrılarım varsa ve daha da artarsa o beni çok üzer. iyiysem mutluyum. sakatlıklarda modum düşer.

    türk basketbol tarihine baktığımızda senden daha başarılı ve kariyerli bir oyuncu yok. yeni bir nevriye yılmaz daha gelir mi?
    gelebilir. adı nevriye yılmaz olursa gelir. alçak gönüllü ve mütevazı olmakta fayda var. burada sonuçta bireysel değil, takım sporu yapıyoruz. maksimum olmak maçı kazandırır ama şampiyonluğu ekip getirir. 2005’ten sonra a milli kadın basketbol takımı’na çok sayıda yetenekli oyuncu katıldı. birsel, işıl, bahar, meral, tuba, şaziye, yasemin ve aklıma şimdi gelmeyen bir sürü arkadaşımın yanı sıra devşirme takviyesiyle de güzel bir noktaya geldik. iyi antrenörlerle de çok üst üst seviyeye çıktık. başka bir nevriye gelmez, ayşe gelir. sonunda kimse, abd’de bile lebron james, durant, jordan ilelebet kalmıyor. herkesin kişiliği ve yeteneği farklı. ben kendimi kesinlikle jordan olarak görmüyorum. tilbe geçen gün ‘’nevriye abla herkes beni seninle kıyaslıyor’’ dedi. ben de ona ‘geçmişle yaşayamayız. şimdi nevriye diyorlarsa bir gün gelecek herkes tilbe şenyürek diyecek’ dedim. türkiye’de maalesef her alanda bir kıyaslama olayı var. birsel mi, işıl mı? yahu ikisi de iyi. neden bunu kabul etmiyorsunuz. türkiye’de henüz hakan şükür’ün yaptıklarını kimse yapamadı. burak yılmaz onun yaptıklarını yapamadı mı diyeceksin. ben şu an maalesef yüzde yüzle oynayan bir oyuncu değilim. sadece takım arkadaşlarımın işini kolaylaştırıyorum. sonuçta başta da dediğim gibi bireysel bir spor yapmıyorum, takım sporu yapıyorum. karşılaştırma doğru değil.

    yerine kimi aday görüyorsun?
    çok sabır isteyen bir şey bu olay. guard olsan topla daha haşır neşir oluyorsun, yetişme şansın daha yüksek. oyunları erken gelişiyor. ülkemizin konumu gereği uzun oyuncu kolay yetişmiyor. doğu bloku ülkeleri gibi sabırlı olup, uzun oyuncu yetişmesini sağlamaya çalışmalıyız. önemli olan o sabrı göstermek. sadece antrenman yaptırarak oyuncu kazandırmak mucize olur. onun için yerime şu aday, bu aday demem doğru olmaz.
    nevriye_yilmaz
    sosyal medyada özellikle futbol milli takımının fransa’daki başarısızlığı sonrası fatih terim’e hitaben ‘’keşke takıma nevriye yılmaz’ı çağırsaydın’’ gibisinden yüzlerce mesaj var. hatta filipinler’de olimpiyat vizesi alamayan erkek milli takımı için de ömer aşık’ın yerine alınman gerektiğini ifade eden mesajlar okudum. neler söylemek istersin.
    böyle düşünenlere teşekkür ederim.. ama olaylar öyle gelişmiyor. biz çok çabuk yargılara vardığımız için bir takım şeyler doğru gitmiyor.

    sosyal medyayı bildiğim kadarıyla etkin kullanmıyorsun. uğraşmak mı istemiyorsun, yoksa oradan herkese cevap yetiştiremem diye mi kullanmak istemiyorsun?
    twitterde yokum, sadece instragram ve facebook’ta varım. ama oraları da çok etkin kullandığım söylenemez. twitter hesabını özellikle açmadım. çünkü çok seviyesiz eleştiri ve saldırı var. oradaki olay bana hitap etmiyor. benim oyun şeklimi, oyunumu eleştirebilirsin. ona saygı duyarım. sonuçta yeri geliyor sağlığımızdan oluyoruz. maçı da kaybetmeye çıkmıyoruz. sosyal medyada insafsız eleştiri olunca insan kayıtsız kalamıyor. cevap verme ihtiyacı duyuyor. bu yüzden en baştan bu işe girmek istenmedim.

    sosyal medyada yazılanlara ama olumlu ama olumsuz kafayı takar mısın yoksa boş ver geç gitsin mi dersin?
    açık söyleyeyim çok üstünde durmuyorum. bakmıyorum bile. ama bir şekilde arkadaşlar gelip bana ‘senin hakkında şunları yazmışlar’ diyorlar, öyle haberim oluyor. şubat ayında yaşadığım bir olay sonrası arkadaş çevrem ayaklanınca moralim bozulmadı değil. ancak tbf sportif direktörü barbaros akkaş ‘nevriye. seni eleştirenler senin önce yaptıklarının yüzde 1’ini yapsınlar. senin aldığın kupa ve madalyaların, şampiyonlukların yüzde 1’ini alsınlar. takma kafana boş ver gitsin’ dedi. doğru söylüyordu. ona hak verdim. hatta bana destek olan arkadaşlarıma bile olayı fazla abartıp, büyüttükleri için kızdım. kulüp konu hakkında açıklama yapacaktı, onlara bile izin vermedim. ekrem abi o dönemde bana 4 gün izin verdi. rahatlayıp döndüm.

    hakkında çıkan her haberi okur, izler misin?
    okurum. ama bu beni az önce de söyledim çok etkilemez. benim vicdanım rahat olduktan sonra.

    peki iftira tarzı haberler için ne yaparsın. hemen avukatını mı ararsın, içine mi atarsın, ya da hiç kafana takmaz mısın?
    kafama takmam. ama etrafım etkileniyor bir şekilde. o zaman benim de takıldığım oluyor. çoğu zaman kendim üstesinden gelirim.

    biraz da aile yaşantına gelelim.. evcil misin?
    evet evcilim. günde bir kez mutlaka annem ve babamla konuşurum. bazen günde iki kez konuştuğumuz bile olur. ama kardeşim oktay bu konuda çok rahattır. annemi, babamı 1 hafta aramaz. çoğu zaman kızarım ona.. acayip relax biridir.
    nevriye1_30092014_02
    bazı ünlü sporcular sporu bıraktıktan sonra bir şekilde survivor kadrosuna dahil oluyor ve bambaşka bir kimlikle karşımıza çıkıyor. ileride seni de böyle bir projede görebilir miyiz?
    hiç düşünmem. beni yoran fiziki değil, sürekli zihinsel olarak mücadele. kimseyle kavga etmeden hayatımın geri kalan kısmını geçirmek istiyorum.

    nevriye yılmaz basketbolcu olmasaydı karşımıza ne olarak çıkardı?
    basketbola çok küçük yaşta başladım. ailem bulgaristan’dan türkiye’ye göç etmişti. ailemin yeni bir düzen ve iş bulması bana 3 yıl kaybettirdi. basketbol 9 yaşında bende bir tutku haline geldi. babamın başını daha o yaşlarda az yemedim. derslerim benim lise 1’e kadar çok iyiydi. özellikle de matematiğim. belki basketbolcu olmasam matematik öğretmeni olurdum. diğer sporlara karşı bir yeteneğim olmadığını söyleyebilirim. benim dünyaya geliş nedenim basketbol..

    olimpiyatlar sonrasını nasıl planladın? ne yapacaksın?. oyunculuğa devam mı?
    bu sezon başında olimpiyat sonrası yokum demiştim. basketbolu oyuncu olarak bırakıyorum. ama yine basketbolun içinde kalmak istiyorum. önceliğim de saha içinde kalmak. antrenör olmayı çok istiyorum. evet antrenörlük oyunculuktan zor. ancak masa başı bir iş içinde faydalı olamam. benim heyecanıma ters. şu ana kadar öğrendiklerimi, bildiklerimi aktarmak isterim. benim için, bundan sonrası için en güzel yol bu.

    --- alıntı ---

    http://www.tbf.org.tr/...%C4%B1rak%C4%B1yorum
  • 90
    fener forması giyerken kendisine edilen ana avrat küfürlere rağmen galatasaray'ı seçmesi takdir edilesi bir davranıştır. bu arada bir basketbol salonunda toplanıp topluca bana küfür etseniz, "bunlar galatasaraylı" falan dinlemem bende orta parmak yaparım size. bu davranış benim karakterimden de, galatasaraylılığımdan da bir şey eksiltmez. fakyel'le ve çubukluyla kıyaslamayın, aynı kategoride değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)