• 27278
    celtic'in 5 ay önce bedavaya alıp şimdi 40m€ fiyat çektiği moussa dembele, galatasaray için tam 1.5 ay bekledi. yerine gelenler ortada.

    galatasaray yönetiminin kapasitesi kısıtlı yerlilere zilyon euro bulup, bedava, yetenekli ve genç yabancılara bütçe ayıramaması komedi.

    yabancı serbestliği yönetimlerin gerçek yüzünü gösterdi. eskiden federasyonu suçluyordu taraftar. peki şimdi?

    yerlilere 'ülke futboluna hizmet' için o paraların saçılmadığı belli. aslında her şey açık ama söylemeyeyim, yasal sebepler. anladınız siz.

    uğur karakullukçu
  • 27282
    özellikle ülkenin geçtiği bu zor günlerde, her gün en az bir kere okumamız ve herkese de okutmamız gereken bir sesleniş!

    atatürk'ün gençliğe hitabesi

    ey türk gençliği!
    birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

    mustafa kemal atatürk
    20 ekim 1927
  • 27283
    hayatını galatasaray'a adamış abilerimizi örnek aldık hep, galatasaray için, galatasaray'a göre ayarladık hayatımızı.
    kimimiz bu sevda uğruna ceza yattı,kimimiz hayatını feda etti...
    şimdi üç beş zibidi çıkmış ua ya iftira atıyor. aslında onlarda çok iyi biliyorki ua olmazsa herhangi bir şehirde boyunlarında galatasaray atkısıyla bile gezemezler.
    kötüledikleri ua her amatör branşta, yurt içinde ve yurt dışında, yüzmeden tutunda voleybolda bile gs armasının olduğu her yerde bizzat salonda veya statta yanında herzaman.
    ihtiyaç duyulduğu heran bir sivil toplum örgütü gibi mazlumun ve ihtiyaç sahibinin yardımına koştu.
    ama bu zibidiler ne kuyruk acıları varsa artık iftira ve hakaret etmeye feyk profiller ile devam ediyorlar.
    niçin biliyor musunuz ? ellerinde çekirdek tv karşısında maç izlerken galatasaray yenilince keyifleri kaçtı diye.

    her zaman söylüyoruz, birdaha tekrarlayalım;

    herhangi birisini veya bir topluluğu elbette eleştirebilirsiniz. ancak işi iftira ve hakarete
    vardırırsanız ya şerefsizsinizdir yada kuyruk acınız vardır..

    danış karakaş
  • 27284
    15 yıldır işimizinden, evimizden, ailemizden ödün verdik. en güzel çağlarımızı peşinde harcadık. harcadığımız maddiyatı anlatamayız, hiç bir para birimiyle de açıklayamayız.
    hep veren taraftık, kimsenin adamı hiç bir yönetimin askeri hiç bir kulüp başkanlığına oturan kişinin şakşakçısı olmadık.
    ne gördüysek onu söyledik, neye tavır koymamız gerekiyorsa onu koyduk.
    evet çok şey kazandırdı da;
    dik duran adamların yanında dik durmayı öğrendik. hesapsız, kitapsız sevmeyi öğrendik. önce ilim irfan sahibi olalım galatasaraylılık neymiş onu öğrenelim / öğretelim dedik. her dönem iyi gittiği zaman takım, kapak fotoğrafı olduk yüzbinlerin...
    takım kötüyse satılmış olduk. paralar almış olduk yönetimlerden...

    bize herşeye karşı doğru bildiklerimizin karşısında dik durmayı öğreten ağabeylerimizle son sözümüz şudur ki; kendinize başka bir hobi bulun. canınız her sıkıldığında salladığınız ultraslan galatasaray varoldukça sadece galatasaray'ın peşinde koşan, hayatlarını bu uğurda harcayan insanlarla galatasaray'ın adının geçtiği her coğrafya'da her branşta dün olduğu gibi bugün de varolmaya devam edecektir.!

    yaşasin galatasaray
    yaşasin tam bağimsiz ultraslan

    ulaş bayam
  • 27291
    bize laf söyleyenler, maça gelsinler kendileri tepki koysunlar.

    takım şu anda 3. durumda, fenerbahçe'nin 2 puan önündeyiz, süper beşiktaş'ın ise 2 puan gerisindeyiz. biz şimdi bu durumdayken nasıl yönetimi ve hocayı istifaya davet ederiz? böyle birşey var mı? bize tepki gösterenler maça mı geliyor sanki? son alanya karşılaşmasında bizim olduğumuz tribünler doluydu bir de karşı kalenin arkası. o zaman gelsin onlar tepki koysunlar?

    siz kimin çakallığını yapıyorsunuz?

    fenerbahçe maçandan önce başkan yanımıza geldi, bizde ona sahip çıktık. kötü mü yaptık? şimdi galatasaray başkanına senin burada ne işin var mı diyecektik? biz efendi gibi davrandığımız için rant söylentileri kol gezmeye başladı, arkadaş ne rantı? kulüp zaten batmış. futbolcuların, hocanın maaşları ödenmiyor, eskiden bedava bilet olayı vardı şimdi o da yok, daha neyin rantı? ben dursun özbek'e acıyorum, 200 milyon tl'nin altında şahsi imzası var. gelirken de 20 milyon euro ile geldi. hangi başkan cebinde parayla gelmiş? ben cebimden harcadığım paraları saysam inanın oturur ağlarsınız. adımızı rantçıya, yalakaya veya başka bir şeye çıkaranlara sesleniyorum; siz kimin çakallığını yapıyorsunuz?

    ultraslan taraftar grubu koordinatörü yılmaz tutuş
  • 27293
    “galatasaray taraftarına özellikle de takım arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. bazen hayatınız planladığınız gibi gitmez. ancak edindiğiniz tüm tecrübeler sizi eğitir ve büyütür. istanbul’da geçirdiğim zamandan gerçekten keyif aldım. bu şehirdeki insanların güvende kalmaları için dua edeceğim. 2016 harika bir yıldı. hayat tarzımda pek çok değişiklik yaşadım. galatasaray forması giymek benim için bu güzel yılda bir diğer önemli noktaydı.”

    deon thompson
  • 27295
    "delirmişliğinizi meşrulaştırmak için bir gece kulübünü vuruyorsunuz. kimsiniz ki insanların hayatını almaya kalkışıyorsunuz? kimsiniz ki kimin yaşama hakkı olduğuna karar verebiliyorsunuz, yaşam tarzları ne olursa olsun? kendini hakimlerin en büyüğü olan allah'ın yerine koymak günahların en büyüğüdür. ve siz hiçbir merhameti hak etmeyeceksiniz. reina'daki ve dünyanın her yerindeki tüm masum kurbanlara rahmet dilerim."

    - ricardo faty

    (bkz: 1 ocak 2017 ortaköy saldırısı)
    http://gss.gs/A0S
  • 27296
    topa sahip olmak isteyen rakiplere karşı futbol olarak ezildi galatasaray. rakip topu onlara bırakırsa, sonsuza kadar paslaşıyorlar. top bruma’ya gelirse adam eksilterek, sneijder’a gelirse araya oynayarak ya da şut atarak fark yaratmaya çalışıyorlar.
    ligde tepe performansıyla dip performansı arasında en uzun mesafe olan takım galatasaray... alanya-rize-antep gibilere karşı çok iyi, karabük-osmanlı-f.bahçe’ye karşı çok kötülerdi. toplam pas istatistiğinde liderler ama üçüncü bölgeye pas sayısında konya ve g.birliği’nin bile altında olmaları, topu etkisiz bölgede oyaladıklarının ispatı. ilk dört içinde savunmayı en önde kuran ve rakiplerini en çok ofsayta düşüren takım olmaları, çabuk stoper ihtiyacını gösteriyor.

    galatasaray’ın ilk yarı performansı, geceyle gündüz gibi: ligin ilk 7 sırasındaki takımların sadece birini (bursa’yı) yenebildiler. dipteki 11 rakiptense 27 puan çıkardılar. üstelik fark sadece puantajla ilgili değil, topa sahip olmak isteyen rakiplere karşı futbol olarak da ezildi galatasaray.

    riekerink dönemi galatasaray’ının tek bir planı var: eğer rakip topu onlara bırakırsa, sonsuza kadar paslaşıyorlar. bu paslaşmanın sonunda top bruma’ya gelirse adam eksilterek, sneijder’a gelirse araya oynayarak ya da şut atarak fark yaratmaya çalışıyorlar. çünkü ortada çalışılmış-düşünülmüş bir hücum planı yok gibi; yalnızca topa sahipler, oyuna değil.

    zaten toplam pas istatistiğinde beşiktaş’ın bile önünde lig lideri olmalarına rağmen, tehlikeli (üçüncü) bölgeye ulaşan pas sayısında ligin onuncusu olmaları, gençlerbirliği’nin, konya’nın, hatta gaziantep’in gerisinde kalmalarının da nedeni bu.

    güçlülere karşi da ayakta kalmali

    bu ana oyun planı, geride kompakt bekleyen, topu istemeyen rize, antep, alanya gibi rakiplere karşı çok iyi sonuç verdi; sneijder, podolski gibiler bu maçlarda yıldızlaştı. ama galatasaray’ın rakibinin topla oynama niyeti varsa, vitesi elinde tutmak istiyorsa sıradanlaştılar. o zaman iş sadece bruma’nın sihrine kaldı aslında. fenerbahçe’ye karşı rakip kaleye gidemediler, karabük oyun olarak galatasaray’ı ezdi, osmanlıspor’a da farklı kaybetmedikleri için şanslılar.

    galatasaray’ın ligin ikinci devresinde yarışın içinde olması için sadece zayıflara karşı değil, güçlülere karşı da ayakta kalacak stratejiler üretmesi gerek.

    rakiplerine fark attilar

    ceza alani dişinda ustalar

    ligin ilk yarısında oyun olarak bekleneni veremeyen selçuk, sneijder ve podolski’nin galatasaray’a en önemli katkıları, ceza alanı dışından yarattıkları tehlikeler... ligin ilk devresinde ceza alanı dışından fenerbahçe 61, başakşehir 67, beşiktaş 105 şut atarken galatasaray kaleyi 115 kez yokladı. beşiktaş ve fenerbahçe’nin toplamı kadar, uzaktan şutla 6 tane gol buldu.

    galatasaray’ın 3 rakibine karşı da en önemli farkı bu noktada yatıyor sanırım: başakşehir 36 puanı takım olarak topladı. takım iyi oynayınca kazandılar, takım kötüyse kazanamadılar. kazanmak için hep iyi oynamak zorundalar. galatasaray’sa çok az maçı takımla kazandı ilk yarıda. birçok galibiyeti kazandıran, bireysel performanslardı.

    hollandali artik kendine gelmeli

    wesley sneijder’in kralliği yaniltici

    2 gol-8 asistinin, yani 10 gol katkısının 6’sı, sadece iki maçta: alanya’ya 1 gol-3 asist, rize’ye 2 asist. sneijder, fenerbahçe’ye, beşiktaş’a, trabzon’a karşı ise yok.
    g.saray orta sahasında ilk yarıda hemen hiç kimsenin bekleneni verebildiğini düşünmüyorum ben. selçuk etkisiz bölgede pas ustası. de jong’un tavrı savaşçı gözüküyor ama osmanlı maçını yalnızca 35 topla buluşarak tamamlamış. bugünlerde gazeteler sneijder’ın asist kralı olmasını ön plana çıkarıyorlar ama sanırım şu detayı gözden kaçırmamak gerek: 2 gol-8 asistinin, yani 10 gol katkısının 6’sı, sadece iki maçta: alanya’ya 1 gol-3 asist, rize’ye 2 asist... fenerbahçe’ye, beşiktaş’a, trabzon’a, karabük’e, osmanlı’ya karşı kaybolan bir performans. lens’in manchester’a gol atması, feyenoord’a karşı kazandığı topla galibiyeti getirmesi, trabzon maçını alması bir yıldızın nerelerde ortaya çıkması gerektiğinin ispatı.

    galatasaray’ın ligin ikinci yarısında vitesi yüksek maçlarda iddialı olabilmesi için orta sahanın ayakta kalabilmesi gerek. tolga ciğerci bir an önce dönmeli. selçuk ve sneijder kendine gelmeli.

    milli oyuncuda israrci oldular ama...

    ahmet calik dogru hedef mi?

    çalışkan, savaşçı, sert hamleleri olan yürekli ve lider karakterli bir genç ahmet çalık. ama galatasaray’ın ihtiyacı bu mu, çok tartışılır.

    g.saray, ilk dört içinde savunma hattını en önde kuran ve doğal olarak da rakiplerini en fazla ofsayta düşüren ekip. fenerbahçe savunması ortalama 21,5’uncu, başakşehir 21,7’nci metrede konumlanırken, galatasaray’ın opta verilerine göre savunma pozisyonu ortalamasının 26,8’inci metrede olması dikkate değer. bu, sürekli hücum düşünen, ikinci bölgede çok pas yapan bir büyük takım için doğal görünüyor. zaten o yüzden de beşiktaş ve fenerbahçe’nin toplamı kadar ofsayta düşürmüşler rakiplerini.

    böyle bir savunma anlayışı iki türlü ihtiyaç doğurur: savunmacılarınız zeki olmalı. en azından içinde lider karakterli biri olmalı ki, defansı doğru zamanda doğru çizgide tutsun. çünkü tutamadığınızda arkada büyük boşluklar olacaktır hep.

    alişik değil

    bu büyük boşluklar da ikinci ihtiyacı doğuruyor zaten: hamleli stoper ihtiyacı. açık alanda forvetle beraber gidebilen, çabuk stoper... ahmet çalık’ın da bu tarz bir oyuna alışık olmadığının altını çizmek gerek. gençlerbirliği genetik olarak önde oynayan, savunmayı önde kuran bir takım değildi hiçbir zaman. ahmet de çalışkan, savaşçı, sert hamleleri olan yürekli ve lider karakterli bir genç. ama galatasaray’ın ihtiyacı bu mu, çok tartışılır doğrusu.

    takimda disiplin zafiyeti var...

    faul başina kart oranlari çok yüksek

    tuzlaspor karşısında yasin ve chedjou’nun gördüğü kırmızı kartlar, takımda büyük bir disiplin zafiyetinin olduğunun ispatı. galatasaray’ın savunma disiplini anlamında bir diğer sorunu da, yaptıkları faul sayısı şampiyonluk yolundaki üç rakiplerinden az olmasına rağmen, gördükleri kart sayısındaki fazlalık. fauller doğru noktada değil, tehlike anında panikle yapılıyor. çünkü ortada dört başı mâmur bir savunma stratejisi yok, doğaçlama çözüm stratejisi var.

    g.saray’ın ujfalusi’den sonra savunmada yeni bir plan üretemediği bir gerçek. ve bu planı üretmek için ahmet çalık’a değil, popescu tipi, zago tipi, kjaer tipi lidere ihtiyaç var.

    uğur meleke http://mobil.hurriyet.com.tr/...oyuna-degil-40323256
  • 27297
    league of legend için birbirinden kıymetli rakiplerimizle mücadelenin başlamasını bekliyoruz. lol ilk takımımız olacak. ikincisi yolda.

    lol özelinde centilmen mücadele, bir ekip olarak kazanma ve uzun vadeli hedeflerimizin kısa vadeli çıkarların önünde olması önemli olacak.rakipleri küçük görmeyen, herkese saygılı davranan, küfürsüz bir rol modeli takım olmak için elimizden geleni yapacağız.

    altyapı kuracağız. 1907 fenerbahçe olarak anadolu'da altyapımızı geliştireceğiz ve gençleri destekleyeceğiz. 1907 fenerbahçe'nin sadece altyapıdan yeni oyuncu değil aynı zamanda yeni koç, analist & menajerleri bu camiaya kazandıracağını göreceğiz

    dünyaya örnek olmasını istediğimiz bir gaming house kuruyoruz. en önemli kriter oyuncunun hayat kalitesini yükseltmek olacak. gaming house'umuz müstakil, merkezi, spor salonu ve beslenme planın olduğu bir yer olacak.

    espor medyasının bu sektör için ne kadar değerli olduğunun son derece farkındayız ve zamanı geldiğinde onlarla çok içerik paylaşacağız. yakın zamanda sponsorlarımızı, iş ortaklarımızı ve destekçilerimizi açıklayacağız. bir de bakarsınız bir transfer daha olur.

    sevgili menajerimiz emre aksoy ile uzun ve çok heyecanlı bir yola çıktık. yanımızda çok değerli 1907 yönetimi ve arkamızda dev bir camia... eğer bir gün çin'de türk spor kulüplerinin formaları gençler tarafından alınacaksa, bu espor sayesinde olacak. türkiye'den daha çok büyük haberler çıkacak. bu sadece başlangıç.

    tüm takımlara 2017'de başarılar, taraftarlara çekişmeli ve zevkli maçlar diliyorum!

    sina afra***
  • 27298
    "bu ülke bununla tanışmalı. artık profesyonel oyuncularımızın şikayet kutusu dolmamalı. '3 günde bir maç oynuyoruz, yorulduk' gibi birtakım mazeret üretimi dönemi kapanmıştır, kapanmalıdır. hatta altyapılarda 3 günlük bazı turnuvalar getirilerek futbol federasyonu nezdinde fiziksel, ruhsal öğrenme sağlanmalıdır."

    mustafa reşit akçay

    http://www.ntvspor.net/...4cc1b1a93dd798d4207d
  • 27299
    neredeyse dört veya beş yaşından beri ayağımda sürekli bir top var, çocukluk yıllarımda da evde mutlaka tenis topuyla ya da küçük bir topla oynardım. daha sonra bir kulüpte futbol oynamaya başladım, altı yaşındaydım. antrenmanlar ve maçlarla orada tanıştım. evin koridorunu hayali bir futbol sahası gibi düşünürdüm. baştaki ve sondaki iki kapı, sahanın kaleleri olurdu. arkadaşlarımla sürekli evin içinde bu şekilde top oynardık.

    hamburg’da iki veya üç ay geçirdikten sonra huub stevens, beni odasına çağırdı. o zamanlar hücumun sağında, solunda veya zaman zaman forvetin arkasında oynuyordum. beni davet etti ve dedi ki, ‘senin sahip olduğun kalite, topla olan ilişkin ve oyun yapın, kesinlikle defansif bir orta saha oyuncusu olman gerektiğini söylüyor; inan bana, buna konsantre olursan bu pozisyonda dünyanın en iyi oyuncularından biri olabilirsin, hem milli takımda, hem de kulüp kariyerinde…’ ben de oldukça pozitif yaklaştım kendisinin söylediklerine.

    amsterdam’da pek çok türk topluluğu var. ya galatasaraylı ya da fenerbahçeli oluyorlardı. bu, apartman bloklarına kadar ayrılmıştı. bu nedenle de sürekli bir rekabet oluşuyordu. çocukken izlediğim galatasaray maçlarını anımsıyorum. özellikle 2000’de kazanılan uefa kupası serüvenini… o kadronun hepsini sayabilirim. türkler maçları seyretmek için toplanıyorlardı. kazanırlarsa arabalarıyla sokaklarda kutlama yapıyorlardı. her zaman ‘cimbom’ ismini duyabiliyordunuz. duvarlardaki grafitilerde bile ‘cimbom’ yazıyordu. benim mahallemde özellikle herkes galatasaraylıydı. annem hâlen aynı mahallede yaşıyor. ben galatasaray’a imza attığım an herkes çılgınlar gibi sevindi. burada olmaktan ve arkadaşlarımı sevindirmekten çok mutluyum. türk insanının galatasaray ya da milli takım oynarken futbola tutkusunu ve duygularını hissedebiliyorsunuz.

    wesley’in karakteri değişmedi. mutlu, zaman zaman huysuz… bunlar benim için de geçerli. birbirimizi çok uzun zamandır tanıyoruz. cevap vermem için sadece bakması yeterli oluyor. bu da futbolda çok nadir görülen bir şey. saha dışında da bu şekildeyiz. eşlerimiz çok iyi arkadaşlar. bu da her şey kolaylaştırıyor. onun burada olması benim galatasaray’da hem oyuncu olarak hem de kişisel olarak gelişimime katkı sağlıyor; çünkü buradaki kültür farklı.

    jan olde riekerink ile 9 yaşımdayken tanıştım. tam 22 sene önce… o zamanlar belli sınırları olan bir antrenördü. genç oyuncular ile çalıştığı için kurallara bağlıydı. ona büyük saygı duyuyorduk; 8-9-10 yaşlarında yaşadığımız gelişimi gösteremeyenler takımdan ayrılmak zorunda kalıyordu. kaybedeceğiniz çok şey vardı, evinize geri dönebilirdiniz. jan olde riekerink geldiğinde oyunun teknik tarafına odaklanmıştı. top kontrolü, güzel paslar, sert paslar… pek çok oyuncu bunu kaldıramadı; ama ben çok sevmiştim…

    kırılma anı fenerbahçe maçından sonra oldu. iyi oynuyorduk; fakat üst üste mağlubiyetler aldık. derbi maçından sonra bunun olmasının nedeni kaybetmemiz değil, kaybederken nasıl oynadığımızdı. bugünkü durumumuzdan farkımız ruh eksikti… hiç kimse o kadar da aç değildi. bu da kırılma noktamız oldu. oturup takım içinde konuştuk: ‘böyle devam etmek mi istiyoruz? şampiyon olamayız. bu ruh halinde sürekli olarak sahaya çıkmak zorunda kalacağız. bunun değişmesi gerekiyor…’ birbirimizi yapıcı anlamda eleştirdik ve bu hepimiz adına çok faydalı bir sohbet oldu. herkesin gerçekleri kabul etmesi gerekiyordu, o şekilde yola çıktık. bundan sonra da kazanmaya başladık. sadece bir beraberlik aldık.

    nigel de jong
  • 27300
    "galatasaray'a çok büyük umutlarla geldim. benim hayalimdi. galatasaray'a transfer olduğumda sürekli oynayan bir oyuncuydum. sonra oynamamaya başladım. uzun süre oynamayınca zor oluyor. hiç pes etmedim aslında, hep çalıştım. bir türlü olmadı, eskişehirspor'daki performansımı gösteremedim. bunun da farkındaydım zaten. bunun için de üzgündüm. bu yüzden en doğrusu bir daha kendimi ispatlamaktı ve bunun için eskişehirspor'a gelmeye karar verdim. performansım şu an iyi. daha da iyi olacağım. hedefim sezonu eskişehirspor'da şampiyon tamamlamak ve sonra galatasaray'a dönüp, o formanın hakkını vermek."

    "eskişehirspor bir alt ligde olsa bile hiç tereddüt etmeden burayı seçtim. almanya'dan geldim ve türkiye'yi eskişehirspor sayesinde tanıdım. alt lig olmasını umursamadım. eskişehirspor'u şampiyon olmak için seçtim. başarılı olmak ve eskişehirspor'u tekrar süper lig'e çıkarmak zorundayız. inşallah hedefimize ulaşırız."

    tarık çamdal
App Store'dan indirin Google Play'den alın