• 27251
    "riva ve florya'dan 500 milyon dolar beklentim var. bu bir arsa satışı değil. riva'nın imarlığı ve florya'nın imarsız bedeli 508 milyon lira. riva ve florya son kurşunumuzdu. başka hiçbir şey galatasaray'ı kurtaramazdı. borç yükü başka türlü çözülemez"

    "florya'dan çıkıp avrupa'nın en modern tesisine taşınacağız. tesislerimizdeki sahalar bize yetmez. henüz yeri belli değil. görüşmelerimiz sürüyor. tesisi kendimiz yapacağız"

    "galatasaray'a verdiği parayı asla açıklamam. para vermeyeceksem neden başkan oldum? başkan olduğum için bir gün bile pişman olmadım. ailem çok acı çekiyor ancak ben hiç çekmiyorum. bu şerefli makama oturduğum için mutluyum. otelden beklenen para çıkamazsa, cebimden karşılayacağım. galatasaray'ı banka faizlerinden kurtarmak boynumun borcudur."

    "karakterime, şahsiyetime hakaret olmadığı sürece her türlü eleştiriye açığım. beni yaptığım işlerden eleştirebilirsiniz. arena'nın çatısını kapatmak için aldığı parayı demirbaşa kullanmak zorunda kaldılar. ünal aysal geldikten sonra ilgilenmedi. ! ben galatasaray'ım, bana bir şey olmaz' düşüncesiyle ilgilenilmedi. 20 tane dava vardı. hiçbir sorun kalmayacak. galatasaray işgalci gibiydi. gecekondu gibi kullanıyorduk."

    "paranın kokusunu alanlar ortaya çıkmaya başladı. uzun süre başkanlık yapmayacağım. riva ve florya için imzalar atılsın. isim hakkını yüzde 100 aldıktan sonra devam etmek istemiyorum. borç sorunu çözüldüğünde beni bu koltuktan ederler. 2023 yılına kadar olan tüm yayın, loca gelirleri ünal aysak döneminde harcandı."

    "riekerink ile devam edeceğiz. muslera, sneijder ve podolski'ye teklif yok. kimseyi satmadan transfer yapamayız. çin'den gelecek yüksek teklifleri bekliyoruz"

    dursun aydın özbek
  • 27252
    “maalesef yine bir galatasaray başkanına yakışmayacak kadar küçültücü ve talihsiz bir ifade. galatasaray’da son 17 yılda hiçbir zaman hiçbir dönemde başkanlar göreve geldiklerinde kasada hazır para bulmadılar. gelen hiçbir başkan bu göreve para kokusu aldığı için gelmedi. bu kadar ucuz ifadeler ile ne kendisini, ne de temsil ettiği camiayı küçük düşürmedi. ayrıca ortada gördüğüm kadarıyla ek borçlanma gayretlerinin dışında para falan da kokmuyor.

    kulübe görevden ayrılmadan önce ödediğim para dolar cinsindendi. görevi bırakırken içerde bırakıp geri almadığım paranın cinsini ve miktarını kanıtlayan kulübün resmi belge ve kayıtları da bunu teyit ettiğine göre hangi para cinsinden bahsedilmesini bekliyorlardı acaba? bu yalan dolan ve saçmalıklardan vazgeçip biraz da ciddi işlere baksalar daha da inandırıcı olabilirler.”

    (bkz: ünal aysal)

    dursun aydın özbek'in galatasaray'ı aile şirketine çevirdiği günlerden birinde sarfettiği "paranın kokusunu alanlar ortaya çıkmaya başladı. uzun süre başkanlık yapmayacağım. riva ve florya için imzalar atılsın. isim hakkını yüzde 100 aldıktan sonra devam etmek istemiyorum. borç sorunu çözüldüğünde beni bu koltuktan ederler. 2023 yılına kadar olan tüm yayın, loca gelirleri ünal aysak döneminde harcandı." sözü üzerine.
  • 27255
    “bu patlamamın nedeni ailem! eşim ve oğlum beni tribünden desteklediği zaman inanılmaz bir enerji alıyorum. sahada daha iyi oluyorum. sanırım iyi oynamamın en büyük nedenlerinden biri, onların bana gönderdiği pozitif enerji. bundan sonra da eşim yolanthe ve oğlum xess xava, beni desteklemeye devam edecek. ben de onların bana verdiği bu güçlü takımıma ve camiamıza yakışır bir performans göstermeyi sürdüreceğim”

    “ilk yarının son döneminde etkili bir oyun ortaya koyduk. ikinci yarıda daha çok çalışacağız. bizi çok zorlu maçlar bekliyor. artık hata yapma lüksünün çok daha az olduğu bir döneme giriyoruz. umarım mutlu sona ulaşan taraf biz oluruz”

    wesley sneijder
  • 27258
    --- alıntı ---
    (gbkz: en son bir konut reklamında oynadınız. sizin için ‘ev’ ne demektir? ne zaman kendinizi ‘evde’ hissedersiniz?)
    - benim için nerede ya da ne kadar uzakta olduğunun önemi yok. eğer en sevdiğiniz insanlar içindeyse, orası evdir benim için. tabii ki güzelleştirmek istemen başka bir şey. şirin eşyaler alırım, mumlar koyarım, yemekler pişiririm... birazcık müzik katarım... ev olduğunu iyice hissedebilelim diye.
    (gbkz: peki size türkiye’de ‘yenge’ denmesi? anlamını biliyor musunuz? kardeş eşine denir. yani en başından beri ailenin bir parçası sayılmanızı kastediyorum.)
    - duydum ve hemen ne demek olduğunu sordum. insan o kadar iyi ve güvende hissediyor ki. sonuçta dilini bile bilmediğiniz, yabancı bir ülkeye geliyorsunuz. ama sizi böyle kabulleniyorlar. türkiye’yi o kadar çok seviyorum ki sonsuza kadar burada kalmak istiyorum. benim zaten kalabalık bir ailem vardı. dokuz kız, dört erkek kardeşiz. şimdi çok daha büyük bir ailenin ferdiyim. türkiye’ye gelince bir ülke dolusu kardeşim oldu.

    peki türkçe nasıl gidiyor?
    - (burada türkçeye dönüyor) biraz türkçe öğrendim. ama hâlâ zor. günlük işlerimi yapabilecek kadar.
    - oğlum bile bana yenge diyor

    (gbkz: peki reklamda söylediğiniz ‘kâtibim’ şarkısını nasıl öğrendiniz? çok eski bir şarkı olduğunu biliyor muydunuz?)
    - tabii bana sözlerin anlamını da gönderdiler. çok zorlanmadım ezberlerken çünkü mutlu bir şarkı. kolayca akılda kalıyor.

    (gbkz: sunucu ve oyuncu yolanthe cabau evde nasıl bir kadın? ne giyer? devamlı yapılı saç/topuklu ayakkabıyla mı dolaşır etrafta?)
    - tabii ki aynı kişiyim ama evdeki halim çok farklı. bir kere çok rahat giyinirim. makyaj yapmam, saçlarımı tepeden toplarım. bebeğimle vakit geçiriyorum. wesley’yle oyun oynuyoruz.

    ne oynuyorsunuz?
    - monopol, iskambil, her şey... ikimizin de hoşuna gidiyor. rahatlıyoruz.

    romantik bir çift misiniz? etrafa mum falan?
    - evet, evet... muma bayılırım!

    mutfak?
    - çok iyi. annem ve babamdan dolayı hollanda ve ispanya yemekleri yapıyorum. ama istanbul’a geldiğimizden beri türk yemeklerini de öğreniyorum.

    hangileri?
    - yaprak sarmam iyidir. ama wesley en çok köftelerimi ve dolmalarımı seviyor. her akşam yapsam sıkılmaz. tam bir et delisi. ben sadece balık yediğim için yemeklerde ufak tefek değişiklikler yaptığım da oluyor. mesela köfteyi kıymayla değil, balıkla yapıyorum. haftada en az beş akşam evde yeriz. haftada bir kere de ya restorana ya da arkadaşlarımıza gidiyoruz.

    (gbkz: çok misafiriniz oluyor mu? tatlıtuğlar yakın arkadaşlarınız. sık gelip gider misiniz birbirinize?)
    - tabii, sık sık. çok fazla insan tanımıyorum istanbul’da. ama az da olsa tanıdıklarım çok düzgün insanlar. kıvanç’la başak da onlardan biri. en iyi arkadaşlarımız. her gün en az bir kez konuşuruz. geçen yılbaşına hep beraber girdik.

    evdeydiniz yani.
    - evet çünkü şu paparazzi meselesi çok zor. çoğu zaman evde olmayı tercih ediyoruz.

    yolanthe cabau: oğlum bile bana yenge diyor

    burada kendimi hollanda’dan çok daha fazla evde hissediyorum

    istanbul’un en sevdiğiniz yeri?
    - önce bir süre nişantaşı’nda oturduk. şimdi ataköy’e taşındık. herkesi çaya bekleriz. bağdat caddesi taraflarını da çok seviyorum ama trafik berbat.
    sokakta nasıl hissediyorsunuz?
    - wesley’yle ben farklıyız tabii. gol atamamışsa kendi taraftarları kızgın oluyor, atmışsa karşı taraf. ama beni beşiktaşlılar da fenerliler de seviyor. hele xess’e bayılıyorlar. onunla türkçe konuştukları için türkçe öğrenmeye başladı. flemenkçeden ya da ispanyolcadan daha çok türkçe kelime biliyor.

    hangi kelimeleri öğrendi?
    - çok var: şeker, gel, hayır, evet, güzel, yemek... ha bir de ‘yenge’... yardıma gelen kadın bana devamlı ‘yenge’ dediği için onu da kaptı. oğlum bile bana ‘yenge’ diyor. bir de beraber türkçe pop dinliyoruz. oradan da öğreniyor.

    en çok kimi seviyorsunuz?
    - yalın’ı seviyorum. bir de sezen aksu. çok duygusal şarkıları var.

    türkiye’de istanbul’dan başka nereleri gördünüz?
    - ankara’ya, bodrum’a izmir’e, antalya’ya, alanya’ya gittik. içlerinde en güzeli bodrum. sadece türkiye’nin değil, dünyanın en güzel yeri.
    (gbkz: biz türkler muhafazakâr bir toplumuz, değil mi? doğduğunuz ibiza ya da büyüdüğünüz hollanda’yla kıyasladığınızda nasıl farklar var?)
    - ibiza’da saçını pembe yapıp tangayla mı dolaşmak istiyorsun? kimse dönüp bakmaz. pek kural yoktur. hollanda daha kuralları olan bir ülke. ama istanbul’daki gündelik hayatımla kıyasladığımda pek de fark hissetmiyorum. ben burada kendimi hollanda’da olduğumdan çok daha fazla evde hissediyorum.

    (gbkz: madem bu kadar seviyorsunuz, neden daha çok hollanda televizyonlarına iş yapıyorsunuz? burada da dev bir dizi endüstrisi var. )
    - wesley’le daha geçen gün bu mevzuyu konuştuk. o da aynı şeyi söylüyor. birkaç fırsat oldu aslında ama hollanda televizyonuyla kapsamlı bir sözleşmem vardı. bebeğim daha 1 yaşında, geçen hafta pasaportuna bir baktım 39 ülkeye giriş çıkış yapmış. bunların da çoğu iş için gittiğim yerler. belki bir ya da iki tanesi tatildir. önümüzdeki yıldan itibaren hollanda’da daha az, türkiye’de daha çok iş yapacağım. tabii türkçemi de ilerletmem lazım biraz daha.

    (bkz: bebek nasıl bir ortamda mutlu ve sağlıklı olur?)
    - tabii ki giysi, yemek gibi şeyler de önemli ama ilk şart evde sevginin olması. wesley’le ben birbirimizi çok seviyoruz. sürekli konuşuyoruz, şakalaşıyoruz, eğleniyoruz. xess bunu izlemekten çok mutlu oluyor, hep gülüyor. eğer ebeveynler birbirini seviyorsa, bu yeterli.
    ama siz bu kadar şanslı bir çocuk değildiniz. annenizle babanız siz çok küçükken ayrıldı ve bazı kötü alışkanlıklarından dolayı babanızı erken yaşta kaybettiniz. (gbkz: çocuk istismarına hayır derneği’ni (stop child abuse) kurmanızda küçükken yaşadıklarınızın etkisi var mı?)
    - hayır, derneği küçükken yaşadığım şeylerden dolayı kurmadım. zaten o zavallı kız çocuklarının yaşadıklarını ben yaşamadım. her ailenin, her evin kendi hikâyesi var. çocukluğumun ilk birkaç yılı iyiydi. büyük bir aileydik. babam ispanya’da otelleri, kulüpleri olan önemli bir adamdı.

    ‘ibiza kralı’ymış lakabı...
    - evet. zamanla hayatındaki kötü şeylerden dolayı değişmeye başladı. annem bizi de alıp hollanda’ya döndü.

    siz 5 yaşındayken.
    - hatta 6... babamdan hiçbir şey istemedi. ne para ne başka bir şey. büyükbabamlarla oturmaya başladık. önceki zengin hayatımızla hiçbir alakamız kalmamıştı. bu yüzden hem varlığı hem yokluğu bilirim. çocuğuma da bunu öğretmek istiyorum. maalesef hayat her zaman tatlı, güzel, kolay değil. hele bazı çocuklar için. derneğin amacı da bu. 16 ülkede çalışmalar yapıyoruz.

    peki neden özellikle gelişmekte olan ülkeler? oralarda sorun daha mı ciddi?
    - taciz gibi korkunç muamelelere maruz kalmış kız çocukları için çalışıyoruz. sorun bazı ülkelerde daha büyük ama her yerde var. hollanda’da da ispanya’da da oluyor. her vakada ama her vakada tekrar tekrar yıkılıyorum. bütün o küçük çocukları alıp eve getirmek istiyorum.

    peki türkiye’deki durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
    - istatistik ve sayılar bütün dünyada korkutucu. insanlar olup bitenlerin farkında değiller. bilmedikleri için de onları suçlayamayız. birbirimizin gözünü açmalıyız. türkiye’de de bir şeyler yapabilirim tabii. ama belki önce evsiz çocuklarla falan başlamak lazım. çünkü herkes bu sorunla yüzleşmeye hazır değil.

    --- alıntı ---

    http://www.hurriyet.com.tr/...yenge-diyor-40316403

    böyle giderse yolanthe'yi, wesley'den daha çok seveceğiz :(
  • 27260
    "galatasaray, türk sporuna ve futboluna 111 yıldır hizmet ediyor. hizmet süresince de taraftarlarına büyük mutluluklar yaşatmış bir kulüp. bu zaferleri bize yaşatan arkadaşlarımızı buraya davet ettik. geçmişten bugüne kadar yazılan tarih karşınızda duruyor. galatasaray, futbolda ve sporda ilklerin ve enlerin takımı olduğunu bir kez daha hatırlatmış oluyor. 1, 2, 3 yıldızlı olduğumuz günler geride kaldı. 5. yıldıza koşuyoruz. 5. yıldızı da ilk önce bizim takacağımız mesajını vermek istiyorum"

    dursun özbek
    galatasaray store retro forma koleksiyonu lansmanı
  • 27261
    “gsstore, tüm taraftara dokunduğu nokta. galatasaray tarihini taşımak, gelecek kuşaklara buluşturmak ve galatasaray'ın büyüklüğünü hatırlatmak bizim önemli görevlerimizden biri... 2 ve 3 yıldızlı formalarımız tarihte kaldı. en güzel yeni yıl hediyesi, galatasaray retro serisi..."

    galatasaray mağazacılık ve perakendecilik a.ş genel müdürü ali öğüdücü
  • 27262
    "sadece bu forma değil; galatasaray forması benim için çok şey ifade ediyor. en sevdiğim üç şey vardı: rahmetli babam, futbol ve eşim... burada 7 yıl oynadım. bu forma benim için her şey. türkiye'de oynarken taraftarlarla karşılıklı saygı sevgi içerisindeydik. beni çok sevdiler, çok saygı gösterdiler. tabutumun içinde bu forma ve partizan forması benimle birlikte olacak"

    cevad prekazi

    (bkz: galatasaray store retro forma koleksiyonu)
  • 27263
    "sadece bu formayı değil birçok formayı terlettim. bu formayı bir kez daha giymek çok gurur verici bir olay. burada bulunmaktan gerçekten çok mutluyum. o sezon 9 puan farkı varken ümitsizliğe kapılmadık. hiç inancımızı kaybetmedik. çoğu kişi inanmıyordu. bu inancı biz taşıdık ve şampiyon olmuştuk. doğru kararlarımdan biri galatasaray'a gelmekti. bugün buradaysam, bu forma ve bu camia sayesinde"

    ergün penbe

    (bkz: galatasaray store retro forma koleksiyonu)
  • 27264
    "böyle büyük bir kulüpte futbol oynamak, burada tarih yazmak hayalimdi. küçükken beni galatasaraylı yapan prekazi'dir. ona hayranlığımı gizlemedim. halen galatasaray heyecanını içimde taşıyorum. 2001'de lucescu vardı. birçok sıkıntılarla uğraşıyorduk. rakibimiz fenerbahçe'nin kadrosu daha maliyetli oyunculardan kuruluydu. biz mütevazı kadroyla kocaeli'de üçüncü yıldızı taktık. bu formayla çeyrek final mücadelesi verdik. bu kulübün parçası olmaktan gurur duyuyorum. galatasaray, türkiye'nin bir numaralı kulübüdür. 2 avrupa kupamız var. herkes o 2 kupayı kazanınca bizimle boy ölçüşebilir"

    hasan şaş

    (bkz: galatasaray store retro forma koleksiyonu)
  • 27265
    "böyle bir organizasyonun içinde olmaktan gurur duyuyorum. efsanelerin arasında konuşmak gurur verici. 2004-05 sezonu kötü geçiyordu ama muhteşem bir 5-1'lik zaferle bitirmiştik. çok güzel bir gündü. 100. yıl forması bunu daha da özel kıldı. tüm zaferlerimi buruda yaşadım 4 buçuk, 5 yıl oynadım ama 6 kupa kazanma mutluluğunu yakaladım. her şeyin en iyisini yapan türkiye'nin bir numaralı kulübünün geçmişinde, zaferinde yer almak gurur verici. bu mutluluğu yakaladığım için mutluyum"

    necati ateş

    (bkz: galatasaray store retro forma koleksiyonu)
  • 27274
    beijing guoan’dan podolski için gelen önemli bir teklif var. teklifi değerlendiriyoruz. transferin gerçekleşmesi oyuncuya yani podolski'ye bağlı.

    ahmet çalık gündemimizde. zaten kulübü ile görüşüyoruz. uygun bir bonservis bedeli olursa düşünürüz. emre belözoğlu ile ilgili temasımız yok zaten gündemimizde de yok. chedjou için ise şu an bize gelen bir teklif yok.

    levent nazifoğlu
App Store'dan indirin Google Play'den alın