şanssızdır.
hocası rijkaard değil de, fatih terim, skibbe ya da gerets olsaydı bugün kendisini tüm türkiye konuşuyor olurdu. artık modern futbola geçiş yapmış gibi görünsek de hala kanun gibi yerinde duran ve yıkılması zor tabular var. bu tabulardan biri de; ''bazı teknik direktörlerin oynatabileceği futbolcular vardır, her teknik adam her futbolcudan tam verimlilik alamayabilir.'' mustafa sarp ve arda turan tam bu tabunun adamlarıdır. emin olun ki; oyuncu psikolojisinden iyi anlayan bir teknik direktör, rot-balansı iyi çeken bir teknik direktör, mustafa sarp tarzı 11 adet adamla dünya kupasını bile kazanır.
mustafa sarp'ı tam verimlilik alarak oynatacak bir teknik direktör her şeyden önce durum ve şartları iyi kavramış, ortamına göre şerbet vermesini bilen bir adam olmalıdır. maalesef mevcut teknik direktörümüz bu kültürden değil, olmadığı gibi de bir hayli uzak. bir çabası olduğunu da sanmıyorum. rijkaard'a emanet edilecek son futbolcu mustafa'dır. kewell, baros, neill tarzı adamlardan ise tam verim alabilir rijkaard, ama mustafa? çok zor.
mustafa; zor durumda borç istenilecek arkadaştır,
mustafa; ağır bir yük taşırken yoldan çevrilip yardım istenen adamdır,
mustafa; sevdiğin hatunun penceresinin önüne gittiğinde arkadaşının götünü kollayandır,
mustafa; berber koltuğunda traş olurken yanında seni bekleyip, en saçma sorularına bile cevap verendir,
mustafa; nikaha birkaç gün kala, işini gücünü bırakıp vızır vızır çalışan, yüzükleri unuttum diye ağlarken, cebinden çıkarıp ''sakin ol'' diyendir,
bir tanedir mustafa bir tane. bir hareketine bozulup 2-3 gün aramazsan hiçbir şeyden habersiz seni arayıp ''abi nasılsın, sesin-soluğun çıkmıyor, iyisindir inşallah'' diyendir.
mustafa; onun gibi olamayanların ve hiçbir zaman olamayacakların, mundar dediğidir. hayat böyle admalara adil değildir işte. en büyük şansını yakalamıştır ama yanlış zamanda, belki de yanlış yerde...
bir tanesin mustafa.
*