muhasebeci taraftar demek galiba takımının tutumlu para harcamasını istemek anlamına geliyor.
bir insan kendi takımının gereksiz yere para harcamasını neden ister? eğer futbolu gerçekten iyi takip ediyorsa şu örnekleri hatırlaması yeterli olacaktır.
(bkz:
beşiktaş) yoruma gerek yok,
quaresma'yı alalım,
guti'yi alalım,
del bosque'yi alalım,
simao'yu alalım ama kulübümüzün ne kadar para saçtığına hiç bakmayalım, mevlana gibi
ne olursan ol gel diyelim, sonra al sana sonuç işte. (bkz:
feda)
(bkz:
leeds united) uefa'da yarı finalde rakibimizdi, ertesi sene cl'de yarı final oynadı. finansal nedenlerden dolayı battı. yanılmıyorsam bir ara 3. lig'e kadar gitti, şimdi 2. lig'de geziniyor.
(bkz:
glasgow rangers) iskoçya'nın 100 yıllık en büyük iki kulübünden biri. bir ara bunlarla cl'de oynardık,
hakan ünsal dışla ceza sahası dışından yazardı. gereksiz harcamalar yüzünden battılar, amatör kümeye kadar gittiler. meydan
celtic'e kaldı.
(bkz:
lazio)
cragnotti'nin yediği haltlar yüzünden borç gırtlağa kadar geldi, bütün yıldızlarını 2002 gibi satmaya başladılar, banka kulübe el koydu. 1999 yılının italya şampiyonu, bizden evvel 1999 yılında manchester united'ı yenip süper kupa'yı alan lazio dağıldı. hala dağ gibi borçları var ama en azından 2002-2005 yılları arasında banka'nın elinden kulübü kurtardilar. hala bellerini doğrultamıyorlar, samsunspor'un hocasını alip 400 bin euro verip hoca yapıyorlar.
(bkz:
as roma) sensi ailesinin sahibi olduğu kulüp
capello ile 2001 yılında şampiyon olduktan sonra yanlış saçılan transferler yüzünden batma tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar. sensi ailesi kulübün büyük bölümünü amerika'lılara sattı, futboldan anlamayan amerikalılar kafalarına göre yönettiler ve kulüp rezilleri oynadı. geçen hafta itibariyle kulübün bir bölümünü de çin bankası aldı. aynı zamanda italya'daki ilk italyan sahibi takımı olmayan takımdır. bu yüzden bankalar
lamela,
osvaldo,
marquinhos gibi yeteneklerin hepsini bu yaz sattılar. roma'yı bankalar yönetiyor.
(bkz:
inter) 2010 avrupa, italya şampiyonu. italya tarihinde ilk kez bir takım
cl,
lig,
italya kupasını ayni sene de kazandı. bonuslarla beraber
mourinho'ya bir sene içersinde 24 milyon euro ödediler. finalde bayern'i 2-0 yendiler, moratti 25 senedir kulübün sahibi. 2010 yılında bayern ile final oynarken, inter'in oyunculara ödediği maaş, bayern'in kendi oyuncularına ödediğinin 2,5 katı kadardı. alınacak bütün kupaları almalarına rağmen kulüp tarihindeki en başarılı olduğu sezon bile zarar etti.
moratti zarar etmekten bıkınca ve hayalini gerçekleştirince inter'deki bütün fazla para alan oyuncuları gönderip maaşlarından kurtulmak istedi. bu sayede biz
wesley sneijder'i aldık, kendisi indirime gitmediği için paf'a yollanmıştı. 15 gün evveline kadar moratti artık kulubün borçlarından kurtulamayınca kulübün büyük bölümünü endonezyalı
thohir'e sattı.
(bkz:
valencia) 2000'in başlarında ispanya'yı real madrid ve barcelona domine edemiyordu, valencia vardı ve şampiyon oluyordu. sanırım şampiyonlar ligi'nde sahasında 4 senedir hiç maç kaybetmeme rekoru hala
valencia'ya ait. büyük borçlar nedeniyle battı ve bankalara müthiş borçları var. bu yüzden valencia'da kim parlarsa satıp bankalara kredi ödemek zorunda.
soldado,
da silva,
villa,
mata gibi oyuncularını her zaman sattılar, şimdiki durumları ortada. 4 senedir yeni stad yapıyorlar, yapmak istedikleri stad 2 senedir kaba inşaat halinde kalmış durumda çünku para yok.
bu listeye
nottingham forest,
fiorentina,
river plate'de girer ve mutlaka benim şu an hatırlamadığım veya bilmediğim kulüpler vardır. şimdi ben sadece
muhasebeci taraftar diye kulübün ota boka saçma paralar harcamasını eleştiren taraftarları eleştirenlere şu soruyu soruyorum:
galatasaray'ın harcadığı paraların hesabı ile hiç ilgilenmeyelim de, bu kulüp yukarıda örneklerde geçen kulüplerden birine mi benzesin? bunu mu istiyorsunuz? haydi avrupa futbolunu takip etmiyorsunuz onu anladık da, gözünüzün önünde olan
beşiktaş'tan da mı ders almadınız?
galatasaray özellikle transfer sezonlarında
mevlana gibi
ne olursan ol gel derse, sonu yukarıdaki kulüpler ile aynı olacaktır, bu kaçınılmazdır, hesap ortada. 2+2=4'tür, rakamlar yalan söylemez.