• 1
    almayın, binmeyin.

    ben büyük sözü dinlemem illaki alıcam diyorsanız bir şey diyemem.

    motorsiklet binmek özellikle genç insan için en büyük eşşekliktir. hele istanbul veya benzeri hengameli bir trafikte motor binecekseniz, sakat kalmanız veya ölmeniz kaçınılmazdır. motor binerken doğabilecek kötü sonuçlarda mutlaka sizin kusurunuz olması gerekmez. aşağıda yazacağım bir sürü neden haricinde trafikte dört tekeri ile dolaşan bir sürü hayvanoğluhayvan var. hele motorunuz faça ise ferrari taklidi yaparak doğan veya şahinlerle dolaşan kenar mahalle çocuklarının tepkisini çekmeniz kaçınılmazdır. kafa gösterirler, tampon sokarlar, rüzgar yaparlar, sizi devirmeye çalışırlar gereksiz yere geberir gidersiniz, ananız babanızın ciğeri yanar.

    motorsiklet kullanmak özel yetenek ve zeka ister. aptal adam ölür veya sakat kalır bilesin.

    özellikle bilmeniz gereken en önemli şey şudur;
    -motor gazladıkça gider, gazlarken sorunun olmaz. fabrikası öyle yapmış onu. aslolan motor'u durdurabilmek veya bazı tehlikeli durumlarda durdurmadan kurtulabilmeyi becerebilmektir. gazlayıp giderken olduğu gibi, frenlere yapıştığında öyle zınk diye durmaz veya bazen durdurmadan kurtulman gerekir. işte yetenek zeka ve refleks burada lazımdır.

    öncelikle motor üstündeyken her saniye kafayı resetletip yeni duruma adapte olmak zorundasın. (burayı anladın mı okuyucu) motor üstünde giderken diyorum; içinde bulunduğun durumu çok hızlı bir biçimde tahlil edeceksin.

    yani;
    -yolun neresindeyim,
    -sağım, solum, önüm, arkamda trafik ne durumda, kimler var, süratleri ne, durma mesafem ne. (bak bu durma mesafesi olayı çok önemli allah aşkına dikkatli oku) (diğer araçların süratide şu açıdan çok önemli; eğer sana sol veya sağ çeken motorsiklet bile olsa rüzgarı ile seni bozar. hele büyük bir araç ise tarrağa yan bastın demektir)

    -yol durumu ne. nereye kadar gazlayıp nerede yavaşlamam lazım.
    (bir daha) yol durumu ne;
    (motorun düşmanı yedi tanedir okuyucu. diğer araçlar, toz, su, yağ, mıcır, çukur bir de salak motorcu.)

    su; yere dökülmüş su ve yağmurdur. hele yol kenarında halı veya araba yıkayanların caddeye bıraktığı sabunlu su tadından yenmez gebermek için. allamei cihan olsan frene bastın mı durduramazsın. eğer çok süratli girmediysen gaz kapatarak ve vites küçülterek geçebilirsen geçersin. frene bastığın an yerdesin gülüm. dua et sağından solundan o esnada geçen araç olmasın, çünkü üzerinden geçip seni paramparça edeceklerdir.

    yağ; yağa nerde rastlıycam deme. yağ kaçıran arabalar, yola dökülmüş yağ, yağ kamyonlarından sızan yağ, vs vs. hele, ankaradan geliyorsun, hereke'de motoru beşinci vites iki yirmi iki kırk kapatmış yatarak virajı döndükten sonra devrilmiş yağ kamyonuna rastlaman bu ülkede sürpriz değil. kurtulma ihtimalin milyonda bir bile değil. yağın içine düştünmü gaz kapatman ve vites küçültmen de kurtarmaz seni. yağ öyle allahın belası madde ki anında motoru altından alır senin. rodeoda ki at gibi olur motor. iki saniye içerisinde motoru bırakıp kendini atacağın yeri hesaplamak zorundasın.

    toz; yol kenarlarında birikir. yağ ile su arasında bir incelik ihtiva eder. yoğunluğuna göre tavır almak zorundasın. akıllı bir biçimde küçülebilirsen kurtulursun. biraz hızlı küçülmeye kalkarsan motoru altından alır. hiç vites değiştirmeden ve gazı sabit tutarak geçmeye bak. kurtulursan böyle kurtulursun.

    mıcır; allahın belasıdır. dört tekerleri bile yok eder. yağ'dan sonra en tehlike malzemedir. çok dikkatli ol. girmemeye çalış. girersen işin zor. bir de bu meret genellikle virajlarda baş belasıdır. motor ile dönüş halinde arka tekeri kaptırmaman imkansız. önce mıcırdan çıkmaya bak sonra vitesi ve gazı sabitle bir iki saniye sonra gazı kapat ve vitesi düşür. belki kurtulursun. viraj yerlerdeki mıcırın sağı genellikle uçurum veya bankettir ona göre.

    çukur; bu ülke yollarında en çok rastlanan şeydir. boğaz köprüsünün üzerinde bile karşına çıkar. ön tekeri alır. ön teker düştümü allah bile kurtaramaz zaten seni. önceden fark edebilirsen kutulursun. çaresizim, bu konuda verebileceğim tavsiye bile yok, o kadar diyim.

    motoru yavaşlatmak veya durdurmak; bak motor kullanırken en önemli şey bu. dikkatli oku. motorun üzerindeyken yavaşlaman veya durman gerektiğinde arka frene (yani ayak frenine) ön frenden (yani el freninden) bir "milisaniye" önce basacaksın. özellikle yüksek süratte eğer ön frene önce basarsan motor kafayı daldırır ve motoru kaybedersin.

    durma mesafesi; yukarıda anlatmaya çalıştım. motor öyle zınk diye durabilen bir makina değildir. bunun için önündeki araçla her zaman bir durma mesafesini koruman gerekli. motoru durdurmak için de öncelikle gaz kapatıp arka frene ön frenden bir milisaniye önce basıp bırakarak debriyajı aralıklı kullanıp sürekli vites küçültmek sureti ile durabilirsin.

    işte motorun üstünde; tüm bunları her saniye düşünüp, bir saniye sonra bir önceki saniye kurduğun durumu tamamı ile unutup her saniye yeni durumu kurarak kullanmayı becerebilirsen motor kullanabilirsin ama bu kadar bilgili ve uyanık olmak bile seni kurtarmaz. şansa mutlak ihtiyacın var. eğer şansın olduğuna inanıyorsan da git loto filan oyna yine de motora binme. motorun sırtından sağlam inme ihtimalin, loto'dan ikramiye bulmandan daha düşüktür.

    bu kadar şeyi okuduktan sonra hala motor binersen seni de allah ıslah etsin. diyecek bir şeyim yok. umarım yakınlarına büyük acılar yaşatmadan hayatını idame etmeyi başarabilirsin.

    bu kadar uzun yazıyı okuyan birileri olursa da, saygılarımı ve sevgilerimi yolluyorum. teşekkürler.
  • 6
    şu hayatta kurtulamadığım en büyük mikrobumdur. cocuk yaşta girmiştir kanıma. bunun uğruna farklı ülkeler görmüş, ülkemde de yakasını bırakmamışımdır. ankara istanbul arasını 2-3 saat arasına indirmiştir.

    ben üst düzey arabaları da deneme fırsatı buldum. motor ile gazlamayı da çok yaptım. şimdi gazlama dediğimiz zaman birçok kişi argo zannedecek fakat öyle değil. bugün git valentino rossi'nin yanına ve sor. sana der ki '' bu yarışta şöyle gazladım. o virajda şöyle gaz kestim'' vs vs .
    diyordum ki arabanın da hasına binme şansı buldum, motorun da. arabada da inanılmaz hızı gördüm, motorda da. motor kullanırken 200 barajını geçerseniz misal 230-300 arası gibi bir hıza ulaşırsanız yol üçgenleşir. 4 teker üzerinde hissettiklerinizden daha farklı bir şeydir bu. yol çizgileri kesik kesiktir ya hani, işte onlar dümdüz olur. yol kenarları ovalleşir. renkler birbirine girer.

    ee o zaman ?

    sıkıntılı iştir motor kullanmak.

    araba kullanan kişide olmasını istediğim en büyük özellik 3-4 hatta 5-6 araç ötesini görebiliyorsa takip edebilmesi. trafiği okuması. yolu süzmesidir.
    önüne çukur gelse en fazla tak tuk seslerini duyarsın geçersin. iki teker üzerinde mümkün olmayabiliyor işte maalesef.

    uzak durmanızı samimiyetle söyleyeceğim makineler 1000cc lerdir.

    (bkz: yamaha yzf r1)
    (bkz: honda cbr 1000 rr)

    onlara ancak bana mısın diyen adamlar biner. istanbul'da ise banamısıncılık sökmez. anne baba duasını da arkanıza almanız şarttır.
    r1 ve 1000 rr modelleri yanlış hamlelere boyun eğmez. önce elinizi gazlama için çevirdiğinizi görür, sonra ise motorun altınızdan kaçtığını anlarsınız. tabii ki anlamanız için ölmemiş olmanız gerekiyor.

    her şeye rağmen motosiklet bir tutkudur. bağımlılıktır.
    ama bir kez daha düşünün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın